Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tüzel Kişi Hakkın da Haksız Şikayet

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 17-07-2009, 09:22   #1
gencerx07

 
Varsayılan Tüzel Kişi Hakkın da Haksız Şikayet

Müvekkil şirket halkkında ilgili belediye ye haksız ve gerçek dışı şikayette bulunulunuyor. TCK ya göre tüzelkişiliğe karşı hakaret veya iftira suçu oluşmuyor. Bu durum da açacağımız maddi ve manevi tazminat davası dışında cezai olarak başvurabileceğimiz bir yol mevcut mudur? Şimdiden teşekkürler...
Old 17-07-2009, 15:37   #2
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Sayın gencerx07; Sunduğum yargıtay kararında, bir siyasi partiye yapılan hakaretten dolayı siyasi parti yetkililerinin manevi tazminat talebinde bulunmasına ilişkin bir hüküm mevcut. Faydalı olması dileğiyle..

YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ E. 1994/6307 K. 1995/5051 T. 13.6.1995
• HAKİMLİK MESLEĞİ ( Gerektirdiği Genel ve Hukuki Bilgi İle Çözümlenebilecek Uyuşmazlık - Mahkemece Bilirkişiye Başvurulması ve Raporundaki Görüşün Hükme Dayanak Yapılmasının Usule Aykırılığı - Manevi Tazminat/T.V.'de Siyasi Partiye ve Mensuplarına Hakaret )

• BİLİRKİŞİYE BAŞVURULMAYACAK HALLER ( Manevi Tazminat/T.V.'de Siyasi Partiye ve Mensuplarına Hakaret - Hakimlik Mesleğinin Gerektirdiği Genel ve Hukuki Bilgi İle Çözümlenebilecek Uyuşmazlık )

• MANEVİ TAZMİNAT ( T.V.'de Siyasi Partiye ve Mensuplarına Hakarete Dayalı - Uygun İlliyet Bağı Teorisi/Davacının Manevi Üzüntüsü İle Haksız Eylem Arasında Hukuk Düzeni Değil Mantık Bakımından Bağlantı Olduğu Reddi Gereği )

• SİYASİ PARTİ VE MENSUPLARINA HAKARETE DAYALI TAZMİNAT TALEBİ ( T.V.'de - Uygun İlliyet Bağı Teorisi/Davacının Manevi Üzüntüsü İle Haksız Eylem Arasında Hukuk Düzeni Değil Mantık Bakımından Bağlantı Olduğu Reddi Gereği )

• İLLİYET BAĞI ( T.V.'de Siyasi Partiye ve Mensuplarına Hakaret - Manevi Tazminat Talebi/Davacının Manevi Üzüntüsü İle Haksız Eylem Arasında Hukuk Düzeni Değil Mantık Bakımından Bağlantı Olduğu Reddi Gereği )

• HAKSIZ EYLEM ( Manevi Tazminat/T.V.'de Siyasi Partiye ve Mensuplarına Hakaret - Partiye Mensup Her Kişinin Dava Açması Durumunda Failin Altından Kalkamayacağı Tazminat Borcu Altına Gireceği/Hukuken Kabul Edilemeyeceği )

