Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

sözlü kira sözleşmesinin başlangıc tarihinin ispatı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 11-02-2010, 09:36   #1
cunapiedra

 
Varsayılan sözlü kira sözleşmesinin başlangıc tarihinin ispatı

sayın meslektaşlarım öncelikle herkese iyi çalışmalar;
davaya konu olan ihtilaf kiracıya göre sanayide depo olarak kullanılan işyerinde 15 ay olarak kiracılık sıfatını ile sürdürmüştür.buna mukabil deposunun önüne zorunlu masraf olarak beton döktürülmüştür.davacı bu kira sözleşmesinin kira bedellerine karşı 2 adet bono düzenleyerek kirayalana vermiştir.son senedi hiçbir ihtirazi kayıt koymadan ödeyen davacı bundan yaklasık 1 yıl gectıkten sonra kiralayana karşı sebebsiz zenginleşme davası açmıştır.gerekçesi olarakta son bononun zorunlu masraflara ödediği para ile takas edildiğini iddia etmektedir.
yazılı kira sözleşmesi yoktur.ve davalı sıfatı olarakta işyerinin sahibinin oğlu olarak gözükmektedir.müvekkilimizin iddasına göre zorunlu masrafların daha önceki kira bedelerini münhasıran kapatıldığı iddaasının yersiz ve mesnetsiz olduğunu düşünmektedir.
burada kiralananını depo oldugunuda dikkate alırsak kira sözleşmesinin daha önceden baslatıldıgına nasıl ispat edebiliriz.senetle ispat sınırına takılır mı
davayı husumet yokluğundan reddediilir mi?
ve ödediğini iddda ettiği kira bedelinin hiçbir yazılı makbuzuda yoktur
Old 11-02-2010, 11:14   #2
üye32062

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK DAİRESİ 1


Esas No.
2004/4422
Karar No.
2004/5460
Tarihi
10.05.2004


1086-HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU (HUMK)/288/292/293
4721-TÜRK MEDENİ KANUNU (MK)/683


ELATMANIN ÖNLENMESİ VE ECRİMİSİL
KİRA SÖZLEŞMESİ
YAZILI DELİL


ÖZET
ÖZEL YASA HÜKÜMLERİ SAKLI KALMAK KOŞULUYLA, GEREK TAŞINIR GEREKSE TAŞINMAZ MALLARA İLİŞKİN KİRA SÖZLEŞMELERİNİN GEÇERLİ OLMASI HİÇBİR BİÇİM KOŞULUNA BAĞLI DEĞİLDİR.KİRA SÖZLEŞMELERİ YAZILI VEYA SÖZLÜ YAPILABİLECEĞİ GİBİ ZIMNİ ( ÜSTÜ KAPALI )OLARAKTA VUCUDA GETİRİLEBİLİR. YETERKİ TARAFLAR KİRA SÖZLEŞMESİNİN ESASLI UNSURLARINDA ANLAŞMIŞ OLMALARI GEREKİR.ANCAK HUMK.NUN 288.MADDESİ UYARINCA L.L.1998 TARİHİNDEN İTİBAREN 40.000.000 LİRAYI AŞAN ( 23.6.1996 GÜN VE 4146 SAYILI YASAYA GÖRE )SÖZLEŞMELER HAKKINDA TANIK DİNLENİLEBİLMESİNE OLANAK YOKTUR; KİRA SÖZLEŞMESİNİN VARLIĞI, ANCAK YAZILI DELİLLE İSPAT EDİLEBİLİR. HEMEN BELİRTİLMELİDİR Kİ, SÖZÜ EDİLEN MİKTAR, YILLIK KİRA TUTARINA BAKILARAK BELLİ EDİLİR.SÖZLÜ KİRA SÖZLEŞMESİ KURULDUĞU YOLUNDAKİ SAVUNMANIN,İLGİLİSİNE ( DAVALIYA YADA DAVALILARA )YEMİN TEKLİF ETME HAKKI VEREBİLECEĞİ; AYRICA HUMK.NUN 292 VE 293.MADDELERİNDE DEĞİNİLEN AYRICALIKLARINDA GÖZETİLMESİNİN GEREKECEĞİ KUŞKUSUZDUR


