Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 05-08-2016, 12:38   #1
av.55

 
Varsayılan çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi

Müvekkille eski eşi arasında görülüp kesinleşen boşanma davası neticesinde eski eş nafaka ödeme yükümlülüğü altına girdi. Bunun yanında da 15 günde bir haftasonları çocuğu görme hakkına sahip oldu. Fakat eski eş nafaka yükümlülüklerini yerine getirmedi. Biz de buna ilişkin icra takibi başlattık, ayrıca icra ceza yoluna da başvurduk. Fakat bunu öğrenen eski eş daha önce çocuğu görme talebinde hiç bulunmamış olmasına rağmen, müvekkili zor durumda bırakmak amacıyla mahkeme ilamına dayanarak çocukla kişisel ilişki kurulmasına yönelik icra takibi başlatmıştır. Biz de çocukla kişisel ilişkinin kaldırılması ya da yeniden düzenlenmesi için dava açmak istiyoruz.
1. Bu davada yetki ve görev genel kurallara göre mi belirlenir, yani davayı davalının yerleşim yerindeki aile mahkemesinde mi açmak gerekir?
2. Davayla birlikte çocukla ilgili icra takibinin tedbiren durdurulmasını isteyebilir miyim? (İİK. 344/2 gibi)
3. Talebi terditli olarak yapmamın usulen bir sakıncası olur mu? (yani kişisel ilişkinin kaldırılması ya da yeniden düzenlenmasi gibi)
Old 05-08-2016, 12:54   #2
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Nafaka ödememek kişisel ilişkinin kaldırılması için bir sebep değildir. Nafaka çekişmesi nedeniyle kişisel ilşkinin kaldırılmasını istemek pek doğru olmaz. Kişisel ilişkinin yeniden düzenleneceğini de zannetmiyorum.terditli dava açolabilir. Usulen sakıncası yoktur. Zaten kişisel ilişki davaları velayet davaları gibi kamu düzenine ilişkindir. Her türlü talepte bulunulabilir. Karar mahkemenin takdirindedir.İcra takibinin tedbiren durdurulması istenebilirse de mahkemece kabul göreceğine ihtimal vermiyorum. YİNE DE DAVA AÇACAKSANIZ YETKİLİ MAHKEME ÇOCUĞUN OTURDUĞU YER AİLE MAHKEMESİDİR.:
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/336
K. 2004/1105
T. 29.1.2004
• ÇOCUKLA ŞAHSİ İLİŞKİ KURULMASI TALEBİ ( Yetkili Mahkeme )
• YETKİLİ MAHKEME ( Çocukla Şahsi İlişki Kurulması Davasında )
• ŞAHSİ İLİŞKİ KURULMASI TALEBİ ( Çocuğun Oturduğu Yer Mahkemesinin Yetkili Olması )
4721/m.201,326/1
ÖZET :Çocukla şahsi ilişki kurulmasına ilişkin davada, Türk Medeni Kanununun 201 ve 326/1. maddesi nazara alındığında "çocuğun oturduğu yer olan Çorum" Aile Mahkemesi yetkilidir. Dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Türk Medeni Kanununun 201 ve 326/1. maddesi nazara alındığında "çocuğun oturduğu yer olan Çorum" Aile Mahkemesi yetkilidir. Dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ : Temyiz olunan hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 29.01.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 05-08-2016, 12:59   #3
av.55

 
Varsayılan

Değerli meslektaşım, dayanacağım başka sebepler de mevcuttur, cevabınız için teşekkür ederim.
Old 05-08-2016, 13:05   #4
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Çok önemli sebepler varsa.kişisel ilişki nedeniyle çocuğun huzuru ve güvenliği tehlikeye girerse kişisel ilişki kaldırılabilir. Mesela baba velayet sahibi anneyi çocuğun gözü önünde yaralamışsa,baba uyuşturucu kullanıyorsa vs.
Old 05-08-2016, 13:09   #5
av.55

 
Varsayılan

Peki; aile mahkemesinde açılacak davada icra takibi için dava sonuna kadar tedbir kararı verilebilir mi (yani aile mahkemesi buna yetkili mi?), ayrıca karar lehimize sonuçlanırsa takip kendiliğinde mi iptal olur, yoksa dava dilekçesinde takibin de iptalini istemeli miyim?
Old 05-08-2016, 13:24   #6
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Aile mahkemesi tedbir kararı vermeye yetkilidir. Dediğim gibi çok önemli sebepler varsa böyle bir karar verebilir. Dava lehinize sonuçlanırsa kararı icra dosyasına ibraz ederek takibin durdurulmasını sağlayabilirsiniz. Ama siz yine de takibin iptalini davada isteyin.
Old 05-08-2016, 15:06   #7
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Sayın Av.55.

