Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Sigortacı Uzman Bilirkişi

Yanıt
Konu Notu: 2 oy, 5,00 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 24-01-2008, 18:35   #1
Av.Selim HARTAVİ

 
Varsayılan Sigortacı Uzman Bilirkişi

Sn Meslektaşlarım

Müvekkilimiz kaskolu aracıyla seyir halinde iken tek taraflı trafik kazası geçirmiştir. Ancak olay yerine intikal eden trafik ekipleri araç başında bulunmayan müvekkilimiz aleyhine kaza tespit tutanağı düzenleyerek kaza tespit tutanağında araç sürücüsü tarafımızdan tespit edilemedi şeklinde beyan düşmüşlerdir. Oysa müvekkilimizin çocuğu hasta olduğundan acilen aracı bırakıp eve yetismek üzere yola çıkmıştır, müvekkilin cocugu kücük bir baygınlık geçirmiş olduğundan müvekkil eve yetişene kadar çocuk ayılıyor. ve müvekkilimizde çocugu hastaneye götürmeye gerek duymadan tekrar olay yerine intikal ediyor. Bu esnada kaza tespit tutanağının düzenlendiğini ve kaza tespit tutanağında olay yerinde araç sürücüsünün bulunmadığı yönünde tutanak tutuluyor. Uzun sözü kısası kasko şirketi kaskolu araç sürücüsünün tespit edilememesini gerekçe göstererek ödeme yapmıyor. akabinde dava açılıyor hasar miktarı taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir, uyuşmazlık konusu müvekkilin olay yerini terketmiş olması. oysa yargıtay uygulamalarına göre olay yeri terkedilmiş olsa bile aracı kullanan şahsın savcılık tarafından yapılan soruşturma neticesinde tespit edilen şahıs olarak kabul görmesi gerektigi bu konudaki ceza soruşturmasının hukuk davasında kesin delil teşkil edeceğini belirten bir çok karar mevcut.

Olay bu şekilde cereyan etmekle benim asıl takıldıgım mevzu mahkeme söz konusu delil durumununda gözetilerek, hasar miktarının poliçe kapsamında değerlendiriliğ değerlendirilmeyeceğine yönelik dosyanın uzman bir sigortacı bilirkişiye tevdi edilmesi yönünde karar alıyor.

Uygulama da hakim üzerine düşmeyen teknik bilgi gerektiren durumlarda ancak bilirkişiye başvuru yapabilir. Oysa bu durumda hakimin yasa maddesini kasko poliçe şartlarını ve yüksek Yargıtay uygulamalarını esas alarak karar vermesi gerektiğini düşünüyorum. Ancak yine de mahkeme dosyanın bilirkişiye gönderilmesine karar veriyor. Verilen bu ara kararın uygulamada yeri olduğunu düşünmüyorum. Zira sigortacı uzman bilirkişi söz konusu zararın talebinin poliçe kapsamında olup olmayacağını ve ayrıca bu talebin yasaya ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına uygun olup olmadığı yönünde görüş beyan edemeyeceğini düşünüyorum...

Konu hakkındaki düşüncelerinizi merak ediyorum...
Old 25-01-2008, 10:50   #2
TRINITY

 
Varsayılan

Sayın Hartavi,
Samsun'da da bu gibi durumlarda dosya sigortacı bilirkişilere gönderiliyor. Sigorta hukuku biraz teknik ayrıntıları bilmek gerektirdiği için hakim tek başına karar veremeyebilir.
Bence öncelikle sigorta şirketinin hangi yasal dayanağa göre hasar ödeme talebini reddettiğini araştırın. Bu konuda Kasko Genel Şartlarını okumanızı öneririm. Sonuçta tek taraflı ve maddi hasarlı bir kaza olduğu için sigortalının olay yerinden kasten kaçmak amacı olmadığını ve kızının hasta olduğunu kanıtlayın. Yalnız buradaki kast ve ağır kusur ceza hukukundakinden farklı değerlendiriliyor. Zannederim bilirkişi bu konularda tespit yapacak.
Saygılar...
Old 26-01-2008, 00:54   #3
Av.Selim HARTAVİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan TRINITY
Sayın Hartavi,
Samsun'da da bu gibi durumlarda dosya sigortacı bilirkişilere gönderiliyor. Sigorta hukuku biraz teknik ayrıntıları bilmek gerektirdiği için hakim tek başına karar veremeyebilir.
Bence öncelikle sigorta şirketinin hangi yasal dayanağa göre hasar ödeme talebini reddettiğini araştırın. Bu konuda Kasko Genel Şartlarını okumanızı öneririm. Sonuçta tek taraflı ve maddi hasarlı bir kaza olduğu için sigortalının olay yerinden kasten kaçmak amacı olmadığını ve kızının hasta olduğunu kanıtlayın. Yalnız buradaki kast ve ağır kusur ceza hukukundakinden farklı değerlendiriliyor. Zannederim bilirkişi bu konularda tespit yapacak.
Saygılar...

