Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

çocuğu,babasının vesayet altına alınmasını isteyebilir mi?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 05-01-2007, 23:58   #1
Nesrin D.

 
Varsayılan çocuğu,babasının vesayet altına alınmasını isteyebilir mi?

2 çocuklu bir adam,alkol kullanıyor ve evinin masraflarını ihmal ediyor,sürekli gereksiz olarak borç yaratıp,borçlarını düzenli ödemediği için ailesini sürekli maddi skıntıya sokuyor.Adamın durumu,savurganlık, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetim nedeniyle vesayeti düzenleyen Tmk.madde 406.ya uyuyor-

TMK.madde 406:"Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin kısıtlanır. "
Adamın kısıtlanmasını çocukları isteyebilirmi? Kısıtlanması için,söz konusu iddialar nasıl ispat edilebilir? Hakimin vesayete karar vermesi nasıl ve hangi delillerle sağlanabilir.?
--------------
saygılar


Old 06-01-2007, 02:34   #2
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Kişinin yaptığı borçlar ve bunların mevcut ailevi yaşam standartlarına göre yersiz harcamalar olduğu, borçlanmak suretiyle alınan paraların nereye harcandığı vs. hususlarda her türlü delille birlikte tanık dinletmek suretiyle ispatlanabilecektir. Bir kimsenin kısıtlanmak suretiyle vesayet altına alınmasına ilişkin talep özel hukuktan ziyade kamu hukuku niteliği ağır basan bir taleptir. Yapılan iş bir çekişmeli bir davadan öte vesayet makamını harekete geçirmekten ibarettir. İddia mahkemece ciddi bulunduğu takdirde talebin kim tarafından yapıldığı fazlaca önemli değildir. Mevcut delillerin sunulması ve incelenmesi neticesinde bir karar verilecektir. Olayın özelliği MK 409. maddesinin uygulanması da gereklidir. Buna göre bu sebeple kısıtlanacak kişinin dinlenmesi kısıtlama kararının verilebilmesi için bir ön koşul olarak getirilmiştir. Aşağıdaki karar bir fikir verecektir.

Alıntı:

**************
SAVURGANLIK NEDENİYLE KISITLAMA TALEBİ - HACİR ALTINA ALINMA- GÖREV
Karar Tarihi : 26.02.2004
Karar No : 2252
Karar Yılı : 2004
Esas No : 1430
Esas Yılı : 2004
Daire No : 2
Daire : HD
**************
(4721 S. K. m. 406) (4787 S. K. m. 4/1, Geç. m. 1)
Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: 1-Dava, Türk Medeni Kanununun 406. maddesinde yer alan " savurganlık, kötü yaşama ve malvarlığını kötü yönetme sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açma.. " sebebiyle kısıtlama isteğine ilişkindir.
Toplanan delillerden; kısıtlanması istenilen Mehmet T.'nün 1340 doğumlu olup 80 yaşında olduğu, eşinin 1993'te ölümünden sonra uzunca bir süre yalnız yaşadığı, 31.01.2001 tarihinde kendisinden ( 45 ) yaş küçük Kumru isimli Azeri bir kadınla evlendiği, bu kadının köye hiç gelmediği, daha sonra evine değişik tarihlerde Azeri uyruklu başka kadınların geldiği; hakkında evinde Azeri kadınlarla fuhuş yaptırdığı iddiasıyla birkaç kez Jandarmaya ihbarlar yapıldığı, bu ihbarlar üzerine yapılan kontrollerde; 31.03.2001 tarihinde evinde Z. İbrahimova ile V. Aliyeva isimli iki Azeri kadının bulunduğu, 30.01.2002 tarihinde yapılan kontrolde P. Rougiva isimli Azeri bir kadının olduğunun tesbit edildiği, köyde Mehmet T.'nün gayrimenkullerini satıp Azeri kadınlarla yediği konusunda yaygın duyumların olduğu, 1160, 1161, 1000, 748 ve 1155 parsel sayılı zeytinlik ve bademlik vasıflı beş parça taşınmazını 20.12.2001 ve 20.07.2001 tarihlerinde üçüncü kişilere sattığı, bu taşınmazlardan sadece birini 10 milyara sattığı ifade edildiği halde, bankalardaki kendi adına olan hesaplarda toplam 6.1 milyar lira civarında parasının olduğu, 13.11.2002 tarihinde de noterde düzenlenen ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile iki parça taşınmazını Fatma isimli kadına verdiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen ve gerçekleşen bu olgular Mehmet T.'nün malvarlığını, bilinçsiz, amaçsızca tükettiğini, alım-satım ilişkilerinde yarar dengesini gözetmediğini, savurganlık ve suihal içerisinde ve eğiliminde olduğunu göstermektedir. Türk Medeni Kanununun 406. maddesinin koşulları oluşmuştur. Kısıtlanmasına ve vasi atanmasına karar verilmesi gerekirken, isteğin reddi doğru görülmemiştir.
2- 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4/1 maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından ( MK. md. 118-494 ) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını, geçici 1. maddesi de; sonuçlanmamış davaların yetkili ve görevli aile mahkemesine devredileceğini hükme bağlamıştır. Karar bozulmakla sonuçlanmamış hale gelmiştir. Bu açıklama karşısında işin görev yönünün de düşünülmesi zorunludur.
Sonuç: Temyiz edilen kararın 1. bentte gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, 26.02.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.


