Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

boşanma sonrasında eşlerin fiilen birlikte yaşaması

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 17-08-2010, 12:44   #1
lawyersoylu

 
Varsayılan boşanma sonrasında eşlerin fiilen birlikte yaşaması

sayın meslektaşlarım,
bir müvekkilim yaklaşık 6 yıl önce eşinden anlaşmalı olarak boşanmıştır. ilama göre, müvekkilim eşine manevi tazminat ve müşterek çocuğa iştirak nafakası ödeyecektir. ancak, kararın kesinleşmesinden yaklaşık 1 ay sonra çift barışarak birlikte yaşamaya başlamışlardır.
taraflar yaklaşık 5 yıl bu şekilde birlikte olduktan sonra, çift geçen yıl yaz aylarında tamamen ayrılmışlar; erkek olan müvekkilim bir ay önce bir başkası ile evlenmiştir. bunu duyan kızgın eski eş, ilamı icraya koyarak tazminat ve iştirak nafakası talebinde bulunmuştur. burada yardımıza ihtiyaç duyduğum konu:
1- TMK 145md. de belirtilen" bir evlenme akdi olmadan fiilen karı koca gibi yaşaması"hükmü iştirak nafakası için de uygulanabilir mi? uygulanır ise birikmiş nafaka alacağı ortadan kaldırılabilir mi?

çünkü elimizde tarafların boşanma sonrasında birlikte yaşadıklarına dair onlarca kanıt bulunmakta: otel kayıtları, haciz tutanağı( boşanma sonrası kadın kocasının borcu için haczedilen malları yedi emin olarak teslim almış, fotoğraflar, cdler, teslim tutanakları, kadın adına olan faturalara dair ödeme belgeleri, kadının ölü doğum yaptığına dair hastane kayıtları- müvekkil imzalamıştır- vs vs bir yığın kanıt mevcut.

2- bu dava nafaka iptali mi olmalı yoksa sebepsiz zenginleşmeye mi dayanılmalı? mahkeme ilamına dayanılan bi icra takibine karşı ne yapmak gerekir?

bu konuda fikir beyan edecek olan, elinde içtihat bulunan meslektaşlarımdan yardım bekliyorum. şimdiden teşekkür ederim.
Old 17-08-2010, 14:56   #2
avukatselvi

 
Varsayılan

İİK m33 de yazılı hallere dayanarak itiraz etmeniz mümkün . Borcun, itfa imhal veya ibra edildiği yönünde delil sunamadığınız takdirde ,müvekkilinizin yaptığı harcamaların ahlaki bir borcu yerine getirme olarak kabul edileceği kanaatindeyim.
Old 17-08-2010, 16:15   #3
ElifŞimşek

 
Varsayılan

Sevgili Meslektaşım konuyla ilgili olarak Türk Medeni Kanunu'nun aşağıda vermiş olduğum 176. maddesinin işinize yarayacağını düşünüyorum. Umarım faydası olur.

3. Tazminat ve nafakanın ödenme biçimi
Madde 176 - Maddi tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir.
Manevi tazminatın irat biçiminde ödenmesine karar verilemez.
İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır.
Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.
Hakim, istem halinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.
Old 19-08-2010, 14:04   #4
lawyersoylu

 
Varsayılan

Sn Avukat Selvİ, İlgİnİz İÇİn TeŞekkÜr Ederİm. İİk 33te Belİrtİlen Şekİlde Bİr Delİl Mevcut DeĞİl. Ancak Çİft Kari Koca Gİbİ Yillarca Bİrlİkte YaŞamiŞ. Hatta Eskİ EŞ Kadin Bİr Yil Evvel ÖlÜ DoĞum YapmiŞ. Hastane Kayitlarini MÜvekkİlİm İmzalamiŞ. Yanİ Mevcut Durum Ahlakİ Bİr Borcun Yerİne Getİrİlmesİ NİtelİĞİnde DeĞerlendİrİlmemelİ Kanaatİndeyİm. Bİr İÇtİhatta, Babanin MÜŞterek ÇocuĞa "nafaka" İbaresİ Yazili Olmaksizin GÖnderdİĞİ DeĞİŞİk Mİktardakİ Paralarin Ahlakİ Borcun Gİderİmİ OlduĞunu Kabul EtmİŞ. Ancak Mevcut Durum Bİraz Farkli.

