ipotekle teminat altına alınan taşınmazın değersiz olduğunun anlaşılması, kefillerin hata veya hile nedenine dayanarak borçtan kurtulmak istemeleri

Şimdiden Teşekkürler,
İpotekle teminat altına alınan 100.000 TL'lik kredi alacağında, ipotekli taşınmazın aslında değersiz olduğu anlaşılmıştır.Banka alacağı için icra takibi başlatılmıştır.
Bu Kredi sözleşmesine kefil olanlar da hata ve ya hileye muhatap oldukları iddiasıyla menfi tespit davası açmış bulunmaktadırlar, şöyle ki; taşınmazın gerçek değerini bilselerdi sözleşmeyi yapmayacaklarını, taşınmazın alacağı karşılamaya yetecek değerde olduğu düşüncesiyle kullandırılan krediye kefil olduklarını iddia etmektedirler.
Bu durumda açılan bu menfi tespit davasının akibeti nasıl olur?
Davalı banka vekili olarak savunmalarımız nasıl olmalıdır?
Saygılar,

Kefillik müessesesi, bankadan alınan borcun teminatı olan mal ve değeri ile ilişkili olmayıp , kefil olma nedeni borçlunun borcunu ödememesi veya ödeyememesi durumlarında bu borcu ödeme taahhüdünü içerdiğinden, bana göre açılmış olan menfi tespit davası yerinde değildir. Ayrıca davalarında ileri sürdükleri (kandırılma vs.) nedenler olsa olsa asıl borçlu ile aralarındaki sorun olabilir bence. Yani malın değerinin çok düşük çıkması konusunda bankanızında bir kusuru olmadığı açık.

Alıntı: Yazan Av. Nevzat Yağız Yani malın değerinin çok düşük çıkması konusunda bankanızında bir kusuru olmadığı açık.

Teşekkürler Sn Yağız, peki Ekspertiz raporu gerçeğe aykırı düzenlenmişse ve davacılar bu durumun bankanın kusurundan kaynaklandığını iddia etmekteyseler, ispat yükü hangi taraftadır?
1- Gerçeğe aykırı ekspertiz raporuna dayanarak kredi kullandıran bankada mı? (Bankanın, ekspertiz raporunun gerçeğe uygun olup-olmadığını araştırma yükümlülüğü var mı?)
2- Davacı kefillerde mi?

Alıntı: Yazan sahinaydın Şimdiden Teşekkürler, İpotekle teminat altına alınan 100.000 TL'lik kredi alacağında, ipotekli taşınmazın aslında değersiz olduğu anlaşılmıştır.Banka alacağı için icra takibi başlatılmıştır. Bu Kredi sözleşmesine kefil olanlar da hata ve ya hileye muhatap oldukları iddiasıyla menfi tespit davası açmış bulunmaktadırlar, şöyle ki; taşınmazın gerçek değerini bilselerdi sözleşmeyi yapmayacaklarını, taşınmazın alacağı karşılamaya yetecek değerde olduğu düşüncesiyle kullandırılan krediye kefil olduklarını iddia etmektedirler. Bu durumda açılan bu menfi tespit davasının akibeti nasıl olur? Davalı banka vekili olarak savunmalarımız nasıl olmalıdır? Saygılar,

Kefalet, teknik olarak borcun teminatına değil, borca bağlıdır. (Yani borcun fer'idir) Bu itibarla borç olduğu sürece, kefalet geçerlidir.

Expertiz raporunun (İçeriğinin) sahte olması, bankanın lehine değil, aleyhinde bir durum olup, banka bu nedenle sorumlu tutulamaz.

Tam aksine banka bu nedenle zarar gördüğü takdirde buna neden olanlara dava açabilir, hatta suç duyurusunda bulunabilir.