Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Kadastro Kanunu 12. madde değişikliği ile ilgili

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 29-01-2011, 18:30   #1
Av.Serhat Doğan

 
Varsayılan Kadastro Kanunu 12. madde değişikliği ile ilgili

Davamızda 50 dekar arazinin kadastrodan önceki vasfı mer’a imiş.

Arazinin geçmişi her ne kadar mer’a olsa da fiili parseller halinde vatandaşlar tarafından kullanılageldiği için Belediye, kadastrodan önce belediye meclisinin aldığı kararla ifrazen parsel parsel ayırarak vatandaşlara ev ve bahçe yeri olarak kullanmaları için mavafakat etmiştir.
ifrazen parsellere ayrılan bu arazi İlçedeki 1975 Kadastro çalışmaları sırasında ise belediye meclisinin kararı ve bireylerin nizasız ve fasılasız malik bilinciyle zilyedliğinin devam ettiği gerekçesiyle belediyenin muvafakatiyle bireylerin adına ayrı ayrı tespit görmüştür ve böylece 1975 yılında parseller halinde tapuya bireyler adına kaydedilmiştir.

Şimdi ise; Maliye Hazinesi, arazilerin bireyler adına kaydının hukuka aykırı olduğunu iddia etmektedirler; kadastrodan önce belediye adına görülmesinin tescil hükmünde olmadığı yönündeki Yargıtay kararlarını dayanak olarak alıp belediyeye hiçbir zaman ait olmadığı için şahısların da eski MK 931. Madde hükmünden faydalanamayacağını beyan ederek şahıslar adına yapılan bu tapuların iptali ile hazine adına kaydına karar verilmesini talep etmektedir.

Kadastro Kanunu’nda yapılan değişiklikle (kanunun gerekçesiyle) birlikte değerlendirildiğinde açılan bu davanın reddi gerekir diye düşünüyorum.

Bu şekilde olan mer’a arazisi ile ilgili örnek karar sunabilirseniz memnun olurum.

Ayrıca, düşüncenizi yazarsanız memnun olacağım.
Old 30-01-2011, 00:09   #2
Erkan Uygun

 
Varsayılan

benim başımdan geçti.dava devam ederken yasa değişti.mahkeme de hak düşürücü süre geçtiğinden davayı reddetti.sizin için de aynı durum söz konusu olabilir.
Old 31-01-2011, 15:02   #3
Av. Hamza

 
Varsayılan

Yargıtay'ın bu konuda vermiş olduğu kararlar ektedir. Hatta benim bir davamda da yargıtay 10 yıllık süre geçtiğinden dolayı bozdu. bu kararı da göndermek isterdim ama taratamadım.
T.C.
YARGITAY
5. HUKUK DAİRESİ

E. 2009/7583
K. 2009/10094
T. 25.6.2009

Taraflar arasındaki kamulaştırılarak sicilden yol olarak terkin edilen taşınmazın kadastro tespiti sırasında davalı adına tespit edildiği ve bu tespitin kesinleşmesi suretiyle tapuya tescil edildiğinden, davalı adına oluşan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri yönünden verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Dava, kamulaştırılarak sicilden yol olarak terkin edilen taşınmazın kadastro tespiti sırasında davalı adına tespit edildiği ve bu tespitin kesinleşmesi suretiyle tapuya tescil edildiğinden, davalı adına oluşan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkini istemine ilişkindir.

Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Yapılan incelemede; davalının dava konusu taşınmaza 16.11.1974 tarihinde kadastro tespitinin kesinleşmesiyle malik olduğu anlaşılmaktadır.

Dosyada bulunan delil ve belgelere göre, davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. Davalı vekilinin temyizine gelince;

14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinin 3. fıkrasına "taşınmazın niteliğine yahut Devlet veya diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır... yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır" hükmü ilave edilmiştir.

Bu nedenle kadastro tespit tutanağının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek, açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle kabulüne karar verilmesi,

Doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle HUMK'nın 428. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), davalıdan peşin alınan temyize başvurma harcının Hazine'ye irad kaydedilmesine ve temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 25.06.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.
YARGITAY
20. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/9195
K. 2009/11531
T. 8.7.2009

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Davacı Orman Yönetimi, Evcili Köyü 193 ada 22 parsel sayılı 1380 m2 yüzölçümündeki taşınmazın yörede yapılan ve 16.11.1982 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığını belirterek tapu iptali ve tescil davası açmıştır. Mahkemece, 5841 Sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Yasanın 12. maddesi gereğince 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.

Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescili istemine ilişkindir.

Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 16.11.1982 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ile 1991 yılında yapılan ve 13.06.1991 tarihinde kesinleşen arazi kadastrosu bulunmaktadır.

Mahkemece, 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa ile değişik3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesi gereğince 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin gerekçesi dosya kapsamına uygun olmamakla birlikte karar sonucu itibariyle doğrudur. Çünkü; dava konusu taşınmaz, orman kadastro tutanaklarına göre kesinleşen orman kadastrosunun sınırları dışında kalmaktadır. Dava konusu taşınmaz, 1982 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalmış olsa idi orman kadastrosu daha önce yapılıp kesinleştiğinden ve taşınmaz orman kadastro sınırları içinde olacağından, arazi kadastro ekiplerinin bu durumu göz önünde bulundurmadan, hata ile ikinci kere kadastrosunu yapıp yolsuz olarak sicil oluşturacaklarından, 766 Sayılı Yasanın 46/2 ve 3402 sayılı Yasanın 22/1. maddeleri gereğince ikinci kadastronun yolsuz ( TMY.nın 1025. md. ) ve bütün sonuçlarıyla hükümsüz olması nedeniyle malikine mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve TMY.'nın 1026. ( EMY. 934. - İsviçre 976 ) maddesi gereğince sicil hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edilebilecek ve bu halde 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağı da bulunmayacaktı. Ne var ki; somut olayda, dava konusu taşınmaz orman kadastro sınırlarının dışında kalmaktadır.

SONUÇ : Mahkemece bu gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanlış gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de, karar sonuç olarak doğru olduğundan hükmün bu gerekçelerle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 08.07.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.

T.C.
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/2219
K. 2009/4031
T. 1.4.2009

Taraflar arasında görülen davada;

Davacı, davalılar adına kayıtlı olan çekişme konusu taşınmazın kıyı-kenar çizgisi içerisinde kaldığını ileri sürerek, kaydın iptali ile tescil harici bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.

Davalılardan bir kısmı, çekişmeli taşınmazla bir ilgilerinin olmadığını belirtip, davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece, çekişmeli yerin keşfen belirlenen kıyı-kenar çizgisi içerisinde kaldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar, bir kısım davalılar tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi Berna Dizdaroğulları Koç’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteği değerden reddedilip, gereği görüşülüp, düşünüldü:

Dava, çekişmeli taşınmazın kıyı-kenar çizgisine göre kıyıda kaldığı iddiasına dayalı tapu iptal ve sicilin kütükten terkini isteğine ilişkindir.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; çekişme konusu taşınmazın kadastro tesbitinin 05.10.1972’ de yapıldığı, 17.01.1974 tarihinde kesinleştiği ve davanın 12.08.1986 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

Her ne kadar nizalı taşınmazın kıyı-kenar çizgisi içinde kalan bölümü devletin hüküm ve tasarrufu altında ve kamu malı niteliğinde özel mülkiyete konu olamayacak ( Anayasanın 43. 3402 sayılı Kadastro Yasasının 16/C maddesi gereğince ) yerlerden olduğu keşfen saptanmış ise de; 25.02.2009 tarihinde kabul edilip, 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasanın 2. maddesi ile 3402 sayılı Yasanın 12. maddesinin 3. fıkrasına eklenen “bu hüküm iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet ve diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır” ve 3. maddesi ile eklenen geçici 8. maddesinin “bu kanunun 12. maddesinin 3. fıkrası hükmü devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlülük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır” şeklindeki hükmü gözetildiğinde kadastro tesbitinin kesinleştiği tarih olan 17.01.1974 ile davanın açıldığı tarih arasında 3402 sayılı Yasanın 12. maddesinde sözü edilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu sabittir.

Bilindiği üzere, hak düşürücü süre olumsuz dava şartlarından olup, kamu düzeni ile ilgilidir. Mahkemece, davanın her aşamasında res’en gözetilmesi gerekli bir kuraldır.

Hal böyle olunca, yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler karşısında davanın hak düşürücü süreden dolayı reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.

SONUÇ : Davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.04.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Orman Kanunu Mu Kadastro Kanunu Mu? TRINITY Meslektaşların Soruları 9 10-05-2013 16:11
kadastro kaydının değişikliği- tapu iptal ve tescil hewal65 Meslektaşların Soruları 4 03-08-2010 16:20
Borçlar Kanunu madde 113/2 ile ilgili avukat.derviş.yıldızoğlu Meslektaşların Soruları 3 03-04-2010 21:47
köy kanunu madde 13 ve köy yerleşme alanı uygulama yönetmeliği madde 15 lawyer beyaz Meslektaşların Soruları 0 22-10-2008 13:42


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05958605 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.