Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Ceza dairesinin bozma nedeniyle bağlılık ve istisnası ?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 09-01-2013, 10:57   #1
Covuc

 
Varsayılan Ceza dairesinin bozma nedeniyle bağlılık ve istisnası ?

Somut bir olayda hukukun "abc" si denebilecek bir konuda tereddüt yaşıyorum. Dolandırıcılık ve resmi evrakta sahtecilik (heyet raporu, epikriz raporu) ile ilgili karar temyiz ediliyor, yargıtay dairesi farklı bir açıdan kararı bozsa da, beni ilgilendiren konuyu atlıyor. Şöyle ki, her iki suçun da gerçekleşmesi için, yapılan sahteciliğin, muhatabını kandırmaya elverişli olması gerekiyor. Oysa dosyada bu konuda bir inceleme yaptırılmamış. Yargıtay dairesi, "kuruma verilen belgelerin sahte olduğunun anlaşılması nedeniyle suçun oluştuğuna şüphe yoktur" demekle, farkında olmadan, sahte belgelerin anlaşılabilir olduğuna, suçu işlemeye elverişli olmayabileceğine işaret ediyor. Gerçekten belgelerdeki sahtecilik normal bir vatandaşın dahi farkedebileceği düzeyde ama önemli olan bununla ilgili inceleme yapılmadan karar verilmiş olması.

Şu aşamada merak ettiğim husus, yargıtayın bozma sebepleri ilk derece mahkemesini tamamen bağlar mı ? Yoksa ilk derece mahkemesinin bu aşamada yapacağı yeni ve farklı bir yargılamadır, söz konusu eksik inceleme kamu menfaatini ilgilendirdiği için dikkate alınmalıdır diyebilirmiyiz. Kısaca ilk derece mahkemesi bozma sebepleri dışında bir konuda farklı karar verebilirmi ?

Bu konuda fikirlerinizin yanında emsal karar ya da ilgili karar paylaşabilen olursa minnettar olurum. Şimdiden teşekkürler.
Old 09-01-2013, 11:48   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
5.Ceza Dairesi

Esas: 2008/593
Karar: 2011/4743
Karar Tarihi: 15.06.2011

ÖZET: Yeniden değerlendirme için dava dosyasının iade edilmesi üzerine, mahkemece duruşma açılıp yeni hüküm kurulurken, temyiz edilen ilk kararın geçerliliğini yitirmiş olması nedeniyle, Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde, mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia ve savunmanın, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, hükme esas alınan ve reddedilen kanıtların neler olduğunun, sabit görülen fiilin ve nitelendirilmesinin açık olarak gerekçeye yansıtılması gerektiğinin gözetilmesi gerekir.

(2709 S. K. m. 141) (5237 S. K. m. 247) (765 S. K. m. 202) (5271 S. K. m. 34, 230, 289) (5320 S. K. m. 8)

Dava: Zimmet suçundan sanık Ahmet Çiçek'in bozma üzerine yapılan yargılanması sonunda; atılı suçtan mahkumiyetine dair, Şanlıurfa 1. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 23.05.2006 gün ve 2005/374 Esas, 2006/242 Karar sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:

Karar: 22.04.2004 gün ve 2002/320 Esas, 2004/96 Karar sayılı hükmün sanık müdafii tarafından süresi içinde temyiz edilmesinden sonra Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 04.10.2005 tarihli yazısı ile yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK.na göre yeniden değerlendirme için 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 8. maddesi gereğince dava dosyasının iade edilmesi üzerine mahkemece duruşma açılıp yeni hüküm kurulurken temyiz edilen ilk kararın Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 27.06.2006 gün ve 2006/172-168 sayılı Kararında belirtildiği gibi geçerliliğini yitirmiş olması nedeniyle CMK.nun 34 ve 230/1. maddelerinde belirtilen hususların hükmün gerekçesinde gösterilmesi, Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia ve savunmanın, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, hükme esas alınan ve reddedilen kanıtların neler olduğunun, sabit görülen fiilin ve nitelendirilmesinin açık olarak gerekçeye yansıtılması gerektiği gözetilmeden ve Anayasanın 141, CMK.nun 230/1-b-c ve 289/1-g maddelerine de aykırı olarak yetersiz gerekçeyle ve önceki hükme atıfta bulunur şekilde hüküm kurulması,