Taraflar arasında görülen davada;

Davacı,kayden maliki bulunduğu 86,87,537 ve 748 parsel sayılı taşınmazlarını,davalının 1990 yılından bu yana bedel ödemeden kullandığını ileri sürüp,elatmanın önlenmesi ve 2001 yılından geriye dönük 5 yıllık toplam 10.168.000.000 TL. ecrimisilin tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davacı ile kardeş olduklarını,taşınmazların 3 yıldır kira bedelini davacıya ödeyerek kullandığını belirtip,davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece,taraflar arasında yazılı olmayan kira sözleşmesi bulunduğu, davalının haksız müdahalesinin olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Karar,davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla;Tetkik Hakimi raporu okundu,düşüncesi alındı.Dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Dava,çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece,davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden,toplanan delillerden,çekişme konusu 86,87,537 ve 748 parsel sayılı taşınmazlarda davacının tam ve paylı mülkiyet hakkının bulunduğu,davalının anılan taşınmazlardan 537 parsel sayılı taşınmaz hariç kayda dayalı bir hakkının olmadığı, 537 parselin paydaşlarından bulunduğu;anılan taşınmazların tamamını uzun süreden beri tasarrufu altında tuttuğu görülmektedir.

Davalı, söz konusu taşınmazları kira ilişkisine dayalı olarak kullandığını belirtmiş,mahkemece bu savunmaya itibar edilerek dava reddedilmiştir.

Bilindiği üzere;özel yasa hükümleri saklı kalmak koşuluyla, gerek taşınır gerekse taşınmaz mallara ilişkin kira sözleşmelerinin geçerli olması hiçbir biçim koşuluna bağlı değildir.Kira sözleşmeleri yazılı veya sözlü yapılabileceği gibi zımni ( üstü kapalı )olarakta vucuda getirilebilir. Yeterki taraflar kira sözleşmesinin esaslı unsurlarında anlaşmış olsunlar.Nitekim bu kural l8.3.l942 tarih 37/6 sayılı inançları birleştirme kararında açıkça vurgulanmıştır.

Ne var ki kira ilişkisi bir hukuki fiil ( vakıa )değil,bir hakkın doğumuna,değiştirilmesine veya ortadan kaldırılmasına neden olma niteliği itibariyle bir hukuki işlem ( muamele )dir. Bu nedenle,HUMK.nun 288.maddesi uyarınca l.l.1998 tarihinden itibaren 40.000.000 lirayı aşan ( 23.6.1996 gün ve 4146 sayılı yasaya göre )sözleşmeler hakkında tanık dinlenilebilmesine olanak yoktur; kira sözleşmesinin varlığı, ancak yazılı delille ispat edilebilir.Hemen belirtilmelidir ki, sözü edilen miktar, yıllık kira tutarına bakılarak belli edilir.Sözlü kira sözleşmesi kurulduğu yolundaki savunmanın,ilgilisine ( davalıya yada davalılara )yemin teklif etme hakkı verebileceği; ayrıca HUMK.nun 292 ve 293.maddelerinde değinilen ayrıcalıklarında gözetilmesinin gerekeceği kuşkusuzdur.

Somut olayda,mahkemece kira ilişkisinin varlığı kabul edilirken yukarıda açıklanan ilkeler gözetilmek suretiyle bir araştırma yapılmış değildir.

SONUÇ : Hal böyle olunca,kiracılık savunması yönünden gerekli araştırmanın yapılması,ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken,yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü H.U.M.K.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,10.5.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
HUKUK DAİRESİ 1


