Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Kısıtlıdan Alınan Vekaletle Yapılan Takip

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 22-11-2016, 01:59   #1
AHMET01

 
Varsayılan Kısıtlıdan Alınan Vekaletle Yapılan Takip

Değerli Meslektaşlarım,
Akıl Hastası olduğundan dolayı fiil ehliyeti kısıtlanarak kendisine vasi atanan bir kişiden doğrudan alınan(vasisinden değil kısıtlıdan alınıyor) vekaletname ile yapılan icra takibini iptal ettirmek için ne kadarlık sürede ve hangi mahkemede, hangi davayı açmalıyız? Teşekkürler...
Old 22-11-2016, 11:10   #2
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AHMET01
Değerli Meslektaşlarım,
Akıl Hastası olduğundan dolayı fiil ehliyeti kısıtlanarak kendisine vasi atanan bir kişiden doğrudan alınan(vasisinden değil kısıtlıdan alınıyor) vekaletname ile yapılan icra takibini iptal ettirmek için ne kadarlık sürede ve hangi mahkemede, hangi davayı açmalıyız? Teşekkürler...
Fiil (takip) ehliyeti olmayan kısıtlı (ve kısıtlı olması hasebiyle verdiği vekaletnamenin de geçersiz olduğundan temsilci sıfatı olmayan vekil) tarafından başlatılan takibin iptali istemiyle icra mahkemesinde süresiz şikayet.
Old 29-11-2016, 23:44   #3
AHMET01

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım Av.Nevra ÖKSÜZ,
Öncelikle katkınız için çok teşekkür ederim. Takibin iptali davasını açtım. Ancak bizim fiil ve hukuki işlem ehliyeti olmadığını belirttiğimiz bir kişiye karşı bu sefer bizim dava açmamız bir çelişki değil mi? Bunların açtıkları ve geçersiz olduğunu belirttiğimiz bu ilamlı takibin iptalini ileri sürmek için de başka bir çözüm aklıma gelmiyor? Bu konuda da siz değerli Üstatların katkılarını bekliyorum.Saygılarımla.
Old 30-11-2016, 20:15   #4
justiz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AHMET01
Sayın Meslektaşım Av.Nevra ÖKSÜZ,
Öncelikle katkınız için çok teşekkür ederim. Takibin iptali davasını açtım. Ancak bizim fiil ve hukuki işlem ehliyeti olmadığını belirttiğimiz bir kişiye karşı bu sefer bizim dava açmamız bir çelişki değil mi? Bunların açtıkları ve geçersiz olduğunu belirttiğimiz bu ilamlı takibin iptalini ileri sürmek için de başka bir çözüm aklıma gelmiyor? Bu konuda da siz değerli Üstatların katkılarını bekliyorum.Saygılarımla.

Fiil ehliyeti olmayan biri Vekalet veremez. Sözkonusu vekalet yok hükmündedir ancak burdaki muhatabınızın Vekalet işlemini yapan Noter olduğunu düşünüyorum. Zaten muhtemelen mahkeme de noteri davaya dahil edecektir. Siz , öncelikle vekaletin iptali veya yok hükmünde sayılması için davanızı notere yöneltebilirsiniz. Bu arada takibin durdurulması kararı alın. Vekaletin geçersizliği kararı üzerine takibi iptal ettirebilirsiniz
Old 03-12-2016, 19:46   #5
AHMET01

 
Varsayılan

Sayın JUSTIZ katkınız için teşekkürler. Sayın Hâkim yukarıdaki endişemi haklı kılan bir bakıma yol gösteren bir karar aldı. Karar şöyledir:

"HMK'nın 119 maddesi gereğince Kısıtlı .....’ın vasisi .....’ı davalı (alacaklı) taraf göstermeniz hususunda 1 haftalık kesin süre içerisinde eksikliği gidermeniz aksi takdirde dava şartını taşımadığından davanın açılmamış sayılacağına karar verileceği hususu ihtar olunur."

