Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

icrada yetki,faiz vs.

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 06-09-2009, 02:28   #1
sebastian

 
Varsayılan icrada yetki,faiz vs.

sevgili üstadlar icrayla yeterince ilgilenmediğim için icrayla ilgili konuda görüşlerinize ihtiyacım var.
Rize de ikamet eden müvekkil, x bankasının rize şubesinden oto kredisi kullanıyor, üstüste 5 taksiti bankaya ödeyemiyor. akabinde x bankası İstanbulda Ümraniye icradan kalan toplam kredi borcunun tamamını asıl alacak gösterip ilamsız icra takibine geçiyor ikinci olarak rehnin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine geçiyor ve müvekkile ödeme emri gönderilemeden söz konusu rehinli aracı yakalanması için uyaptan yakalama şerhi koyuyor ve araç yakalanıp oto parka çekiliyor. müvekkilin ödenmemiş toplam kredi borcu 47.000 tl ancak banka icra dosyaların da asıl alacak olarak 50.046 tl birinde de 50.546 tl olarak icra takibini başlatıyor. her iki icra dosyasında faiz oranı %75. sonuçta banka su anda müvekkilden toplamda 63.000 tl istiyor icraları ortadan kaldırmak için.
borçlu vekili olarak icra dosyalarında itiraz edebileceğim durumlar nelerdir? ayrıca bankanın icra dosya borcuna ilişkin istemekte olduğu bu rakam çok yüksek değil mi?şimdiden teşekkürler...
Old 06-09-2009, 08:33   #2
avktderya

 
Varsayılan

1- sözleşmede özel yetkili kılınmış olması muhtemeldir. o yüzden takibi istanbuldan yapmışlardır.
2- sanırım ortada iki takip var . borcun sebebi aynı ise ikinci takibe itiraz etmeniz gerekiyor.
3- kısmı ödemeler nedeni ile asıl alacağa kısmı itiraz edilebilir.
4-faiz noktasında da eğer diğer tüm bankaların benzer kredilere uyguladığı kredilerden yüksekse ve ya müvekkiliniz için altından kalkılamayack derecede ağırsa faize de itiraz edebilirsiniz diye düşünüyorum ama faize itiraz noktasında çok da emin değilim.
iyi günler
Old 06-09-2009, 14:26   #3
sebastian

 
Varsayılan

evet, ortada iki takip var(1. ilamsız takip 2.rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip). borcun sebebi her iki takipte aynı. aynı anda iki takip başlatılması ne kadar doğru? yargıtayın 19.HD E. 2001/6458, 12.HD E. 1998/9250, 19.HD E. 2001/7934, 12.HD E. 2008/5728 nolu kararlarını bulamıyorum. yardımcı olurmusunuz?
Old 06-09-2009, 19:26   #4
wellan

 
Varsayılan

İlk olarak sayın üstadım hukuki sorunlarınıza karşı birkaç noktaya değinmek istiyorum.