1086/m. 275

818/m. 49


ÖZET : 1- Uyuşmazlık konusu hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenebilecek nitelikte olmakla, mahkemece, bilirkişi görüşüne başvurulmuş ve bilirkişi raporundaki görüşün hükme dayanak yapılmış bulunulması usule aykırıdır.
2- Davacının, mensubu bulunduğu bir siyasi partiye yapılan saldırı nedeniyle üzülmesi ve bu saldırıyı kendi kişilik hakkına yapılmış olarak görmesi doğaldır.
Uygun illiyet bağı teorisiyle ilgili ilkeler gözönünde tutulduğunda, davacının manevi üzüntüsü ( zararı ) ile davaya konu haksız eylem arasında, hukuk düzeni açısından değil, mantık bakımından bir bağlantı söz konusu olabilir. Aksinin kabulü halinde ise, saldırıya uğrayan siyasi partiye ( tüzel kişiye ) mensup her gerçek kişiye manevi tazminat davası açma hakkını tanıma gibi bir sonuç hasıl olur ki, bu durumda haksız eylem faili altından kalkamayacağı çok ağır bir tazminat borcu altına girer ve bu da hukuken kabul edilebilecek bir sonuç olamaz.
DAVA : Taraflar arasındaki manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı 5.000.000 lira manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, ilişkin hükmün süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi gereği konuşuldu:
KARAR : Konya ili il yönetim kurulu üyesi olduğu anlaşılan davacı, davalı Engin Ardıç ile haber müdürü davalı Orhan Duru'nun 19.8.1993 günü İnter-Star diye bilinen yayın kuruluşunda saat 19.30 haberlerinde yaptıkları yayın ile siyasi partisine ve mensuplarına haksız tecavüz ve hakaret nedeniyle 5.000.000 lira manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; davalılar vekili, davanın aktif husumet nedeniyle reddi gerektiğini, davalı Orhan Duru'ya husumet düşmeyeceğini ve yayının hukuka aykırı olmadığını ileri sürerek, davanın reddini savunmuş; mahkemece, bilirkişi görüşü de benimsenerek, davacının da mensubu bulunduğu siyasi partiye haksız ve hukuka aykırı şekilde saldırılması nedeniyle davacının manevi tazminat isteme hakkı doğduğu kabul edilmiş ve 5 milyon lira manevi tazminatın olay tarihinden itibaren kanuni faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HUMK'nun 2494 sayılı Kanunla değişik 275. maddesine göre, mahkeme, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir ( c.1 ). Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi dinlenemez ( c.2 ). Uyuşmazlık konusu hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenebilecek nitelikte olmakla, mahkemece, bilirkişi görüşüne başvurulmuş ve bilirkişi raporundaki görüşün hükme dayanak yapılmış bulunulması usule aykırıdır.
Davaya konu görsel yayınla ilgili ve davalılardan Engin Ardıç'ın yaptığı anlaşılan yorum metni incelendiğinde görülmektedir ki; yorum ( Konumuz Ergun ve arkadaşları, daha doğrusu sosyal hırsızlar... ) cümlesiyle başlamaktadır. Başka bir anlatımla, İSKİ olayı ele alınarak yorumun hazırlanmış olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, bu vesileyle SHP'yi sosyal hırsızlara çeviren utanmazlar... Bilirsiniz bunların iki hobisi var. Biri hırsızlık, diğeri kurultay yapmak... denilmek suretiyle SHP de hedef alınmıştır. Yorum metninde, mensubu bulunduğu siyasi parti dışında, davacı ile ilgili bir saldırı söz konusu değildir.
Davacının, mensubu bulunduğu bir siyasi partiye yapılan saldırı nedeniyle üzülmesi ve bu saldırıyı kendi kişilik hakkına yapılmış olarak görmesi doğaldır. Bu nedenle, haksız eylem ile bundan ileri geldiği davacı tarafından ileri sürülen zarar arasında mantık bakımından da bir bağlantı olabilir. Ne var ki, bir zararın tazminat borcunun doğumuna yol açabilmesi için zarar ile bunu doğuran eylem arasında yalnız mantık bakımından değil, fakat hukuk bakımından da bir bağlantının bulunmasında zorunluluk vardır. Hukuk düzeni, herhangi bir eylemden meydana gelen bütün zararların değil, fakat söz konusu eylem