Esas No.
2003/8764
Karar No.
2003/9128
Tarihi
17.09.2003


1086-HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU (HUMK)/288/292/293


İSPAT YÜKÜ
KİRA AKDİ
KİRA İLİŞKİSİNİN VARLIĞININ İSPATI
SÖZLÜ KİRA SÖZLEŞMESİ


ÖZET
KİRA SÖZLEŞMELERİ YAZILI VEYA SÖZLÜ YAPILABİLECEĞİ GİBİ ZIMNİ ( ÜSTÜ KAPALI ) OLARAK DA VÜCUDA GETİRİLEBİLİR. YETER Kİ TARAFLAR KİRA SÖZLEŞMESİNİN ESASLI UNSURLARINDA ANLAŞMIŞ OLSUNLAR. NE VAR Kİ KİRA İLİŞKİSİ BİR HUKUKİ FİİL ( VAKIA ) DEĞİL, BİR HAKKIN DOĞUMUNA, DEĞİŞTİRİLMESİNE VEYA ORTADAN KALDIRILMASINA NEDEN OLMA NİTELİĞİ İTİBARİYLE BİR HUKUKİ İŞLEM ( MUAMELE ) DİR. BU NEDENLE, HUMK.NUN 288. MADDESİ UYARINCA 1.1.1998 TARİHİNDEN İTİBAREN 40.000.000 LİRAYI AŞAN SÖZLEŞMELER HAKKINDA TANIK DİNLENİLEBİLMESİNE OLANAK YOKTUR; KİRA SÖZLEŞMESİNİN VARLIĞI ANCAK YAZILI DELİLLE İSPAT EDİLEBİLİR. HEMEN BELİRTİLMELİDİR Kİ, SÖZÜ EDİLEN MİKTAR, YILLIK KİRA TUTARINA BAKILARAK BELLİ EDİLİR. SÖZLÜ KİRA SÖZLEŞMESİ KURULDUĞU YOLUNDAKİ SAVUNMANIN, İLGİLİSİNE YEMİN TEKLİF ETME HAKKI VEREBİLECEĞİ KUŞKUSUZDUR.


DAVA : Taraflar arasında görülen davada;

Davacı, kayden maliki bulunduğu 900 parsel sayılı taşınmazı davalıların rızası dışında kullandıklarını bedel ödemediklerini ileri sürüp elatmanın önlenmesi, ecrimisil isteğinde bulunmuştur.

Davalı Hüseyin, dava konusu taşınmazı kira karşılığı kullandığını 2001 yılında davacı ile aralarında sorun çıktığını 2002 yılında başka bir kişinin kullandığını bildirip davanın reddini savunmuştur.

Davalı Reşat, taşınmazı kendisinin hiç kullanmadığını bildirip davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, dava konusu taşınmazın kira karşılığı kullanıldığı, haksız bir el atmanın olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, taraflar arasında kira ilişkisinin varlığından söz edilerek davanın reddine karar verilmiştir.

Bilindiği üzere, özel yasa hükümleri saklı kalmak koşuluyla, gerek taşınır gerekse taşınmaz mallara ilişkin kira sözleşmelerinin geçerli olması hiçbir biçim koşuluna bağlı değildir. Kira sözleşmeleri yazılı veya sözlü yapılabileceği gibi zımni ( üstü kapalı ) olarak da vücuda getirilebilir. Yeter ki taraflar kira sözleşmesinin esaslı unsurlarında anlaşmış olsunlar. Nitekim bu kural 18.3.1942 tarih 37/6 sayılı inançları birleştirme kararında açıkça vurgulanmıştır.

Ne var ki kira ilişkisi bir hukuki fiil ( vakıa ) değil, bir hakkın doğumuna, değiştirilmesine veya ortadan kaldırılmasına neden olma niteliği itibariyle bir hukuki işlem ( muamele ) dir.

Bu nedenle, HUMK.nun 288. maddesi uyarınca 1.1.1998 tarihinden itibaren 40.000.000 lirayı aşan ( 23.6.1996 gün ve 4146 sayılı yasaya göre ) sözleşmeler hakkında tanık dinlenilebilmesine olanak yoktur; kira sözleşmesinin varlığı ancak yazılı delille ispat edilebilir. Hemen belirtilmelidir ki, sözü edilen miktar, yıllık kira tutarına bakılarak belli edilir. Sözlü kira sözleşmesi kurulduğu yolundaki savunmanın, ilgilisine ( davalıya yada davalılara ) yemin teklif etme hakkı verebileceği; ayrıca HUMK.nun 292 ve 293. maddelerinde değinilen ayrıcalıklarında gözetilmesinin gerekeceği kuşkusuzdur.

