Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tam Yargi Davasi-derdestlİk

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 26-11-2007, 12:15   #1
Deniz Karakaş

 
Varsayılan Tam Yargi Davasi-derdestlİk

Müvekkilin uğradığı bedensel zararın tazmini için idareye başvurduk.Ancak dava,idarenin reddetmiş saydığı tarihten itibaren 60 günlük süre içinde dava açılmadığından süre yönünden reddedildi.Kararı,Temyiz etmeden önce son Sağlık Kurulu raporu dosyada mevcut değildi.Son rapor alınmadan öğrenme gerçekleşmediği gerekçesi ile temyiz ettik ama büyük ihtimalle Danıştay'dan onama bekliyoruz.
İlk dava açıldığında,Müvekkile ai özürlülğk oranı belirlenmemişti.Buna istinaden idareye yeniden başvurduk.İdare,dava devam etmektedir şeklinde yanıt verdi.Yanıt tarihinden itibaren yeni durum nedeni ile dava açsam derdestlik itirazı ile karşılaşabilir miyim?Süreyi kaçırmış olmamızın bir çıkış yolu yok mudur?
Yardımcı olan arkadaşlara şimdiden teşekkür ederim.
Old 26-11-2007, 14:02   #3
Deniz Karakaş

 
Varsayılan

Evet.İdarenin reddetmiş sayıldığı tarihten itibaren 60 günlük süreyi kaçırdık.
Old 26-11-2007, 16:23   #4
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,

Aşağıdaki kararlara bir göz atmanızı öneririm:

