Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

icrada yanlış kişinin arsası satılırsa

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 30-04-2009, 19:22   #1
avukat fatih topçu

 
Varsayılan icrada yanlış kişinin arsası satılırsa

icra dairesinde takip borçlusu ile aynı adı(ve baba adı da aynı ancak diğer tüm bilgiler farklı)taşıyan 3. bir şahsın taşınmazına haciz konuluyor ve arsa satılıyor.
3.şahıs aradan iki sene geçtikten sonra taşınmazınıkendisi satmak istediğinde tapudan ve icra dosyasına ulaştığında durumu öğreniyor , mağduriyetinin giderilmesi için nasıl bir yol izlemelidir yargıtay kararı ile destekli cevaplar için şimdiden teşekkürler
Old 02-05-2009, 17:31   #2
Themis99

 
Varsayılan

Sayın fatih Bey,
Olayınıza birebir uymasa da aşağıdaki kararın işinize yarayacağını en azından yol göstereci olacağını düşünüyorum.


Alıntı:
Hukuk Genel Kurulu 2007/4-308 E.N , 2007/323 K.N.

İlgili Kavramlar

MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ
TAZMİNATIN HESAPLANMASI

İçtihat Metni

Taraflar arasındaki "Manevi Tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir Asliye 4.Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 18.03.2004 gün ve 2003/605 E.,2004/142 K.sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2.5.2005 gün ve 2004/9973 E., 2005/4637 K. sayılı ilamı ile,

(...Dava, davalılarca alacağın tahsili için başlatılan icra takibi sırasında ve borçlunun mal beyanında bulunmaması üzerine, icra ceza mahkemesinde açılan dava sonucunda; borçlu ile isim benzerliği bulunan davacının mahkum edilmesinden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece dava reddedilmiştir.

Davalı şirket gerçek borçlu ile yaptığı sözleşme sırasında onun nüfus kayıt bilgilerini almıştır.

İcra takibi ve daha sonraki icra ceza mahkemesine yapılan şikayet sırasında bu bilgiler tam olarak verilmemiş, yalnızca isim ve soy adı bildirilmiştir. Bu durum davalı tarafın kusurunu oluşturduğundan mahkemece zarar kapsamının belirlenmek üzere kararın bozulması gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda ; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davacı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşih harcının geri veriymesine 30.5.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.

Ayrıca Borçlar Kanunu madde 226

Alıntı:
''Kanuna veya ahlaka (adaba) mugayir tertibatla müzayedeye fesat karıştırılmış ise her alakadar tarafından on gün zarfında itiraz edilebilir. Bu itiraz cebri müzayedelerde icra ve iflas muamelelerine nezaret eden makamlara ve diğer hallerde mahkemeye arz olunur.
hükmünü değerlendirin.

Devletin memurlarının kusur ve ihmalini düzenleyen 657 sayılı Kanunun 13. maddesi

Alıntı:
''Kişiler kamu hukukuna tabi görevlerle ilgili olarak uğradıkları zararlardan dolayı bu görevleri yerine getiren personel aleyhine değil, ilgili kurum aleyhine dava açarlar. Ancak, Devlet dairelerine tevdi veya bu dairelerce tahsil veya muhafaza edilen para ve para hükmündeki değerli kağıtların ilgili personel tarafından zimmete geçirilmesi halinde, zimmete geçirilen miktar, cezai takibat sonucu beklenmeden Hazine tarafından hak sahibine ödenir. Kurumun, genel hükümlere göre sorumlu personele rücu hakkı saklıdır.

İşkence ya da zalimane, gayri insani veya haysiyet kırıcı muamele suçları nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince verilen kararlar sonucunda Devletçe ödenen tazminatlardan dolayı sorumlu personele rücu edilmesi hakkında da yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.

12 nci maddeyle bu maddede belirtilen zararların nevi, miktarlarının tespiti, takibi, amirlerin sorumlulukları ve yapılacak işlemlerle ilgili diğer hususlar Başbakanlıkça düzenlenecek yönetmelikle belirlenir.

Anayasamızın 129 maddesi

Alıntı:
''Memurlar ve diğer kamu görevlileri Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunmakla yükümlüdürler.

Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez.

Uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili olanlar hariç, disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz.

