İadeyi Muhakeme

Kadastro Mahkemesi kararı vatandaş aleyhine 1988 yılında Yargıtay incelemesinden geçtikten sonra onanıyor.

2007 yılında hüküm bulunan davadaki Bk raporunun gerçeğe aykırı olduğu iddiası ile suç duyurusunda bulunduk z.aşımı nedeni ile takipsizlik verildi ilgili mahkemeye itiraz ettik red edildi.

Bu aşmada 445/ son maddesine dayanarak 3 aylık süre içinde iadeyi muhakeme talep edip yeniden kesin hükme esas olan Bk. raporunun gerçeğe aykırı olup olmadığının tespitini sağlayabilirmiyim? Eğer iadeyi muhakeme mümkün ise kesin hükümde karara esas olan BK. raporuna yargılama sırasında itiraz edilmiş olması bu itirazların Yargıtay'da dile getirilmiş olması ancak bozma sebebi kabul edilmemiş olması benim için gerçeğe aykırı olduğunu ileri sürdüğüm BK. raporunun yeniden alınması ve irdelenmesi açısından engel teşgil eder mi?

İlgilenip düşüncelerini paylaşan herkese şimdiden teşekkürler

1. Ceza davası zamanaşımı nedeniyle düştüğüne göre burada mahkumiyet hükmü aranmayacak, davacı taraf ceza mahkemesi kararını öğrandiği tarihten itibaren 3 ay içinde hukuk mahkemesinde yargılamanın iadesi davasını açabilecektir.

2. Açılacak davada ön sorun olarak;
a. bilirkişinin gerçeğe aykırı rapor verdiğinin ve ,
b. aynı zamanda gerçeği kasten gizlemiş olduğunun ispatı gerekir.

Kastı olmadan bilgisizliğinden veya o şekilde olduğu kanısıyla yanlış rapor vermesinden dolayı yar.iadesi istenemiyecektir. Gerçeğe aykırılık genelde yeni bir bilirkişi incelemesi ile anlaşılabilir. Bu hususların temyiz dilekçesinde ileriye sürülmesinin engel teşkil etmeyeceği kanısındayım. Kasıt ise tanık dahil her türlü delille ispat edilebilir. Diye düşünüyorum.

saygılarımla.

Yücel Bey
öncelikle paylaşımınız için teşekkür ederim.
Bilirkişinin kastı yoksa yada öyle olduğu zannı ile verdiği bir rapor ise iadeyi muhakeme olmayacağını söylemişsiniz.
Bu durumda mahkeme yeni bir rapor aldığında gerçekten eski raporun yanlış olduğu ortaya çıkarsa, ancak eski bilirkişi gerçektende iyi niyetle ve kendi bilgisi doğrultusunda raporu vermiş ise bu durumda her nekadar bilirkişi ilk davada yanlış rapor vermiş ise de bu raporu gerçeğe aykırı rapor düzenlemek kasıtı ile vermemiş kendi bilgisi ve kanısı çerçevesinde vermiştir. Bu nedenle iadeyi muhakeme talebi red edilmelidir denilebilir mi?
Ben red edilebileceğini düşünüyorum.Aksi halde fevkalade bir yol olan İadeyi muhakeme yolu Bilirkişi raporuna dayanılarak verilen her kararın her daim yeniden yargılamaya açılabilmesi sağlar diye düşünüyorum. Siz ne dersiniz?

Alıntı: Yazan Av.Arzu Mercan ...eski bilirkişi gerçektende iyi niyetle ve kendi bilgisi doğrultusunda raporu vermiş ise bu durumda her nekadar bilirkişi ilk davada yanlış rapor vermiş ise de bu raporu gerçeğe aykırı rapor düzenlemek kasıtı ile vermemiş kendi bilgisi ve kanısı çerçevesinde vermiştir. Bu nedenle iadeyi muhakeme talebi red edilmelidir denilebilir mi?Ben red edilebileceğini düşünüyorum.

Aşağıdaki görüşler sizin vardığınız sonuca doğrulamaktadır.

“Bilirkişilerin ve tapu görevlilerinin kasıtlı davrandıklarına ilişkin inandırıcı delil bulunmadığı halde mahkemece bilirkişilerin ve Tapu Sicil Müdürlüğünün kasıtlı ve gerçeğe aykırı olarak kayıt çıkardıkları kabul edilmiştir. Bilirkişilerin kasıtlı olmaları halinde 27.5.1944 gün 45 ve 7.5.1965 gün 8 numaralı tapu kayıtlarındaki vakıf şerhlerini de gizlemeleri gerekirdi. Kasıt sabit olmadıkça H.Y.U.Y. nın 445/5. bendinde yazılı yargılamanın yenilenmesi koşulunun varlığından da söz edilemez. “
YARGITAY 17.HD.24.06.2997 T. 19977 2390 E. 1997/ 3349 K.

“Kanun koyucu bu bent uyarınca yargılamanın yenilenebilmesi için , bilirkişinin raporunda gerçeği kasten gizlemiş olması zorunlu görülmüştür. Bilirkişinin kastı olamadan , fakat ihmal ve bilgisizlikten dolayı yanlış rapor vermiş ve bu raporun hükme temel olmuş olması durumunda maddenin açık ifadesi gereği yargılamanın yenilenmesi istenemeyecektir. Ancak yargılamanın yenilenmesini gerekli kılan nedenler gözönüne alındığında , bilirkişinin gerçeğe aykırı açıklaması ( raporu) kasten böyle (gerçeğe aykırı) açıklanmamış(yazılmamış) olsa bile , yargılamanın yenilenmesi sebebi sayılmalıydı.”
(Dr. Ramazan Arslan, Medeni Usul Hukukunda Yargılamanın Yenilenmesi ,1977 , sh. 97-98)

Yücel Bey Merhaba,
17 Dairenin kararı iadei muhakeme koşullarını yorumla genşiletmeme ve yasa ile sayılı hallere sıkıca bağlı kalma yönünde kanımca yerinde bir karar.

Ramazan Beyin
"Ancak yargılamanın yenilenmesini gerekli kılan nedenler gözönüne alındığında , bilirkişinin gerçeğe aykırı açıklaması ( raporu) kasten böyle (gerçeğe aykırı) açıklanmamış(yazılmamış) olsa bile , yargılamanın yenilenmesi sebebi sayılmalıydı.” şeklindeki yorumu -metnini tamamını okumamakla birlikte-eğer bilirkişi raporu hatalı ise (gerçeğe aykırılık kastı olmaksızın) bu durumda ortaya çıkan adli hatayı iadeyi muhakeme ile çözmek gerekir şeklinde ise buna katılmıyorum. Gerçekten bilirkşi raporu hatalı olabilir ve ortaya yanlış bir karar çıkabilir ancak bu durumda kesin hükmü tartışmak yerine adli hata sonucu ortaya çıkan hukuki zararı tamzin hükümlerine göre gidermek gekir diye düşünüyorum.

Ayrıca ilginize teşekkürü bir borç bilirim. Saygılarımla