ile hukuk bakımından bağlantı halinde bulunan zararların giderilmesini uygun görmektedir. Zarar verici eylem ile zarar arasındaki bağlantıya illiyet bağı denilmektedir. Bugün Türk-İsviçre Hukukunda uygun illiyet bağı teorisi benimsenmiştir. Uygun illiyet bağı teorisiyle, bir davranış veya olayın, meydana getirdiği zararlı sonuçlardan hangisinin, ne ölçüde zarar verenin sorumluluk alanına girdiğini tespite yarayan objektif ölçüler konulmuştur. Uygun illiyet teorisi, faili, ilke olarak yalnız olayların normal akışına ve hayat tecrübelerine uygun olan sonuçlardan sorumlu tutar ve iki fonksiyonu vardır: Bunlar, sorumluluğu kurma fonksiyonu ile sorumluluğu sınırlama fonksiyonudur.
Uygun illiyet bağı teorisiyle ilgili açıklanan ilkeler gözönünde tutulduğunda, davacının manevi üzüntüsü ( zararı ) ile davaya konu haksız eylem arasında, hukuk düzeni açısından değil, mantık bakımından bir bağlantı söz konusu olabilir. Aksinin kabulü halinde ise, saldırıya uğrayan siyasi partiye ( tüzel kişiye ) mensup her gerçek kişiye manevi tazminat davası açma hakkını tanıma gibi bir sonuç hasıl olur ki, bu durumda haksız eylem faili altından kalkamayacağı çok ağır bir tazminat borcu altına girer ve bu da hukuken kabul edilebilecek bir sonuç olamaz. Çünkü hukukta ifrat büyük haksızlıklar yaratır.
Öte yandan, davaya konu olay nedeniyle kişilik hakkına saldırıda bulunulan SHP tarafından Ankara Asliye 8. Hukuk Mahkemesine açılan manevi tazminat davası sonunda, mahkemece, iki milyar lira manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı yandan alınıp davacı siyasi partiye verilmesine karar verilmiş ve mahkemenin kararı Dairemizin 23.5.1995 gün ve 157/4357 sayılı ilamı ile onanmıştır. Bu düzeyde bir manevi tazminatın Dairece uygun görülmesi, bir bakıma o siyasi partiye mensup olan gerçek kişilerin manen tatmini amacına da yöneliktir.
Yukarıda yazılı maddi ve hukuki olgular ve özellikle davaya konu yayın ile davacının şahsının hedef alınmamış olması karşısında davanın aktif husumet nedeniyle reddedilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı yanın öteki temyiz itirazlarının şimdiden incelenmesine gerek bulunmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 13.6.1995 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY :
Televizyon gibi, etkisi yurt sınırlarını aşan, her seviyedeki kişiye hitabeden, özel bir gayret ve masraf gerekmeksizin izlenebilen yayınlar vasıtasıyla yapılan eylemlerde, bu yayınlarda rolü bulunanların özel maksatlarından da öteye o yayınları izleyenlerin verecekleri anlam önem kazanır. Bu özellik nedeniyle, yayını hazırlayanların daha özenli hareket etmeleri kaçınılmaz bir beklentiyi oluşturur. Davaya konu televizyon yayınını, yapılış biçimi ve kullanılan sözcüklerin parti hükmi şahsiyetini hedef aldığı mensuplarını etkilemediğini düşünmek mümkün değildir. Özellikle davacının mensup olduğu partinin İlçe Başkanı seviyesinde suçlanan partili olduğuda düşünüldüğünde doğrudan doğruya ( aktif husumet ) dava hakkının varlığını kabul etmek gerekir. Bu nedenlerle Dairemizin parti hükmi şahsiyeti dışındaki özel şahısların dava hakkı bulunmadığına dair görüşüne katılamıyorum.
Üye
Salim Öztuna
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kamu Tüzel Kişi Mallarının Haczi Kabil Midir? advocat63 Meslektaşların Soruları 5 30-01-2009 13:39
tüzel kişi borçlular Gürkan Çalışkan Meslektaşların Soruları 2 18-10-2007 21:20
Tüzel Kişi Tacirin İşçi Alacaklarından Kaynaklanan Borcuna Uygulanacak Faiz Oranı? Av.Turhan Demiroğlu Meslektaşların Soruları 2 30-04-2007 09:57
Tüzel Kişi Tacir Tüketici Olabilir mi ? Av.Ceylan Pala Karadağ Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu 0 16-01-2007 11:52


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08746600 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.