Silahlı Kuvvetler mensupları ile hakimler ve savcılar hakkındaki hükümler saklıdır.

Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabilir.

Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılması, kanunla belirlenen istisnalar dışında, kanunun gösterdiği idari merciin iznine bağlıdır.
hükümlerini havi olup, yol gösterici olacaklardır.
Çalışmalarınızda başarılar. Selamlar.
Old 02-05-2009, 23:17   #3
üye14072

 
Varsayılan

iik da özel hüküm var
icra memurunun işleminden dolayı zarar gören kişi adalet bakanlığı aıyhine asliye veya sulh hukuk mahkemesinde dava açar
hiç ceza davası şikayet filan uğraşmayın
eğer ceza davası açılırsa yıllarca onun sonucunu beklersiniz
doğrudan hukuk davası alacağınızı ve faizi maddi tazminat olarak isteyin
manevi de istenebilir
sevgiler
av. m. emin öztürk
kocaeli barosu
Old 03-05-2009, 11:33   #4
üye14072

 
Varsayılan

sayın meslektaşım
bu konuda dosyayı çok iyi incelemenizi tavsiye ederim,
hata kimin
icra memurunun mu,
tapu memurunun mu
veya
alacaklının bir suistimali mi var
yapılan yazışmalarda ne gibi hatalar yapılmış,
bu gayri menkulü kim veya kimler almış

bütün bunları incelemek gerekli
bence,
dosyanın onaylı fotokopisini hemen alın
elinizde bulunsun
saygılar
av. m. emin öztürk
Old 04-05-2009, 12:14   #5
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,

Hatanın kim de olduğu önemli olmaksızın tapu iptali davası açmak istiyor iseniz "Yolsuz Tescil " hükümlerine dayanmalısınız.

Tazminat haklarınızı kullanmak istiyor iseniz,kusurlu sorumluluk ,sebebsiz zenginleşme,haksız fiil vs dayanak yaparak dava açabilirsiniz.

İhalenin feshi davası açıp,ihaleyi feshettirebilirsiniz.Bu arada gayrımenkul üzerine "İhtiyati tedbir şerhi " konulmasına dikkat ediniz.Fesih üzerine Tapu iptali ve tescili davasının sonuca baglanması uzun sürmeyecektir.

Saygılarımla

T.C.

YARGITAY

1. HUKUK DAİRESİ

E. 2000/7189

K. 2000/10396

T. 15.9.2000

• İHALENİN FESHİ ( Tescilin Yolsuz Hale Gelmesi - Tapu İptali ve Tescil İçin Genel Mahkemede Dava Açma Gereği )

• TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASI ( İhalenin Feshi Durumunda Genel Mahkemede Dava Açma Gereği )

• TESCİLİN YOLSUZLUĞUNU DAVA ( İhalenin Feshi Yoluna Gidilmesinin Engellenmesi - Genel Mahkemede Açılabileceği )

• İHALENİN FESHİ YOLUNA GİDİLMESİNİN ENGELLENMESİ ( Genel Mahkemede Tescilin Yolsuzluğuna İlişkin Dava Açılabileceği )

• DELİLLERİN TÜMÜYLE DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE GÖSTERİLMESİ ZORUNLULUĞU ( 2.El Durumunda Olan Davalı - Tapu İptali ve Tescil )