Sn. Elfokumus, Sİzİn De İlgİ Ve Yardimlariniz İÇİn TeŞekkÜr Ederİm. Mantiken "fİİlen EvlİymİŞ Gİbİ YaŞama" Olgusunun, Yabanci Bİr Erkekle Veya Eskİ EŞle GerÇekleŞmesİnİn Farki OlmayacaĞi Kanaatİndeyİm. Ancak Hakİmlerİn Bu Konuda Net Bİr GÖrÜŞÜ OlmadiĞini Belİrtmek İsterİm.
Old 19-08-2010, 14:28   #5
ElifŞimşek

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi

Esas: 2003/14484
Karar: 2003/14212
Karar Tarihi: 11.12.2003

ÖZET: Somut olayda, davacı kadının davalıdan boşandıktan sonra baba evinden ayrılarak evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi birlikte yaşadığı ve bu birliktelikten bir çocuk dünyaya getirdiği sübuta ermiş olup, kanunda fiilen evliymiş gibi birlikte yaşamanın süresi konusunda bir tahdit bulunmadığına göre nafakanın kaldırılması talebinin kabulü gerekir.

(4721 S. K. m. 175, 176)

Dava: Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı (k.davacı) tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar: Davada, aylık 15.000.000 lira yoksulluk nafakasının artırılarak 40.000.000 liraya yükseltilmesi, birleştirilen 2002/19-2003/23 sayılı karşı davada ise davacının köyden bir şahısla imam nikahı ile evlenerek o şahıstan çocuk sahibi olması nedeniyle yoksulluk nafakasının kaldırılması talep edilmiş, mahkemece nafakanın artırılması davasının kısmen kabulü kaldırılmasına dair birleştirilen davanın ise davacının M. Buruncuk isimli şahısla 3 gün birlikte olması ve bu kişiden çocuğunun olması TMK. nun 176/3 maddesinde belirtilen hallerden hiç birine uymadığı gerekçesiyle reddi cihetine gidilmiş, hüküm davalı (karşı davacı) tarafından temyiz edilmiştir.

Medeni Kanunun 175. maddesinde; <Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek eş, kusuru daha ağır olmamak şartıyla geçimi için diğer eşten mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir> hükmü getirilmiştir. TMK. nun 176. maddesinde ise irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafaka veya maddi tazminatın, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi, taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkacağı; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılacağı hükme bağlanmıştır.

Somut olayda, davacı kadının davalıdan boşandıktan sonra baba evinden ayrılarak aynı köyden M. Buruncuk isimli şahıs ile evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi birlikte yaşadığı ve bu birliktelikten bir çocuk dünyaya getirdiği sübuta ermiş olup, kanunda fiilen evliymiş gibi birlikte yaşamanın süresi konusunda bir tahdit bulunmadığına göre nafakanın kaldırılması talebinin kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu reddi yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.12.2003 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Old 19-08-2010, 14:38   #6
ElifŞimşek

 
Varsayılan

Şimdi aşağıdaki karara bakacak olursanız aslında mesele tarafın nafaka kaldırıldığında yoksulluğa düşmüş olup olmaması durumudur. Ve evlilik dışı birlikte yaşama olayında dikkat edilen husus eski kocasıylamı yoksa bir başkasıylamı beraber yaşadığı değil de biriyle beraber yaşıyorsa onun kadının maddi ihtiyaçlarını karşıladığının kabul edilmesi gerektiği bu nedenlede nafakanın kaldırılmasına hükmedilmesinin lazım olduğudur. İştirak nafakası konusunda da benzer Yargıtay Kararları var diye biliyorum ama onlara da bi bakmak lazım tabi. İşinize yaraması dileğiyle.



T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi
Esas: 1996/6779
Karar: 1996/9716
Karar Tarihi: 04.10.1996
ÖZET: Toplanan delillerden davacının gayri resmi evliliğinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Gayri resmi de olsa fiili beraberlik devam ettiğine göre, koca durumundaki kişinin kadının geçimini sağladığının aksi ispat edilinceye kadar kabulü gerekmektedir. Yoksulluk nafakası alan eşin gayri resmi evlenmesini nafakanın kaldırılması nedeni ilgili kanunda sayılırken bu hususun vurgulanması amaçlanmıştır. Davacı evlilik dışı ilişki içinde olduğu kişinin geçimini sağlamadığını iddia ve ispat etmemiştir. O halde mahkemece isteğin reddine karar vermek gerekir.

