Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İcra dairesi yerine İcra Hukuk Mahkemesine İtiraz

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 05-02-2010, 14:58   #1
ibrahim kacar

 
Varsayılan İcra dairesi yerine İcra Hukuk Mahkemesine İtiraz

Müvekkile icra dairesinden Ödeme emri yerine takip talebi gönderilmiş. Müvekkil de bir arzuhalciye dilekçe yazdırarak Yetkiye İcra Hukuk Mahkemesine itiraz etmiş. Mahkeme Yetki itirazını reddetmiş. Takip İlamsız takip olduğu gerekçesi ile. Benim sormak istediğim müvekkilin icra dairesinde tekrar itiraz etme şansı var mı.
Şimdiden teşekkürler vakit ayırdığınız için
Old 05-02-2010, 16:27   #2
akrd61

 
Varsayılan

Saygıdeğer meslektaşım,ödeme emri kendisinden beklenen hüküm ve sonuçları borçluya tebliğ edilmekle meydana getirir.Tebliğ ile borçlunun itiraz hakkı doğar. Size tebliğ edilen bir ödeme emri olamamasına rağmen takip devam ediyorsa ki bu vahim bir durum bence icra mahekmesine ödeme emri tebliğ edilmeden takip yapılması nedeniyle şikayette bulunabilirsiniz (Kamu düzenine ilişkin bir durum bence süresiz şikayet hakkı var).Şikayet resen icra yı durdurmaz talep veya mahkemenin kararı gerekir.Bu nedenle şikayetinde icranın durdurulmasını talep edebilirsin. Şikayet kabul edlirse yendiden ödem emri tebliğ edilir ve itiraz hakkındoğar.
Old 05-02-2010, 17:07   #3
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ibrahim kacar
Müvekkile icra dairesinden Ödeme emri yerine takip talebi gönderilmiş. Müvekkil de bir arzuhalciye dilekçe yazdırarak Yetkiye İcra Hukuk Mahkemesine itiraz etmiş. Mahkeme Yetki itirazını reddetmiş. Takip İlamsız takip olduğu gerekçesi ile. Benim sormak istediğim müvekkilin icra dairesinde tekrar itiraz etme şansı var mı.
Şimdiden teşekkürler vakit ayırdığınız için

Merhaba;

Tebliğ zarfına ödeme emri yerine takip talebinin konulmuş olması, tebligatın usulsüzlüğü anlamına geleceğinden İcra Mahkemesine, tebligatın usulsüzlüğünü ve tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak tespitini talep edebilir ve bu şekilde karar verilmesi akabinde borca ve yetkiye itiraz edebilirsiniz, diye düşünüyorum...