Banka ile yapılan kredi sözleşmesinde;tam olarak bilemiyorum ama büyük olasılıkla yetki sözleşmesi vardır yada yetki sözleşmesi yoksa bile 7 gün içerisinde itiraz etmez iseniz yetki konusu kesinleşir.İkinci nokta ise yapılan iki takiple alakalı olarak icra müdürlüğünden nasıl ödeme emri gönderilmiyor orası da ayrı bir muamma.Daha tuhaf olan ise şudur:UYAP tan borçlunun üzerine kayıtlı olan araca haciz şerhinin istenmesi için dosyada o borçlu lehine takibin kesinleşmesi gerekir yani itiraz olmaması yada itiraz olup itirazın ortadan kaldırılması gerekmektedir.Sayın meslektaşım olaydaki tuhaflıklar bunlar ve İİK kesnilikle aykırı bir durumdur.Sizin burada uygulayacağınız hamleler çok önemlidir:
  1. Müvekkilinizin bankaya olan borcu için takip çıkışı miktarın ne kadar olduğunu dosyadan bir bakın ve yapılan ödeme var ise İİK.12 maddeye göre ödenen borçların mahsubunu talep edin.
  2. İkinci olarak dosyada tebligatın kesinleşmiş olup-olmadığına bakın.Çünkü tebligat kesinleşmeden haciz işlemi tesisi uygulaması icra dairelerinin büyük sorumluluğunu gerektirir ve YARGITAYIN yerleşmiş içtihatlarına dayanarak kamu düzeninden sayılan bir durum olduğu için SÜRESİZ ŞİKAYET yolu ile her zaman icra dairesine şikayette bulunulabilir.Çünkü ödeme emri icra dairesi tarafından mutlaka gönderilmelidir.Eğer süreyi geçirmişseniz yapacağınız gecikmiş itiraz(İİK.63-65) ile bu durumu sağlayabilirsiniz.
  3. Bahsedilmesi gereken en önemli nokta ise eğer müvekkilinizi aracı yakalanmış ise verilecek olan yedieminlik ücreti ve otopark masrafları ve uğranılacak olan diğer zararlar için İİK.5.maddeye göre adalet bakanlığı taraf gösterilerek adliye mahkemelerinde tazminat davası açılabilir.Öğrenmeden itibaren 1 sene ve fiilin üzerinden 10 sene geçmekle bu dava düşer.
Ayrıca belirtmek isterim ki yapılan iki takipten bahsediyorsunuz.Aynı alacağı müsteniden yapılan iki takipte tahsilde tekerrür olmamak üzere YARGITAY buna izin veriyor.Bu nedenledir ki genel haciz yoluyla ilamsız takip ve ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatılmıştır.Dosyadan her iki alacak içinde aynı meblağ üzerinden başlatılmışsa yani borcun sebebi her iki dosya içinde aynı ise o zaman dersetslik sebebiyle ikinci açılan takibi iptal ettirin.Bankanın ioptekli alacağı varsa önce ipoteği satıp paraya çevirmesi ancak borcu karşılamaya yetmezse geri kalan meblağ için ilamsız takip yapılabilir.(İİK.45)Bu nedenle siz konuyu daha detaylı bir şekilde anlatırsanız ona göre daha sağlıklı bilgiler vermemmiz mümkündür.SAYGILARIMLA.Umarım yardımcı olabilmişimdir.Çalışmalarınızda başarılar diliyorum..
Old 07-09-2009, 13:34   #5
cihatozmen

 
Varsayılan

ARADIĞINIZ KARARLAR BURADA, YARDIMCI OLMASI DİLEĞİYLE...

T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi

Esas: 2001/6458
Karar: 2002/3651
Karar Tarihi: 14.05.2002

ÖZET : Taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmesinin kredi borçlusu S... Gıda Tic.Paz. Ltd.Şti. yönünden kullanılan kredinin teminatını teşkil etmek üzere 1.402.834.764.TL'lık menkul rehninin tesis edildiği anlaşılmaktadır. İİK.nun 45.maddesi uyarınca alacağı rehinle teminat altına alınan alacaklının öncelikle rehne müracaat etmesi gerekir.Somut olayda davacı banka tarafından rehnin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine başvurulmuş olup, bilirkişi raporunda hesaplanan alacak miktarı tesis edilen rehnin altında kaldığı için, davalı şirket yönünden, davacı bankanın ilamsız takip yapma hakkı bulunmamaktadır.Ayrıca, İİK.nun 138.maddesi hükmü uyarınca icra takibinde talep edilecek vekalet ücreti Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenir.Mahkemece açıklanan hususlar gözetilmeden İİK.nun 45 ve 138 maddelerine aykırılık teşkil edecek şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

(2004 S. K. m. 45, 67, 138)

Dava: Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle kefil davalının kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olduğunun kabulü ile davalıların İİK.nun 67.maddesinde öngörülen tazminat ile sorumlu tutulmalarında bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2-Taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmesinin kredi borçlusu S... Gıda Tic.Paz. Ltd.Şti. yönünden kullanılan kredinin teminatını teşkil etmek üzere 1.402.834.764.TL'lık menkul rehninin tesis edildiği anlaşılmaktadır. İİK.nun 45.maddesi uyarınca alacağı rehinle teminat altına alınan alacaklının öncelikle rehne müracaat etmesi gerekir.Somut olayda davacı banka tarafından rehnin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine başvurulmuş olup, bilirkişi raporunda hesaplanan alacak miktarı tesis edilen rehnin altında kaldığı için, davalı şirket yönünden, davacı bankanın ilamsız takip yapma hakkı bulunmamaktadır.Ayrıca, İİK.nun 138.maddesi hükmü uyarınca icra takibinde talep edilecek vekalet ücreti Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenir.Mahkemece açıklanan hususlar gözetilmeden İİK.nun 45 ve 138 maddelerine aykırılık teşkil edecek şekilde hüküm tesisi isabetli değildir.