Sayın TRINITY Öncelikle zaman ayırıp konuya ilgi gösterdiğiniz için tşk ederim. Kasko Genel Şartlarını daha öncesinden de incelemiştim. Zira belirtilen iddia doğrudan doğruya ödeme yapmaya yanaşmamışlardı. Bu nedenle her ne kadar kazayla ilgili tüm belgeleri göndermiş olsak ta tarafımıza herhangi bir cevap verilmedi. Yapmış olduğumuz telefon görüşmelerinde meydana gelen zararın yarısını karşılamayı teklif ettiler. Bizde söz konusu zarar ya poliçe kapsamında değerlendirilip tam olarak ödenir veya hiç ödenmez, bütün bunlara karşın sigorta şirketi ödeme yapmamış tarafımıza da herhangi bir yazılı cevap vermemiştir. Dava açıldıktan sonra belirtmiş oldukları iddia ise kaskolu araç sürücüsünün kaza esnasında tespit edilememesinden dolayı aracı başka bir şahsın kullandığı ve bu şahsın alkollü olduğu yönünde beyanlar mevcut. Bu iddiaların hiç biri sübuta ermemiş. Kaldı ki yukarıda da belirttiğimiz gibi zaten ceza soruşturması sonucunda aracı kullanan şahsın müvekkilimiz olduğu tespit edilmiştir. Delillerin takdiri mahkemede dir mahkemenin mevcut delil durumunu dikkate alarak dosyayı sigortacı bilirkişiye göndermesinde bir anlam göremiyorum. Sigortacı bilirkişinin Hakimin yerine geçerek delilleri takdir etmesi bana hiçmi hiç mantıklı gelmeyen bir durum. Yargıtay Uygulamalarına bakıldığında bu durumda hasarın teminat dışında kaldığının sigorta şirketi tarafından ispat edilmesi gerektiğidir. Aşağıya aktardığım karar birebir olayla örtüşen bir karar

11. Hukuk Dairesi 2005/710 E., 2006/851 K.
·KASKO POLİÇESİ
·KAZASI SONUCU HASAR
·SİGORTALI REHİN HAKKI
·TAZMİNAT İSTEME HAKKI
·6762 S. TÜRK TİCARET KANUNU [ Madde 1281 ]
·6762 S. TÜRK TİCARET KANUNU [ Madde 1292 ]
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen davada Ermenek Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 16.09.2004 tarih ve 2004/138-2004/247 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Mutlupınar Şengel tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili,müvekkiline ait aracın davalı şirkete kasko poliçesi ile sigortalı olduğu sırada meydana gelen tek taraflı trafik kazası sonucu hasarlandığını,sigorta eksperi tarafından yapılan inceleme sonucu hasarın tespit edilmesine ve istemde bulunulmasına rağmen davalının ödeme yapmadığını ileri sürerek müvekkilinin aracında oluşan hasar ve davalının edimini yerine getirmemesinden dolayı uğradığı zarar toplamı olan 4.243.380.000 TL sının faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili,kazadan sonra tutanak düzenlenmemesi ve kaza mahallinde ekspertiz incelemesi yapılmasına imkan vermeyecek şekilde aracın çekilmesi sonucu davacının kasko poliçesi genel şartlarına ve TTK'nun 1292.maddesine aykırı davranışta bulunduğunu ve böylelikle sigorta haklarını zayi ettiğini,müvekkili şirket tarafından yapılan incelemeler sonucu kaza sırasında aracı kullanan şahsın alkollü olduğu ve kazanın bu nedenle meydana geldiğinin anlaşıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece iddia,savunma ve tüm dosya kapsamına göre,davaya konu kazanın 20.04.2003 tarihinde saat 20.30 sıralarında meydana geldiği,davacının aracı olay yerinde bırakarak durumu yetkili mercilere bildirmeden evine gittiği,daha sonra aracın davacının yakınları tarafından olay yerinden çekildiği,davacının kazadan hemen sonra olayı yetkili mercilere bildirmemesi,kaza tutanağı ve alkol durumuna ilişkin rapor düzenletmemesi gibi davranışları nazara alındığında davacının Kasko Sigortası Genel Şartları ile TTK'nun 1292.maddesine aykırı davrandığı,kazayı zamanında ve iyi niyetle davalı şirkete ihbar etmediği,davacı sigortalının kendi haksız ve kötü niyetli hareketleri ile sigorta haklarını zayi ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı,davacı vekili temyiz etmiştir.

