maaşa nafaka haczi konması sırayı değiştirir mi

Merhaba arkadaşlar,
Bir alacak nedeniyle borçlunun işyerinden aldığı maaşına haciz koyduk. (Belediyede çalışıyor) Maaşından 1/4 oranında bir kaç ay kesinti yapıldı. Sonra borçlunun maaşına nafaka borcu nedeniyle de haciz konmuş. Ama bizden sonra kondu ve bize kesinti olurken nafaka haczi gledi. Şimdi borçlunun maaşından nafaka haczi nedeniylele kesintisi yapmaya başladılar, nafaka dosyasına maaşından 1/4 oranında kesinti yapıyorlar, bizim dosyaya para gönderimiyorlar. Bizim haczi beklemeye aldılar. Bizim dosyaya para gelmiyor. Daha doğrusu maaşının 1/4 ünü hesaplıyorlarmış, nafaka dosyasına yatırıyorlarmış, artan 20 TL gibi bir para varmış onu bizim dosyaya yatırıyorlar.

Peki doğru olan bu mu? Bizim dosyadan haciz daha önce kondu. Bizim dosya borcu bitmeden nafaka dosyasına kesilebilir mi? Kesilirse bizim önceki haczimiz ne olacak? Önce haciz koymuş olmamız bizi öncelikli hale getirmez mi? Nafaka haczi geldi diye o devreye girip bizim haciz beklemeye alındı. En azındna hem nafaka için hem bizim önce konan haczimiz için garameten kesinti yapılması gerekmez miydi? Doğrusu nedir?
Nafaka için kesinti yapıldıktan sonra borçlunun kalan maaşından 1/4 oranında bir miktar da bizim dosya için kesilmesi gerekemez miydi.
Hem konuyla ilgili icracı arkadaşlardan hem de meslektaşlarımdan bilgilerini paylaşmalarını rica ediyorum. Sayfılar.

Nafaka Alacağı rehinli alacaklardan da önceliklidir, sizin daha önce haciz uygulamış olmanız nafaka alacağının önünde olması anlamını taşımaz bu nedenle yapılan işlem doğrudur.
iyi çalışmalar
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=46731 burada konuya ışık tutacak tartışma ve karar var.

Teşekkürler sayın Koçak.
Ayrıca ekteki Yargıtay kararına göre aylık işleyen nafaka maaştan tam olarak kesildikten sonra (birikmiş nafakalar kesilmeden) bizim dosyamıza kalan maaşın 1/4 ünün kesilmesi gerekiyor.
Alıntı:




T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2009/3269
Karar: 2009/13519
Karar Tarihi: 16.06.2009

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Borçlu M.. R.. I..'ın Alman Rant Sigortasından emekli maaşı aldığı hususu tartışmasızdır.

Her ne kadar Dairemizin, yurtdışından alınan emekli maaşının tamamının haczini engelleyen özel bir yasa hükmü bulunmadığından bahisle, yurtdışı emekli maaşlarının tamamının haczedilebileceğine dair içtihatları bulunmakta ise de, Yargıtay HGK. nun, önüne gelen benzer bir konuda verdiği 2009/12-166 Esas sayılı 10.06.2009 tarihli kararından sonra bu görüş değiştirilerek yurtdışından bağlanan emekli maaşları, İİK. nun 83. maddesi kapsamında değerlendirilmeye başlanılmıştır. <Kısmen haczi caiz olan şeyler> başlığını taşıyan söz konusu maddede <…. tekaüt maaşları……borçlu ve ailesinin geçinmeleri için icra müdürünce lüzumlu olarak takdir edilen miktar tenzil edildikten sonra haczolunabilir. Ancak haczolunacak miktar bunların dörtte birinden az olamaz. Birden fazla haciz var ise sıraya konur. Sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe sonraki haciz için kesintiye geçilemez> düzenlemesine yer verilmiştir. Bu bağlamda; Yargıtay HGK. nun 10.06.2009 tarihli kararı Dairemizce de benimsenerek, anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilmiştir.

Somut olayda, ilama bağlanan (30.04.2001 tarihinden itibaren aylık 50.000.000 TL. tedbir nafakasına, kararının kesinleşmesi ile yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilen) nafaka alacağının tahsilini teminen 2003/3324 sayılı takip dosyası ile yapılan ilamlı takip sonucu borçlunun almakta olduğu emekli maaşının 1/4'ne haciz konulduğu ve 03.05.2004 tarihinden itibaren de kesintilerin yapılmakta olduğu görülmektedir. Bilahare 2005/773 sayılı takip dosyasından da 19.02.2007 tarihinde, borçlunun emekli maaşının geriye kalan kısmı üzerine haciz konulduğu anlaşılmaktadır.

Borçlu icra mahkemesine başvurarak emekli maaşının tamamının haczedilerek kesildiğini, mağdur duruma düştüğünü, maaşı üzerinde birden fazla haciz olduğunu, hacizlerin sıraya konulması gerektiğini bildirmiş, dolayısıyla haczin kısmen yapılmasına karar verilmesini istemiştir.

Borçlunun maaş ve ücreti üzerinde daha önce konulmuş haciz bulunsa dahi, mahkemece hükmolunan ve işlemekte olan nafaka alacağı için, borçlunun maaş ve ücreti üzerinde birinci sırada haciz işlemi yapılması ve kalan maaş ve ücretin dörtte birinden az olmamak üzere tespit edilecek miktarının da daha önce haciz koyduran alacaklıya ödenmesi gerekmektedir.

Nafaka borcunun özelliği göz önünde tutularak ve nafaka ilamının da borçlu aleyhinde icrasının istenmiş olduğu değerlendirilerek, cari aylık nafakanın, borçlunun almakta olduğu emekli maaşından her ay tamamen kesildikten sonra, geri kalan kısmından ne kadarının borçlu ve ailesi efradının geçimleri için gerekli olduğu tespit edilmek suretiyle ve dörtte birinden aşağı olmamak kaydıyla, alacaklı A.. Ş..'in alacağından dolayı da haczi mümkün bulunmaktadır. Birikmiş nafaka alacağının ise, diğer adi alacaklar gibi, daha önce konulan haciz sona erdikten sonra sırası geldiğinde işlem göreceği tabiidir. Bu itibarla icra mahkemesince, borçlunun şikayetinin, yukarıda açıklanan kıstaslar dikkate alınarak değerlendirilmesi ve sonuca gidilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 16.06.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.