Saygılarımla...
Old 05-02-2010, 17:38   #4
Av.Ömeroğlu

 
Varsayılan

Sayın Karabulut'un görüşüne 'tebligat usulsüz bile olsa borçlunun bir şekilde tebliğden haberdar olmasıyla muteber olur' şeklindeki Tebligat kanunu 32.maddesi nedeniyle katılamıyorum.Zira burada a-öncelikle usulsüz bir tebligat(Tebligat Kanunu hükümlerine aykırı)yoktur.Sadece borçluya ödeme emri yerine takip talebi tebliğ edilmiştir. b-Usulsüz bir tebliğ olduğu varsayılsa bile -ki bu mümkün değildir-borçluya takip talebi tebliğ edildiği anda borçlu açısından tebliğin sonuçları dolayısıyla itiraz süresi işlemeye başlamış olup borçlu bu süre içinde geçerli bir itiraz(icra dairesine)yapamamıştır.
Ancak ilk meslektaşımızın ifade ettiği üzere borçluya Tebligat Kanunu hükümlerine göre geçerli olarak bir tebligat yapılmış olmakla birlikte -icra takip prosedürü bakımından-hukuka aykırı olarak ödeme emri yerine takip talebi tebliğ edilmiştir.Böyle bakınca da ödeme emri tebliği ile doğması gereken sonuçlar ortada bir ödeme emri tebliği olmadığından başlamamıştır denilebilir.Sonuç olarak icra mahkemesine başvurarak müdürlük işleminin iptali süresiz şikayet yoluyla -ispat problemi aşılabilirse-sağlanabilir ve ardından ödeme emri tebliği üzerine veya bu beklenmeden doğrudan aynı anda icra dairesine takibe yönelik itirazlar sunulabilir diye düşünüyorum.
Old 05-02-2010, 17:50   #5
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömeroğlu
Sayın Karabulut'un görüşüne 'tebligat usulsüz bile olsa borçlunun bir şekilde tebliğden haberdar olmasıyla muteber olur' şeklindeki Tebligat kanunu 32.maddesi nedeniyle katılamıyorum.Zira burada a-öncelikle usulsüz bir tebligat(Tebligat Kanunu hükümlerine aykırı)yoktur.Sadece borçluya ödeme emri nedeniyle takip talebi tebliğ edilmiştir. b-Usulsüz bir tebliğ olduğu varsayılsa bile -ki bu mümkün değildir-borçluya takip talebi tebliğ edildiği anda borçlu açısından tebliğin sonuçları dolayısıyla itiraz süresi işlemeye başlamış olup borçlu bu süre içinde geçerli bir itiraz(icra dairesine)yapamamıştır.
Ancak ilk meslektaşımızın ifade ettiği üzere borçluya Tebligat Kanunu hükümlerine göre geçerli olarak bir tebligat yapılmış olmakla birlikte -icra takip prosedürü bakımından-hukuka aykırı olarak ödeme emri yerine takip talebi tebliğ edilmiştir.Böyle bakınca da ödeme emri tebliği ile doğması gereken sonuçlar ortada bir ödeme emri tebliği olmadığından başlamamıştır denilebilir.Sonuç olarak icra mahkemesine başvurarak müdürlük işleminin iptali süresiz şikayet yoluyla -ispat problemi aşılabilirse-sağlanabilir ve ardından ödeme emri tebliği üzerine veya bu beklenmeden doğrudan aynı anda icra dairesine takibe yönelik itirazlar sunulabilir diye düşünüyorum.

Sn. Ömeroğlu, affınıza sığınarak mesajınızın iki bölümünün çelişik olduğunu ifade edeceğim:

Mesajınızın ilk bölümünde; "borçluya takip talebi tebliğ edildiği anda borçlu açısından tebliğin sonuçları dolayısıyla itiraz süresi işlemeye başlamış olup borçlu bu süre içinde geçerli bir itiraz(icra dairesine)yapamamıştır." dedikten sonra "Böyle bakınca da ödeme emri tebliği ile doğması gereken sonuçlar ortada bir ödeme emri tebliği olmadığından başlamamıştır" demişsiniz. Eğer yanlış anlamışsam lütfen düzeltiniz.

Nitekim, gönderme yaptığınız Yasa'nın 32. maddesinin 2. fıkrası "Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur" şeklindedir. Bu beyan da İcra Mahkemesi'ne yapılan (ve yukarıda belirttiğim şekilde gerçekleşecek) bildirim ile mümkün olacaktır. Ancak "...icra mahkemesine başvurarak müdürlük işleminin iptali süresiz şikayet yoluyla -ispat problemi aşılabilirse-sağlanabilir" derken hangi işlemin iptali talebinden söz ettiğinizi anlayamadım. Zira benim sözünü ettiğim şikayet de tebligatın içeriği ile bir bütün teşkil etmesi nedeniyle usulsüzlüğünün tespiti idi.