Şimdi bu eksikliği giderme adına sadece bir iki cümle ile vasiyi Davalı (Alacaklı) gösteriyorum deyip vasinin bilgilerini yazmam yeterli mi? yoksa eski dilekçemin metin kısmını bu yeni dilekçeye de eklemem gerekir mi? Gerek yok diye düşünüyorum. Fakat yine de bilen üstatlara danışmak isterim. Gelişmeleri yazmaya devam edeceğim. Diğer meslektaşların yararlanması adına da bu tür bilgi aktarımları son derece faydalı oluyor. Katkı sağlayan Meslektaşlara tekrar teşekkürler.
Old 04-12-2016, 08:43   #6
justiz

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,

Mahkemeye vermiş olduğunuz dilekçe HMK m 114. bağlamında dava şartlarını taşımadığı için ( (d)Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe
sahip bulunması..) Mahkeme HMK m 115 2. fıkra gereği dava şartı noksanlığını gidermek için size kesin süre vermiş. Burda yapmanız gereken usül ekonomisi ilkesi doğrultusunda mahkemeye bir dilekçeyle başvurmak ve vasiyi davalı olarak göstererek dilekçeyi vasiye tebliğ ettirmek.
Kolay gelsin
Old 04-12-2016, 10:10   #7
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz
...icra mahkemesinde süresiz şikayet.

Alıntı:
Yazan AHMET01
...Sayın Hâkim yukarıdaki endişemi haklı kılan bir bakıma yol gösteren bir karar aldı. Karar şöyledir:

"HMK'nın 119 maddesi gereğince Kısıtlı .....’ın vasisi .....’ı davalı (alacaklı) taraf göstermeniz hususunda 1 haftalık kesin süre içerisinde eksikliği gidermeniz aksi takdirde dava şartını taşımadığından davanın açılmamış sayılacağına karar verileceği hususu ihtar olunur."...

Şikayet, dava değildir, davacı ve davalısı yoktur/şikayet eden ve karşı taraf'ı vardır; HMK m.119 uygulanmaz:
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 16.2.2016, E-K: 2016/748-3963: "...Borçlunun icra mahkemesine başvurusu haczedilmezlik şikayeti olup, şikayet HMK'nun 118. maddesi anlamında bir dava değildir. Bu sebeple şikayet dilekçesinin HMK'nun 119. maddesinde yazılı şartları taşıması zorunlu değildir. Bu itibarla şikayet konusu icra dosyasının yanlış gösterilmesi veya hiç bildirilmemiş olmasının sonuca etkisi yoktur. Mahkemece şikayetçiye, doğru dosya numarasını bildirmek üzere süre verilip, asıl şikayet konusu dosya incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir..."

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 23.9.2005, E-K: 2005/13593-17791: "...Şikayetçi borçlunun alacaklı olarak O___ K___'yı vekili olarak da Av. K___ G___'ü hasım göstererek icra mahkemesine şikayet dilekçesini verdiği anlaşılmaktadır. Takip dayanağı ilama ve icra emri içeriğine göre ise alacaklı O___ K___ değil, K___ G___'dür. İcra memurunun muamelelerini şikayet bir dava olmadığından şikayet dilekçesinde tarafların yanlış gösterilmesinin, şikayetin "husumet yönünden" reddini gerektirmez. Zira, icra mahkemesince takip dosyasından her zaman takibin taraflarının tespiti ve gerekirse duruşma açılıp yargılamadan haberdar edilmeleri mümkündür. O halde, işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken..."

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 4.6.2012, E-K: 2012/1691-19034: "...Şikayet ile, icra dairesinin bir işleminin kanuna aykırı olduğu veya hadiseye uygun bulunmadığı ileri sürülür. Şu halde, şikayet icra dairesinin bir işlemine karşıdır. Şikayet, icra ve iflas dairelerinin işlemlerine karşı başvurulan kendine özgü bir kanun yolu olup, bir dava değildir. Bu nedenle, şikayette davacı ve davalı terimlerinin yeri yoktur. Şikayette iki taraf vardır; şikayet eden ve şikayet olunan (veya karşı taraf) Şikayet hakkı ise şikayet konusu işlemin iptal ettirilmesinde hukuken korunmaya değer bir menfaati (yararı) olan, alacaklı, borçlu veya üçüncü kişilere aittir.
...Somut olayda şikayetçi, icra mahkemesine yaptığı başvurusunda icra dosyasının esas numarasını bildirdiğine göre, mahkemece, icra dosyasının taraflarını ve ilgilileri belirleyebilme, duruşma açılmasına gerek görülmesi halinde ise duruşmaya davet ederek beyanlarını alabilme imkanı vardır. Şikayet dilekçesinde hasım gösterilmemesi veya yanlış gösterilmesi sonuca etkili olmayıp, bu husus şikayetin husumet yönünden reddini gerektirmez..."

