Tehdit-Samimi bulunan müşteki beyanı

Herkese iyi çalışmalar.Tehdit suçlamasıyla Müvekkilim hakkında dava açıldı.Tanıklar dinletildi.Müşteki tanıkları beyanlarında 'Müştekinin, müvekkil sanıkla telefonda konuştuklarını,konuşmaları duymadıklarını sadece müştekinin telefonda müvekkil sanıkla konuşurken renginin değiştiğini beyan ettiler.
Mahkeme TCK Md. 106/1 2. cümlesine göre müvekkil aleyhine hüküm kurdu.Gerekçesini ise müştekinin samimi beyanlarına dayandırdı.

Sormak istediğim; Dosya içeriği,tanıkların beyanları ve müvekkil aleyhine herhangi bir somut delilin yokluğu karşısında Mahkeme sadece müştekinin samimi beyanlarını dikkate alarak müvekkil aleyhine karar verebilir mi? Bu yönde paylaşacağınız Yargıtay kararı var mı.Saygılarımla.

Meslektaşım, ne lehe ne de aleyhe bu hususta bir Yargıtay kararı bulamadım. Ancak dediğiniz gibi başkaca bir delil bulunmaksızın, üstelik tanıkların konuşmaları duymamış olmasından dolayı olaya şahadetlerinin varsayılamayacağı gerçeği de dikkate alınmışken, suçun sübutu sonucuna kolayca varılabilmesi beni şaşırttı. Hukuka dair öğrendiklerim tamamıyla haklılığınızdan yana. Umarım karşıt bir paylaşımla tam aksini öğrenmeme gerek kalmaz. Yoksa her rengi değişen ve isnatta bulunan karşısında vay halimize.

Halil bey , Merhabalar Mersin den Av.İsmail ÜLKEN Sorduğunuz tehdit iddiasına ilişkin olarak, Dosya kapsamında Müvekkiliniz ile Müşteki arasında geçtiği bahis edilen Tlf konuşmalarına ilişkin iletişim kayıtları getirtilip teyit edildimi ? Yada siz bunu talep etmişmiydiniz öncelikle buna bir bakalım.Sonra Müştekinin soyut iddiası hakkında beyanda bulunmaya çalışayım.İyi çalışmalar

Dosya münderecatı sizin ifade ettiğiniz kadarsa ben de kararın hatalı olduğunu düşünüyorum. Zira CMK md 217’ye göre “Hâkim, kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir”. Kaldı ki ikrarın dahi tek başına mahkumiyet kararına dayanak olarak kabul edilmediği hukuk düzeninde sadece müştekinin ifadelerine dayanılması söz konusu olamaz. Müştekinin beyanları dışından somut bir delil mevcut değil ise Anayasanın 38/4. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/2.maddelerinde düzenlenmiş bulunan suçsuzluk karinesi, suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kişinin suçsuz sayılması gerektiğini ifade ettiğinden ve şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği yalnızca müşteki beyanlarına dayanarak hüküm kurulmaması gerekir. Ancak cinsel suçlarda kimsenin olmadığı bir ortamda suçun işlenmesi halinde yalnızca mağdur beyanına dayanabilineceğine dair bir kaç Yargıtay Kararı okuduğumu anımsıyorum.

Yanıt veren tüm meslektaşlarıma teşekkürler.Hukuki dayanaktan yoksun bu karar Maalesef verildi.Aramama rağmen ilgili bir Yargıtay kararı bulamadım.Meslektaşlarımın bu konudaki hassasiyetleri beni mutlu edecektir.Saygılarımla.