Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

hizmet tespiti davasında husumet

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 24-02-2009, 11:49   #1
zeliha ert

 
Varsayılan hizmet tespiti davasında husumet

Müvekkilim kapıcı olarak bir apartmanda 8 yıldır çalışıyor, ancak sigortası yatırılmamış. Biz tanıklarla ve diğer delillerle bu apartmanda çalıştığını ispat ettik.
Ben davayı açarken SSK 'ya ve yönetici A.B. adlı şahsa dava açtım. Davaya cevap verirken A.B. adlı davalı şuan yönetici olmadığını, hiçbir zaman da bu apartmanda yöneticilik yapmadığını belirterek husumet itirazında bulundu. Ancak dava sırasında gelen karar defterinde dava açtığım A.B. adlı şahıs müvekkilimin çalıştığı dönem içerisinde 2 yıllık bir yöneticilik yapmış, ancak 1,5 yıldır başka bir apartman sakininin yöneticilik yapıyor olduğunu öğrendik.
Duruşma sırasında hakim dosyamızı bilirkişiye göndermesine rağmen husumet yönünden reddedeceği sinyalini verdi.
Belirttiğim gibi davalı A.B. müvekkilimin çalıştığı dönemde de yöneticilik yapmış. Bilgisi olan arkadaşlardan yardım istiyorum, ayrıca elinizde karar varsa da çok sevinirim. Şimdiden teşekkürler....
Old 24-02-2009, 11:57   #2
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
21.Hukuk Dairesi


Esas: 2007/1980
Karar: 2007/2529
Karar Tarihi: 22.02.2007


ÖZET: Davacının çalıştığını iddia ettiği apartman işyerinde usulüne uygun yönetici veya yönetim kurulu seçilip seçilmediğinin araştırılması, yönetici veya yönetim kurulunun seçildiğinin saptanması halinde, yönetici veya yönetim kurulunun davaya yöntemince dahil ettirilmesi için davacıya süre verilmesine, davaya dahil edilen yönetici veya yönetim kurulunun davaya karşı diyecekleri ve delilleri sorulup varsa delilleri toplanılmak ve bu konuda yeterli ve gerekli araştırma yapılarak, uyuşmazlık hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde çözümlenip, tüm deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmek gerekir.


(506 S. K. m. 80) (634 S. K. m. 34) (1086 S. K. m. 73) (HGK 04.10.2000 T. 2000/21-1241 E. 2000/1236 K.)


Davacı, 01.10.1989-01.12.1996 tarihleri arası sigortasız geçen hizmetinin sigortalı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.


Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.


Hükmün, davalılardan SSK. S.A., M.S. ve F.A. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.


Karar: 1- Davacı, davalıların ikamet ettiği N. Apartmanı işyerinde 01.10.1989-01.12.1996 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak geçen ve Kurum'a kayıt ve tescil edilmeyen kapıcılık çalışmalarının teshirini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.


Hizmet tesbiti davaları sonuçta, tesbiti istenilen süreye ilişkin sigorta primlerinin tahsili istemini de içerdiğine göre, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 80. maddesinin açık hükmü de dikkate alındığında, bu yolda yapılacak işlemin sonradan işverenin hak alanını da ilgilendireceği açıktır. Bu durumda, bu tür davalarda işverenin de taraf bulunması doğal ve hatta zorunludur. Yargıtay'ın yerleşik uygulaması da bu doğrultudadır. Nitekim, Hukuk Genel Kurulu'nun 04.10.2000 gün ve E. 2000/21-1241, K. 2000/1236 sayılı kararı da aynı esasları içermektedir.


Somut olayda, çalışıldığı iddia olunan apartman işyerinin on daire ve iki dükkan olmak üzere on iki bağımsız bölümden oluştuğu tapu kaydından anlaşılmaktadır. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 34. maddesi hükmü gereğince, kat malikleri, ana gayrimenkulün yönetimini kendi aralarından veya dışardan seçecekleri bir kimseye veya üç kişilik bir kurula verebilirler; bu kimseye <Yönetici>, kurula da <Yönetim kurulu> denir. Ana gayrimenkulün sekiz veya daha fazla bağımsız bölümü varsa, yönetici atanması mecburidir. Bu durumda, mevcut ise apartman yöneticisine veya yönetim kuruluna husumet yöneltilmesinin gerektiği açıktır. Oysa temyize konu davada, işveren olarak apartmanın bağımsız bölüm maliklerine husumet yöneltilmiştir.


Hal böyle olunca, davacının çalıştığını iddia ettiği apartman işyerinde usulüne uygun yönetici veya yönetim kurulu seçilip seçilmediğinin araştırılması, yönetici veya yönetim kurulunun seçildiğinin saptanması halinde, yönetici veya yönetim kurulunun davaya yöntemince dahil ettirilmesi için davacıya süre verilmesine, davaya dahil edilen yönetici veya yönetim kurulunun davaya karşı diyecekleri ve delilleri sorulup varsa delilleri toplanılmak ve bu konuda yeterli ve gerekli araştırma yapılarak, uyuşmazlık hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde çözümlenip, tüm deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmek gerekirken, mahkemece, belirtilen eksiklikler giderilmeden ve pasif ehliyet yönü halledilmeden yargılamanın sürdürülmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.


