Kıdemli işçinin haklı nedenle feshi

Sayın meslektaşlar;

Elimde iş kanunun 25/2'den dolayı iş akdine son verilmiş bir işçinin sadece 300 TL'lik T.İ.S'de belirtilen bir prim alacağına dair açtığı dava var. Müvekkil İşveren önce davayı kabul edelim uğraşmaya gerek yok masraflar daha fazla olur dedi. Fakat benim korkum bu davanın bir "ön dava" niteliğinde olup sonradan açılacak işe iade davasına yardım etmesindedir. Davacı vekili "bilinen" bir iş hukukçusu ve 300 TL için bu davayı açmaya tenezzül etmemesi gerekirdi diye düşünüyorum.
Bu konuda bilgi sahibi olanlar paylaşırsa sevinirim

Saygılarımla

Sayın meslektaşım işe iade davaları için feshin bildirilmesinden itibaren 1 aylık süre var. O yüzden açılan bu davadan sonra açılacak işe iade davası olamayacaktır diye düşünüyorum.

Alıntı: Yazan Av. Görkem Gökçen Sayın meslektaşlar; Elimde iş kanunun 25/2'den dolayı iş akdine son verilmiş bir işçinin sadece 300 TL'lik T.İ.S'de belirtilen bir prim alacağına dair açtığı dava var. Müvekkil İşveren önce davayı kabul edelim uğraşmaya gerek yok masraflar daha fazla olur dedi. Fakat benim korkum bu davanın bir "ön dava" niteliğinde olup sonradan açılacak işe iade davasına yardım etmesindedir. Davacı vekili "bilinen" bir iş hukukçusu ve 300 TL için bu davayı açmaya tenezzül etmemesi gerekirdi diye düşünüyorum. Bu konuda bilgi sahibi olanlar paylaşırsa sevinirim Saygılarımla

"bilinen" bir iş hukukçusu, "ön davanın" 1 ayda bitmeyeceğini bilir. Dolayısıyla "işe iade" davasının açma süresi olan 1 ayı da kaçıracağını bilir.

Not:Sayın av.23 ün mesajı görülmeden yazılmıştır.

Alıntı: Yazan Av. Görkem Gökçen Sayın meslektaşlar; Elimde iş kanunun 25/2'den dolayı iş akdine son verilmiş bir işçinin sadece 300 TL'lik T.İ.S'de belirtilen bir prim alacağına dair açtığı dava var. Müvekkil İşveren önce davayı kabul edelim uğraşmaya gerek yok masraflar daha fazla olur dedi. Fakat benim korkum bu davanın bir "ön dava" niteliğinde olup sonradan açılacak işe iade davasına yardım etmesindedir. Davacı vekili "bilinen" bir iş hukukçusu ve 300 TL için bu davayı açmaya tenezzül etmemesi gerekirdi diye düşünüyorum. Bu konuda bilgi sahibi olanlar paylaşırsa sevinirim Saygılarımla

Prim alacağı feshe bağlı alacak değildir. Bu nedenle siz bu davayı kabul etseniz de etmeseniz de yasal süresi içinde davacının feshin geçersizliğine dair dava açma hakkı devam edecektir

Not:Sayın Ergin'in mesajı görülmeden yazılmıştır

benim düşüncem karşı avukat bizden davayı kabul etmemizi bekliyor, ve akabinde süresi içinde işe iade davası açacağı şeklindedir. davaya devam etsek de yine süresinde açıp sonucunu bekler diye düşünüyorum

yargıtay'ın kıdemli işçilerle ilgili farklı yorumları var. Örneğin 9. H.D.'nin 2002/6370 E. 2002/21497 K. sayılı kararında şöyle söylemiştir "Öte yandan 11 yıldan fazla kıdemi olan davacı işçinin devamsızlık yapması hayatın olağan akışına aykırı bulunmaktadır." Acaba karşı taraf bu kararı alarak hergün işe giden sadık bir "kıdemli" işçinin 25/2'den feshinin mümkün olmayacağını mı söylemek istiyor?? bu sayede kıdem ihbar alabilir hatta işine geri dönebilir...

'bilinen' meslekteki kıdeme saygı duymak gerekir ancak çekinmek gereksizdir.

Yani her durumda işe iade davası açacak diye düşünüyorsunuz. Bu 300 TL değerindeki davanın kabul edilmesinin işe iade davası için hiç bir olumlu yada olumsuz etkisi olmayacaktır. Prim alacağı için açılmış bir dava çalışan işçi tarafından dahi açılabilecek fesihle ilgisi olmayan bir ücret alacağı talebidir. Kıdemli işçinin birden işe gelmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu şeklindeki içtihat ile de açılmış davanın ilgisi yok gibi. Zaten haksız fesih neden ile açacağı kıdem talepli davasında bu iddiayı ileri sürecektir. Prim alacağı davasını kabul etmeniz sonucu etkilemez.

