Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Davacı Olarak Kim Gösterilebilir

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 27-01-2011, 18:54   #1
Av. Zeynep KILIÇ KAYA

 
Varsayılan Davacı Olarak Kim Gösterilebilir

Merhaba sayın meslektaşlarım aşağıda belirttiğim hususta yorumlarınıza ihtiyacım bulunmakta;
müvekkilin babası 2003 tarihinde vefat etmekte ve babasından tarla vasfında bir taşınmaz kalmakta. Varisler 6 kardeş olup bu tarla her ne kadar bablarından kalmış ise de , tarlayı haricen benim müvekkilime(kardeşlerden biri) vermişlerdir ve yıllardır müvekkil kullanmaktadır.Daha sonra 2009 yılında tapuda müvekkile devretmişlerdir. sorun şu; bu tarlanın bir kısmına idarece kamulaştırılmadan el atılmıştır. Bu nedenle açacağımız ecrimisil davasında davacı olarak sadece müvekkili mi göstermeliyim. Yoksa geriye doğru 5 yıllık bir talep sözkonusu olacağından diğer varisleri de katmalı mıyım? Sonuçta haricen müvekkile devredildiğine ilişkin tüm varislerin onayı bulunmaktadır. şimdiden teşekkür ederim.
Old 27-01-2011, 20:44   #2
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Zeynep KILIÇ
Bu nedenle açacağımız ecrimisil davasında davacı olarak sadece müvekkili mi göstermeliyim.

Talep tarihi dikkate alındığında, tapuda adına kayıtlı olan murisin tüm mirasçılarının iştirak halinde taşınmazda hak sahibi oldukları nazara alındığında davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olduğunu düşünüyor, dava açmayan mirasçının, hissesi oranında hak talebinde bulunulamayacağını zannediyorum. Yani 5 mirasçının 5 i de dava açmak zorunda değil ama dava açmayan varisin payına düşecek kısım dava dışı kalır diyorum
Old 27-01-2011, 22:15   #3
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Taşınmaz tapudaki temlike kadar elbirliği mülkiyetinde halindedir. Elbirliği mülkiyetinde ecrimisil davasının tüm mirasçıların oluru ile açılması veya terekeye temsilci atanması gerekir.Elbirliği mülkiyetinde paya hasren ecrimisil istenmesi imkanı bulunmamaktadır.Harici taksime dayalı olarak 3.kişiye karşı ecrimisil davası açılamayacağını düşünüyorum.

Öyleyse, tapudaki temlik tarihine kadar doğan ecrimisil için davacı olarak tüm mir asçıların gösterilmesi, temlikten sonraki dönem için ise tapu malikinin davacı olması gerekir. Diye düşünüyorum.
Old 28-01-2011, 01:38   #4
avukat.derviş.yıldızoğlu

 
Varsayılan

Bana göre; müvekkiliniz, kardeşlerinin haklarına halef olmuştur ve kardeşlerinin payını almakla,
önceye dayanan alacaklarını da almış olur. Ayrıca; her zaman için, dava açıldığı tarihteki duruma göre hareket edilmesi gerektiğinden ve şu anda da taşınmaz müvekkilinize ait olduğundan, sadece müvekkiliniz davacı olacak ve ecrimisili taşınmazın tamamı için talep edebilecektir.
Old 28-01-2011, 15:44   #5
Av. Zeynep KILIÇ KAYA

 
Varsayılan

Yorumlarınız için teşekkür ederim. Yücel bey Ecrimisil davasını açma hakkı sadece malike mi aittir kullanan da açamaz mı? sayın dervişoğlu haklısınız dava açıldığı tarihe göre değerlendirilir ancak geriye doğru 5 yıllık talebimiz sözkonusu olacağından o dönemlerin bir kısmında sadece müvekkilim malik bulunmadığından bu sıkıntı yaratmaz mı? İyi çalışmalar
Old 28-01-2011, 20:03   #6
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Ecrimisil davası, taşınmazın maliki ya da bazı hallerde zilyedi tarafından açılabilir. Örneğin;tapu maliki olmadığı halde kiracının, intifa hakkı veya hapis hakkı sahibinin dava açarak ecrimisil isteme hakkı bulunmaktadır.