2- Kabule göre de;


Çalışıldığı iddia olunan apartmanın tapu kaydındaki aktif malikleri arasında davalılardan M.S.'nin ismi yer almamasına rağmen, söz konusu davalı aleyhine de hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.


Davalılardan kat maliki H.B.'nin dava açılmadan önce 23.03.1984 tarihinde vefat ettiği nüfus kaydından anlaşılmaktadır. Ölümle taraf ehliyetinin son bulacağı açıktır. Ancak, zorunlu dava arkadaşlığının olduğu hallerde, davalılardan birinin dava tarihinden önce ölü olduğu belirlense bile davanın ret edilmeyip, mirasçılarının tespit edilerek davada yer almalarının sağlanması ve bu suretle taraf teşkilinin tamamlanması, hak ve menfaatler dengesiyle usul ekonomisine uygun düşer (Prof. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü 2001 basım Cilt.1 sf. 894 vd.). 04.05.1978 gün 4/5 sayılı içtihadı birleştirme kararının zorunlu dava arkadaşlığının bulunduğu halleri kapsamadığı açıktır (HGK. 17.02.1982 gün 632-123, 6. H.D. 09.10.1989 gün 4578-8766). Bu durumda dava ekonomisi, hizmet tespiti davasının Anayasa'da ifadesini bulan temel haklardan sosyal güvenliğe ilişkin oluşu dikkate alınarak, davalılardan H.B.'nin mirasçılarının nüfus kayıt örnekleri getirtilerek tespit edilmesi, giderek davacıya H.B.'nin mirasçılarını gösterir veraset ilamı alması ve bu yönde dava açması için yetki ve önel verilmesi, mirasçılar belirlendikten sonra davaya katılmaları sağlanarak, taraf teşkili tamamlandıktan sonra işin esasına girilerek yargılamanın sürdürülmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.


O halde, temyiz eden davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.


Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre temyiz eden davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde S.A., M.S. ve F.A.'ya iadesine, 22.02.2007 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 24-02-2009, 11:59   #3
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
10.Hukuk Dairesi
Esas: 2002/1670
Karar: 2002/1821
Karar Tarihi: 11.03.2002


ÖZET: Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın hizmetin sona erdiği yılın sonundan itibaren 5 yıl içerisinde açılması gerekir. Hak düşürücü sürenin hukuksal niteliği gereğince kesilmesi ve durmasının mümkün bulunmaması karşısında, hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmanın hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağı ve bu nedenle de davacının 1982 yılında işinden ayrıldığının anlaşıldığı nedenle; mahkemece, davacının 1978-1982 yılları arasındaki çalışma iddiasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi isabetlidir.


(506 S. K. m. 79, 3)


Dava: Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 12.6.1978-1982/Mayıs ve 1983/Şubat-1999/Kasım sonu tarihleri arasında aralıksız, ücretle geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.


Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.


Hükmün, davacı ve davalılardan Sosyal Sigortalar Kurumu Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi F. Arkan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:


Karar: 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Sosyal Sigortalar Kurumu vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.


2- Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Yasanın 79/10.madde hükmü uyarınca Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın hizmetin sona erdiği yılın sonundan itibaren 5 yıl içerisinde açılması gerekir. Hak düşürücü sürenin hukuksal niteliği gereğince kesilmesi ve durmasının mümkün bulunmaması karşısında, hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmanın hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağı ve bu nedenle de davacının 1982 yılında işinden ayrıldığının anlaşıldığı nedenle; mahkemece, davacının 1978-1982 yılları arasındaki çalışma iddiasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi isabetlidir.


3-Şubat/1983-Kasım/1999 tarihleri arasındaki hizmet tespiti istemi yönünden ise; bu tür davalar nitelikçe kamu düzenine ilişkin olduğundan deliller resen toplanmalıdır. Bu çevrede; ev hizmetine ilişkin çalışmanın geçtiği davalı işverenlere ait yazlık ve kışlık evlerde, tespite konu sürede komşu evlerde oturan kişiler ile bina yöneticileri ve kapıcıları mümkün oldukça saptanarak tanık sıfatıyla dinlenmeli ve tüm delillerle birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Ayrıca, davalı işverenlerin tespite konu sürede, sürekli olarak ev hizmetlisi çalıştırma bakımından maddi güce sahip olup olmadıkları ve ev hizmetlisine gereksinimleri bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.


Yapılacak incelemeler sonucunda çalışma olgusunun varlığının saptanması halinde ise, 506 Sayılı Yasanın 3. Maddesinin I-D bendi dikkate alınarak, ev hizmetlerinde sigortalı sayılmanın zorunlu unsurları olan; <ücretle ve sürekli> çalışmış olma hukuki olgusu da dikkate alınmalıdır.


Yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.


O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunarak hüküm bozulmalıdır.


Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.03.2002 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
hizmet tespiti davasında zamanaşımı -betül- Meslektaşların Soruları 3 24-12-2008 00:03
Hizmet Tespiti Davasında Davalılar Kimler Olmalıdır? külekçi Meslektaşların Soruları 2 15-06-2008 20:39
Hizmet Tespiti Davasında Bilirkişi Raporuna İtiraz köktaş Meslektaşların Soruları 3 09-10-2007 18:28
Hizmet Tespiti Davası - Husumet Av. O. TEKGUL Meslektaşların Soruları 5 17-02-2007 19:29
hizmet tespit davasında husumet sorunu denk Meslektaşların Soruları 1 06-04-2006 18:55


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05147409 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.