Alıntı:
T.C.
DANIŞTAY
10. DAİRE
E. 2002/4534
K. 2004/2508
T. 16.3.2004
• SAKATLIK ORANINDA MEYDANA GELEN ARTIŞ ( Davacının Daha Önceki Zararına Neden Olan Olayla İlgili Bulunması Halinde 2577 S.K. Md. 13 Uyarınca Dava Açma Süresinin Yeniden Başlaması Gerektiği )
• TAZMİNAT DAVASI ( Terör Örgütünce Silahlı Saldırı Sonucu Yaralanma/Açılan İlk Davada Bilirkişi Raporunun Tebliği Üzerine Bakiye Miktarın Ödenmesi İstemiyle Açılan - 2577 S.K. Md. 13 Uyarınca Dava Açma Süresi )
• DAVA AÇMA SÜRESİNİN YENİDEN BAŞLAMASI ( Sakatlık Oranında Meydana Gelen Artış - Davacının Daha Önceki Zararına Neden Olan Olayla İlgili Bulunması Halinde 2577 S.K. Md. 13 Uygulaması )
• BİLİRKİŞİ RAPORUNUN TEBLİĞİ ÜZERİNE BAKİYE TAZMİNATIN ÖDENMESİ DAVASI ( Sakatlık Oranında Meydana Gelen Artış - Davacının Daha Önceki Zararına Neden Olan Olayla İlgili Bulunması Halinde 2577 S.K. Md. 13 Uyarınca Dava Açma Süresinin Yeniden Başlaması Gerektiği )
2577/m. 13
ÖZET : Sakatlık oranında meydana gelen artışın, davacının daha önceki zararına neden olan olayla ilgili bulunması halinde 2577 sayılı kanunun'un 13. Maddesi uyarınca dava açma süresinin yeniden başlaması gerekir.
İstemin Özeti : 29.11.1995 tarihinde Batman İli, Kozluk İlçesi Emniyet Amirliği hizmet binası ve lojmanlarına terör örgütü mensuplarınca yapılan silahlı saldırı sonucu yaralanan ... için bakiye 15.973.475.608.TL, ... için ise yine bakiye 1.312.952.402.TL. maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazmini istemiyle açılan dava sonucunda, Diyarbakır İdare Mahkemesince davanın incelenmeksizin reddi yolunda verilen 2.11.2001 tarih ve E:2000/1250, K:2001/931 sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Yerinde olmadığı ileri sürülen temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
D.Tetkik Hakimi : Ahmet Eğerci
Düşüncesi : Dava, bilirkişi incelemesi sonucu belirlenen tazminatın, daha önceki davada hükmedilen tazminattan yüksek olduğundan bahisle, yeniden tazminat istemlerine ilişkin olarak açılmış bulunmaktadır.
2577 sayılı Yasa'nın 31. maddesiyle yollamada bulunan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 275. maddesinde " Mahkeme, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişilerin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi dinlenemez" hükme yer almaktadır.
İdare Mahkemesi, yukarıda aktarılan Yasal düzenlemeye göre uyuşmazlığı çözebilmek için destekten yoksun kalma tazminatını bilirkişiye hesaplatmıştır.
Bu durumda; destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olmayan konulardan biridir. Ayrıca bilirkişiler tarafından incelenen konular halkın geneli tarafından bilinemeyen, uzmanlık gerektiren konulardır.
Uzmanlık gerektiren konularla ilgili, içerik açısından doyurucu, açıklanmış bilirkişi raporlarının gerçeğe yakın ve uyuşmazlıkları çözmeye yönelik nitelikleri vardır. Davacıların dava konusu uyuşmazlıkta olduğu gibi gerçek zararı tam tahmin edememeleri uzmanlık gerektiren bir konuda doğaldır.
Diyarbakır İdare Mahkemesi'nin 1998/504 esasına kayıtlı davada, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu verilen rapor Mahkeme'si tarafından de benimsenmiştir. Aksi halde ek ropor isteyebileceği gibi başka bir bilirkişiyi de seçebilirdi.
Bu durumda; davacının daha sonra açtığı ve bakiye niteliğindeki zararının istemindeki bu davasında, Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor sonucunda, asıl zararının ilk davadaki isteğinden fazla olduğunu öğrendiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde yeni bir dava açmasına engel durum bulunmamaktadır.
Ayrıca, dava açma süresine ilişkin 2577 sayılı Yasa'daki genel nitelikteki ve özel olarak tazminat davalarına özgü olarak 13. madde de getirilen düzenlemenin amacı, kişileri hak aramadan yoksun bırakmak değil, idari istikrar sağlamaktır. Bu açıdan tazminat istemine ilişkin olarak açılan ilk dava ile idarenin hangi eyleminin yargılanacağı ortaya konmuş olmaktadır. Dolayısıyla yargı yerlerine bu eylem nedeniyle daha sonradan açıklanacak dava ile idarenin durumunda, konumunda, istikrarında bir değişme olmamaktadır.
İdari Yargının amacı ve idari yargının işlevine bakılacak olursa yargılanan idarenin kendisi, idari organ değil, idarenin yaptığı işlem veya eylem olduğu görülecektir. Dolayısıyla açılacak davada önemli olan yargılanacak olan eylemi ilk başta ortaya koymaktır. Davacı açtığı davada istediği tazminat kaleminin dayandırdığı yargılanmasını istediği eylem ve işlemi daha sonra değiştiremiyecektir.
Bu nedenlerle, asıl zararın ilk davada istenen zarardan fazla olduğunun öğrendiği tarihin incelenmesi gerektiği düşüncesi ile temyize konu Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : Zerrin Güngör
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, 29.11.1995 tarihinde Batman İli, Kozluk İlçesi Emniyet Amirliği hizmet binası ve lojmanlarına terör örgütü mensuplarınca yapılan silahlı saldırı sonucu yaralanan ... için bakiye 15.973.475.608.TL, ... için ise yine bakiye 1.312.952.402.TL. maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.
Diyarbakır İdare Mahkemesince, idari eylemlerden kaynaklanan bedensel zararların kesin sağlık kurulu raporunun öğrenildiği tarihten itibaren 2577 sayılı Yasa'nın 13. maddesinde öngörülen süre içerisinde davalı idareye yapılacak başvuruya verilecek cevap üzerine uğranıldığı ileri sürülen zararın tamamı için dava açılabileceğinden ve idari yargı yerinde fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması suretiyle kısım kısım dava açma olanağı bulunmadığından açılan işbu davanın esasının incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
Davacı, hukuka aykırı olduğu savıyla temyize konu Mahkeme kararının bozulmasını istemektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden, 28.11.1995 tarihinde Batman, Kozluk İlçesi Emniyet Amirliği hizmet binasına ve lojmanlarına terör örgütü mensuplarınca yapılan silahlı saldırı sonucu, davacılardan ...'in yaralandığı, Karabük Emniyet Müdürlüğü'nün 30.10.1997 günlü sevki üzerine Ankara Numune Hastanesi'ne verilen 3.11.1997 tarih ve 28737 sayılı Sağlık Kurulu Raporu ile sakatlık derecesinin %50 olduğunun saptanması üzerine Diyarbakır İdare Mahkemesi'nin 1998/504 esasında kayıtlı dosyasında 2.000.000.000.TL. maddi ve 3.000.000.000.TL. manevi tazminat istemiyle tam yargı davasının açıldığı, davacıların maddi zararların tespiti amacıyla yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda sunulan raporda, davacılardan ...'in toplam zararının 1.812.952.402.TL., ...'in ise 16.973.479.608.TL. olduğunun belirlendiği, Mahkemesi'nce 19.9.2000 tarih ve K:2000/708 sayılı karar ile taleple bağlı kalınarak davacılardan ... lehine 500.000.000.TL., ... lehine ise 1.000.000.000.TL. tazminat ödenmesine karar verildiği, açılan ilk davada bilirkişi raporunun tebliği üzerine bakiye miktarın ödenmesi istemiyle 8.8.2000 tarihli dilekçe ile davalı idareye başvurulduğu, anılan başvurunun zımnen reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacının, Ankara Numune Hastanesi'nden aldığı 3.11.1997 tarihli raporda sakatlık oranı %50 olarak saptanmış ise de, dava dilekçesine ekli Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nin 8.2.2000 tarihli belgesinden hareketle zarara neden olan 28.11.1995 tarihli olayla ilgili olarak tedavisinin devam ettiği ileri sürüldüğünden, sözü edilen tedavinin zarara neden olan olayla ilgili olup olmadığı, %50 oranında belirlenen sakatlık durumunda bir değişikliğin meydana gelip gelmediği, sakatlık oranında bir artış olması halinde, artış oranıyla sınırlı olarak gerçekleşen zararın saptanarak uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, davanın incelenmeksizin reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Öte yandan sakatlık oranında bir artış olmadığı, başka bir anlatımla gerçekleşen yeni bir zararın oluşmadığının saptanması halinde, davanın 2577 sayılı Yasa'nın 13. maddesinde öngörülen süreler yönünden incelenerek karar verilmesi gerektiğinden, davanın incelenmeksizin reddi yolunda verilen temyize konu kararda bu yönden de hukuki isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle 2577 sayılı Yasa'nın 49. maddesine uygun bulunan davacı temyiz isteminin kabulüne, Diyarbakır İdare Mahkemesi'nin 2.11.2001 tarih ve E:2000/1250, K:2001/931 sayılı kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesi'ne gönderilmesine 16.3.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
danx