2004/m.134

743/m.931,932

1086/m.388


ÖZET : Taşınmaz mülkiyetini geçiren ve onun sebebini teşkil eden cebri ihale işleminin feshedilmesi durumunda tescil yolsuz hale geldiğinden tapu kaydının iptali için genel mahkemede dava açılmalıdır. Genel mahkemede ihalenin feshi ve tapu iptali tescili davası açılmışsa, ihalenin feshi davasının görev yönünden reddi gerekir. Ancak ihalenin feshi yoluna gidilmesinin engellenmesi durumunda genel mahkemede tescilin yolsuzluğuna ilişkin dava da açılabilir. Alıcının tapu kaydının yolsuzluğunu bile bile ve kötü niyetle bu artırmaya girip taşınmazı aldığının kanıtlanması halinde davanın kabulü gerekir. Somut olayda, ikinci el durumunda olan davalı hakkında MK.'nun 931. maddesi uyarınca deliller tümüyle değerlendirilmeden ve gerekçe gösterilmeden karar tesisi isabetsizdir.
DAVA : Davacılar tarafından, davalı aleyhine açılan iptal, tescil, eski hale iade davasının yapılan yargılamasında, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle, duruşma günü olarak saptanan 15.9.2000 Cuma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat A. Z ile temyiz edilen vekili Avukat A. S. geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı bilahare dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, ihalenin feshi ve tapu iptali tescil isteğine ilişkindir. Hemen belirtmek gerekirki, taşınmaz mülkiyetini geçiren ve onun illetini ve sebebini teşkil eden cebri ihale işlemi merciince feshedilip ortadan kaldırıldığı böylece tescil dayanaksız hale getirildiği takdirde tapu kaydının iptali için genel mahkemede dava açılmalıdır. Bu kuralın doğal bir sonucu olarak genel mahkemede İcra İflas Yasasının 134. maddesinde öngörülen süre içerisinde ihalenin feshini de içeren iptal ve tescil davası açılmış ise icra tetkik mercii görevli olduğundan görevsizlik kararı da verilmelidir.
Ancak, cebri icra yoluyla ve açık arttırma suretiyle yapılan satışlar sonucu bir taşınmaz malın satın alınmasında ihalenin feshi yoluna gidilmesinin engellendiğinin anlaşılması halinde Medeni Yasanın 932. maddesine dayanılarak genel mahkemeye tescilin yolsuzluğuna ilişkin dava da açılabilir. Alıcının satışa konu malın tapu kaydının yolsuzluğunu bile bile ve kötü niyetle bu artırıma girip taşınmaz malı satın aldığının kanıtlanması halinde de davasının kabulüne karar verilir. ( HGK. 19.1.1955 tarih 1/4 Esas, 17 Karar; 1. H.D. 3.3.1946 tarih 7800/1400 sayılı kararlan ).
Somut olayda; davacının da mirasçısı olduğu babası Abdullah'ın 37 parseldeki 37 nolu bağımsız bölümü 1981 tarihinde daha sonra T.C. Z. Bankasına devredilen İ. Bankasının alacağı için ipotek konulduğu, ipotekle teminat atına alınan borcun ödenmemesi üzerine Abdullah ve diğer borçlular aleyhine icra takibinin başlatıldığı; ihale hazırlıklarına geçilmesi, özellikle kıymet takdiri aşamasında miras bırakanın öldüğü, ibraz edilen mirascılık belgesinde isimleri yazılı mirasçılara tebliğ edilerek icra takibinin sürdürüldüğü, kesinleştirilen ihaleden de taşınmazı mirasçılardan bir kesimin ortağı olan O. Otelcilik Turizm T.A.Ş. tarafından satın aldığı, daha sonra taşınmazın 2. el durumundaki davalıya satılıp devredildiği anlaşılmaktadır. Ne varki, yerel mahkemece iddianın ve savunmanın ileri sürülüş biçimi yönünden yukarıda değinilen ilkeler ve olgular ile HUMK.'nun 388. maddesinde uyuşmazlık tartışılıp hükmün gerekçesi gösterilmiş değildir. Özellikle 2. el konumundaki davalı Şeyhmus hakkında M.K.'nun 931. maddesi uyarınca deliller tümüyle değerlendirilmemiştir. O halde gerekçe gösterilmeden ve M.K.'nun 931. maddesi araştırılmadan verilen karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle yukarda belirtildiği üzere HUMK.'nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 16.5.1999 tarihinde yürürlüğe giren Av. ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 65.000.000 lira duruşma Av. parasının temyiz edilenden alınmasına 15.9.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

1. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/1530

K. 2003/2349

T. 5.3.2003

• TAPU KAYDININ İPTALİ İLE AYNEN İADESİ VEYA SÜRÜM DEĞERİNİN ÖDENMESİ ( Davacının Yolsuz Tescil Hukuksal Nedenine Dayalı Tapu İptali ve Tescil İstemi )

• İHALEYE FESAT KARIŞTIRILMASI ( Davacının 2004 Sayılı Kanuna Göre İhalenin Feshini İsteyebilmesi )

• YOLSUZ TESCİL ( Davacının Yolsuz Tescil Hukuksal Nedenine Dayalı Tapu İptali ve Tescil İstemi )