Sonuç: Yukarıda ( 1 ) sayılı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) sayılı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 14.5.2002 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)



Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları



T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 1998/9250
Karar: 1998/9973
Karar Tarihi: 01.10.1998

ÖZET: Alacaklı kredi sözleşmesi ile müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile borcun ifasını üstlenen kişiye karşı, rehnin paraya çevrilmesinden önce ya da bundan ayrı olarak genel haciz yolu ile takip yapması mümkündür. Somut olayda çekişme konusu takipte M.E. ipotek veren 3. kişi sıfatını taşımaktadır. Daha önceden kefil sıfatı ile hakkında genel haciz yoluyla takip yapılması bu takibe engel değildir. Ancak şikayet dilekçesinin 5 numaralı bendinde de borçlunun kabul ettiği gibi tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile itirazın reddine karar verilmelidir.


(818 S. K. m. 487) (2004 S. K. m. 45)

Dava: Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 23.7.1998 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: İİK.’nun 45/1. maddesi gereğince rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapabilir. Hukuk Genel Kurulu’nun 14.10.1972 tarih ve 215/841 sayılı kararında da açıklandığı üzere bu madde asıl borçlular için sevk edilmiş olup, alacağı rehinle temin edilen bir kimsenin rehni veren hakkında doğrudan doğruya genel haciz yolu ile takibe geçmesini önlediği, rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapabileceğine ilişkin bulunmaktadır. BK.’nun 487. maddesi hükmü nedeniyle alacaklı kredi sözleşmesi ile müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile borcun ifasını üstlenen kişiye karşı, rehnin paraya çevrilmesinden önce ya da bundan ayrı olarak genel haciz yolu ile takip yapması mümkündür. Somut olayda çekişme konusu takipte M.E. ipotek veren 3. kişi sıfatını taşımaktadır. Daha önceden kefil sıfatı ile hakkında genel haciz yoluyla takip yapılması bu takibe engel değildir. Ancak şikayet dilekçesinin 5 numaralı bendinde de borçlunun kabul ettiği gibi tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile itirazın reddine karar verilmelidir.

Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının hüküm bölümünün 2. fıkrasında yazılı ve M.E. hakkındaki 1998/1097 sayılı takibin iptaline hasren, İİK.’nun 366. ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 01.10.1998 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları



T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi

Esas: 2001/7934
Karar: 2002/2286
Karar Tarihi: 28.03.2002

ÖZET: Banka kredi sözleşmesine dayalı olarak yapılan takipte, asıl borçlu kredi borcunun teminatını teşkil etmek üzere rehinler vermiştir. Bu davalı aleyhine rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığına göre aynı alacakla ilgili olarak ilamsız takip yapılamaz.

(2004 S. K. m. 62, 67) (4721 S. K. m. 2)

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av.Ayten Örenbaş ile davalılar Akgün ve Ömer C.'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan davacı avukatın ve davalı asillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR

Davacı vekili, müvekkili bankadan kredi kullanan davalıların kredi borcunu ödememesi üzerine hesabın katedilerek takibe geçildiğini, davalıların takibe itiraz ederek durdurduğunu, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek 1998/4929 sayılı dosyaya yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevabında, davacı bankanın ek ipotek verilmesi halinde ek kredi verebileceğini belirtmesi üzerine davacıya ilave ipotek verildiğini, ancak bankanın ek kredi vermeyerek MK'nun 2.maddesine aykırı davrandığını, kredi borcunun teminatı olarak ipotek verildiği için bankanın öncelikle ipotekli takip yapması gerektiğini, talep edilen faizin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre borçlunun kredi borcu için ipotek vermesinin müteselsil kefil aleyhine takibe geçilmesine engel teşkil etmediği, kefilin kefalet limitine göre borcun tamamından sorumlu olduğu, davacı bankanın takip tarihi itibariyle 23.409.040.862.-TL alacağı bulunduğu gerekçesiyle davalı Akgül C.'ın itirazının iptaline, teminat mektubu depo edilmesi talebine yönelik her iki davalının itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmiş hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2-Davalı Ömer C. asıl borçlu olup kredi borcunun teminatını teşkil etmek üzere rehinler vermiştir. Bu davalı aleyhine 1998/4930 sayılı takip dosyasından rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığına göre aynı alacakla ilgili olarak ilamsız takip yapılamaz. Mahkemece bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı Ömer Canal lehine BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 28.3.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.


Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları



T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2008/5728
Karar: 2008/8495
Karar Tarihi: 22.04.2008

ÖZET: Genel taahhütnamede müşterek borçlu müteselsil kefil konumunda olan borçlu hakkında genel haciz yolu ile takip yapılmış, bundan ayrı asıl borçlu hakkında da rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçilmiştir. Borcun sebebi aynı olduğuna göre mahkemece tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla itirazın reddine karar verilmelidir.


