Nüfusta ana adı tashihi

İyi günler.Müvekkil 2006 yılında ana adı tashihi davası açm.ıştır.Annesi imam nikahlı ikinci eş olup nüfusta babasının ilk eşi anne adı olarak görünmektedir.Ve mernis kayıtlarında da ana adı babasının ilk eşinin adı olarak geçtiğinden resmi kaydın aksi tanık beyanı ile çürütülemeyeceğinden,gerçek annesi ve davalı kardeşleri davayı kabul etmesine rağmen davası reddedilmiştir.Bu durumde ne yapabiliriz.İlgilenecek arkadaşlara şimdiden teşekkür ederim.

Yargıtay 2.H.D. 2003/7643 E., 2003/11172 K.

ÖZET: Resmi sicil ve senetler, belgeledikleri olgunun doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı, kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle bağlı değildir.

(4721 S. K. m. 7)
Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Karar: Davacı yan davalıların nüfusta Fatma Karadöl olan ana adının gerçeğe uygun olarak Hatice Köylüoğlu olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Yerel mahkeme, hastahane doğumlu olan davalıların doğum tutanaklarına ilişkin kayıtların sahteliğinin iddia ve ispat edilmediğinden tanık beyanlarından ziyade resmi kayıtlara itibar edilmesi gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir.
Resmi sicil ve senetler, belgeledikleri olgunun doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı, kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle bağlı değildir. (Türk Medeni Kanunu madde 7)
O halde mahkemece yapılacak iş delilleri bu yönde değerlendirip sonucuna göre karar vermektir. Bu nedenle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

SİNERJİ MEVZUAT

Saygılarımla

2.H.D. 13.03.2003 T. E:2423 , K.3475-Dava , nüfustaki kaydın düzeltilmesine ilişkindir.(NK.m.46)Resmi sicil ve senetler belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur.Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı , kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle bağlı değildir.(MK.md.7)

İsim tashihi yerine nesebin düzeltilmesi davası açılmalıydı diye düşünüyorum.Saygılar!

Bu davada davalı taraf olarak kim gösterdiniz ? Ben aynı konuya sahip bir davada, davalı olarak kayden anne gözükmeyen gerçek anneyi ve nüfus müdürlüğünü göstermiştim ve fakat hakim aynı zamanda gerçek annenin mirasçılarını da (gerçek annenin sağ olmasına rağmen.) göstermemi ve kayden annenin mirasçılarını da göstermem gerektiğini file getirerek davayı takip etmeyip düşürmemizi ardından yeni bir dava açmamızı söyledi.

Alıntı: Yazan eser_29 Bu davada davalı taraf olarak kim gösterdiniz ? Ben aynı konuya sahip bir davada, davalı olarak kayden anne gözükmeyen gerçek anneyi ve nüfus müdürlüğünü göstermiştim ve fakat hakim aynı zamanda gerçek annenin mirasçılarını da (gerçek annenin sağ olmasına rağmen.) göstermemi ve kayden annenin mirasçılarını da göstermem gerektiğini file getirerek davayı takip etmeyip düşürmemizi ardından yeni bir dava açmamızı söyledi.

Davayı biz açmadık.Ancak bu davada da gerçek anne,gerçek annenin mirasçıları ve nüfus Müdürlüğü davalı gösterilmiş.Ancak sizin davanızda da dahili davalı olarak eklenebilir diye düşünüyorum.

Alıntı: Yazan Av.Olcay Pehlivanlıoğlu Yargıtay 2.H.D. 2003/7643 E., 2003/11172 K. ÖZET: Resmi sicil ve senetler, belgeledikleri olgunun doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı, kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle bağlı değildir. (4721 S. K. m. 7) Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Karar: Davacı yan davalıların nüfusta Fatma Karadöl olan ana adının gerçeğe uygun olarak Hatice Köylüoğlu olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Yerel mahkeme, hastahane doğumlu olan davalıların doğum tutanaklarına ilişkin kayıtların sahteliğinin iddia ve ispat edilmediğinden tanık beyanlarından ziyade resmi kayıtlara itibar edilmesi gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir. Resmi sicil ve senetler, belgeledikleri olgunun doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı, kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle bağlı değildir. (Türk Medeni Kanunu madde 7) O halde mahkemece yapılacak iş delilleri bu yönde değerlendirip sonucuna göre karar vermektir. Bu nedenle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Sonuç: Temyiz olunan hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oybirliği ile karar verildi. (¤¤) SİNERJİ MEVZUAT Saygılarımla

İlginize çokteşekkür ederim .Tam durumumuza uygun.Ayrıca resmi belgeye karşı DNA testi de resmi belge olabilir diye düşünüp daha önce açılan davada müvekkiller bu delile de dayanmadıkları için şimdi bu delile dayanmayı düşünmüş idik.Ancak bu karar ile sanırım gerek kalmadı.

Peki gerçek anne hala hayatta iken gerçek annenin mirasçılarını da davalı göstermenin hukuki mantığı nedir ? Ayrıca yaşayan gerçek annenin mirasçılarını ismen tek tek mi davalı göstemeliyiz (ki bunun tespiti biraz zorlayacak gibi.) yoksa mirasçıları deyip nüfus kaydı yolu ile tespiti ile mi yetinmeliyiz. dna tespiti ücreti yüksek olduğundan bu yola başvurmadan tanık yolu ile kabul edilmesini beklemek daha uygun gibi fakat eklediğiniz yargıtay kararı bu yolda çokta sağlam durmuyor gibi zira bu tip davalara bakan hakimler pek bir dediğim dedik tavrını sergileyebiliyorlar. açıkcası bu konuda kafam epey karışık.