Çocuk idrak çağında ise kişisel ilişki konusunda mahkemece dinlenmesi zorunludur. Çocuğun da görüşü önemlidir. Ayrıca belirteyim.
Old 05-08-2016, 17:04   #8
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/4429
K. 2004/5598
T. 29.4.2004

• ŞAHSİ MÜNASEBET TESİSİ ( Çocuğun Sağlık Eğitim Ve Ahlak Bakımından Yararlarının Esas Tutulacağı )

• ÇOCUKLA KİŞİSEL İLİŞKİ KURMA HAKKI ( Engellenebileceği Durumlar )

4721/m. 182

ÖZET :Kişisel ilişki düzenlenmesinde çocuğun sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Türk Medeni Kanununun 182/2. maddesi uyarınca kişisel ilişki düzenlenmesinde çocuğun sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Çocuğun huzurunu tehlikeye girmesi, ana ve babanın yükümlülüklerine aykırı davranmaları, çocuk ile ciddi olarak ilgilenmemeleri yada önemli sebeplerin varlığı halinde kişisel ilişki kurma hakkının reddedilmesi veya kendilerinden alınması mümkündür. 4782 sayılı Yasasının 5. maddesi uyarınca, uzman görüşüne de başvurularak bu hususların değerlendirilmeden delil olarak gösterilen Manisa Emniyet Müdürlüğünün 22.9.2003 tarihli soruşturma evrakı getirtilip, tüm deliller birlikte tartışılmadan, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 29.04.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.




T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/20656
K. 2006/421
T. 26.1.2006

• ÇOCUKLA KİŞİSEL İLİŞKİ ( Sebebiyle Çocuğun Huzuru Tehlikeye Girer veya Ana ve Baba Bu Haklarını 324/1. Maddesi Hükmünde Öngörülen Yükümlülüklerine Aykırı Olarak Kullanır veya Çocuk İle Ciddi Olarak İlgilenmezler ya da Önemli Sebepler Varsa Reddedileceği )

• ANA BABANIN ÇOCUĞA KARŞI YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ YERİNE GETİRMEMESİ ( Kişisel İlişki Sebebiyle Çocuğun Huzuru Tehlikeye Girerse Kişisel İlişki Kurma Hakkı Reddedilebilir veya Kendilerinden Alınabildiği )

• ÇOCUĞUN HUZURUNUN TEHLİKEYE GİRMESİ ( Kişisel İlişki Sebebiyle Çocuğun Huzuru Tehlikeye Girerse Kişisel İlişki Kurma Hakkı Reddedilebilir veya Kendilerinden Alınabildiği )

4721/m.324/1

ÖZET : Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını Türk Medeni Kanununun 324/1. maddesi hükmünde öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanır veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün temyizen mürafaa İcrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan 23.11.2005 günü temyiz eden E. vekili Av. M. geldi. Karşı taraf tebligata rağmen gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir.

2- Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını Türk Medeni Kanununun 32411. maddesi hükmünde öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanır veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir. ( TMK. md. 324/2 )

Davalı kocanın bu ağırlıkta bir eylemi kanıtlamadığı halde yaz tatilinde Temmuz ayında çocuğu ile kurduğu kişisel ilişkinin küçük orta eğitim süresine başlayıncaya kadar kaldırılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 450 YTL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.01.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------[ “…Toplanan delillerden ve özellikle baba hakkında düzenlenen iddianame içeriğinden ve küçük Gizem’in tercihi de dikkate alınarak her iki çocuk ile baba arasında kişisel ilişkinin kurulması halinde huzurlarının tehlikeye gireceği, fikri gelişimlerinin olumsuz etkileneceği anlaşılmaktadır. Açıklanan sebeplerle davalı ile küçükler arasında kişisel ilişki kurulması doğru bulunmamıştır” Yarg. 2. HD, 13.4.2010 t., E. 2010/734 K. 2010/7240 (www.kazanci.com.tr).
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