(2004 S. K. m. 45) (818 S. K. m. 487) (YHGK 18.04.2001 T. 2001/12-354 E. 2001/367 K.)

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

1- İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK'nun 438. ve İİK' nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi;

2- Alacaklı vekilinin temyiz itirazının incelenmesinde;

İİK. nun 45. maddesi asıl borçlular ile ilgili olarak düzenlenmiş olup, alacağı rehinle temin edilen bir kimsenin <rehni veren> hakkında doğrudan doğruya genel haciz yolu ile takibe geçilmesini önlemekte ve rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile, alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceğine ilişkin bulunmaktadır.

Hemen belirtelim ki, İİK. nun 45.maddesi borçlu için getirilmiş bir kural olup, kefiller hakkında uygulanmaz. Borçlar Kanununun 487.maddesinde ise, (kefil, borçlu ile beraber müteselsil kefil ve müşterek-müteselsil borçlu sıfatı ile veya bu bilgi diğer bir sıfatla borcun ifasını deruhte etmiş ise; alacaklı, asıl borçluya müracaat ve rehinleri nakde tahvil ettirmeden evvel, kefil aleyhine takibat icra edebilir) denilmektedir. Borçlar Kanunun açıklanan hükmüne ve takip dayanağı kredi sözleşmesi içeriğinde kefaletin müteselsil olduğunun yazılmasına göre şikayetçi hakkında genel haciz yolu ile takip yapılmasında yasaya aykırılık yoktur. (HGK. nun 14.10.1972 tarih, 215/841 sayılı kararı - Prof Dr. Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku C:3-S:2395)

Ayrıca genel taahhütnamede müşterek borçlu müteselsil kefil konumunda olan borçlu hakkında genel haciz yolu ile takip yapılmış, bundan ayrı asıl borçlu hakkında da Mersin 6. İcra Müdürlüğü'nün 2007/5498 sayılı dosyasında (rehnin paraya çevrilmesi yolu ile) takibe geçilmiştir. Borcun sebebi aynı olduğuna göre mahkemece tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla itirazın reddine karar verilmelidir. (HGK 18.04.2001 tarih ve 2001/12-354 E. 2001/367 K.)

Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 22.04.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları

Old 07-09-2009, 14:37   #6
sebastian

 
Varsayılan

sayın wellan, ilginize teşekkür ederim.

-Alacaklı banka icra dosyalarına dayanak olarak sadece noterden müvekkile çekilen ihtarnameyi ve kredi taksit tablosunu gösterdi. Yapılan kredi sözleşmesine ulaşamadım. Bu nedenle yetki konusunda hala kararsızım. Bu arada itiraz süremin sonu 09.09.09'dur.

-Alacaklı banka 2 adet icra takibine aynı gün geçiyor. Birinci takip ilamsız takip ve takibe dayanak olarak noterden müvekkile çekilen ihtarnameyi ve kredi taksit tablosunu gösterdi. Bu takipte asıl alacak olarak 50.046,99 Tl olarak gösterilmiş. Zaten ihtarnamede de toplam borç olarak 50.046,99 Tl'dir. İkinci takip rehnin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi ve bu takibe dayanak olarak da ilamsız takipte olduğu gibi müvekkile çekilen ihtarnameyi ve kredi taksit tablosunu gösterdi. Her iki takbin dayanağı aynı, alacak sebebi aynı. Ancak alacaklı banka bu takipte asıl alacağı 50.546,99 TL belirtmiş. Alacaklı banka asıl alacağı yazarken bu takipte hata yapmış diye düşünmekteyim.

-rehnin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte müvekkilin aracı zaten alacaklıya rehinli olduğu için alacaklı banka müvekkil-borçluya ödeme emri göndermeden uyaptan aracın kaydına yakalama şerhi koyuyor ve araç yakalanıyor. Burda mesele, bu takip türünde borçluya ödeme emri gönderilmesine gerek olmadan söz konusu rehinli menkulün yeddiemine teslim edilmesi uygulamada olması. Rehinli menkulun satış işleminin başlanabilmesi için ancak borçluya ödeme emri gönderilmesi ve kesinleşme gerekiyor. Bu bilgi icra müdürünün söylemleri.

-Alacaklı banka aynı alacağa ilişkin olarak iki adet takip yapıyor. Ancak bu takiplerde hiçbir şekilde tahsilde tekerrür olamamak kaydı ile ibaresi yoktur. Her iki takipte uygulanan faiz oranı %75.