1-Dava,davalı şirkete kasko poliçesiyle sigortalı aracın hasarlanması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.

Davaya konu tazminat alacağının dayanağını oluşturan sigorta poliçesinde dava dışı Türkiye İş Bankası Ermenek Şubesi'nin "rehinli alacaklı"olarak geçtiği anlaşılmıştır.Böyle bir durumda,sigortalı rehin hakkı sahibi olduğundan sigortadan tazminat talep etme hakkı da öncelikle ona aittir.Bu itibarla,sigorta ettiren ancak lehine rehin verilen alacaklının açık muvafakatını almak şartıyla ve kendi menfaati de zedelendiği takdirde, tazminat isteme hakkına sahip olur.Buna göre mahkemece yapılacak iş,asıl dava ve talep hakkına sahip bankadan açılan davaya muvafakat veya icazetleri olduğuna dair gerekli belgeyi sunması için davacı tarafa süre verilmesi ve bu usuli işlem tamamlandığı takdirde işin esasına girilmesi gerekirken;davacının aktif taraf sıfatına (husumete) ilişkin olan ve mahkemece re'sen göz önünde bulundurulması gereken bu eksiklik giderilmeden yazılı şekilde işin esasına girilerek karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

2-Kabul şekline göre de,sigorta sözleşmeleri gerek kuruluşları sırasında,gerek devamlarında,gerekse rizikonun gerçekleşmesinden sonraki ihbar yükümlülükleri bakımından iyi niyet esasına dayalı sözleşme türlerindendir.Taraflar arasında geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sigortacı sorumlu olduğu gibi,TTK'nun 1281 nci maddesi hükmüne göre,kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir.Ancak,olayın sigortalının iddia ettiği şekilde değil de,sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmiş olması halinde ise,bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5 nci maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.İlkeler bu şekilde olmakla beraber;sigortalı Kasko Poliçesi Genel Şartlarının 1.5nci maddesi ve TTK'nun 1292/3ncü maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbarda bulunma mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu teminat içinde kalacak şekilde ihbar ederse ispat külfeti yer değiştirip,oluşan rizikonun teminat içinde kaldığının ispatı külfeti sigortalıya geçer.

Açıklanan bu ilkeler doğrultusunda somut olaya bakıldığında;davacı aracının 20.04.2003 tarihinde meydana gelen kaza sonucu hasarlandığını iddia etmiş,bu kazaya ait resmi bir tutanak ve belge ibraz edememiştir.İhbarın yasal sürede yapılmaması ve resmi makamlarca kaza tutanağı ile olay yeri görgü tutanağının düzenlettirilmemiş olması salt bu nedenlerle tazminat isteme hakkının düşmesi sonucunu doğurmaz.Davalı sigorta şirketi,aracın kaza sırasında alkollü olarak kullanıldığını ve kazanın bu nedenle meydan geldiğinden hasarın teminat dışında kaldığını ileri sürmüştür.