Zilyedin ecrimisil davası açabilmesi için yukarıdaki örneklerde de görüldüğü üzere taşınmaz üzerinde yasal bir hakkı yani hukuken himaye edilmiş bir yararının bulunması gerekir. Elbirliği mülkiyetinde ise taşınmazın zilyetliği mirasçıların tamamına aittir.TMK.nun 676 maddesine göre taksim sözleşmesinin hüküm ifade etmesi için yazılı olarak yapılması gerekir. Harici taksimin bu davada mirasçılardan birine hukuken himaye edilmiş bir hak sağlamayacağını düşünüyorum.(Dava mirasçılar arasındaki ecrimisil davası olsaydı kullananın iyiniyeti veya kötüniyetini yönünden harici taksim bir unsur olabilecekti)

İlk cevabıma tekrarlıyorum.
Old 29-01-2011, 13:04   #7
Av. Zeynep KILIÇ KAYA

 
Varsayılan

Bu konuyla ilgili olarak aşağıda bir karar paylaşmak istiyorum;
T.C.
YARGITAY
HUKUK DAİRESİ 1


Esas No.
2004/14286
Karar No.
2004/14839
Tarihi
30.12.2004


4721-TÜRK MEDENİ KANUNU (MK)/702


ELATMANIN ÖNLENMESİ VE ECRİMİSİL DAVASI
ELBİRLİĞİ MÜLKİYETİ
DAVA AÇMA HAK VE SIFATI


ÖZET
DAVA, ÇAPLI TAŞINMAZA ELATMANIN ÖNLENMESİ VE ECRİMİSİL İSTEKLERİNE İLİŞKİNDİR. ELBİRLİĞİ MÜLKİYETİNDE TÜRK MEDENİ KANUNUNUN 702. MADDESİ HÜKMÜNE GÖRE ORTAKLARDAN HER BİRİ TOPLULUĞA GİREN HAKLARIN KORUNMASINI SAĞLAMA YETKİSİNE SAHİPTİR. BU KORUMADAN BÜTÜN ORTAKLAR YARARLANABİLİR. ÖYLE İSE, DAVACININ ELDEKİ DAVAYI AÇMA HAK VE SIFATININ BULUNDUĞU AÇIKTIR. HAL BÖYLE OLUNCA, İŞİN ESASINA GİRİLEREK BİR HÜKÜM KURULMASI GEREKİRKEN, YANILGILI GEREKÇELERLE SIFAT YOKLUĞUNDAN BAHİSLE DAVANIN RET EDİLMİŞ OLMASI DOĞRU DEĞİLDİR


Taraflar arasında görülen davada;

Davacı, tapuda veraseten iştirak halinde paydaşı bulunduğu 3 parsel sayılı taşınmazına davalının hiçbir haklı nedene dayanmaksızın elattığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerinde bulunmuştur.

Davalı, dava konusu taşınmazı haricen satın aldığını belirterek davanın reddini talep etmiş, ödediği satış bedelinin tazmini isteğinde bulunmuştur.

Mahkemece, taraf teşkili sağlanmadığından sabit görülmeyen davanın reddine, davalının talebininde usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi Uğur Şentürk'ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

KARAR : Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.

Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.

Dosya içeriğinden, toplanan delillerden;çekişme konusu 3 parsel sayılı taşınmazın elbirliği mülkiyetine tabi bulunduğu, davacının da iştirakçilerden olduğu, kayıtla ilgisi bulunmayan davalının çekişmeli taşınmazın bir bölümünü tasarruf ettiği anlaşılmaktadır.

Elbirliği mülkiyetinde Türk Medeni Kanununun 702. maddesi hükmüne göre ortaklardan her biri topluluğa giren hakların korunmasını sağlama yetkisine sahiptir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanabilir. Öyle ise, davacının eldeki davayı açma hak ve sıfatının bulunduğu açıktır.

