Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Ferdİ Kaza Koltuk Sİgortasi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 11-01-2011, 21:07   #1
Suç ve Ceza

 
Varsayılan Ferdİ Kaza Koltuk Sİgortasi

Sayın meslektaşlarım sorum şöyle; Yolcu otobüslerinde zorunlu sigortalardan olan Ferdi Kaza Koltuk Sigortası'nın zorunlu olması kaldırıldı mı? Çünkü elimde bir poliçe var ve bu poliçede zorunlu kelimesi yazmamaktadır. Yalnız bu otobüs yabancı plakalı fakat Türkiye'de kaza yapmış. Ferdi kaza koltuk sigortası poliçe limiti bildiğim kadarıyla 125.000 TL , fakat bu poliçede kişi başına(ölüm) 750 TL olarak yazılmıştır. Bu poliçenin geçerliliği nedir? Böyle bir poliçe ile sigortayı yapan şirkete 125.000 TL için mi yoksa poliçede yazan miktar olan 750 TL içinmi başvuruda bulunulabilir?Ayrıca geçerli poliçe limitini içermediği gerekçesi ile yabancı plakalı bu otobüs için Güvence hesabına başvurulabilinir mi?

vereceğiniz cevap için şimdiden teşekkürler..
Old 11-01-2011, 21:33   #2
Malik Eskişehirli

 
Varsayılan

Merhaba.
Öncelikle, yabancı plakalı bir Otobüsün Koltuk Sigortasının Zorunlu olması söz konusu olamaz. Diğer taraftan, bahsettiğiniz her nasıl bir poliçe ise, 750 TL. teminat garip. Sanki usulen yapılmış Seyahat Ferdi Kaza Sigortası gibi. Burada işletilecek poliçe Green Card olmalıdır. Yine de belge hakimiyeti olmadan net bir şey söyleyemiyorum.
İyi Çalışmalar.
Old 12-01-2011, 16:24   #3
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/7645
Karar: 2007/10526
Karar Tarihi: 10.07.2007

TAZMİNAT DAVASI - TRAFİK KAZASI - MERKEZİ ALMANYADA BULUNAN SİGORTA ŞİRKETİNİN DÜZENLEDİĞİ SİGORTA POLİÇESİ İLE SİGORTA GÜVENCESİNİN KAPSAMI VE NİTELİĞİNİN KESİN ŞEKİLDE SAPTANMASI GEREĞİ

ÖZET: Merkezi Almanya'daki davalı sigorta şirketinin düzenlediği sigorta poliçesi ile verilen sigorta güvencesinin kapsamı ve niteliğinin ne olduğu net ve kesin bir açıklıkta saptanması gerekir.

(2675 S. K m. 24)

Taraflar arasında görülen davada Antalya Asliye Birinci Ticaret Mahkemesince verilen 03.02.2006 tarih ve 2002/615-2006/28 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı sigorta şirketi vekili ile Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği an*laşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşü*nüldü:

Davacı vekili, asıl ve birleşen davada, müvekkillerinin murislerinin içinde bulunduğu davalıya sigortalı aracın karıştığı kazada, müvekkillerinin murisleri Abdurrahman ve Muzaffer'in vefat ettiklerini ileri sürerek, ölen her bir muris için sigorta poliçesinde yazılı teminat olan 50.000 DM'nin Türk Lirası karşılığı 34.842.000.000 TL'nin ayrı ayrı temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı sigorta vekili, yetki ve işbölümü itirazı ile birlikte, müvekkilinin sorumluluğunun kaza başına poliçe teminatı olan azami 50.000 DM ile sınırlı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Davalı sigorta şirketine izafeten dava açılan Türkiye Motorlu Taşıt Büro vekili, talebin yolcu kaza sigortasına ilişkin olduğunu, yeşil kart sigortasına yönelik talebin bulunmadığını, bu nedenle müvekkilinin sorumlu olmadığını savunarak, husumet yokluğu nedeniyle davanın reddini istemiştir.

Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulü ile, sigorta poliçesinde yazılı ölüm teminatı olan 50.000 DM'nin her bir muris için ayrı ayrı dava tarihindeki TL karşılığının, temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Kararı, davalı sigorta şirketi vekili ile Türkiye Motorlu Taşıt Büro vekili temyiz etmiştir.

1- Dava, davalı sigorta şirketine sigortalı yabancı plakalı aracın Türkiye'de yapmış olduğu kaza sonucu içinde yolcu olarak bulunan davalıların murislerinin ölümü nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.

Davalılardan Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu'nun Çalışma Esas ve Usulleri Hakkındaki Yönetmeliğe göre, yabancı plakalı araçların Türkiye'de karıştıkları kazalarda şayet geçerli yeşil kart sigortaları mevcutsa, yeşil kart sigortacılarına izafeten kusur esasına göre, kaza tarihindeki sigorta limitleri dahilinde sebebiyet verilen zararlar karşılanacaktır. Bir başka deyişle, yeşil kart sigorta poliçesi, o ülkede düzenlenmiş zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi gibi kabul edilecektir.

Somut olayda, davacılar vekili, müvekkillerinin murislerinin ölümü ne*deniyle sigorta poliçesinde yolcu kaza sigortası teminatı olan 50.000 DM'nin Türk Lirası karşılığının her bir ölen kişi için ayrı ayrı davalı sigorta şirketine izafeten Motorlu Taşıt Bürosu'ndan tahsilini talep etmiştir. Ancak, Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu geçerli bir yeşil kart sigortası var ise, meydana gelen zarardan kusur esasına göre, kaza tarihindeki zorunlu trafik sigortası teminat limitiyle sınırlı olarak sorumludur. Oysa, davacılar vekili, sigorta poliçesinde yazılı yolcu kaza sigortası teminatını talep etmiş olup, Türkiye Motorlu Taşıt Büro vekili, talebin yeşil kart sigorta teminatına yönelik olmadığı, bu nedenle yabancı sigorta şirketine izafeten davanın kendilerine yöneltilemeyeceğini, davalı sigorta şirketi vekili ise, poliçe teminatı olan 50.000 DM'nin kaza başına azami sorumluluk miktarı olduğunu savunmuşlardır. Mahkemece, bilirkişi ra*poruna göre, poliçede yazılı yolcu kaza sigortası teminatı olan 50.000 DM'nin her bir ölen için ayrı ayrı tahsiline karar verilmiş ise de, varılan bu sonuç yeterli bir inceleme ve araştırmaya dayalı değildir.

Bu durumda, uyuşmazlığın çözümünde belirleyici unsur olan merkezi Almanya'daki davalı sigorta şirketinin düzenlediği sigorta poliçesi ile verilen sigorta güvencesinin kapsamı ve niteliğinin ne olduğu net ve kesin bir açıklıkta saptanması gerekmektedir.

Bu bakımdan, MÖHUK'un 24. maddesindeki düzenleme de dikkate alı*narak, söz konusu poliçenin aslı, özel-genel şartları ile tüm eklerinin özgün metinleri ile buna ilişkin Alman yasaları ve varsa diğer mevzuatın getirtilip, Türkçe tercümeleri yapıldıktan sonra poliçenin kapsamı ve niteliği ile teminatın ne olduğunun, iddia ve savunmalar göz önüne alınarak, Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu'na izafeten davanın açılıp açılamayacağının sigorta uygulamacısı ve sigorta hukuku öğretim üyelerinden oluşturulacak tercihen Almancaya ve Alman Sigorta Hukuku'na vakıf bilirkişi kurulundan rapor alındıktan sonra, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

2- Bozma neden ve şekline göre davalı sigorta şirketi vekili ile Türkiye Motorlu Taşıt Büro vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