* Takibin ilamlı takip olduğunu belirtmişsiniz; ilamda kısıtlı mı taraftı? Neden soruyorum; kısıtlılık, ilamdan sonra ise takibin başlatıldığı tarihte kişinin kısıtlı olup olmadığına da dikkat ediniz.

** Mahkeme icra dosyasını getirttiğinde ilamda vasi belli ise direkt tebligat yapabilirdi, ilamdan sonra ve fakat takipten önce kısıtlılık varsa size bildirmeniz için süre vermesi yeterli idi (HMK 119'u uygulayarak değil); madem bunları yapmamış vasiyi bildirip tebliği sağlayarak devam edebilirsiniz.
Old 04-12-2016, 19:00   #8
AHMET01

 
Varsayılan

Sayın Av. Nevra ÖKSÜZ,

Çok faydalı katkılarınız için gerçekten çok teşekkür ederim.

Sorduğunuz sorulara gelince;
Mevcut ilamda Davalı: Kelimesinin karşısında doğrudan kısıtlının ismi yazılıdır. Davalının altında ise Vasisi: ibaresi yazılı olup bunun karşısına da vasinin kimlik bilgileri yazılıdır. Kısıtlı, boşanma davasının gerçekleştiği 2015 tarihinden çok daha önce de kısıtlı idi. Daha önce büyük abisi vasisi idi. Kendisi yurtdışına gittiği için boşanma davası esnasında vasi değişikliği yapılarak kendisine küçük kardeşi vasi olarak atandı ve boşanma davası da akıl hastalığına dayalı (Şizofreni) olarak gerçekleştirildi. Raporlarda bu hastalığın iyileşme olanağı bulunmayan bir hastalık olduğu da açıkça yazılıydı. Vasi değişikliği de 2015’te yapılmıştır. Çok kuvvetle Muhtemel vasisi yine küçük kardeşidir. Hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakalarını vekâleten tahsil etmek isteyen Meslektaş Avukat, vekâleti doğrudan kısıtlıdan almıştır, Vasisinden değil. Sonradan vasiden geçerli vekâlet alarak icra dosyasına sunmak suretiyle geçersiz bu işlemleri geçerli hale getirebilir mi? Gerçi biz birikmiş nafakaları faiziyle beraber vasi adresine PTT ile gönderdik.

Yukarıdaki anlatımımda her ne kadar İcra Mahkemesine yaptığım müracaatta takibin iptali davası açtım dediysem de aslında dilekçemde şu başlıkları kullandım.

ŞİKÂYET EDEN
(BORÇLU) :
VEKİLİ :

KARŞI TARAF
(ALACAKLI) : Kısıtlı bilgilerini yazdım.

VEKİLİ : Vekâleti geçerli olmayan kısıtlı vekili bilgilerini yazdım.

KONU : Usulüne uygun düzenlenmeyen vekâletle yapılan ilamlı icra takibinin iptali talebinden ibarettir.