Hal böyle olunca, işin esasına girilerek bir hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı gerekçelerle sıfat yokluğundan bahisle davanın ret edilmiş olması doğru değildir.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.12.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 29-01-2011, 13:07   #8
Av. Zeynep KILIÇ KAYA

 
Varsayılan

Yukarıdaki mesajımda paylaştığım kararda, elbirliği mülkiyetinde ortaklardan herbirinin topluluğa giren hakların korunmasına ilişkin dava açma yetkisine sahip olduğu belirtilmektedir. Geriye doğru 5 yıllık ecrimisil talebimizde, son 1 yıl müvekkil tekbaşına malik olduğundan bu bir sıkıntı yaratır mı? İyi çalışmalar diliyorum.
Old 29-01-2011, 13:13   #9
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avukat.derviş.yıldızoğlu
Bana göre; müvekkiliniz, kardeşlerinin haklarına halef olmuştur ve kardeşlerinin payını almakla,
önceye dayanan alacaklarını da almış olur. Ayrıca; her zaman için, dava açıldığı tarihteki duruma göre hareket edilmesi gerektiğinden ve şu anda da taşınmaz müvekkilinize ait olduğundan, sadece müvekkiliniz davacı olacak ve ecrimisili taşınmazın tamamı için talep edebilecektir.

Halefiyet, kanunda açıkça yazılı olan hususlar bakımından kabul edilmektedir, diye biliyorum.

6570 sayılı kanunda yeni malikin kira akdi bakımından halef olması örneğinde olduğu gibi.

Ecrimisil konusunda halefiyet kurallarının işleticeğine dair bir kanuni dayanak olmadığı düşüncesindeyim. Bu itibarla Sayın Yücel Kocabaş'ın belirttiği gibi Tapudan devir öncesi bölüm için eski maliklerin elbirliği gözetilmelidir kanaatindeyim.

Saygılar,


Not: Ama dediklerimin tam aksi yönde şöyle de bir Yargıtay kararı var:


T.C.

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/6609

K. 2005/8239

T. 21.7.2005

• ŞUYULANDIRMA SONUCU OLUŞAN PARSELE ELATMA ( Yasa Koyucu İmar Parseli Malikine Karşı Yapı Sahibini Koruma Zorunluluğunu Duyduğu - Şuyulu Parselden Hisse Satın Alan Kişi De Halefiyet İlkesi Gereğince Bu Hükümlere Tabi Olduğu )

• HALEFİYET İLKESİ ( Şuyulandırma Sonucu Oluşan Parsele Elatma/Yasa Koyucu İmar Parseli Malikine Karşı Yapı Sahibini Koruma Zorunluluğunu Duyduğu - Şuyulu Parselden Hisse Satın Alan Kişi De Halefiyet İlkesi Gereğince Bu Hükümlere Tabi Olduğu )

3194/m.18

ÖZET : Şuyulandırma sonucu oluşan parsele elatma halinde, muhtesat bedeli ödenmeksizin, men, kal ve ecrimisil istenemeyeceği yasa gereğidir. Bir başka anlatımla, değinilen yasa maddelerinin uygulamaları sonucu ayrılmaz parça ( mütemmim cüz ) olan yapı ile arz arasındaki; hukuki ilişki kesilmiş, bazı durumlarda, yapı üzerinde bulunduğu yerin maliklerden başkasına bırakılan imar parselleri nedeniyle, yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince, yapı ( muhtesat ) sahibine ödenmediği veya aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadığı sürece bu yapıların ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerinin hiçbir ecrimisil ( kira ) bedeli ödenmeksizin kullanma imkanı sağlanmıştır. Yasa koyucu, imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğunu duymuştur. Şuyulu parselden hisse satın alan kişi de halefiyet ilkesi gereğince bu hükümlere tabidir.

DAVA : Dava dilekçesinde 1.000.000.000 lira ıslah ile 1.383.630.213 TL ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı, Samsun merkez 1259 parselde kayıtlı taşınmazda 29.6.1994 tarihinde hisse satın aldığını davalı ve üçüncü bir kişi ile birlikte hissedar olduğunu ancak taşınmazın tamamen davalı kullanımında olduğundan ötürü 1.000.000.000 ıslah ile ( 1.383.630.213 ) liranın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı kendisinin 1980 yılında 78/188 hisse, 2000 yılında da 27/188 hisse satın almak suretiyle toplam 105/188 hisse sahibi olduğunu, dava konusu yerin imar uygulamasından önce davalının hisse satın aldığı kısmın Zekiye Alpan'lara ait olup kendi parseli ile şuyulandırıldığını, davanın hissedar olduğu kısmın boş olup kullanılmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın 1994 yılında hisse satın aldıktan sonra bu hususun davalıya ihtaren bildirdiği, davacı hissesinin rızası alınmadan kullanıldığından ötürü davanın kabulüne karar verilmiş, olup, hükmü davalı taraf temyiz etmektedir.

