Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

muris muvaazası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 08-01-2013, 19:00   #1
deepwater2535

 
Varsayılan muris muvaazası

sayın meslektaşlar iyi çalışmalar;

annemin babası yıllar önce annemlerden mal kaçırmak maksadı ile tüm malvarlığını dayıma vermek için (dayımın eşinin bir akrabasına satış göstermiş devamla o gayrımenkuller dayımın eşinin üzerine geçirilmiş. dedem geçen sene vefaat etti, veraset ilamı alındı, veraset ilamının alınmasından itibaren tam bir sene olmak üzere. muris muvaazası sebebiyle iptal davası açmak istiyroum. herhangi bir z.a ile karşılaşır mıyım?? böyle bir süre var mıdır? kime karşı açmam lazım davayı? çok teşekkürler iyi çalışmalar
Old 08-01-2013, 20:36   #2
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

Muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davasını miras payı zedelenmiş tüm mirasçılar, herhangi bir zamanaşımı süresine tâbi olmaksızın açabilirler. Somut olayda, muris muvazaası olduğu anlaşılmaktadır. Zannımca, anneniz de dedenizden önce vefat etmiştir. Mallar hâla dayınızın üzerinde kayıtlı ise ve dayınızın üzerine satış yolu ile intikâl etmişlerse, davayı dayınıza karşı açacaksınız.Bu konuda 1974 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı başta olmak üzere, Yüksek Yargıtay'ın İnternet Sayfasında kolayca bulabileceğiniz 1. Hukuk Daire'sinin pek çok örnek kararlarını ihmal etmeden hepsini okuyunuz. Kolay gelsin...
Old 08-01-2013, 22:47   #3
SHODAN

 
Varsayılan

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi' nin E. 2012/4001 K. 2012/4338 ve 16.04.2012 tarihili kararının işinize yarayacağını düşünüyorum.

Ayrıca zamanaşımı ile ilgili olarak Yargıtay 1. HD'nin E. 2012/580 K. 2012/2568 08.03 2012 kararına da göz atınız.

Saygılarımla,
Old 09-01-2013, 12:09   #4
gnchukukcu

 
Varsayılan

sayın Feylaw ilgili kararları paylaşabilirmisiniz
Old 09-01-2013, 22:40   #5
SHODAN

 
Varsayılan Yargıtay 1 hd E. 2010/2184 K. 2010/2751 11.03.2010

-YARGITAY İLAMI-

Taraflar arasında görülen davada;

Davacılar, ortak miras bırakanları Mustafa oğlu Ahmet Gel'in 8 parça taşınmazını mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak kadastro tespiti sırasında oğlu olan davalı Ahmet Gel adına tespit ve tescil ettirdiğini, 4 parça taşınmazını da davalı oğlu Ahmet'in oğullarından Fatih Gel'e satış yoluyla diğerlerine de bağış yoluyla temlik ettiğini, işlemlerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptaliyle payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar VERİLMESİNİ İSTEMİŞLERDİR.

Davalılar, hak düşürücü sürenin dolduğunu, temlik işlemlerinin murisin gerçek iradesine uygun olarak yapıldığını belirterek davanın REDDİNİ SAVUNMUŞLARDIR.

Mahkemece, 1247 parsel hakkında açılan davanın tefrikine, diğer parseller bakımından ise; kadastro tespiti sırasında miras bırakanın tapulu taşınmazlarını zilyedi adına tesciline kadastro teknisyeni huzurunda muvafakat verdiğinden muvazaa iddiasının dinlenemeyeceği, tenkis istemi bakımından da zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine KARAR VERİLMİŞTİR.

Karar, davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi İlknur Acar'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ düşünüldü.

KARAR

Dava; Borçlar Yasasının 18 inci maddesinden kaynaklanan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı iptal ve tescil, olmadığı takdirde tenkis İSTEĞİNE İLİŞKİNDİR.