T.C.
Yargıtay
Hukuk Genel Kurulu

Esas No:2012/401
Karar No:2012/723



Taraflar arasındaki “kişisel ilişkinin kaldırılması, Velayetin değiştirilmesi ve nafaka” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Diyarbakır Aile Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 08.10.2009 gün ve 2009/54-856 E.,K. sayılı kararın incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 21.09.2010 gün ve 2009/21851 E., 2010/15006 K. sayılı ilamı ile;
(...1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-davacının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Davacı-davalı annenin davalı-davacı babanın kendi çocuklarına yönelik cinsel istismar iddiaları Boşanma davası içtihatları">Boşanma davasından önceki döneme ilişkindir. Taraflar 29.1.2008 tarihinde boşanmışlar, müşterek çocukların velayeti anneye verilmiş, baba ile kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Boşanma kararından sonra baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki hiç kurulmamıştır. Diğer bir ifade ile boşanma kararının kesinleşmesinden sonra babanın çocuklara karşı bir istismarı iddia ve ispat edilmemiştir. Müşterek çocuk Sevilay boşanma davası sırasında da dinlenmiş, istismardan söz etmemiştir. Diğer çocuk M. S.'in boşanma davası sırasındaki beyanlarına ise itibar edilmemiş ve baba ile kişisel ilişki düzenlenmiştir. alınan sosyal hizmet uzmanı ve psikolog raporunda da çocukların babaları ile görüşmesinin psikolojik ve duygusal gelişimleri için gerekli olduğu belirtilmiştir. Açıklanan bu nedenle davalı-davacı kadının kişisel ilişkinin kaldırılmasına ilişkin davasının reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü doğru görülmemiştir...)
gerekçesiyle kişisel ilişkinin kaldırılmasına ilişkin kararın bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davalı-karşı davacı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle H.U.M.K.2494 sayılı Yasa ile değişik 438/II. fıkası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kişisel ilişkinin kaldırılması; karşı dava ise, nafakanın kaldırılması ve azaltılması, velayetin değiştirilmesi isteklerine ilişkindir.
Davacılar vekili, davacılardan anne ile davalının Diyarbakır Aile Mahkemesi’nin 12.10.2006 gün ve 2005/43 E., 2006/693 K. sayılı kararı ile boşandıklarını, davalının kişiliği ve yaşayış tarzının çocukların psikolojisini ve gelecek yaşamlarını olumsuz etkilediğini, davalının şikayeti üzerine davacıların yakınları hakkında Çermik Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2005/152 E.sayılı dosyası ile nas-ı ızrar, sövme ve tehdit suçlarından kamu davası açıldığını, davalının çocuklarına şiddet uyguladığını, cinsel istismarda bulunduğunu, küçük çocukların benzeri durumlarla karşılaşıp fiziksel ve ruhsal durumlarının olumsuz etkilenmemesi açısından, küçüklerle davalının "şahsi ilişkilerinin engellenmesi" amacıyla verilen kararın kaldırılmasını talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde, Diyarbakır Aile Mahkemesi’nin 2005/43 E., 2006/693 K. sayılı kararı ile müvekkilin küçük çocukları S., Ş.ve N.'ın velayetlerinin anneye bırakıldığını, ancak annenin velayet hakkını kötüye kullandığını, davacı annenin verilen karara rağmen uzun zamandan beri fiili olarak çocukları müvekkil babadan kaçırarak, babaya karşı kin ve nefretle büyüttüğünü, yaklaşık 4 yıldır hiçbir şekilde çocukların müvekkil babayla şahsi ilişki kurmalarına fırsat vermediğini, hükmedilen nafakanın fahiş bir hal aldığını, çocuklardan M.S.in 18 yaşını bitirmiş ve reşit olduğunu, bu nedenle bu çocuk açısından hükmedilen nafakanın kaldırılması gerektiğini belirterek, velayetleri davalı anneye bırakılan S., Ş. ve N.'