Saygılarımla...
Old 05-02-2010, 18:18   #6
Av.Ömeroğlu

 
Varsayılan

Sayın Karabulut,daha anlaşılır olması adına :a-Öncelikle soruda ortada Tebligat kanunu hükümleri bakımından Tebligat Kanununa aykırı bir tebligat yoktur.Dolayısıyla sizin savunduğunuz Tebligat Kanunu 32.maddesinin soru bakımından uygulanma imkanı yoktur.b-Ben süresinde yapılmış geçerli bir itiraz yoktur cümlesini görüşünüzün burada uygulanması mümkün değildir fikrine dayanak olarak şu anlamda söylüyorum:Velev ki usulsüz bir tebligat olsun.Usulsüz bir tebliğde dahi borçlu tebligattan bir şekilde haberdar oluyorsa artık o haberdar olma tarihi tebliğ tarihidir.Önerdiğiniz yolda ise(ilk mesajınız)tebligat usulsüzlüğünden icra mahkemesine başvuruyu ve öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak tespitini öneriyorsunuz.O zaman tebligat usulsüzse bile icra mahkemesi -ey borçlu bir yandan x tarihi öğrenme tarihi olarak ileri sürüyorsun ama bir yandan da icra mahkemesine y tarihinde(x tarihinden çok önce) yetki itirazıyla başvurmuşsun.Takipten şimdi haberdar olduysan ve ödeme emri tebliği usulsüzse o dava neydi?-Dolayısıyla önerdiğiniz yolda tebliğ tarihinin icra mahkemesince düzeltilmesi borçlunun takipten çok önce haberdar olduğunun hatalı olarak icra mahkemesine yaptığı yetki itirazı ile zaten ortada olması karşısında mümkün olmayacaktır.
c-BUNUN YERİNE İCRA MAHKEMESİNE BAŞVURARAK MÜDÜRLÜK İŞLEMİNİN(BORÇLUYA ÖDEME EMRİ YERİNE TAKİP TALEBİ TEBLİĞİ) İCRA İFLAS KANUNUNA AYKIRI OLDUĞUNU DOLAYISIYLA BU İŞLEMİN İPTALİNİN TALEP EDİLMESİNİN YERİNDE OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM.Bu başvuru bana göre süreye de bağlı(kamu düzenine aykırılık) olmadığından işlemin iptali halinde, borçluya yeniden ödeme emri tebliğ edilecek ve itiraz imkanı doğacaktır.
Kısaca icra mahkemesine başvurulacağı konusunda aynı fikirdeyiz ancak başvurunun dayanağında ayrılıyoruz.Umarım anlatabilmişimdir.
Old 05-02-2010, 19:02   #7
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Sn. Ömeroğlu, anlayışınız için teşekkür ederim. Anlatabildiğinizi ve anlayabildiğimi düşünerek aklıma takılan sorulara geçmek istiyorum:

"c-BUNUN YERİNE İCRA MAHKEMESİNE BAŞVURARAK MÜDÜRLÜK İŞLEMİNİN(BORÇLUYA ÖDEME EMRİ YERİNE TAKİP TALEBİ TEBLİĞİ) İCRA İFLAS KANUNUNA AYKIRI OLDUĞUNU DOLAYISIYLA BU İŞLEMİN İPTALİNİN TALEP EDİLMESİNİN YERİNDE OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM.Bu başvuru bana göre süreye de bağlı(kamu düzenine aykırılık) olmadığından işlemin iptali halinde, borçluya yeniden ödeme emri tebliğ edilecek ve itiraz imkanı doğacaktır." şeklinde belirttiğiniz yolda, aslında muttali olunmuş bir icra takibinde İcra Mahkemesi'ne başvurarak alacaklının yeniden ödeme emri tebliğ etmesini sağladıktan sonra aslında çok daha önce öğrenilmiş bir takibe itiraz edilebileceğini iddia etmiş olmuyor musunuz?

Benim düşünceme, "-ey borçlu bir yandan x tarihi öğrenme tarihi olarak ileri sürüyorsun ama bir yandan da icra mahkemesine y tarihinde(x tarihinden çok önce) yetki itirazıyla başvurmuşsun." gerekçesi ile karşı çıkıp aynı sonuca memur muamelesini şikayet yolu ile ulaşılabileceğini söylemiş olmuyor musunuz? Sonuç olarak yeniden ödeme emri gönderilse dahi borçlu icra takibine daha önceden muttali olmuş olmuyor mu?

Yani bu durumda, önerdiğim yola katılmama gerekçeniz sizin önerdiğiniz yolun da sonuç verici olmasını engellemez mi?

Ödeme emrinin yeniden tebliğ edilmesi, önceki icra mahkemesine (yetkiye ilişkin) başvuruyu bertaraf eder mi?