Yukarıda 1 Nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketi vekili ile Türkiye Motorlu Taşıt Büro vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı şirket ve Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu yararına BO*ZULMASINA, 2 Nolu bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 10.07.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 12-01-2011, 16:26   #4
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/1065
Karar: 2006/1241
Karar Tarihi: 10.02.2006

TAZMİNAT DAVASI - YABANCI PLAKALI ARACIN BAŞKA BİR ARACA ÇARPMASI - YABANCI PLAKALI ARACIN YABANCI ÜLKEDE GEÇERLİ POLİÇESİNİN BULUNUP BULUNMADIĞI - YEŞİL KART SİGORTA SERTİFİKASI - TAŞIT BÜROSU ALEYHİNE KARAR VERİLMESİNİN İSABETSİZLİĞİ

ÖZET: Somut olayda, kazaya karışan davalıya ilişkin aracın, yabancı ülkede faaliyet gösteren sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğu ileri sürülmüş, dava dilekçesinde sigorta şirketinin adı ve poliçe numarası yazılmış olup, trafik kaza tutanağında da sigorta poliçesine dair bilgi yer almakta, ancak yargılama sırasında davacı tarafından sigorta poliçesi sunulmadığı gibi, davalı Taşıt Bürosu vekilince yeşil kart sigorta sertifikası olmadığı savunulmuş, mahkemece bu konuda bir araştırma yapılmaksızın, davanın bu davalı yönünden de kabulüne karar verilmiştir.

(818 S. K. m. 41) (Türkiye Motorlu Taşıt Bürosunun Çalışma Esas Ve Usulleri Hakkında Yönetmelik m. 5)

Dava ve Karar: Taraflar arasında görülen davada Şişli Asliye 4. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 21.05.2002 gün ve 2001/1056-2002/831 s. kararın Yargıtay’ca tetkiki davalı T. Motorlu Taşıt Bürosu vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Gürkan Gençkaya tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve bütün belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, davacının aracına davalı Mehmet'in maliki davalı Kemal'in sürücüsü olduğu ve yeşil kart sigortası bulunan yabancı plakalı aracın arkadan çarparak hasar verdiğini, davacının aracı Hollanda plakalı ve davacı da orada yaşadığı için hasarın Hollanda'da yaptırılmış ve 1405,10 Hollanda Florini masraf yapıldığını belirterek bu miktar tazminatın davalılardan haksız fiil tarihi 25.08.1999'dan itibaren yabancı paraya uygulanan mevduat faiziyle müştereken-müteselsilen tahsiline, zararın yabancı para cinsinden tahsili uygun bulunmaması halinde, kaza tarihindeki kur üzerinden 862.000.000 TL.nın kanuni faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalılar, davaya cevap vermemiştir.

Mahkemece, sunulan belgeler, bütün dosya kapsamına ve bilirkişi raporuna göre davalı sürücünün %75 kusurlu olduğu ve zararın 857.283.827 TL. olduğu kabul edilerek davalı kusuruna isabet eden 642.962.870 TL.nin davalılardan müştereken-müteselsilen ve davalı Büronun sigorta limitiyle sorumlu olacak biçimde tahsiline karar verilmiştir.

Kararı, davalı Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu vekili temyiz etmiştir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yabancı plakalı aracın davacıya ilişkin Hollanda plakalı araca Türkiye'de çarpması neticesi oluşan hasardan dolayı tazminat istemine ilişkindir.

