kiracının kira süresinin bitmesinden 15 gün önce ihtarı - kiralayana ulaşamamak

Sayın meslektaşlar,
kiracı kiralayanı boşaltacağını sözleşmenin bitiminden 15 gün evvel kiralayana tebliğ etmiştir. Ancak kiralayanın sözleşmedeki adresi değiştiğinden tebligat bila dönmüş ve dolayısıyla 15 günlük süre geçmiştir. Bu durumda ne yapmak gerekir?
Şimdiden teşekkür ederim.

Sözleşmede, adres değişikliklerinin bildirilmesi gerektiği, aksi halde eski adrese yapılacak bildirmlerin geçerli olacağı şeklinde bir madde varmı. Önce ona bakmak lazım. Olmasa dahi, ihtarın 15 gün önce tebliğ edilmesi değil, 15 gün önce kontrattaki adrese çekilmiş olması yeterlidir bence. Size bildirilmeyen bir adresi/taşınmayı bilme yükümünüz yoktur.

Sayın Baldıran önclelikle cevabınız için teşekkür ederim. Sözleşmede adres değişikliğini bildirim yükümlülüğü yok, bu durumda tebligat gecerlidir diye kabul etmek dogru mu? Yani kiracının sözleşmede böyle bir bildirim yükümülüğü olmadığı için kiralayanın adres değiştrp değiştrmediğini kontrol etmesi biraz uygulamada yapılamayacak bir şey gibi geliyor.. Kanunda 15 gün öncesinde kiralayana ulaşması gerektiği söylenmiş fakat adres değişikliği halinde tebligat 15 gün içinde ulaşmazsa ne olacagına dair ne kanunda ne de yargıtay kararlarında net bir şey yok.

Bir yazılı sözleşmenin taraflarınca o sözleşmeyle ilgili olarak tarafların sözleşmede belirtilen adreslerine bir tebligat yapılıyorsa ve bu tebligat yapanın kusuru olmadan bila tebliğ dönüyorsa, bana sorarsanız bu tebligatı yapılmış kabul etmek gerekir. Ancak Yargıtay bana sormuyor.

Uygulamada bu sorun kiralayana yapılan tebligatlardan çok kiracıya yapılan tebligatlarda çıkıyor. Kiracı bir yeri kiralıyor, sonra ortadan kayboluveriyor. Sözleşme yazılı olarak fesh edilmediği için içeriye giremiyorsunuz, fesh etmek veya başka bir hukuki işlem yapmak için elinizde sözleşmede adrese (veya doğrudan kiralanan yerine adresine) tebligat yapıyorsunuz, bila tebliğ dönüyor ve Yargıtay bu tebligatı "yok hükmünde" kabul ediyor ve usulüne uygun tebligat yapıncaya kadar zaten mağdur olmuş tarafı uğraştırıyor. Bu esnada yasal süreler vs. de geçiyor ama ne gam.

Dolayısıyla siz de uğraşmak zorundasınız. Usulüne uygun yapılmış bir tebligat olmadan kanunun aradığı ihbar bildirimi şartını yerine getirdiğiniz iddiasında bulunmanız ne yazık ki mümkün değil.

Peki ne yapabilirim derseniz, öncelikle THS'deki benzer diğer konuları okuyabilirsiniz:
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=49162
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=3623

Özellikle ikinci konudaki 20-09-2004, 09:46 tarihli Sayın Dikici'nin yanıtı oldukça yol gösterici ve ben de bu çözüme iştirak ediyorum.