2981-3290 sayılı yasa 10/c maddesi uygulaması veya 3194 sayılı kanunun 18.maddesi hükmünce, şuyulandırma sonucu oluşan parsele elatma halinde, muhtesat bedeli ödenmeksizin, men,kal ve ecrimisil istenemeyeceği yasa gereğidir. Bir başka anlatımla, yukarıda değinilen yasa maddelerinin uygulamaları sonucu ayrılmaz parça ( mütemmim cüz ) olan yapı ile arz arasındaki; hukuki ilişki kesilmiş, bazı durumlarda, yapı üzerinde bulunduğu yerin maliklerden başkasına bırakılan imar parselleri nedeniyle, yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince, yapı ( muhtesat ) sahibine ödenmediği veya aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadığı sürece bu yapıların ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerinin hiçbir ecrimisil ( kira ) bedeli ödenmeksizin kullanma imkanı sağlanmıştır. Yasa koyucu, imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğunu duymuştur. Şuyulu parselden hisse satın alan kişi de halefiyet ilkesi gereğince bu hükümlere tabidir.

Mahkemece davalının savunması üzerinde durularak imar uygulaması yapılıp yapılmadığı belirlenmeli İmar Kanununun 18.maddesi uyarınca davalı bina sahibine bina bedeli ödenmeksizin binanın bulunduğu bölümden ecrimisil talep edilemeyeceği kabul edilerek bu ilke çerçevesinde yapılacak bir inceleme sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.07.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 29-01-2011, 13:30   #10
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Zeynep KILIÇ
Yukarıdaki mesajımda paylaştığım kararda, elbirliği mülkiyetinde ortaklardan herbirinin topluluğa giren hakların korunmasına ilişkin dava açma yetkisine sahip olduğu belirtilmektedir. Geriye doğru 5 yıllık ecrimisil talebimizde, son 1 yıl müvekkil tekbaşına malik olduğundan bu bir sıkıntı yaratır mı? İyi çalışmalar diliyorum.

Bu karardan ben şunu anlıyorum:


Elbirliği mülkiyetine dahil olan kişilerden birisi tarafından tüm elbirliği ortaklığı lehine (yararına) hakları korumak temelinde dava açılabilir. Bunun anlamı, elbirliği mülkiyetinin geçerli olduğu dönemde elde edilecek yarar yine elbirliği ortaklığına aittir.

Tapudan devir sonrası dönem olan son 1 yıl için ise, malik kendi adına açabilir.

Bu aslında bizim söylediklerimizden çok da farklı değil. 4 yıllık süre bakımından elbirliği ortaklığı hesabına dava açmış sayılıyor.

Saygılar,
Old 29-01-2011, 13:55   #11
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Zeynep KILIÇ
Bu konuyla ilgili olarak aşağıda bir karar paylaşmak istiyorum;
T.C.
YARGITAY
HUKUK DAİRESİ 1


Esas No.
2004/14286
Karar No.
2004/14839
Tarihi
30.12.2004


4721-TÜRK MEDENİ KANUNU (MK)/702


ELATMANIN ÖNLENMESİ VE ECRİMİSİL DAVASI
ELBİRLİĞİ MÜLKİYETİ
DAVA AÇMA HAK VE SIFATI


ÖZET
DAVA, ÇAPLI TAŞINMAZA ELATMANIN ÖNLENMESİ VE ECRİMİSİL İSTEKLERİNE İLİŞKİNDİR. ELBİRLİĞİ MÜLKİYETİNDE TÜRK MEDENİ KANUNUNUN 702. MADDESİ HÜKMÜNE GÖRE ORTAKLARDAN HER BİRİ TOPLULUĞA GİREN HAKLARIN KORUNMASINI SAĞLAMA YETKİSİNE SAHİPTİR. BU KORUMADAN BÜTÜN ORTAKLAR YARARLANABİLİR. ÖYLE İSE, DAVACININ ELDEKİ DAVAYI AÇMA HAK VE SIFATININ BULUNDUĞU AÇIKTIR. HAL BÖYLE OLUNCA, İŞİN ESASINA GİRİLEREK BİR HÜKÜM KURULMASI GEREKİRKEN, YANILGILI GEREKÇELERLE SIFAT YOKLUĞUNDAN BAHİSLE DAVANIN RET EDİLMİŞ OLMASI DOĞRU DEĞİLDİR


Taraflar arasında görülen davada;

Davacı, tapuda veraseten iştirak halinde paydaşı bulunduğu 3 parsel sayılı taşınmazına davalının hiçbir haklı nedene dayanmaksızın elattığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerinde bulunmuştur.