Davalılardan Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu'nun Çalışma Esas ve Usulleri Hakkındaki 26.10.1991 tarih ve 21033 s. Resmi Gazete'de yayınlanan Yönetmeliğin <Büronun Amacı> karşılığı 5 inci maddesinin 3 üncü bendi uyarınca, yurt dışında sigortalanmış bulunan ve yerel bürolarca geçerli olan sigorta sertifikaları taşıyan motorlu kara taşıt araçları sahipleri veya sürücüleri tarafından Türkiye'de sebebiyet verilmiş hasarların, doğrudan doğruya idare ve ödenmesi hususundaki işlemleri yapmak, büronun amaçları arasında sayılmıştır. Yabancı plakalı araçların Türkiye'de karıştıkları kazalarda şayet geçerli yeşil kart sigortaları mevcutsa, yeşil kart sigortacılarına izafeten kusur esasına göre, kaza tarihindeki sigorta limitleri dahilinde sebebiyet verilen zararlar karşılanacaktır. Bir başka değişle, yeşil kart sigorta poliçesi, o ülkede düzenlenmiş zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi gibi kabul edilecektir. Buna göre, yeşil kart sigortası anlaşmaya dahil, birbirine seyahat edilecek yabancı ülkelerin zorunlu mali sorumluluk sigortalarını bir araya getiren üniform ve beynelminel bir sigorta poliçesi olarak tanımlanmaktadır. Ülkemizin de üyesi bulunduğu Avrupa Konseyi mensuplarının 20 Nisan 1959 gününde imzaladıkları <Beynelminel Mecburi Mesuliyet Sigortasına Dair Avrupa Sözleşmesi> gereğince ülkemizde de tüzel kişiliği haiz Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği Motorlu Taşıt Bürosu kurulmuş olup, yeşil kart sistemi uygulanmaya başlamıştır.

Somut olayda, kazaya karışan, sair davalıya ilişkin aracın, yabancı ülkede faaliyet gösteren sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğu ileri sürülmüş, dava dilekçesinde sigorta şirketinin adı ve poliçe numarası yazılmış olup, trafik kaza tutanağında da sigorta poliçesine dair bilgi yer almakta, ancak yargılama sırasında davacı tarafından sigorta poliçesi sunulmadığı gibi, davalı Taşıt Bürosu vekilince yeşil kart sigorta sertifikası olmadığı savunulmuş, mahkemece bu konuda bir araştırma yapılmaksızın, davanın bu davalı yönünden de kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece, öncelikle, yabancı plakalı aracın yabancı ülkede geçerli bir poliçesinin bulunup bulunmadığı, varsa Türkiye'de meydana gelen hasarın teminat kapsamında olup olmadığı yeterli biçimde araştırılmadan, işin esasına girilerek davalı Taşıt Bürosu aleyhine karar verilmesi doğru bulunmamış, hükmün temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı Türkiye Taşıt Bürosu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bu davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10.02.2006 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 12-01-2011, 16:33   #5
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
10.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/8093
Karar: 2005/11495
Karar Tarihi: 14.11.2005

TAZMİNAT DAVASI - KURUM ZARARI - RÜCU ALACAĞI - SİGORTALILIK - İŞ KAZASI SONUCU ÖLÜM - YABANCILARIN İŞLETTİKLERİ MOTORLU ARAÇLARDAN DOLAYI SORUMLULUĞU

ÖZET: Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği tarafından yapılacağı öngörülmüştür. Davalı Birliğin sorumluluğu için KTK'nın 108. maddesinde iki koşul öngörülmüştür. Bunlar; a-Bir aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının yaptırılmamış olması, b- Kazaya karışan aracın plakasının saptanamamış olmasıdır. yabancıların işlettikleri motorlu araçlarından dolayı, Türkiye'de geçerli milletlerarası anlaşmaya bağlı bir zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesi bulunmuyorsa, bu durumda, KTK'nın değişik 91/6. maddesi gereğince, bu araçlar için zorunlu mali sorumluluk sigortası Türkiye sınırlarına girişleri sırasında sözleşme yapılır ve yabancılar KTK kuralları çerçevesinde düzenlenecek zorunlu mali sorumluluk sigortası sözleşmesinin sigorta ettireni sıfatını alırlar ve sigorta sözleşmesini imzalayan sigorta şirketi, sigorta ettirenin yabancı olup olmadığına bakılmaksızın KTK hükümleri çerçevesinde sorumlu tutulabilir. Bu durumda, husumetin bu şirkete yöneltilmesi gerekir.