Alıntı:
T.C.
DANIŞTAY
10. DAİRE
E. 2004/9784
K. 2006/2598
T. 21.4.2006
• TAZMİNAT DAVASI ( 2577 S.K. Md. 13'de Öngörülen 1 Yıllık Süre/Eylemin İdariliğinin Ortaya Çıktığı Tarihten İtibaren Hesaplanması Gerektiği - Sanık Polislerin Yargılandığı Ceza Mahkemesi Kararının Davaya Müdahil Olan Davacıya Tebliği Veya Öğrenildiği Tarih )
• EYLEMİN İDARİLİĞİNİN ORTAYA ÇIKTIĞI TARİH ( Tazminat Davası/2577 S.K. Md. 13'de Öngörülen 1 Yıllık Süre - Kötü Muamelede Bulunduğu İddia Edilen Sanık Polislerin Yargılandığı Ceza Mahkemesi Kararının Davaya Müdahil Olan Davacıya Tebliği Veya Öğrenildiği Tarih )
• POLİSİN KÖTÜ MUAMELESİ NEDENİYLE TAZMİNAT DAVASI ( Sanık Polislerin Yargılandığı Ceza Mahkemesi Kararının Davaya Müdahil Olan Davacıya Tebliği Veya Öğrenildiği Tarihin 2577 S.K. Md. 13'de Öngörülen 1 Yıllık Sürenin Başlangıcı Olacağı )
• SÜRE ( Polisin Kötü Muamelesi Nedeniyle Tazminat Davası - Sanık Polislerin Yargılandığı Ceza Mahkemesi Kararının Davaya Müdahil Olan Davacıya Tebliği Veya Öğrenildiği Tarihin 2577 S.K. Md. 13'de Öngörülen 1 Yıllık Sürenin Başlangıcı Olacağı )
2577/m. 13
ÖZET : Dava konusu olayda tazmini istenen zarar, kötü muamele sonucu uğranılan zarar olduğuna göre, davacının zararının kötü muamele nedeniyle meydana gelip gelmediğinin, kötü muamele eylemini idarenin personelinin resmi görev ve yetkisini kullanarak gerçekleştirip gerçekleştirmediğinin belirlenmesine bağlıdır. Bu itibarla olayda, eylemin idariliği, kötü muamelede bulunduğu iddia edilen sanık polislerin yargılanması sonucu, ceza mahkemesi kararının sonucunda ortaya çıkmıştır.
Dolayısıyla, olayda eylemin idariliğinin ortaya çıktığı tarih olan sanık polislerin yargılandığı ceza mahkemesi kararının sonucunun, davaya müdahil olan davacıya hangi tarihte tebliğ edildiğinin veya davacı tarafından öğrenildiğinin tespiti gerekmekte olup; davacının 11.2.2002 tarihli başvurusunun, ceza mahkemesi kararının tebliği veya söz konusu kararı öğrenmesi tarihinden itibaren 2577 sayılı Yasanın 13. maddesi uyarınca 1 yıl içerisinde yapılıp yapılmadığı araştırılarak, dava süresinde ise uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekmektedir.
Bu durumda, yukarıda belirtilen hususlar araştırılarak davanın süresinde olup olmadığının tespit edilmesi, davanın süresinde olması durumunda ise esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekir.
Alıntı:
T.C.
DANIŞTAY
8. DAİRE
E. 2003/590
K. 2003/3845
T. 7.10.2003
• TAM YARGI DAVASI ( Davacının Eşinin Davalı İdarenin Hizmet Kusuru Nedeniyle Ölmesi İle İdare Mahkemesince Belirlenen Tazminata Eklenecek Diğer Tazminat Alacakları Hakkındaki Dava Olması )
• BİLİRKİŞİ ( Dava Konusu Olayda Bilirkişi Tarafından Belirlenen Ek Tazmin Raporuna İlişkin Davanın Süresi İçerisinde Açılmadığının Dikkate Alınmasının Gerekmesi )
• DAVA AÇMA SÜRESİNİN BAŞLANGICI ( İdari Eylem Hakkında Yazılı Bildirim Alınması Halinde Bu Ittıla Tarihinden İtibarın Bir Yıl ve Herhalde Beş Yıl Zamanaşımı Süresinin Bulunması )
• KUSUR ( Hizmet Kusuruna Dayalı Olarak Ortaya Çıkan Zararın Giderimi İçin Açılan Tam Yargı Davalarının Dava Açma Süresi İçerisinde Olmasının Gerekmesi )
• İDARİ EYLEM ( Hizmet Kusuruna Dayalı Olarak Ortaya Çıkan Zararın Giderimi İçin Açılan Tam Yargı Davalarının Dava Açma Süresi İçerisinde Olmasının Gerekmesi )
• ZARAR ( Dava Konusu Olayda Bilirkişi Tarafından Belirlenen Ek Tazmin Raporuna İlişkin Davanın Süresi İçerisinde Açılmadığının Dikkate Alınmasının Gerekmesi )
• HAKLARIN SAKLI TUTULMASI ( Davacının Fazlaya İlişkin Haklarını Saklı Tutmuş Olması Halinde Dahi Söz Konusu Davanın Süresi İçinde Açılmış Olup Olmadığının Dikkate Alınmasının Gerekmesi )
2577/m.13
ÖZET : İdari eylem ve işlemlerden doğan zararın ödenmesi isteminin 2577 sayılı Yasanın 13. maddesinde öngörülen süre içinde dava konusu edilmesi gerektiği, davanın görüldüğü aşamada bilirkişi raporundan öğrenilen zararın fazlaya ilişkin kısmının bu süreler geçtikten sonra dava konusu edilemeyeceği ve anılan hüküm uyarınca idari eylemlerden doğan zararların ödenmesi, süresi içinde açılacak davalar yoluyla istenebileceğinden, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak süresi geçtikten sonra yeniden tam yargı davası açılamaz.