(743 S. K. m. 145, 315)
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle aşağıdaki bentte açıklanan bozma sebebini temyiz etmeyen diğer davalılara teşmilinin mümkün bulunmamasına göre davacının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davalılardan Abdurrahman Y.’in temyizine gelince;
Medeni Kanunun 315.maddesi uyarınca yardım etmediği takdirde zarurete düşecek olan usul ve füru birbirine muavenetle mükelleftir.
Toplanan delillerden davacının gayri resmi evliliğinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Gayri resmi de olsa fiili beraberlik devam ettiğine göre, koca durumundaki kişinin kadının geçimini sağladığının aksi ispat edilinceye kadar kabulü gerekmektedir. 3444 sayılı yasa ile değişik olan Medeni Kanunun 145.maddesi yoksulluk nafakası alan eşin gayri resmi evlenmesini nafakanın kaldırılması nedeni sayarken bu hususu vurgulamayı amaçlamaktadır. Davacı evlilik dışı ilişki içinde olduğu kişinin geçimini sağlamadığını iddia ve ispat etmemiştir. O halde mahkemece isteğin reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde nafakaya hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
1- Temyiz edilen hükmün ikinci bentte gösterilen sebeple temyiz eden Abdurrahman Y. yararına BOZULMASINA, temyiz peşin harcının davalılardan Abdurrahman’a geri verilmesine,
2- Davacının temyiz itirazlarının ise birinci bentte gösterilen sebeple reddi ile hükmün diğer davalılara ilişkin bölümünün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna, oybirliği ile karar verildi. 04.10.1996 (¤¤)
Old 25-08-2010, 11:05   #7
lawyersoylu

 
Varsayılan

sn elfkonmuş, yardımlarınız için çok teşekkür ederim. içtihatlardan oldukça faydalandım. ancak olay bir hayli karışık. başvurduğum hakimlerin hemen hepsi farklı görüş bildirdi. kimi çok kolay, mahekemeye başvurun hemen kaldırılır derken, çok büyük bir kısım birikmiş iştirak nafakasının kaldırılmasına dair hiç bir yol olmadığını söyledi. müvekkil bu konuda ısrarlı olduğu için, aile mahkemesinde menfi tespi ve takibin iptali istemli bir dava açmaya karar verdik. sonucu bekleyip hep birlikte göreceğiz.
iyi çalışmalar diliyorum..
Old 27-08-2010, 11:08   #8
ElifŞimşek

 
Varsayılan

Bir nebze faydamız olduysa ne mutlu. Aslında menfi tespit bu durum için mantıklı bir yaklaşım olmuş. Davanızın başarıyla sonuçlanması dileğiyle. İyi çalışmalar...
Old 13-09-2010, 13:19   #9
avukatselvi

 
Varsayılan

Sn Lawyersoylu ,
Önceki cevabımın aksine kararlar olması sebebiyle geç de olsa faydalı olması dileğiyle ekliyorum.

"...Borçlu velayet hakkı karşı tarafa mahkemece tevdi edilen A, E ve A ismindeki çocukların iki seneyi aşkın bir zamandan beri yanında bulunduğu halde birikmiş ve devam eden nafakalar için takip yapıldığından bahisle itirazda bulunmuştur, itirazın mahiyeti itibariyle tarafların iddia ve savunmaları hakkında taraf delillerinin toplanması gösterdikleri şahitlerin dinlenmesi ve hasıl olacak sonuç uyarınca karar verilmesi gerekirken deliller toplanmadan eksik inceleme ile davanın reddi isabetsizdir.
(Y2HD 02,04,1992 11167-4268)