-Burda borçlu vekili olarak yapılan ilamsız takibiin mükerrer-derdestlik nedeniyle
iptaline ilişkin olarak itiraz etmeyi düşünüyorum. Rehinin paraya çevrilmesine ilişkin icra takibinde de asıl alacak olarak noterden çekilen ihtarnamedeki rakamdan fazla bir rakam gösterilmesinden dolayı borca kısmen itiraz ve faize de itiraz etmeyi düşünüyorum. Ayrıca İ.İ.K. madde 45 çok açık: Öncelikle rehnin paraya çevrilmesi ilişkşn takip yapılacak. Alacaklı alacağını bu takipten karşılamazsa alacağı rehin açığı belgesi ile rehnin dısında borçlunun diğer mallarını haciz edebilecek. Burda (kefilde olmadığına göre) alacaklının ilamsız takibi iptal edilecektir şeklinde düşünmekteyim. Bu mesele de önemli rehnin paraya çevrilmesi ile yapılan takip ilamlı mı ilamsız mı icra takibi olduğu belli değil. Sadece şu ibare var: taşınır rehninin paraya çevrilmesi ile takip(Ör.No:8)burda borçluya ödeme emrimi yoksa icra emrimi gönderilmesi gerekir?
Old 07-09-2009, 16:50   #7
sebastian

 
Varsayılan

teşekkürler sayın cihatozmen...

konuyla ilgili yargıtay kararlarından şöyle bir sonuç çıkıyor: Alacaklı öncelikle rehnin paraya çevrilmesi ile ilgili takip yapacak. Daha sonra Alacağının tamamını bu şekilde alamayan banka bakiye alacağı için ilamsız takip yapabilir. Bu olay da alacaklı banka, alacağının rehinden daha ne kadarının karşılanacağı belli olmadan aynı anda ilamsız takibe başlaması haksız. Ortada bir borç var. Bu tartışmasız. Ancak bu borcun öncelikle rehinden karşılanması gerekiyor. Eğer rehin borcu karşılamaya yetmiyorsa ancak o zaman ilamsız takip yapılabilir.

her iki takip aynı anda yapılacaksa öncelikle takip taleplerine tahsilde tekerrür olamamak kaydı ile notu düşülmelidir. ayrıca yapılan ilamsız takipte asıl alacak olarak alacaklının rehinli takipte alamağı kalan bakiye alacağı miktar gösterilmelidir. Her iki takiptede asıl alacak aynı olarak gösterimesi hatalı olacaktır.

Sonuç olarak: benim olayımda şu şekilde hareket edeceğim. yargıtay kararları ve İİK madde 45'e göre öncelikle ilamsız takibe karşı takibin iptali için merciye şikayette bulunacağım. İçerik olarak da: bu takip kredi borcundan kaynaklanmaktadır. Bu borca karşılık olarak menkul rehni verilmiş olup aynı alacak için diğer bir icra dosyasında rehinli takip yapılmıştır. Her iki takibin de dayanağı aynı olduğu takip taleplerinde nettir. Ayrıca tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile ibaresi her iki takiptede yoktur. Bu nedenler mükerrer takibin iptali. İkinci olarak rehinle yapılan takipte belirtilen asıl alacak ilgili bankanın müvekkile gönderilen ihtarnamede belirtilen toplam borç rakamından fazladır. Banka alacağını kendi içinde çelişkili olarak talep etmektedir. Bu nedenle borca ayrıca M.K. madde 2'ye göre faize itiraz edeceğim.

Şunuda düşünüyorum: Sonuçta müvekkilin bankaya borcu belli. Sadece konu Bankanın uygulamış olduğu faiz ve borcu bir anda fahiş rakamlara çıkarması. Banka anlaşmaya gitse daha uygun olacak. Ancak yapacağım bu itirazlar neticesinde müvekkil borçlunun icra inkar tazminatına mahkum olma ihtimalide mevcut.

iyice karştırdım.. Fikirlerinizi paylaşmanızı istiyorum...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
ilamlı icrada faiz Av.Sevim Zorlu Meslektaşların Soruları 7 12-12-2012 21:18
ilamsız icrada yetki sözleşmesi Gürkan Çalışkan Meslektaşların Soruları 2 25-01-2008 17:52
çek tazminatı ve icrada yetki(ACİL) miss_lawyer Meslektaşların Soruları 11 17-11-2007 21:03
icrada yetki necmeddin Hukuk Soruları Arşivi 2 11-02-2002 01:15


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06325006 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.