Kısacası anlatımlarınıza paralel bir müracaatta bulundum. Sonuç kısmında icranın tedbiren durdurulmasını, akabinde iptaline karar verilmesini istedim. Aslında ilamlı icra takibi konusu yapılan ilamdan nafaka alacaklısının kısıtlı olduğunu anlamak mümkündür. Burada Vasisinin kim olduğu kolaylıkla anlaşılmaktadır. Bu kapsamda bakıldığında icra dairesi de kusurludur. İlamı incelemedikleri anlaşılmaktadır. Şimdi karşı taraf sadece kısıtlının vasisi mi olacak yoksa İcra Dairesi Müdürlüğünü de bir şekilde dâhil etmem gerekir mi? Gerekirse nasıl dahil edeceğiz. Davalı kısmına yazmadan sadece onlarla ilgili olayı anlatmakla mı yetineceğiz? Ayrıca böyle dilekçelerde yetkisiz vekili de yazmak gerekir mi? Hâkim bu yetkisiz Vekile hiç tebligat göndermeyecek mi? Hâkimin olaya bakışına bakıldığında müracaatımızı bir şikâyet değil de bir dava gibi gördüğü anlaşılmaktadır. Bu bilgiler ışığında tekrar değerlendirmede bulunursanız çok memnun olurum. Tekrar teşekkür ederim. Saygılarımla.
Old 06-12-2016, 13:59   #9
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

İcra Müdürlüğü taraf olacak mı?
Teoride tartışmalı, bu tartışmaları ve görüşlerini Sayın Kuru’nun, Postacıoğlu’nun vb kitaplarından okuyabilirsiniz; bu hususa hiç girmeden uygulamada:
Yargıtay 12 HD, 27.11.2000, E-K: 2000/8120-18380: “…Şikayetlerde icra memurunun hasım gösterilmesi mümkün değildir. Şikayet edilen işlemle ilgili diğer taraf alacaklılara da tebligat yapılarak duruşma yapılıp tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmek gerekirken evrak üzerinden karar verilmesi isabetsizdir…”

İİK m.18/3: “Aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi, şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder…”

Karşı taraf kısıtlının vasisi mi olacak?
Vasi taraf değildir, taraf olan kısıtlıdır ve vasi kanuni temsilci sıfatını haizdir. 7201 S.K. m.11/3: “Kanuni mümessilleri bulunanlara veya bulunması gerekenlere yapılacak tebligat, kanunlara göre bizzat kendilerine yapılması icabetmedikçe bu mümessillere yapılır.”

Vekili yazmak gerekir mi?
Vekilin yetkisiz olduğu sizin "iddia"nız ; lakin icra takibi vekil vasıtasıyla başlatılmış ve 7201 S.K. m.11/1: “Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır…”
Old 06-12-2016, 17:40   #10
AHMET01

 
Varsayılan

Sayın Av. Nevra ÖKSÜZ,
Katkılarınız için teşekkür ederim. Mahkemenin talebi doğrultusunda gerekli değişikliği yapacağım. Benim merak ettiğim Mahkeme tebligatı şimdi kime yapacak. Zira burada kısıtlının iki temsilcisi gözüküyor. Biri Vasisi, ikincisi ise yetkisi olmadığı halde vekalet verdiği avukatı.Yaşayarak göreceğiz. Sonuçları burada yazmaya devam edeceğim. Saygılarımla.
Old 16-12-2016, 20:28   #11
AHMET01