Benim tebligatın usulsüzlüğünden kastım ise, (tekrarla) tebligatın zarftan ibaret olmadığı, zarfın muhtevasının da değerlendirilmesi gerektiğidir.

Ancak, katılmama gerekçenizin yerinde olduğunu düşünürsek itiraz süresinin geçmiş olduğunu ve bunun artık (İcra mahkemesine hangi gerekçe ile başvurulursa başvurulsun) değişmeyeceğini söylememiz gerekmez mi?

Bu mesajı yine hoşgörünüze sığınarak kaleme aldım, amacım da konuyu netliğe kavuşturmaktır...

Saygılarımla.
Old 05-02-2010, 19:43   #8
Av.Ömeroğlu

 
Varsayılan

Sayın Karabulut,yukarıda sorduğunuz soruların tümüne verilecek cevap eğer Tebligat Kanunu bakımından usulsüz bir tebligat olduğu iddiasıyla ve tebliğ tarihinin tespiti amacıyla Tebligat Kanunu 32.maddesine dayalı olarak icra mahkemesine başvurulursa evet olurdu.
Ama ben sadece önerdiğiniz yolun uygulanamayacağını sonuç alınamayacağını açıklamak adına o varsayımı tartışmıştım.
Sonuç olarak ben halen olayda Tebligat Kanunu 32.maddeye göre tebliğ tarihinin tespiti ve usulsüz tebligat gerekçesiyle icra mahkemesine başvurunun sonuç vermeyeceğini,olayda icra müdürünün hukuka aykırı ve SÜRESİZ ŞİKAYETE TABİ bir işleminin söz konusu olduğunu,şikayetin süresiz olması nedeniyle de müdürlüğün takip talebi tebliği işleminin iptal edileceğini ve bunun üzerine ödeme emri tebliği ile yeniden itiraz imkanı doğacağını düşünüyorum.
Old 05-02-2010, 19:58   #9
Av.Ömeroğlu

 
Varsayılan

Yine açıklayıcı olması adına borçlu takipten haberdar olmuş dahi olsa,ödeme emri tebliği İİK sistemimiz açısından alacaklının takibe devam edebilmesi açısından zorunlu olup,ortada ödeme emri tebliği söz konusu olmadığından alacaklı bir şekilde takibe devam etse dahi,izleyen işlemler(örneğin haciz) temelsiz kalacak ve borçlu takip sona erene kadar her aşamada bu temelsiz takibe yönelik süresiz şikayet yoluyla icra hakimliğine başvurabilecektir diye düşünüyorum.
Old 05-02-2010, 22:14   #10
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Usulsüz tebligatın özü, Tebligat Kanununda düzenlenen tebliğlerin usulüne dair hükümlere riayet etmeksizin yapılan tebliğleri muhtevidir. Usulsüz tebligat, mutlak butlanla yok hükmünde olmadığından borçlunun öğrenme tarihi itibariyle geçerli sonuç doğuracaktır. Borçlu, tebliği öğrendiğini bildirdiği tarihten itibaren 7 GÜN içinde ŞİKAYET yoluyla İcra Mahkemesine başvurmak zorundadır ve bu öğrenme tarihi en geç davanın ikame edildiği tarih olarak kabul edilir. Ek olarak tebligatın usulsüz yapılmış ve bu durumun da şikayete konu edilmiş olması itiraz süresinin işlemesini engellemez. Bu sonucun sebebi dahi borçlu tarafından İcra Mahkemesine bildirilen tarihin ve/veya en geç dava tarihinin borçlunun muttali addedildiği tarih kabulünden kaynaklıdır. Bu sebeple usulsüz tebligat söz konusu olması durumunda borçlu, İcra Mahkemesine öğrenme tarihi olarak bildirdiği süreye göre itirazını da (ilamsız takipte) İcra Dairesine yapmış olmalıdır. Aksi takdirde takip kesinleşecek ve İcra Mahkemesinde yapılmış olan şikayetin de hukuki platformda bir anlamı ve borçluya da bir faydası kalmayacaktır.