ın velayetlerinin davalı anneden alınarak müvekkiline verilmesine; mahkemece daha önce verilen nafaka miktarlarının yeniden değerlendirmeye alınarak, müşterek çocuklardan M. S. için nafakanın kaldırılmasına,diğer çocuklar için her birine 50 TL ve anneye de 100 TL nafakaya hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Yerel Mahkemece, tarafların 2005 yılında boşandıkları, davalının ağır kusurlu olduğundan bahisle verilen boşanma kararının Yargıtay’ca onandığı, davalının müşterek çocuk S.'a fiili tacizde, oğlu M.S.'e porno kaset seyrettirmek suretiyle psikolojik tacizde bulunduğu, diğer çocuklarında aynı sorunu yaşaması ihtimali olduğu gerekçeleri ile davanın kabulüne, davalı baba ile çocuklar arasında düzenlenen şahsi münasebetin kaldırılmasına; karşı davacının müşterek çocuklarının velayeti yönünde açmış olduğu davanın reddine, reşit olan çocuklar M. S. ve S.yönünde nafakanın kaldırılması talebinin kabulüne, davacı ve küçük müşterek çocuklar yönünden hüküm altına alınan nafakanın azaltılması talebinin reddine dair verilen karar; Özel Daire’ce, yukarıda başlık bölümünde yazılı gerekçelerle bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiş; kararı davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
Velayet, nafakanın kaldırılması ve azaltılmasına ilişkin karar Özel Daire tarafından bozulmadığından kesinleşmiş; Hukuk Genel Kurul’u önüne gelen uyuşmazlık, kişisel ilişkin kaldırılması kararına ilişkindir.
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; boşanma ve çocuklarla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra, boşanma davasında ileri sürülmeyen veya kanıtlanamayan olaylara –cinsel istismar- dayanılarak çocuklarla babasının kişisel ilişkisinin kaldırılmasının istenip istenemeyeceği; burada varılacak sonuca göre davacı kadının kişisel ilişkinin kaldırılması talebinin kabul edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
1- Müşterek çocuklardan S. K. hakkında verilen karar yönünden;
İlke olarak her dava, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki sebeplere göre hükme bağlanır. Ne var ki, dava açıldıktan sonra meydana gelen bir olay nedeniyle dava konusunun ortadan kalkması; eş söyleyişle tarafların, davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmaması halinde, bu olayın hükümde göz önüne alınması ve böyle bir halde mahkemenin, davanın konusuz kalması sebebiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermesi gerektiği de her türlü duraksamadan uzaktır.
Somut olaya gelince; davalı-karşı davacı baba ile kişisel ilişkinin kaldırılmasına karar verilmesi istenilen müşterek çocuklardan S.’ın 04.03.1991 tarihinde doğduğu, hüküm tarihi olan 08.10.2009 tarihinde 18 yaşını doldurduğu dosyada bulunan nüfus kayıt örneğinden açıkça anlaşılmaktadır.
Dava açıldıktan sonra ortaya çıkan bir olgu nedeniyle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilebilir.
Böyle bir durum söz konusu olduğunda da mahkemenin yargılamaya devam etmesine gerek yoktur. Bu durumda mahkemenin bir tespit hükmü niteliğinde olan esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermesi gerekir.
Görülmekte olan davada; hakkında velayetin değiştirilmesi, şahsi ilişkinin kaldırılması istenen müşterek çocuk S. K.’ın reşit olması nedeniyle velayet kendiliğinden ortadan kalktığından, bu talepler hakkındaki dava konusuz kalmış olmasına rağmen mahkemece S. yönünden de davanın kabulü yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Mahkemece yapılacak iş, müşterek çocuk S.yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar vermekten ibarettir.
Yukarıda açıklanan bu değişik nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
2- Davalı-karşı davacının diğer çocuklara yönelik temyizine gelince;
20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda onaylanarak 02 Eylül 1990 tarihinde yürürlüğe giren ve Türkiye Cumhuriyeti’nce de kabul edilip, 27 Ocak 1995 gün ve 22184 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi:
“Taraf Devletler, görüşlerini oluşturma yeteneğine sahip çocuğun kendini ilgilendiren her konuda görüşlerini serbestçe ifade etme hakkını bu görüşlere çocuğun yaşı ve olgunluk derecesine uygun olarak, gereken özen gösterilmek suretiyle tanırlar. Bu amaçla, çocuğu etkileyen herhangi bir adli veya idari kovuşturmada çocuğun ya doğrudan doğruya veya bir temsilci ya da uygun bir makam yoluyla dinlenilmesi fırsatı, ulusal yasanın usule ilişkin kurallarına uygun olarak çocuğa, özellikle sağlanacaktır.”