(2918 S. K. m. 91/6, 108)

Dava: Davacı, trafik iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan peşin değerli gelirler ile yapılan harcama ve ödemeler nedeniyle uğranılan Kurum zararının rucüen ödetilmesini istemiştir.

Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteği hüküm altına almıştır.

Hükmün, taraflar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:

Karar: Sosyal Sigortalar Kurumu, iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerin %50'sini, rucüen davalı Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketler Birliğinden poliçedeki limit dahilinde talep etmiştir.

Ceza Mahkemesinde alınan ve Adli Tıp Kurumu Başkanlığı tarafından düzenlenen kusur raporuna göre; olayın 14.05.1997 günü saat 00:30 sıralarında sürücü A. idaresindeki TIR aracı ile Ankara yönünden Aksaray yönüne seyrederken Körfez dinlenme tesislerine 10 metre kala, karşı yönden gelen E. idaresindeki 34 ... 57 plaka sayılı kamyonete orta şerit çizgisi üzerinde çarparak T. Traktör ve Makine A.Ş. işyeri sigortalılarından E.'nin ölümü ile sonuçlanan trafik iş kazası olduğu tespit edilmiştir.

Rücu davasını Sosyal Sigortalar Kurumu Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği aleyhine açmıştır. Davalı vekili, husumetin kendilerine yöneltilemeyeceğini, Türkiye Motorlu Taşıtlar Bürosuna yöneltilmesi gerektiğini savunmuş, bu savunmasını temyiz dilekçesinde de tekrar etmiştir. Bilindiği gibi, Karayolları Trafik Kanununun 108. maddesine göre; "şayet, bir aracın zorunlu mali mesuliyet sigortası yaptırılmamış veya kazaya karışan aracın plakası saptanamamış ise "3. kişinin zararının, Garanti Fonu tarafından karşılanması esası getirilmiştir. KTK'nın 108. maddesi, 17.10.1996 tarih ve 4199 sayılı Yasa ile değiştirilmiş ve 108. madde koşullarının gerçekleşmesi halinde, ödemelerin Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği tarafından yapılacağı öngörülmüştür.

Davalı Birliğin sorumluluğu için KTK'nın 108. maddesinde iki koşul öngörülmüştür. Bunlar; a-Bir aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının yaptırılmamış olması, b- Kazaya karışan aracın plakasının saptanamamış olmasıdır.

Kazaya karışan TIR'ın sürücüsü Bulgar vatandaşı A.'dır. TIR'ın plakasının 541...77 olduğu ceza dosyasındaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Bu TIR'a ait zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunup bulunmadığı da mahkemece araştırılmamıştır. Bu olgular göz önüne alındığında, davalı birliğin sorumluluğu söz konusu olmayacaktır. Ancak, yabancıların işlettikleri motorlu araçlarından dolayı, Türkiye'de geçerli milletlerarası anlaşmaya bağlı bir zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesi bulunmuyorsa, bu durumda, KTK'nın değişik 91/6. maddesi gereğince, bu araçlar için zorunlu mali sorumluluk sigortası Türkiye sınırlarına girişleri sırasında sözleşme yapılır ve yabancılar KTK kuralları çerçevesinde düzenlenecek zorunlu mali sorumluluk sigortası sözleşmesinin sigorta ettireni sıfatını alırlar ve sigorta sözleşmesini imzalayan sigorta şirketi, sigorta ettirenin yabancı olup olmadığına bakılmaksızın KTK hükümleri çerçevesinde sorumlu tutulabilir. Bu durumda, husumetin bu şirkete yöneltilmesi gerekir. Ne var ki, yabancı plakalı motorlu araçların Türkiye'ye girdikten sonra karayollarında diğer araç ve kişilere verebilecekleri zararların, sigorta güvencesi altına alınması amacıyla; milletlerarası geçerliliği olup Türkiye'de kabul edilen sigortaları varsa, bir nev'i zorunlu mali sorumluluk sigortası güvencesi altında sayılabilecekler midir? Bir başka deyişle, zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmaları gerekir mi? sorusu aklımıza gelmektedir. İşte bunun için, Türkiye'nin üyesi bulunduğu Avrupa Konseyi Üyesi Ülkeler; Ülkelerindeki motorlu taşıtlar tarafından zarar görenlerin haklarını zorunlu bir sigorta sistemi kurulması suretiyle korunması amacıyla Milletlerarası Bürolar kurulması göz önünde tutularak, 20.04.1959 tarihinde Strazburg'da Motorlu Taşıtların Mecburi Mali Mesuliyet Sigortasına Dair Avrupa Sözleşmesini imzalamıştır. Türkiye bu sözleşmeyi 26.06.1974 tarihinde imzalamıştır. Bakanlar Kurulu'nun 08.05.1963 gün ve 6/1723 sayılı kararı ile Avrupa Sözleşmesine uygun olarak tüzel kişiliği haiz Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketler Birliği Motorlu Taşıt Bürosu kurulmuştur. 1964 yılından bu yana ülkemizde Yeşil Kart (Green Card) sistemi uygulanması sürdürülmektedir.

