Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

eşler arası hediye ve bağışlama, mal rejimi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 11-05-2011, 08:24   #1
Hüseyin Kılıç

 
Varsayılan eşler arası hediye ve bağışlama, mal rejimi

Sayın Meslektaşlarım,

1990 yılında evlenmiş olan bir çiftin boşanma davasında, eşlerden birinin ekonomik durumunun oldukça iyi olması nedeniyle 2002 yılından önce çeşitli tarihlerde ekonomik durumu iyi olan eş diğer eşe çeşitli mücevherler, menkuller ve gayrimenkuller satın almış ya da kendi adına kayıtlı olan bir kısım malları eşi adına tapuda satış gösterilmek şekliyle devretmiştir.
Boşanma davası esnasında ekonomik durumu iyi olan eş diğer eşden bu mallardan dolayı katkı ve katılım payı istemektedir. Diğer eş ise bu malların hediye ve dolayısı ile eşinden gelen bağışlama olduğunu belirterek bu taleplerin reddini istemektedir.2
2002 yılından önce yapılmış olan bu hediye ve bağışlamalar, normalde çok ciddi değerlerdedir. Ancak bu hediye ve bağışlamalar, hediye ve bağışlamada bulunan eşin servetinin onda bir oranını bile teşkil etmemektedir.
Mevcut bu durumda hediye ve bağışlama olarak düşündüğümüz bu mallardan mal rejimine göre katkı ve katılım payı istenebilir mi?
Bu konuda elinde yargıtay kararları olan ve görüşlerini paylaşacak olan meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ediyorum. Saygılarımla.
Old 11-05-2011, 14:51   #2
Av.İrem OKUR

 
Varsayılan

Bu örnek birebir olayınızla uyuşmasa bile eski ve yeni yasa uygulama şekli açısından yardımcı olacaktır diye düşünüyorum.saygılarımla
YARGITAY 8.HUKUK DAİRESİ
2010/1855 E.
2010/3896 K.
13.07.2010 TARİH

(4721 S. K. m. 178, 202, 225) (743 S. K. m. 170) (818 S. K. m. 125) (5718 S. K. m. 59) (1086 S. K. m. 428)
S. ile R. aralarındaki katkı payı alacağı davasının reddine dair İzmir 2. Aile Mahkemesi’nden verilen 17.12.2009 gün ve 388/1028 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
Davacı vekili, evlilik birliği içinde kooperatif üyeliği yoluyla davalı koca adına tescil olan 7046 ada 54 parseldeki 4 numaralı bağımsız bölümün edinilmesine katkıda bulunulduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 27.000 TL.
katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsili ile vekil edenine ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, dava konusu taşınmazın edinildiği tarihten dava tarihine kadar Borçlar Kanunu
’nun 125. maddesine göre zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacının katkısı bulunmadığını açıklayarak, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, yurtdışında verilen
boşanma kararının kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar TMK.’nun 178. maddesine göre zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 743 sayılı TMK.
’nun 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mala yapılan katkı payı alacağına ilişkindir.
Taraflar 31.07.1980 tarihinde evlenmişler, Russelsham Sulh Hukuk (Aile) Mahkemesine açılan ve 10.01.2006 tarihinde kesinleşen
boşanma davasının kabulü yönündeki hükmün tenfizine ilişkin Marmaris 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2006/354 Esas, 2007/262 Karar sayılı hükmünün 14.04.2008 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur.
TMK.
’nun 225/2. maddesi hükmü yabancı mahkeme boşanma kararlarının tanıma ve tenfizinde de uygulanır. Bir yabancı mahkeme kararının tanınması ile o yabancı mahkeme kararının hukuki sonuçları, özellikle kesin hüküm etkisi Türk hukuku açısından da geçerli hale gelmiş olur. 12.12.2007 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 59. maddesinde ".....Yabancı ilamın kesin hüküm veya kesin delil etkisinin yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade edeceği...." Hükme bağlanmıştır. Buna göre, zamanaşımı süresinin başlangıcı olarak yabancı mahkeme tarafından verilen kararın kesinleşme tarihinin esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik yoktur.
Ne var ki; taraflar başka bir
mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.’nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, (743 sayılı TKM. M.170) bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise TMK.’nun 202. maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler.
Dava konusu İzmir Buca 7046 ada 54 parseldeki 4 numaralı bağımsız bölüm 21.05.1986 tarihinde davalı adına tescil edilmiş ise de, taşınmazın daha önceki bir tarihte SS.TCDD İşçileri 4 No.lu Sosyal Sigortalılar Yapı Kooperatifine üyelik ile edinildiği bildirilmektedir.
Davacı tarafından katkının yapıldığı ve taşınmazın kooperatif üyeliği ile edinildiği iddia edilen tarih itibariyle eşler arasında 743 sayılı MK.
’nun 170. maddesi uyarınca <mal ayrılığı> rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.’nun 225/2. maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Dava konusu taşınmazın edinildiğinin ileri sürüldüğü tarihe göre, eşler arasında 743 sayılı MK.’nun 170. maddesi hükmü uyarınca mal ayrılığı rejimi geçerli olduğundan uyuşmazlık Borçlar Kanunu'nun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulmalıdır. Bu durumda 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı TMK.’nun 178. maddesinde düzenlenen dava zamanaşımına ilişkin düzenleme eldeki davaya uygulanamaz. Taraflar arasındaki uyuşmazlıkta Borçlar Kanunu’nun başka türlü hüküm mevcut olmadığı takdirde TMK.’nun 5. maddesi yoluyla her dava için öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresini öngören 125. maddesindeki düzenlemenin uygulanması gerektiği açıktır. Mahkemece, iddia ve savunma çerçevesinde tüm taraf delillerinin toplanması ve uyuşmazlığın esası bakımından karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazın edinildiğinin ve katkıda bulunulduğunun ileri sürüldüğü tarih itibariyle uyuşmazlığın 01.01.2002 tarihinden önceye ilişkin olduğu gözden kaçırılarak yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün HUMK.
’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve 17,15 TL. peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 13.07.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Eşler arası mal paylaşımı Hilal Gözalıcı Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 25-01-2011 12:16
eşler arası mal rejimi Av.Ebru Caner Meslektaşların Soruları 11 13-10-2010 11:17
Eşler arası mal paylaşımı, ortak şirket nobel81 Meslektaşların Soruları 1 17-05-2010 20:52
Eşler Arası Alacak avukatlutfi Meslektaşların Soruları 1 21-04-2010 11:08
eşler arası ecri misil talebi avnecati Meslektaşların Soruları 2 07-06-2007 12:47


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03834891 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.