Davalı, dava konusu taşınmazı haricen satın aldığını belirterek davanın reddini talep etmiş, ödediği satış bedelinin tazmini isteğinde bulunmuştur.

Mahkemece, taraf teşkili sağlanmadığından sabit görülmeyen davanın reddine, davalının talebininde usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi Uğur Şentürk'ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

KARAR : Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.

Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.

Dosya içeriğinden, toplanan delillerden;çekişme konusu 3 parsel sayılı taşınmazın elbirliği mülkiyetine tabi bulunduğu, davacının da iştirakçilerden olduğu, kayıtla ilgisi bulunmayan davalının çekişmeli taşınmazın bir bölümünü tasarruf ettiği anlaşılmaktadır.

Elbirliği mülkiyetinde Türk Medeni Kanununun 702. maddesi hükmüne göre ortaklardan her biri topluluğa giren hakların korunmasını sağlama yetkisine sahiptir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanabilir. Öyle ise, davacının eldeki davayı açma hak ve sıfatının bulunduğu açıktır.

Hal böyle olunca, işin esasına girilerek bir hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı gerekçelerle sıfat yokluğundan bahisle davanın ret edilmiş olması doğru değildir.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.12.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yukarıdaki kararda irdelenen tek bir mirasçının "müdahalenin meni" davası açmaya yetkili olup olamayacağı noktasındadır. Ki 4721 sayılı TMK. 702.maddesi bu hakkı netlikle vermektedir.

Karar, ikili bir esas incelemesi yapmamıştır.

Sorunuzun, ecrimisile ilişkin kısmı için ise, Sayın Yücel Kocabaş'ın 3 nolu mesajına aynen katılıyorum.

Saygılarımla,
Old 29-01-2011, 14:09   #12
Av. Zeynep KILIÇ KAYA

 
Varsayılan

Haklı olabilirsiniz ama kararda o ayırım yapılmamış yani hiç değilse ben kararı o şekilde yorumlamadım. Davanın elatmanın önlenmesi ve ecrimsile ilişkin olduğu belirtilmiş ve dava açmaya yetkili olduğu belirtilmiştir. yanlış mı yorumluyorum acaba?
Old 29-01-2011, 15:06   #13
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Zeynep KILIÇ
Haklı olabilirsiniz ama kararda o ayırım yapılmamış yani hiç değilse ben kararı o şekilde yorumlamadım. Davanın elatmanın önlenmesi ve ecrimsile ilişkin olduğu belirtilmiş ve dava açmaya yetkili olduğu belirtilmiştir. yanlış mı yorumluyorum acaba?

İştirak halinde mülkiyet esasları açıktır. Payları belli olmayan ortaklık şirketidir. Eğer yukarıdaki görüş "tek bir mirasçının tek başına tüm ecrimisil veya kendi miras hakkına düşeni dava edebileceği" doğru olsaydı; iştirak halindeki mülkiyetlerin müşterek mülkiyete dönüştürülmesi diye bir dava türü de olmazdı diye düşünüyorum.

Ben de düşüncemin aksi yönünde bir karar ekleyeceğim. İçtihat belirtiğim ikili esas incelemesini net biçimde yapmış durumda. Ve ben yine de kararın aksi yönünde düşündüğümü yukarıdaki gerekçelerimle tekrarlamak isterim.

Alıntı:
Yargıtay 1.Hukuk Dairesi

Esas: 2007/7213 Karar: 2007/8862 Karar Tarihi: 24.09.2007


Dava: Taraflar arasında görülen davada;

Davacı, tapuda miras bırakanı adına kayıtlı çekişmeli 209 parsel sayılı taşınmaza, davalı tarafından haksız olarak sera, camekan, ahır yapılmak ve ağaç dikilmek suretiyle müdahale edildiğini ileri sürerek, el atmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur.