Sonuç: Kanuna aykırı ve sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.06.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 09-01-2013, 11:49   #3
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Covuc
Somut bir olayda hukukun "abc" si denebilecek bir konuda tereddüt yaşıyorum. Dolandırıcılık ve resmi evrakta sahtecilik (heyet raporu, epikriz raporu) ile ilgili karar temyiz ediliyor, yargıtay dairesi farklı bir açıdan kararı bozsa da, beni ilgilendiren konuyu atlıyor. Şöyle ki, her iki suçun da gerçekleşmesi için, yapılan sahteciliğin, muhatabını kandırmaya elverişli olması gerekiyor. Oysa dosyada bu konuda bir inceleme yaptırılmamış. Yargıtay dairesi, "kuruma verilen belgelerin sahte olduğunun anlaşılması nedeniyle suçun oluştuğuna şüphe yoktur" demekle, farkında olmadan, sahte belgelerin anlaşılabilir olduğuna, suçu işlemeye elverişli olmayabileceğine işaret ediyor. Gerçekten belgelerdeki sahtecilik normal bir vatandaşın dahi farkedebileceği düzeyde ama önemli olan bununla ilgili inceleme yapılmadan karar verilmiş olması.

Şu aşamada merak ettiğim husus, yargıtayın bozma sebepleri ilk derece mahkemesini tamamen bağlar mı ? Yoksa ilk derece mahkemesinin bu aşamada yapacağı yeni ve farklı bir yargılamadır, söz konusu eksik inceleme kamu menfaatini ilgilendirdiği için dikkate alınmalıdır diyebilirmiyiz. Kısaca ilk derece mahkemesi bozma sebepleri dışında bir konuda farklı karar verebilirmi ?

Bu konuda fikirlerinizin yanında emsal karar ya da ilgili karar paylaşabilen olursa minnettar olurum. Şimdiden teşekkürler.

Bozmaya uyan mahkeme bozma sebepleri dışında bir karar veremez. Verirse bu yeni bir karar ihdas etmek olur. O da bozulur.

Alıntı:
]"kuruma verilen belgelerin sahte olduğunun anlaşılması nedeniyle suçun oluştuğuna şüphe yoktur" demekle

Karardan yaptığınız alıntı çok kısa...Yargıtay acaba bu ifadeyi "iğfal kabiliyeti yoktur" anlamında mı, yoksa "dosya içeriğinden belgelerin sahte olduğu anlaşılmaktadır" anlamında mı, kullanmıştır.Kararı göremediğimiz için en doğru cevabı siz vereceksiniz.
Old 09-01-2013, 11:51   #4
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
4.Ceza Dairesi

Esas: 2006/4245
Karar: 2007/8365
Karar Tarihi: 24.10.2007

ÖZET: Bozmadan sonra yeniden kurulan hükümde, kararın dayandığı tüm veriler ile, bu veriler konusunda mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin açık olarak gösterilmesi gerektiği gözetilmeden, önceki kararın gerekçesine gönderme yapılarak gerekçeden yoksun biçimde hüküm kurulması bozmayı gerektirir.

(2709 S. K. m. 141) (5271 S. K. m. 34, 230, 289) (5320 S. K. m. 8)

Dava: Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

Karar: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak;

5320 sayılı Yasanın 8/2. maddesinin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği dava dosyalarının geri gönderilmesine ilişkin yetkinin, verilen önceki hükmün bozulması ve artık varlığını yitirmesi sonucunu doğurması karşısında, yeniden kurulan hükümde de Anayasanın 141, 5271 sayılı CYY.nın 34, 230, 289. maddeleri uyarınca, kararın dayandığı tüm veriler ile, bu veriler konusunda mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin açık olarak gösterilmesi gerektiği gözetilmeden, önceki kararın gerekçesine gönderme yapılarak gerekçeden yoksun biçimde hüküm kurulması,

Sonuç: Yasaya aykırı ve sanık Osman Gülden'in temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 24.10.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 09-01-2013, 11:52   #5
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şenel DELİGÖZ
T.C. YARGITAY
5.Ceza Dairesi

Esas: 2008/593
Karar: 2011/4743
Karar Tarihi: 15.06.2011

ÖZET: Yeniden değerlendirme için dava dosyasının iade edilmesi üzerine, mahkemece duruşma açılıp yeni hüküm kurulurken, temyiz edilen ilk kararın geçerliliğini yitirmiş olması nedeniyle, Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde, mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia ve savunmanın, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, hükme esas alınan ve reddedilen kanıtların neler olduğunun, sabit görülen fiilin ve nitelendirilmesinin açık olarak gerekçeye yansıtılması gerektiğinin gözetilmesi gerekir.