SONUÇ : Hal böyle olunca, yukarda belirtilen ilkeler gözetilerek kira ilişkisinin mevcudiyetinin araştırılması sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü H.U.M.K.'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.09.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
HUKUK DAİRESİ 1


Esas No.
2001/3752
Karar No.
2001/5402
Tarihi
01.05.2001


1086-HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU (HUMK)/288/292/293
818-BORÇLAR KANUNU/248


YAZILI DELİLLE İSPAT
YEMİN
KİRA SÖZLEŞMESİNİN İSPATI
TANIKLA İSPAT KURALI


ÖZET
KİRA SÖZLEŞMELERİ, TARAFLARIN ANLAŞMASI SURTİYLE YAZILI VEYA SÖZLÜ YAPILABİLECEĞİ GİBİ ZIMNİ ( ÜSTÜ KAPALI ) OLARAK DA VÜCUDA GETİRİLEBİLİR. ANCAK, KİRA İLİŞKİSİ BİR HUKUKİ FİİL DEĞİL, BİR HAKKIN DOĞUMUNA, DEĞİŞTİRİLMESİNE VEYA ORTADAN KALDIRILMASINA NEDEN OLMA NİTELİĞİ İTİBARİYLE BİR HUKUKİ İŞLEMDİR. BU NEDENLE, HUMK.NUN 288.MADDESİ UYARINCA L.L.1998 TARİHİNDEN İTİBAREN 20.000.000 LİRAYI AŞAN ( 23.6.1996 GÜN VE 4146 SAYILI YASAYA GÖRE ) SÖZLEŞMELER HAKKINDA TANIK DİNLENİLEBİLMESİNE OLANAK YOKTUR; KİRA SÖZLEŞMESİNİN VARLIĞI, ANCAK YAZILI DELİLLE İSPAT EDİLEBİLİR. SÖZÜ EDİLEN MİKTAR, YILLIK KİRA TUTARINA BAKILARAK BELLİ EDİLİR. SÖZLÜ KİRA SÖZLEŞMESİ KURULDUĞU YOLUNDAKİ SAVUNMANIN, İLGİLİSİNE ( DAVALIYA YA DA DAVALILARA ) YEMİN TEKLİF ETME HAKKI VEREBİLECEĞİ; AYRICA HUMK.NUN 292 VE 293. MADDELERİNDE DEĞİNİLEN AYRICALIKLARIN DA GÖZETİLMESİNİN GEREKECEĞİ KUŞKUSUZDUR.


DAVA : Davacı tarafından,davalı aleyhine açılan elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasının yapılan yargılamasında Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı tarafından Duruşma istemli temyiz edilmekle, duruşma günü olarak saptanan 1.5.2001 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili avukat Ali K. geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili avukat gelmedi yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı,bilahare dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Davacı kayden maliki olduğu 139 parsel sayılı taşınmazdaki 2 nolu bağımsız bölüme elatmanın önlenmesini istemiştir.

Mahkemece davalının uzun yıllardır taşınmazda oturduğu ve kiracı olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir.

Gerçekten,dosya içeriğinden toplanan delillerden davalı damadın davacı kayınpederinin muvafakatına dayalı olarak çekişmeli yerde oturmaya başladığı taraflarında kabulündedir. Her ne kadar bilgisine başvurulan davacının kızı ve aynı zamanda davalının eşi olan tanığın davacının işlerinin bozulması üzerine taraflar arasında kira sözleşmesi kurulma girişiminden söz etmişse de dosyaya her hangi bir kira sözleşmesi ibraz edilmiş değildir.

Bilindiği üzere Özel yasa hükümleri saklı kalmak koşuluyla, gerek taşınır gerekse taşınmaz mallara ilişkin kira sözleşmelerinin geçerli olması hiçbir biçim koşuluna bağlı değildir. Kira sözleşmeleri yazılı veya sözlü yapılabileceği gibi zımni ( üstü kapalı ) olarakta vucuda getirilebilir. Yeterki taraflar kira sözleşmesinin esaslı unsurlarında anlaşmış olsunlar. Nitekim bu kural l8.3.l942 tarih 37/6 sayılı inançları birleştirme kararında açıkça vurgulanmıştır.

Nevarki kira ilişkisi bir hukuki fiil ( vakıa ) değil, bir hakkın doğumuna,değiştirilmesine veya ortadan kaldırılmasına neden olma niteliği itibariyle bir hukuki işlem ( muamele )dir.