• BORÇ İLİŞKİSİ ( Taraflar Arasında Borç İlişkisinin Mevcut Olup Olmadığının Saptanmasının Gerekli Olması )

2004/m.134


ÖZET : Değinilen iddiaya göre, davacının yapılan ihalenin usulsüzlüğünden bahisle İcra İflas Kanununun 134 maddesi hükmüne göre, ihalenin feshini isteyebileceği kuşkusuzdur. Bunun yanında, ihale sonucu edinilen mülkiyete dayalı tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek tapu iptal ve tescil davası açmasına da yasal bir engel mevcut değildir.
Böyle bir davada, takibe esas teşkil eden borç ilişkisinin doğru olup olmadığı, buna dayalı takibin usulüne uygun yapılıp, yapılmadığı ve davalının değinilen aşamalarda usul ve yasaya aykırı bir katkısının bulunup bulunmadığının araştırılması gereklidir.Hal böyle olunca, açıklanan hukuki sebebe dayalı davanın dinlenme olanağı bulunduğu dikkate alınarak, yukarıda açıklandığı şekilde incelemenin yapılması soruşturmanın tamamlanması, ondan sonra bir karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, Amasya Merkez Dere Mahallesi 529 ada, 25 parselde kayıtlı taşınmazın, cebri icra yoluyla, sözde alacağına mahsuben, hileli şekilde davalıya geçtiğini belirterek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile aynen iadesini veya sürüm değerinin ödenmesini istemiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazın haciz yoluyla yapılan takiple satıldığını, işlemlerin resmi ve yazılı yapıldığını, icra takibi sırasında davacının itirazı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi Sadettin Akyol'un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali tescil istemine dayalıdır. Mahkemece, davanın tapu iptali tescil davası olarak dinlenme olanağının bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
İddianın ileri sürülüş biçimi ile dava dilekçesinin içeriğinden; davacının, davalı olan damadının hileli yollarla ele geçirdiği senedi takibe koyduğunu ve takibin kesinleştiğini, kesinleşen takibe dayalı satış ile de çekişme konusu taşınmaz mülkiyetinin davalıya geçtiğini, bu suretle oluşan mülkiyetin nakli işleminin yolsuz olduğunu ileri sürdüğü anlaşılmaktadır.
Değinilen iddiaya göre, davacının yapılan ihalenin usulsüzlüğünden bahisle İcra İflas Kanununun 134 maddesi hükmüne göre, ihalenin feshini isteyebileceği kuşkusuzdur. Bunun yanında, ihale sonucu edinilen mülkiyete dayalı tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek tapu iptal ve tescil davası açmasına da yasal bir engel mevcut değildir.
Böyle bir davada, takibe esas teşkil eden borç ilişkisinin doğru olup olmadığı, buna dayalı takibin usulüne uygun yapılıp, yapılmadığı ve davalının değinilen aşamalarda usul ve yasaya aykırı bir katkısının bulunup bulunmadığının araştırılması gereklidir. Oysa mahkemece, sadece taraflar arasında borç ilişkisi üzerinde durulmuş, bunun ötesinde tescile kadar ki, süreç inceleme dışı tutulmuştur. Noksan soruşturmaya dayanılarak hüküm kurulması doğru değildir.
Hal böyle olunca, açıklanan hukuki sebebe dayalı davanın dinlenme olanağı bulunduğu dikkate alınarak, yukarıda açıklandığı şekilde incelemenin yapılması soruşturmanın tamamlanması, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ve eksik soruşturma ile karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ : Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine 5.3.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İlamlı icrada yanlış düzenlenen ödeme emri legis peritus Meslektaşların Soruları 8 20-07-2010 23:50
İcra takibi başlatırken Uyapta yanlış kişinin borçlu olarak kaydedilmesi sarissa Meslektaşların Soruları 4 02-05-2008 09:10
çeke bankaca yanlış ticaret ünvanı yazılması sonucu açılan yanlış takip melis aksu Meslektaşların Soruları 1 27-03-2008 00:23
Borca itiraz, yanlış kişinin itirazı FYLOZOF Meslektaşların Soruları 1 07-03-2008 11:19
icrada zamanaşımı AV.SERTANn Meslektaşların Soruları 2 12-09-2006 19:16


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04146504 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.