**************
.: CopyRight by Sinerji A.Ş. :.
Old 08-01-2007, 11:42   #3
av.suleyman

 
Varsayılan

Verilen cevaba ben de katılıyorum. Ben kendim bizzat müvekkilim adına vesayet davası açıp, babasının vesayet altına alınmasını ve kızı olan müvekkilin de kendisine vasi tayin edilmesine ilişkin karar aldım. Ama sebep hastalık idi. İyi günler
Old 08-01-2007, 11:48   #4
seyitsonmez

 
Varsayılan

hakim mutlaka vesayet altına alınması istenen kişiyi dinlemek isteyecektir.zor olan kişiyi mahkeme önüne çıkarmak olacaktır sanırım.
Old 08-01-2007, 11:56   #5
ayanlar07

 
Varsayılan

cevaplara ben de katılıyorum.. kişinin kısıtlanmasına karar verecek olan mahkeme olduğuna göre ve buradaki kanun hükmünün amacı kişiyi korumak olduğuna göre bunu herkesin özellikle menfaaati bulunan istinasız herkesin bunu isteyebileceği kanaatindeyim. sanırım sizin kafanıza takılan bu kötüniyetle kullanılıp bir kişi başka bir kişiyi kısıtlama altına aldırabilir mi? her ne kadar burası mantığa ters gelse de buna karar verecek olan neticede hakim olduğu için kimse kimseyi kısıtlama altına aldıramayacaktır.. sizin kaygınız sanırım bu yönde idi..
Old 08-01-2007, 12:47   #6
Doc.Dr.Şükran ŞIPKA

 
Varsayılan

DİKKAT! Vesayet davalarında görevli Mahkeme SULH HUKUK MAH. dir.
Sayın Doğanel'in sunduğu Yarg. kararında her ne kadar görevli Mahkemenin AİLE MAHKEMELERİ olacağı belirtilmiş ise de, 14.04.2004 tarih ve 5133 sayılı Kanun ile değişik Aile Mah. Kanunu 4/1 maddesi gereği artık görevli Mahkeme, vesayet altına alınacak olanın yerleşim yeri SULH HUKUK Mahkemesidir. Saygılarımla..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Polisin Görevi - Avukata Polis Tarafından Sarfedilen uygunsuz ifade Av.Ömer KAVİLİ Hukuk Sohbetleri 97 28-06-2009 14:37
vesayet burhannew Hukuk Soruları Arşivi 7 07-08-2006 03:03
satılan gayrimenkulü garanti altına almak Desarac Meslektaşların Soruları 3 03-03-2006 12:59
Vesayet glossator Meslektaşların Soruları 0 22-09-2002 16:46
"Barolar'ın Vesayet Altına Alınması" İddiası:... metin karadag Hukuk Stajı ve Meslek Seçimi 0 25-05-2002 16:58


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03236508 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.