Ancak,dosyada bu yöndeki iddiasını kanıtlayacak deliller bulunmamaktadır.Bu durumda meydana gelen rizikonun teminat dışında kaldığı hususunun davalı tarafından somut delillerle ispatlanamamasına rağmen mahkemece ispatlanmayan hususun sübuta ermiş gibi kabul edilmesi sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş,bu itibarla kabul şekli açısından da kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ:Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 02.02.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 26-01-2008, 14:18   #4
TRINITY

 
Varsayılan

Sayın Hartavi,
Gönderdiğiniz karar gerçekten çok önemli bunun için teşekkür ederim. Sigorta şirketlerinin maalesef hasar bedelini ödemekten kaçınması ya da oldukça cimri davranmasına karşılık Yargıtayın sigortalıyı kollaması güzel bir gelişme.
Hakimin dosyayı sigortacı bilirkişiye göndermesine her ne kadar gerek olmasa da, hakimler özellikle sigorta hukuku alanında bilgisiz oldukları için topu bilirkişilere atıyor. Burada sizin yapmanız gereken bunun gibi güzel Yargıtay kararlarını dosyaya sunmanız hatta hakimle bizzat görüşmeniz.
Büyük bir sigorta şirketinin avukatıyken, Bafra'da davalı olarak katıldığımız bir dava, bulduğum bir Yargıtay kararı sayesinde, kararı sunduğum celsenin ardından ilk celsede reddolunmuştu. Size moral vermek açısından aktarmak istedim.
Saygılar...
Old 26-01-2008, 14:58   #5
Av. Fatih KARACA

 
Varsayılan

Sn. Hartavi;

Bunlara zaten alıştık. Sizin dosyanız en azından sigortacı bilirkişiye gönderilmiş, davacısı olduğumuz bir dosya mahkeme tarafından "sigorta hukuku bilirkişisi" sıfatıyla bir meslektaşımıza, tüm itirazlarımıza rağmen tevdi edilmişti. Gelen rapor ise bir faciaydı, sayın bilirkişi 13 yıl önce genel şartlarda yapılan değişiklikten bihaberdi. Gerek yazılı olarak sunduğumuz ve gerekse duruşmada kulaklarımızdan duman, burnumuzdan alev çıkararak (!) yaptığımız itirazlarımız neticesinde dosya yeniden bilirkişiye gönderilmeksizin incelendi ve haklılığımız ortaya çıktı.

Yargıç, hukuki bir konuda bilirkişi incelemesi yaptıramaz fakat; ülkemizde her dosyanın bilirkişi tarafından incelenmesi gerekliymiş gibi bir intiba oluştuğundan malesef böyle şeyler oluyor.

Saygılarımla
Old 27-01-2008, 10:24   #6
Av.Selim HARTAVİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan TRINITY
Sayın Hartavi,
Gönderdiğiniz karar gerçekten çok önemli bunun için teşekkür ederim. Sigorta şirketlerinin maalesef hasar bedelini ödemekten kaçınması ya da oldukça cimri davranmasına karşılık Yargıtayın sigortalıyı kollaması güzel bir gelişme.

Sayın TRINITY ve Sayın Av. Fatih KARACA

Konuya göstermiş olduğunuz ilgi için tşk ederim.

Yargıtay uygulamalarında bu konuda sigortalıyı korumaya yönelik bir tutum içerisinde olduğu fikrinize katılmıyorum. Somut olayda sigorta şirketinin mesnetsiz iddialarına değer verilmesinin sigortalının haklarının bertaraf edilmesi adalet ve hakkaniyet prensiplerine uygun düşmeyeceği kanaatindeyim. Burada bir koruma veya kollama göremiyorum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Uzman Avukat, Uzman Hakim jurista Hukuk Sohbetleri 12 11-04-2015 14:25
İhalenin Feshi - Uzman Sorusu Armağan Konyalı Meslektaşların Soruları 5 11-06-2012 10:51
BoŞanma Davasi-uzman Raporu AV.SERTANn Meslektaşların Soruları 3 24-04-2007 21:55
Beyin ölümüne 2 uzman karar verecek Y£LİZ Hukuk Haberleri 1 24-04-2007 14:51
Öğr. gör. okutman, Uzman, Öğrenci Affı, Lisansüstü Eğitim akademik321 Hukuk Soruları Arşivi 1 08-09-2005 21:45


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03958893 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.