 
Varsayılan

Değerli Meslektaşlarım,
İcra Müdürlüğü’nün göndermiş olduğu icra emrinin azizliğine uğradığımızı sonradan anladım. İcra Emrinde Vekil doğrudan kısıtlının vekili gibi gözüküyordu. Bu nedenle ben de açmış olduğum takibin iptali davasında doğrudan kısıtlının vekâlet veremeyeceği, vasisinin vermesi gerektiği sebebine dayandım ve itiraz ettim. Ayrıca faiz de 450 TL kadar fazla hesaplanmıştı. Buna da itiraz ettim. Ancak bu icra takibinden önce yine bu kısıtlı tarafla olan bir başka davamızda vekilin sunduğu vekâletin vasiden alındığını gördüm. Bu davanın dilekçelerinde de vekil doğrudan kısıtlının vekili gibi yazılmıştı. Vasi ile ilgili hiçbir ibare yok. Bu nedenle çok kuvvetle muhtemel takip dosyasına da bu geçerli vekâletname sunulmuştur. Yapılan takip geçerli değil gerekçesiyle biz birikmiş nafakayı faiziyle beraber PTT aracılığıyla Vasiye gönderdik. Parayı teslim almışlar. Onlar icra emrine vasiyi yazmadıkları için ben de takibin iptali davasında vasiyi yazmamıştım. Bu nedenle Hâkim vasiyi davalı taraf göstermem hususunda bir haftalık kesin süre verdi. Göstermememiz durumunda davanın açılmamış sayılacağına karar verecek. Pazartesi süre doluyor. Şimdi danışmak istediğim husus bu durumda fazla hesaplanan faizden de vazgeçerek hâkimin davayı düşürmesine göz mü yumsam? Yoksa vasiyi davalı gösterip vekâletin geçersizliği dışındaki itirazlarımızı sürdürsek mi? İcra emrinde vasiyi göstermemelerini ileri sürerek bu icra emrini iptal ettirebilir miyiz? Takibin geçersizliği gerekçesiyle borcun tamamını da PTT aracılığıyla göndermiştik. Takibin iptali davasındaki dava dilekçemiz henüz davalı tarafa tebliğe çıkarılmadı. Hâkim vasiyi davalı taraf göstermemizi bekliyor. Karşı taraf İcra Emri de aslında ilamda vekil gözükmeme rağmen doğrudan borçlu müvekkile gönderiliyor. Gerçi zamanında bana getirdi ve yukarıdaki davayı açtık. Yargıtay kararlarında vekil zamanında müracaat ettiyse artık geçersiz tebligattan söz edilemeyeceği yönündeki kararlarını da biliyorum. Bu mevcut durumda en akılcı hareket tarzının ne olduğu yönündeki değerli görüşlerinizi almak isterim.
Old 24-12-2016, 11:51   #12
AHMET01

 
Varsayılan

Değerli Meslektaşlarım,

Kısıtlı Vasisini alacaklı taraf gösterip takibin ve icra emrinin iptali davasına devam ediyorum. Karşı Vekilin Vekâleti geçerli fakat İcra Takip talebine ve İcra Emrine Alacaklı taraf olarak Kısıtlı Vasisi değil, doğrudan Kısıtlının kendisi yazılmış. Dolayısıyla Vekil de Vasinin değil sanki Kısıtlının vekili gibi gözüküyor. İcra Emrinin ilama uygun hazırlanmadığı ortada. İcra emrinin geçersizliğini düşünerek biz birikmiş nafakayı faiziyle beraber PTT aracılığıyla Vasiye gönderdik. PTT nezdinde yaptığımız sorgulamada Parayı Vasi teslim almış. Öncelikle bu takibi; bunun Mahkemece uygun görülmemesi durumunda hiç olmazsa İcra Emrinin İptalini sağlayarak icra masraflarından kurtulmak mümkün değil mi? İcra Mahkemesi İcranın tedbiren geri bırakılması talebimizi ödemenin İcra Müdürlüğü veya Noter Marifetiyle hazırlanmış ve ödemeyi gösteren bir belgeye dayanmadığı gerekçesiyle kabul etmedi. Ödemeyi kabul eden alacaklı taraf olan vasidir. Bu normal bir tanık gibi değildir. Davanın doğrudan tarafıdır. Talebimiz üzerine Mahkeme bunun bilgisine başvurmak zorunda değil mi? Ayrıca PTT de resmi bir kurum. En az Noter ve İcra Müdürlüğü kadar işlemlerine itibar edilebilir diye düşünüyorum. Buraya Müzekkere yazılmasını talep etmek sonuç vermeyecek mi? Kısacası Bu takip talebini veya İcra emrini iptal ettirerek icra masrafları ile icra karşı vekâletinden kurtulmak mümkün değil mi? Saygılar.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
kefile yapilan takip, asil borçlunun mal kacirmasi Av. Ergl Meslektaşların Soruları 2 21-01-2015 13:33
İzaleyİ ŞÜyuu Davasi Sirasinda Yapilan AnlaŞmada 3. KİŞİyle OrtaklaŞa Alinan Pay? Av.Kerimhakanözen Meslektaşların Soruları 5 07-05-2012 10:13
Noterde Yapilan Hİsse Devrİnde Alinan Paranin İspati 27 AV 027 Meslektaşların Soruları 2 16-05-2011 10:52
Rehinli Alacak İçin Yapilan İlamsız Takip ALAMUT Meslektaşların Soruları 4 02-06-2010 11:22


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05582809 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.