Türkiye Motorlu Taşıt Bürosunun Çalışma Esas ve Usulleri Hakkındaki 26.10.1991 gün ve 21033 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Yönetmeliğin 5. maddesinin 3. bendi uyarınca; yurtdışında sigortalanmış bulunan ve yerel Bürolarca geçerli olan sigorta sertifikaları taşıyan motorlu kara taşıt araçları sahipleri veya sürücüleri tarafından Türkiye'de sebebiyet verilmiş hasarların, doğrudan doğruya idare edilmesi ve ödemeleri yapmak için gerekli işlemleri yerine getirmek; büronun asıl amacı kabul edilmiştir. Yabancı plakalı araçların Türkiye'de karıştıkları kazalarda geçerli bir yeşil kart sigortaları mevcutsa, yeşil kart sigortacılarına izafeten kusur esasına göre kaza tarihindeki sigorta limitleri dahilinde sebebiyet verilen zararlar karşılanacaktır. Bir başka anlatımla, yeşil kart poliçesi o ülkede düzenlenmiş zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi gibi kabul edilecektir. Bu anlatılanların ışığı altında; mahkemenin, kazayı yapan TIR'a ait yeşil kart poliçesi bulunup bulunmadığını araştırmadan, varsa Motorlu Taşıt Bürosuna husumet yöneltmeden eksik tahkikatla yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Kabule göre de; kazaya yol açan TIR'a ait olay tarihine göre azami sorumluluk miktarını gösteren poliçe limitinin tespiti yapılmadan davanın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Yine, davalı birlik açısından faiz başlangıcı tarihi belirlenirken, Sosyal Sigortalar Kurumunun gerekli bilgi ve belgeler eklenip davalı Birlikten istenmişse, başvuru tarihinden, gerekli belgeler ibraz edilmeksizin başvuruda bulunulmuş ya da hiç müracaat edilmemişse, davalı birliğin temerrüdünden bahsedilemeyeceğinden, birlik aleyhine icra takibine girişilmişse, takip tarihi, dava açılmışsa, dava tarihi kabul edilmelidir. Bu konuda araştırma yapılmadan rücu alacağına, dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.11.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Ferdİ Kaza Sİgortasi-mİrasin Reddİ RAZUHUMİN Meslektaşların Soruları 5 09-08-2016 14:10
Ferdİ Kaza Koltuk Sİgortasi Erkan Uygun Meslektaşların Soruları 7 24-12-2010 19:13
Koltuk- sigorta-mola esnasında kaza ekinheval Meslektaşların Soruları 2 24-11-2008 14:52
Ferdİ Kaza Sİgortasinda Lehtar tufan gürses Meslektaşların Soruları 0 13-10-2008 16:56
Sİlahli Saldiri - Ferdİ Kaza OLCAYK Meslektaşların Soruları 0 26-09-2007 13:04


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04978609 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.