Bu nedenle,HUMK.nun 288.maddesi uyarınca l.l.1998 tarihinden itibaren 20.000.000 lirayı aşan ( 23.6.1996 gün ve 4146 sayılı yasaya göre ) sözleşmeler hakkında tanık dinlenilebilmesine olanak yoktur; kira sözleşmesinin varlığı, ancak yazılı delille ispat edilebilir.Hemen belirtilmelidirki, sözü edilen miktar, yıllık kira tutarına bakılarak belli edilir.Sözlü kira sözleşmesi kurulduğu yolundaki savunmanın,ilgilisine ( davalıya yada davalılara ) yemin teklif etme hakkı verebileceği; ayrıca HUMK.nun 292 ve 293.maddelerinde değinilen ayrıcalıklarında gözetilmesinin gerekeceği kuşkusuzdur.

Hal böyle olunca,yukarıda değinilen anlamda bir kira sözleşmesi dosyaya ibraz edilmediği gibi Borçlar Kanunun 248 maddesinde deyimini bulan kiranın esaslı unsurunu teşkil eden bedel ödeme yönünden de belgelendirme işleminin yapılamadığı önceden verilen muvafakatın ise bu davanın açılması ile geri alındığı hususları gözetilerek davanın kabulü gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.

SONUÇ : Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine 16.5.1999 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 65.000.000 lira duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına 1.5.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yuakarıda sözlü kira sözleşmesinin ispatı ile alakalı yargıtay kararları var. Umarım yardımı olur. İyi çalışmalar
Old 11-02-2010, 20:37   #4
Av.M_K

 
Varsayılan

Sayın Serbayın sunmuş olduğu yargıtay kararlarına ek olarak bende kira ilişkisi ayni nitelikli oolmayıp şahsi nitelikli olduğundan kira sözleşmesinin kiralayan tarafındaki şahıs illaki malik olmayıp 3.kişide olabilir.
saygılar
Old 12-02-2010, 08:15   #5
cunapiedra

 
Varsayılan

öğrenmek istediğim bir hususta şu
kira sözleşmesinin daha önce bir tarihte başladığını tanıktan başka hangi delillerle ispat edebiliriz
iş yeri depo olarak gözüküyo
Old 14-02-2010, 00:33   #6
Av.M_K

 
Varsayılan

Yargıtay kira sözleşmelerindeki iddialar ancak yazılı delillerle ispatlanır diyor ama kanımca burası iş yeri ise daha önceki tarihlerde davalıya daha önceden gönderilen mal alım-satımını , teslim tesellüm belgelerindeki adresli ve tarihlerle o işyerinin uzun zamandan beri kiralandığını ispatlayabileceğinizi düşünüyorum
saygılarımla
Old 15-02-2010, 12:23   #7
kemal çelik

 
Varsayılan

Arkadaşlar,
bir hususu tartışmanıza açmak istiyorum. Yargıtay haklı olarak önce Borçlar Kanunu'na göre kira sözleşmesinin hiçbir şekle bağlı olmadığını belirmekte ve hatta kira sözleşmesinin esaslı noktalarda anlaşma sağlandıktan sonra zımni olarak dahi kurulabileceğini ve hatta bu konuda bir İBK nın mevcudiyetine değinmektedir. Fakat neticede tanıkla ispat sınırını gerekçe göstererek sözlü kira sözleşmesinin bazen yegane ispat imkanı olan tanığa izin vermemektedir. Ben bu yönü ile Yargıtay kararına katılmıyorum ve kanunun yanlış yorumlandığına inanıyorum. Sonuçta kira sözleşmesi şekil şartına bağlı değil ise varlığını ispat ta şekle bağlı olamaz ve burada tanıkla ispat yasağı olamaz görüşündeyim. Siz ne dersiniz?
Old 15-02-2010, 12:32   #8
Levent Cirit

 
Varsayılan

Kemal Bey'e katılmakla birlikte söz konusu durumun şöyle yorumlanması daha doğru olur düşüncesindeyim;

Sözlü veya zımni kira sözleşmesinin varlığı her türlü delil ile ispatlanabilmeli ancak bu kira sözleşmesinden doğan bir borç söz konusu ise bu durumda senetle ispat zorunluluğu devreye girmelidir. Burada da senet ile ispat etmesi gereken "Ödedim" iddiasında bulunan kiracıdır. Tabii senetle ispat zorunluluğunu da burada aylık kira bedeli üzerinden düşünmeliyiz kanaatindeyim. Bir aylık kira bedeli üzerinden düşünülmelidir.