"Nafaka alacağına dayanarak yapılan ilamlı takipte borçlu, itiraz sebebini kural olarak İİKnın 33 maddesinde belirtilen belgelerle ispatlanmalıdır. Ancak bu tür takiplerde borçlu, nafaka alacaklısının kendisi ile birlikte oturduğunu, nafaka borcunu bakmak suretiyle yerine getirdiğini açıklayarak icranın geri bırakılması isteminde bulunabilir. Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre nafaka alacaklısına borçlunun baktığı iddiası, her türlü kanıtla bu arada tanık beyanları ile de ispat edilebilir. Somut olayda ispata gerek bulunmayıp çocuğun nafaka borçlusunun yanında olduğu tarafların kabulündedir. O halde itirazın kabulü yerine reddi isabetsiz olduğu gibi ,...
(Y12HD 06,10,1998 9369-10238 )

Yine aynı yönde Y12HD 09,02,1999 464-1004 slı karar
Y12HD 01,02,2001 775-1582
Y2HD 16,02,1991 5687-13163
Old 13-09-2010, 14:24   #10
lawyersoylu

 
Varsayılan

sn avukat selvi. kararlar için çok teşekkür ederim. tam metinleri ararken şu içtihatı buldum: "Nafaka alacağına ilişkin icra takibi, kesinleşmiş ilama dayandığına ve bu karar ancak iade-i muhakeme yoluyla geçersiz hale gelebileceğine, bunun dışında ise nafakanın kaldırılması yönünde yeniden alınmış bir kesin hükmün varlığının aranacağına ve ayrıca nafaka borcunun itfa, imhal veya ibra edildiği yönünde bir iddia ve delil de bulunmadığına göre kesin hükme dayalı icra takibinde menfi tespit ( İİK.md.72 ) istemiyle açılan davanın kabul edilemeyeceği dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi isabetli bulunmamıştır."(3.HD:nin 22.02.2005.1244-1666) gerçi bu karar yoksulluk nafakası ile alakalı ama yine de moral bozucu
Old 13-09-2010, 15:10   #11
avukatselvi

 
Varsayılan

Sn Lawyersoylu,
O karardaki menfi tespit davasında borçlu olunmadığı iddiası neye dayandırılmış tabi yazdığınız metinden anlaşılmıyor ama,
Fiilen birlikte yaşama halinde nafaka borçlusunun bu borcu yerine getirdiğine dair tanık delili de dahil her türlü delile başvurabileceği nin kabulü , itfanın ispatı için aranan belgenin istisnası olarak görülmüş.
Nafaka borçlusu fiilen bakarak zaten bu borcu ödemişse, takip nedeniyle yaptığı ödeme aslında mükerrer ödeme olur ve istirdata da konu edilebilir.
Aksi hakkaten adaletsiz sonuç doğurur
Old 23-06-2011, 11:58   #12
lawyersoylu

 
Varsayılan

sayın meslektaşlarım,sizleri davanın akıbeti hakkında bilgilendirmek isterim. aile mahkemesinde açtığımız takibin iptali ve menfi tespit davası kabul edildi.
ancak mahkeme, alacağın yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile icra inkar tazminatı istemimizi reddetti.
Old 18-05-2017, 15:09   #13
Av.Evrim 2009

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan lawyersoylu
sayın meslektaşlarım,sizleri davanın akıbeti hakkında bilgilendirmek isterim. aile mahkemesinde açtığımız takibin iptali ve menfi tespit davası kabul edildi.
ancak mahkeme, alacağın yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile icra inkar tazminatı istemimizi reddetti.

Merhabalar aynı konuda müvekkilimiz hakkında bir takip başlatılmıştır ve bende aynı şekilde aile mahkemesinde menfi tespit davası açacağım ancak sizden ricam mümkünse eğer mahkemenin kararını evrimbasesgioglu@hotmail.com adresinde paylaşabilir misiniz şimdiden teşekkürlerimi sunuyorum iyi çalışmalar diliyorum
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Boşanma Sonrasında Borçlardan Sorumluluk Av.Habibe YILMAZ KAYAR Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 12-04-2010 23:49
Boşanma Sonrasında Yetim Maaşı Bağlanması Ve Nafaka Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 21-11-2008 20:42
bir araya gelmeyen eşlerin boşanma durumu avsafran Meslektaşların Soruları 8 11-11-2008 13:40
Evli Kişinin Dinsel Tören Yaparak Başka Bir Kadınla Birlikte Yaşaması Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 04-10-2008 18:20
davalının kız kardeşi ile birlikte yaşaması hırs Meslektaşların Soruları 1 19-09-2007 10:17


THS Sunucusu bu sayfayı 0,13518190 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.