Davalılar, davacının tek başına dava açamayacağını bildirip, davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece, taşınmazın elbirliği mülkiyet üzere olduğu, davacının tek başına dava açamayacağı gerekçesiyle, el atmanın önlenmesi isteğin tefrik edilip, ayrı esasa kaydedilmesine, kal ve ecrimisil isteklerinin reddine karar verilmiştir.

Karar: Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi A. Sevil Çalıkoğlu'nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü:

Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteğine ilişkindir.

Mahkemece, elatmanın önlenmesi isteğiyle ilgili davası tefrik edilmiş, eldeki dava kal ve ecrimisile hasredilmiş ve mahkemece bu istekler bakımından davanın reddine karar verilmiştir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 209 parsel sayılı taşınmazın, davacının miras bırakanı Kerim adına kayıtlı olduğu ve Kerim'in davacının dışında başkaca mirasçılarının bulunduğu, davalıların taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir haklarının bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere; 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 702/4 maddesi hükmü uyarınca, ortaklardan herbiri topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir ve korumadan bütün ortaklar yararlanır. Bir başka ifadeyle, elbirliği mülkiyetine tabi olan taşınmaz bakımından açılan el atmanın önlenmesi isteğine ilişkin davalarda, bir ortağın tek başına dava açması mümkün bulunduğu gibi, bölünebilir nitelikte olan ecrimisil istemi bakımından da pay oranında istekte bulunmasına yasal bir engel yoktur.

Buna göre elatmanın önlenmesi davasının eldeki davadan tefrik edilmesinin yasal olduğu söylenemez. Gerek bu istek gerekse ecrimisil talebi yönünden davalar arasında fiili ve hukuki irtibatın varlığı düşünülerek aynı dava içerisinde çözümlenmesi gerekeceği kuşkusuzdur.

Öyle ise, mahkemece kurulan hükmün yasal olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.

Hal böyle olunca, iddia ve savunma doğrultusunda taraf delillerinin toplanması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.

Sonuç: Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre şimdilik öteki koşulların incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.09.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Kolay gelsin,
Old 29-01-2011, 15:15   #14
Av. Zeynep KILIÇ KAYA

 
Varsayılan

Düşüncenize saygı duyuyorum, ancak iyiki de düşüncenizin aksine kararlar var açacağım davada bana yön verecek olan paylaşımınız için çok teşekkür ederim. İyi çalışmalar
Old 29-01-2011, 19:17   #15
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Ecrimisil davalarına Yargıtay 3.HD.bakmaktadır.
Müdahalenin önlenmesi davaları ile birlikte açılan davalar ise 1.HD.sinde incelenmektedir.

Somut olayda, ecrimisil davası müstakilen açıldığında 3.HD.sinde , kamulaştırmasız el atma davası (müd.önlenmesi veya tazminat şeklinde ) ile birlikte açılması halinde 5 veya 18 HD.sinde incelenecektir. 5.HD.kamulaştırmasız el atmadan doğan bedel davalarında tüm mirasçıların katılımı şartını aramaktadır.

Benim ifade ettiğim görüşler bu davalara bakmakla görevli 3.HD.sinin kararlarına dayalıdır.
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=10884 yayınladığım örnek kararda 3.HD.si ;
" Elbirliği halinde mülkiyette , mirasçılardan birinin veya birkaçının 3. kişiye karşı müdahalenin önlenmesi davasını açabileceği , ecrimisil isteminde ise mirasçıların birlikte hareket etmesi gerekeceği " gerekçeli bir şekilde anlatılmaktadır.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
anlaşmalı boşanma / zorla davacı olarak imzaladım/ çocuklarım? Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 10-01-2011 21:59
Dava hangi mahkemede açılır.idare de açılırsa taşeron şirket davalı olarak gösterilebilir mi? acil.... mulin Meslektaşların Soruları 2 06-10-2010 23:08
Apartmanda siginak ya da bodrum olarak kullanilan yerin daire olarak satilmasi hk. Canavar Avukat Meslektaşların Soruları 1 24-06-2010 11:12
kooperatife aidat olarak verilen senet banka kredisine teminat olarak gösterilmiş şefika demirel Meslektaşların Soruları 0 03-11-2008 16:22


THS Sunucusu bu sayfayı 0,11210203 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.