Alıntı:
T.C.
DANIŞTAY
10. DAİRE
E. 2003/2595
K. 2004/7611
T. 25.11.2004
• İHALENİN İPTALİNE İLİŞKİN İDARİ İŞLEMİN İPTALİ TALEBİ ( Bu Hususta Bir Dava Derdest İken Aynı İşleme Yapılan İtirazın Reddi Yolunda Tesis Edilen İşlemin İptali İstemiyle Aynı Davacı Tarafından Açılan Davanın Esasının İncelenememesi )
• DERDESTLİK ( Tarafları Konusu ve Sebebi Aynı Olan Bir Dava Görülmekte İken İkinci Davanın Esasının İncelenememesi )
• TARAFLARI KONUSU VE SEBEBİ AYNI OLAN DAVA GÖRÜLMEKTE İKEN İKİNCİ DAVA AÇILMASI ( Bu Davanın Derdestlik Nedeniyle İncelenemeyeceğinin Usul Hukukunun Genel İlkelerinden Olması )
• İTİRAZ YOLU ( İlgilinin İdarenin İşlemine Karşı Yargı Yoluna Başvurmadan Önce Konunun Bir Kez Daha Gözden Geçirilmesi Amacıyla İşlemin Kaldırılmasını veya Değiştirilmesini Üst Makamdan İstemesi )
• DAVA AÇMA SÜRESİ ( İdareye Yapılan Başvuruların Süreyi Durdurması-İsteğin Reddi veya Reddedilmiş Sayılması Halinde ise Dava Açma Süresinin Yeniden İşlemeye Başlaması )
2577/m.11
2886/m.31,45
ÖZET : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 11. maddesinde; ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurunun işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvuru tarihine kadar geçmiş sürenin de hesaba katılacağı hükme bağlanmıştır.

Tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir dava görülmekte iken ikinci davanın esasının derdestlik nedeniyle incelenemeyeceği usul hukukunun genel ilkelerindendir.

Nitekim, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 11. maddesinde öngörülen itiraz yolu ile, ilgililerin idarenin işlemine karşı yargı yoluna başvurmadan önce konunun birkez daha gözden geçirilerek işlemin kaldırılmasını veya değiştirilmesini, kararı almış olan yönetimin bağlı olduğu üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan dava açma süresi içinde isteyebilecekleri düzenlenirken, idareye yapılan başvurunun işlemeye başlamış olan dava açma süresini durduracağı, isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlarken başvurma tarihine kadar geçmiş sürenin de hesaba katılacağı hükme bağlanarak, itiraz üzerine tesis edilen ikinci işlemin birinci işlemden bağımsız yeni bir idari işlem olmadığı hususu ortaya konulmaktadır.

Bu durumda, ihalenin iptaline ilişkin Valilik işleminin iptali istemiyle açılan dava derdest iken, aynı işleme yapılan itirazın reddi yolunda tesis edilen işlemin iptali istemiyle aynı davacı tarafından açılan bu davanın esasının incelenmesi hukuken olanaklı değildir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İdarİ Yargi Mi Adlİ Yargi Mi? av-gülen Meslektaşların Soruları 22 01-07-2013 10:09
Tahlİye Davasi Devam Ederken BaŞka Bİr Sebeple BaŞka Tahlİye Davasi AÇilirmi FAITHFULLY Meslektaşların Soruları 2 12-09-2007 12:35
Yargi Harci av.korcan Mali Hukuk Çalışma Grubu 8 04-01-2007 00:34
Yargi ÇelİŞkİsİ Seyda Hukuk Haberleri 1 12-11-2006 14:41


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05405807 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.