Hükmünü içermektedir.
Diğer taraftan, Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi’nin:
Çocuğun usule ilişkin haklarından, davalarda bilgilendirilme ve dava sırasında görüşünü ifade etme hakkının düzenlendiği 3. maddesinde:
“…Yeterli idrake sahip olduğu iç hukuk tarafından kabul edilen bir çocuğun, bir adli merci önündeki, kendisini ilgilendiren davalarda, yararlanmayı bizzat da talep edebileceği aşağıda sayılan haklar verilir:
a)İlgili tüm bilgileri almak;
b)Kendisine danışılmak ve kendi görüşünü ifade etmek;
c)Görüşlerinin uygulanmasının olası sonuçlarından ve her tür kararın olası sonuçlarından bilgilendirilmek.” ;
Adli mercilerin rolünden, karar sürecinin düzenlendiği 6. maddede (b) ve (c) bentlerinde ise:
“b)…Çocuğun iç hukuk tarafından yeterli idrak gücüne sahip olduğunun kabul edildiği durumlarda,…çocuğun yüksek çıkarına açıkça ters düşmediği takdirde,gerekirse kendine veya diğer şahıs ve kurumlar vasıtasıyla, çocuk için elverişli durumlarda ve onun kavrayışına uygun bir tarzda çocuğa danışmalıdır.
-çocuğun görüşünü ifade etmesine müsaade etmelidir.
c)Çocuğun ifade ettiği görüşe gereken önemi vermelidir.”
hükümleri yer almaktadır.
Küçük çocukların baba ile kişisel ilişkilerinin kaldırılmasına ilişkin karar, daha çok çocukları ilgilendiren, onların menfaatini etkileyen bir husus olduğuna göre, yukarıda açıklanan Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 12. ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi’nin 3. ve 6. maddelerinde yer alan hükümler karşısında, kişisel ilişkinin kaldırılması istenilen çocuklar Ş. ve N.’ın, idrak çağında olmaları nedeniyle kendilerini yakından ilgilendiren bu konuda karardan doğrudan etkilenecek olan çocuklara danışılması ve görüşlerinin alınması gerekmektedir.
Nitekim aynı ilke Hukuk Genel Kurulu’nun 16.03.2012 gün ve 2011/2-884 E., 2012/197 K.sayılı kararında da benimsenmiştir.
Somut olayda da, baba ile kişisel ilişkilerinin kaldırılması istenilen Ş. 23.04.1997, N.ise 21.07.1998 doğumlu olup idrak çağına geldikleri açıktır. Yargılamada müşterek çocuklar Ş. ve N. sosyal hizmet uzmanı ve psikolog tarafından dinlenilmiş ise de, mahkeme huzurunda hakim tarafından doğrudan dinlenilmemişlerdir.
O halde, mahkemece yapılacak iş; yeterli idrak gücüne sahip olduğu kabul edilen çocukların, kendilerini doğrudan ilgilendiren kişisel ilişkinin kaldırılması konusunda bizzat dinlenilerek, görüşlerini gerekçeleriyle birlikte ifade etme olanağı sağlanması; ifade edecekleri görüşlerin, çıkarlarına ters düşmediği takdirde, buna değer verilmesi ve gerektiğinde Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 5 ve 6. maddesi uyarınca uzman bilirkişiden yeniden görüş alınmak suretiyle birlikte değerlendirme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi, olmalıdır.
Yukarıda açıklanan bu değişik nedenlerle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı-karşı davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda (1) ve (2) bentlerde gösterilen değişik nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, aynı Kanun'un 440.maddesi uyarınca hükmün tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.10.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kişisel ilişkinin düzenlenmesi istemli davada karşı dava olarak nafaka artırımı talep edilmesi av_aykut Meslektaşların Soruları 0 17-09-2014 11:11
Velayetin değiştirilmesi veya kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi? markymark Meslektaşların Soruları 4 17-01-2010 01:23
Evlilik dışı çocuğa nafaka bağlanması ve baba ile kişisel ilişkinin düzenlenmesi dilaykar Meslektaşların Soruları 1 07-10-2009 06:55
çocukla şahsi ilişkinin yeniden düzenlenmesi/yetki Av. Bülent Sabri Akpunar Meslektaşların Soruları 5 15-01-2007 17:14


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09177995 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.