Somut olayı Yargıtay'ın bakış açısından yorumlayacak olursak bu durumda da kiracının kiracı olduğunu senetle ispat etmesi gerekir ki elinde yazlı kira akti olmayan kiracı bu durumda söz konusu yerde işgalci konumuna düşecektir diye düşünüyorum.

Saygılarımla;
Av.Levent CİRİT
Old 15-02-2010, 13:24   #9
Admin

 
Varsayılan

Sayın kemal çelik,
Alıntı:
Yazan kemal çelik
Sonuçta kira sözleşmesi şekil şartına bağlı değil ise varlığını ispat ta şekle bağlı olamaz ve burada tanıkla ispat yasağı olamaz görüşündeyim. Siz ne dersiniz?
Takdir edersiniz ki, bir hukuki işlemin borçlar hukuku açısından varlığının tesbiti ile, usul hukuku açısından mahkemelerde ispatı birbirinden farklıdır. Yargıtay'ın yaklaşımı kanaatimce doğrudur, zira burada Yargıtay hukuki işlemin geçerliğini ya da varlığını tartışmamakta sadece ihtilaf olması durumunda yargı organlarında iddianın nasıl ispat edileceğini hükme bağlamaktadır.

Eğer bir sözleşmenin kuruluşunun şekle bağlı olmaması nedeniyle, ispat şartını da şekle bağlamayacaksak, HUMK'un ispat hukukuna ilişkin tüm maddeleri kullanılmaz hale gelir, zira şekil şartına başlı olmayan tek sözleşme çeşidi kira sözleşmesi değildir. Bu teoriden hareket edersek örneğin 1 milyar dolar alacak için de tanıkla ispatı mümkün kılacağız demektir, zira bilindiği gibi para borcuna dair işlemler DE, BK açısından hiçbir şekle tabi değildir.

Yine belirtmek gerekir ki, Yargıtay'ın kira sözleşmesinin ispatı için yazılı delil araması sadece kiracıyı koruyan bir yaklaşım da değildir, tam aksine bu tutum olmasaydı asıl mağdur olacak olanlar kiralayanlar olurdu. Zira bir gayrımenkulün kiralandığı iddiası karşı tarafça inkar edilse mahkemede ispatı için dahi yazılı delile gerek yoktur, tanık beyanı yeterlidir dersek, boş bir evi işgal eden herkes iki yalancı şahitle biz burada kiracıydık, kira miktarımız da aylık 1-TL'dir der ve kira müessesesi işlemez hale gelir.

Bence burada Yargıtay'ın doğru içtihatının arkasında durmamız ve onu değiştirmeye çalışmak yerine kira ilişkisine giren kişileri yazılı sözleşme yapma konusunda eğitmemiz gerek. İnsanlar alacak verecek işlemleri için senet/bono yapmayı öğrendikleri gibi, yüzbinlerce liralık gayrımenkullerini sokaktan geçen vatandaşlara teslim ederken de yazılı kira sözleşmesi yapmayı öğrenmek zorunda.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
ÇOK ACİLLL! ölünceye kadar bakma akdine dayalı davalarda öğrenme tarihinin ispatı AVUKAT AYŞE Meslektaşların Soruları 4 05-05-2009 19:47
basın iş kanununda meslek başlangıç tarihinin önemi avukat erdoğan Meslektaşların Soruları 0 22-12-2008 09:46
El Atma tarihinin tanıkla ispatı mustafayıldız Meslektaşların Soruları 1 31-10-2008 01:10
Kira sözleşmesi olmaması nhedeniyle kira tesp. davasında kira başlangıç tarihi sorunu Av. Mehmet Söylemez Meslektaşların Soruları 1 14-11-2007 12:12


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04621792 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.