Alıntı: Yazan Av. Görkem Gökçen Sayın meslektaşlar; Elimde iş kanunun 25/2'den dolayı iş akdine son verilmiş bir işçinin sadece 300 TL'lik T.İ.S'de belirtilen bir prim alacağına dair açtığı dava var. Müvekkil İşveren önce davayı kabul edelim uğraşmaya gerek yok masraflar daha fazla olur dedi. Fakat benim korkum bu davanın bir "ön dava" niteliğinde olup sonradan açılacak işe iade davasına yardım etmesindedir. Davacı vekili "bilinen" bir iş hukukçusu ve 300 TL için bu davayı açmaya tenezzül etmemesi gerekirdi diye düşünüyorum. Bu konuda bilgi sahibi olanlar paylaşırsa sevinirim Saygılarımla

İşçinin gerçekten 300 TL alacağı varsa, davayı kabul edin derim. Başkaca unsurları düşünmeye bence hiç gerek yok.

Satranç gibi düşünmeye kalkacak olursak:

1- İşçinin 300 lira alacağı varsa, ve siz de bu davaya cevap verip bu alacağı inkar ederseniz,

Bu arada işçi de işe iade davası veya sair davalar da açarsa,

Sizin bu 300 liralık davada haksız olduğunuz bu sırada anlaşılırsa,

Bu diğer hakimler gözünde müvekkilinizin ve/veya sizin itibarınızı olumsuz etkileyecektir ve diğer davaların sonucunda da hakimin kanaatini değiştirebilecektir.

2- İşçinin gerçekten 300 TL alacağı yoksa ve siz bu davayı kabul ederseniz, birincisi işçiyi her türlü davayı açmayı denemek noktasında cesaretlendirirsiniz, ikincisi, diğer dosylarda olumsuz imajınız olabilecektir.

3- İşçinin 300 lira alacağı yoksa, siz de davayı takip edip o davanın reddini sağlarsanız, her türlü sizin lehinize olur. Müvekkiniz işverenin, her aşamada kanuna uygun hareket ettiğinin göstergesi olur.

Saygılar,

İş kanunun 25/2'den dolayı iş akdi feshedilmiş işçi var diyorsunuz. 25/2'nin hangi bendi ve sabit mi? Devamsızlık demeyin...

Sizin de dediğiniz gibi; avukat normal şartlar altında 300,00 TL'lik alacak için dava açmayıp müvekkilinizi arayabilir ve dava açmadan konu kapanabilirdi. Ya da sadece müvekkilinizden avukatlık ücreti almaya çalışıyordur.

Evvela işçinin prim ücretinin ödenmediğini tespit ettirip ardından da primin ödenmemesi nedeniyle iş akdini 24. madde gereğince eylemli olarak işçinin feshettiğinden bahisle kendisinin feshettiğini ve kıdem tazminatı mı talep edecek. Prim alacağı olduğuna göre aylık ücreti ödenmiş ancak primi ödenmemiş.

Sayın Karabekir söz konusu işçi işyerinde pornografik filmler izlediği tespit edildiği için iş akdi feshediliyor. Fakat bu işçi 1982 yılından beri bu şirkette çalışıyor. Yargıtay bildiğiniz üzere kıdemli işçileri çok koruyor ve mümkün olduğunca tazminatlarını alması gerektiğini belirtiyor. Hatta yukarıda bahsettiğim kararda işverenin delil olarak sunduğu tanık beyanlarını bile kabul etmiyor. 30 yıldır aynı işte çalışan bir işçinin alacakları çok yüksek olacağından işe iade davası açmasa bile alacak davası açacağını düşünüyoruz.Bu "kıytırık" dava da bizi korkuttu. Bazı şeylerin temelini mi ayarlıyor diye.

Anlaşılan o ki; işçinin iş akdi 25/II-e bendine göre feshedilmiş. Pornografik filmler izlediği diye sanki birden çokmuş gibi belirtmişsiniz. Tanık olduğuna göre işverene yakalandığı anda da 5 tane filmi birden seyretmediğine göre; porno film seyrettiği için iş akdi feshedilmiş. Bilindiği üzere fesih son çare. 30 yıldan beridir çalışan bir işçinin kıytırık bir film izlemesi nedeniyle işten atılması bence ağır:-). Adam şeytana uydum diyebilir.

Feshin süresi içerisinde yapıldığını varsayarsak;

müvekkilin dava açacak parası olmadığından dolayı sizden ilk önce 300,00 TL'yi tahsil edip ardından bu parayla dava açacaklardır demek de mümkün:-)

İnanın anlaşılır durum değil. Yargıtay'a güvenip tüm çalışma süresine karşılık kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı talep etmek varken sadece prim alacağı ile ilgili dava açılmasının anlaşılır hiçbir tarafı yok. Beklenip görülecek galiba...

Sabır ve kolaylıklar diliyorum...

Bugün karşı taraftan beklenen dava geldi. 168.000 TL'lik alacak davası açmışlar (kıdem-ihbar). Bu 300 TL'lik teşvik prim davasını kazanıp sonra müvekkil şirketi kötüniyetli olduğunu söyleyecekler diye düşünüyorum. Çünkü dava dilekçesi o yönde hazırlanmış gibi. Bu sebepten bu davayı kabul etmeyip sonuna kadar gidecez fakat ellerinde küçük de olsa bir koz var...

Benim için de değişik bir tecrübe olacak gibi gözüküyor bu dava bekleyip görecez...