(2709 S. K. m. 141) (5237 S. K. m. 247) (765 S. K. m. 202) (5271 S. K. m. 34, 230, 289) (5320 S. K. m. 8)

Dava: Zimmet suçundan sanık Ahmet Çiçek'in bozma üzerine yapılan yargılanması sonunda; atılı suçtan mahkumiyetine dair, Şanlıurfa 1. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 23.05.2006 gün ve 2005/374 Esas, 2006/242 Karar sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:

Karar: 22.04.2004 gün ve 2002/320 Esas, 2004/96 Karar sayılı hükmün sanık müdafii tarafından süresi içinde temyiz edilmesinden sonra Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 04.10.2005 tarihli yazısı ile yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK.na göre yeniden değerlendirme için 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 8. maddesi gereğince dava dosyasının iade edilmesi üzerine mahkemece duruşma açılıp yeni hüküm kurulurken temyiz edilen ilk kararın Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 27.06.2006 gün ve 2006/172-168 sayılı Kararında belirtildiği gibi geçerliliğini yitirmiş olması nedeniyle CMK.nun 34 ve 230/1. maddelerinde belirtilen hususların hükmün gerekçesinde gösterilmesi, Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia ve savunmanın, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, hükme esas alınan ve reddedilen kanıtların neler olduğunun, sabit görülen fiilin ve nitelendirilmesinin açık olarak gerekçeye yansıtılması gerektiği gözetilmeden ve Anayasanın 141, CMK.nun 230/1-b-c ve 289/1-g maddelerine de aykırı olarak yetersiz gerekçeyle ve önceki hükme atıfta bulunur şekilde hüküm kurulması,

Sonuç: Kanuna aykırı ve sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.06.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı

Sunduğunuz kararın konuyla alakası bulunmamaktadır.
Old 09-01-2013, 11:55   #6
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şenel DELİGÖZ
T.C. YARGITAY
4.Ceza Dairesi

Esas: 2006/4245
Karar: 2007/8365
Karar Tarihi: 24.10.2007

ÖZET: Bozmadan sonra yeniden kurulan hükümde, kararın dayandığı tüm veriler ile, bu veriler konusunda mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin açık olarak gösterilmesi gerektiği gözetilmeden, önceki kararın gerekçesine gönderme yapılarak gerekçeden yoksun biçimde hüküm kurulması bozmayı gerektirir.

(2709 S. K. m. 141) (5271 S. K. m. 34, 230, 289) (5320 S. K. m. 8)

Dava: Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

Karar: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak;

5320 sayılı Yasanın 8/2. maddesinin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği dava dosyalarının geri gönderilmesine ilişkin yetkinin, verilen önceki hükmün bozulması ve artık varlığını yitirmesi sonucunu doğurması karşısında, yeniden kurulan hükümde de Anayasanın 141, 5271 sayılı CYY.nın 34, 230, 289. maddeleri uyarınca, kararın dayandığı tüm veriler ile, bu veriler konusunda mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin açık olarak gösterilmesi gerektiği gözetilmeden, önceki kararın gerekçesine gönderme yapılarak gerekçeden yoksun biçimde hüküm kurulması,

Sonuç: Yasaya aykırı ve sanık Osman Gülden'in temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 24.10.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı

Şenel Bey,

Bu kararın da soruyla alakası bulunmamaktadır. İki karar da mahkeme kararlarının "gerekçeli" olması yönündedir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yargıtay' ın bozma kararı - Vergi dairesinin ilam harcına ilişkin ödeme emri göndermesi SUCCEED Meslektaşların Soruları 14 18-05-2015 15:48
Yargıtay ceza dairesinin onama kararına karşı tashihi karar av.İzgi Meslektaşların Soruları 4 12-09-2012 18:10
Yargıtay 6.Ceza Dairesinin 2006/4762 E. sayılı ilamını arıyorum sailor1981 Meslektaşların Soruları 1 21-10-2010 18:10
Yargıtay 8.Ceza Dairesinin 2007/6636-6027 K. sayılı ilamı arıyorum sailor1981 Meslektaşların Soruları 2 21-10-2010 17:59
Yargıtay 10 Ceza Dairesinin Bir Kararını Arıyorum Batu Han Meslektaşların Soruları 4 08-09-2009 13:16


THS Sunucusu bu sayfayı 0,15578890 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.