Ödeme emrinin tebliği ise İİK m.61 de düzenlenmiştir. İşbu amir madde hükmü gereği borçluya ödeme emrinin tebliği zorunludur. 2004 S.K. m.16/2: “ Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikâyet olunabilir.” demektedir ki; İcra Dairesince İİK m.61 e aykırı hareket edilmiş olması bu sebeple SÜRESİZ ŞİKAYETE tabidir. Kanaatimce bu halde ödeme emrinden borçlunun haberi oldu şeklindeki bir iddia da dinlenemez; çünkü borçlunun Kanundan doğan hakkı: kendisine ödeme emrinin tebliği ve buna bağlı hak ve yükümlülüklerinin bildirilmesini muhtevidir; ki bu durum kamu düzeninin de koruması altındadır.

Somut olayda –zarfın üzerinde ödeme emrinin tebliğ edildiğine dair bir ibare- olması halinde ispat güçlüğü olacağı görüşlerine iştirakle; 2. anlatım dairesinde bir vakıanın söz konusu olduğu ve bunun uygulanması gerektiğini düşünüyorum.

Bu vesileyle Sayın Meslektaşlarımın affına ve kuşku duymadığım hoşgörülerine sığınarak ; Sn Baki Kuru nun aksi görüşte olan Sn Ernest Hirş e (her ne kadar HUMK m.76 ya aykırı gibi görünse de) katıldığımı da belirterek, Üstadın bu konudaki fikrini de aktarmak isterim: “…Dava dilekçesinde demin bahsettiğimiz tarzda sadece ana kanunlardan bazılarının zikredilmesi yahut daha da geniş olarak “ilgili Türk Mevzuatı” denmekle yetinilmesi halinde, Usulün 179. maddesinin aradığı manada hukuki sebeplerin hülasası zikredilmiş sayılamaz; böylesine genel bir ibarenin derci ile, kanunun aradığı hülasanın hiç yazılmaması arasında, doğrusu istenirse, hiçbir fark yoktur. Titiz davranmak gerekirse, hukuki sebeplerin hülasasını gerçek manada ihtiva etmeyen bir dava dilekçesi kanunen eksik yazılmış demektir ve bu takdirde HUMK 187. maddesinin 7 numaralı bendine değinecek tarzda dava arzuhalinin tanziminde kanuni noksan bulunduğu hükmüne varılmak mümkündür.”

Saygılarımla…
Old 06-02-2010, 15:25   #11
akrd61

 
Varsayılan

Değrli meslektaşlarım,burada TebligatKan32 mdnin uygulanmaycacağını bu md. nin usulsuz tebligat
durumun da uygulanacağını oysa ki burada İİK na aykırı bir tebligat olduğunu ,bu nedenle muhatabın burada takibin her aşamasında İCM de şikayet yoluna gidebileciğini düşünüyorum.

Velev ki burada usulsuz tebligat olsaydı bile Tebl.kan.32 md nin uygulnamayacağını çünkü icra işlemlerinin (ödeme ve itiraz süresinin başlaması) tamamlanıp hüküm ifade edebilmesini ve bu işlemlerden muhatabı haberdar edilmesini sağlayan tebligatın yasaya aykırı yapılması(Ödeme emrinin tebliğ edilmemesi)yasaya aykırı yapılan
bu tebligatın içeriğinden muhatabın muttali olduğunu idda etmek tebligatın gönderilme amacına uygun düşmez diye düşünüyor. Değerli meslektaşlarımın bu konuda düşüncelerini belirtmelerini diliyorum teşekkürler...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Çek-Yetkili İcra Dairesi köktaş Meslektaşların Soruları 21 16-07-2013 08:56
İcra Takibi - Yetkili İcra Dairesi- Menfi Tespit ve İstirdat Davası av.sinem Meslektaşların Soruları 5 21-11-2012 15:48
Yetkili İcra Dairesi avfatih Meslektaşların Soruları 10 19-01-2010 23:07
Ankara 12. İcra Dairesi.. carlito Şehirlerarası Nöbetçi Avukat 1 31-12-2008 17:25
Beyoğlu İcra Dairesi Av.Selim HARTAVİ Şehirlerarası Nöbetçi Avukat 0 31-07-2007 11:44


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09468508 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.