Mahkemece; davanın reddine KARAR VERİLMİŞTİR.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; ortak mirasbırakanın maliki olduğu 12 parça taşınmazın yer aldığı çalışma alanında 15.07.1988 tarihinde kadastro tespit çalışmalarına başlanıldığı ve 19.01.1988 tarihinde de tespitlerin kesinleştiği, 646 nolu parselin tespit çalışmaları sırasında senetsizden torun davalı Ahmet oğlu Ahmet Gel adına tespit ve tescil edildiği, murisin iki parça taşınmazını satış, 5 parça taşınmazını da ölünceye kadar bakım akdiyle yine torunu Ahmet'e temlik ettiği, kadastroca da bu taşınmazların torun adına 407, 561 parsel 547, 572, 521, 580 ve 455 sayılı parseller olarak tespit edildiği, tespitlerin 19.01.1988 tarihinde kesinleştiği, murisin 603 nolu parselden ifrazen ayrılan 1248 parseli torunu Gürbüz Gel’e, 1249 parseli torunu Nevzat Gel’e, 1250 parseli torunu Nedim Gel’e 28.02.1991 tarihli resmi akidle bağış yoluyla temlik ettiği, 1247 parseli ise 17.01.1992 tarihli akidle torunu Fatih Gel’e yine satış yoluyla temlik ettiği, 561 parsel dışındaki tüm parsellerin kayıt maliklerinin halen davalılar olduğu, 561 parselin ise dava tarihinden önce kayıt maliki Ahmet oğlu Ahmet Gel tarafından üçüncü kişiye temlik edildiği, muris Mustafa oğlu Ahmet Gel’in 1995 tarihinde öldüğü, eldeki davanın 21.09.2004 tarihinde AÇILDIĞI ANLAŞILMAKTADIR.

Çekişme konusu 646 parsel sayılı taşınmaz tespit çalışmaları sırasında senetsizden davalı Ahmet Gel adına tespit ve tescil edilmiş, davacılar dava dilekçelerinde dava konusu taşınmazın ortak mirasbırakana ait olduğunu ancak kadastroca davalı üzerine tespit ve tescil edildiğini, tespitin yanlış olduğunu ileri sürerek eldeki DAVAYI AÇMIŞLARDIR. Mirasbırakanın tespit tutanağının düzenlenmesinden sonra 1995 tarihinde öldüğü mirasçılık belgesiyle SABİTTİR. O halde muris muvazaası nedeniyle açılan dava; tespit sonrası bir sebebe dayanmış olacağından hiçbir süreye BAĞLI OLMAYACAKTIR. Ancak gizli bağış şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında 01.04.1974 tarih, ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanma OLANAĞI YOKTUR. Anılan parsel yönünden açıklanan nedenden ötürü davanın reddedilmiş olmasında,

06.07.1987 tarihli tespit çalışmalarında muris adına tespit ve tescil edilen 603 parselden ifrazen ayrılan ve 28.02.1991 tarihli resmi akidle bağış yoluyla temlik edilen 1248, 1249, 1250 parsel sayılı taşınmazlar hakkında muris muvazaasına dayanılarak iptal tescil istenilmiş ise de bağış yoluyla yapılan temliklerde 01.04.1974 tarih, ½ sayılı İ.B.K’ nın uygulama YERİ YOKTUR. Çünkü ortada tarafların gerçek iradelerine ve yasalarda belirtilen şekle uygun bir bağış SÖZLEŞMESİ BULUNMAKTADIR. Bu tür temliklerde ancak süresi içinde açılacak tenkis davası söz konusu olabilir. Açıklanan nedenden ötürü bu parseller yönünden muvazaa nedeniyle açılan iptal tescil davasının reddedilmiş olmasında,

Miras bırakan 1995 tarihinde vefat ettiğinden, davada ölüm tarihi itibariyle 743 sayılı Türk Medeni Yasası hükümlerinin uygulanması GEREKTİĞİ KUŞKUSUZDUR. Anılan Yasanın 513 üncü maddesi uyarınca aranan bir yıllık zamanaşımı süresi dava tarihi itibariyle (21.09.2004) dolduğundan davanın tenkis isteği yönünden de reddedilmiş olmasında bir İSABETSİZLİK YOKTUR. Davacıların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine,

Davacıların 407, 547, 572, 580, 455, 521 sayılı ölünceye kadar bakma akdiyle temlik edilen taşınmazlar hakkındaki temyiz itirazlarına gelince; dava konusu bu taşınmazlarla ilgili hüküm kurmaya yeterli araştırma yapıldığını söyleyebilme OLANAĞI YOKTUR.

Şöyle ki; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsufi-vasıflı) MUVAZAA TÜRÜDÜR. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını DEVRETMEK İSTEMEKTEDİR. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak SURETİYLE DEVRETMEKTEDİR.

Bu durumda yerleşmiş YARGITAY İçtihatlarında ve 1-4-1974 tarih ı/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 634, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26 ncı maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeniyle geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Hemen belirtmek gerekir ki bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişte miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya ÇIKARILMASINA BAĞLIDIR. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksi~ toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük ÖNEM TAŞINMAKTADIR. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli. ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arsındaki fark, taraflarla miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında ZORUNLULUK VARDIR.

Somut olayda, mahkemece yukarıda değinilen ilkeleri kapsayacak şekilde bir soruşturma yapıldığını söyleyebilme OLANAĞI YOKTUR.

Hal böyle olunca; yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde araştırma yapılıp tarafların iddia ve savunmaları da gözetilerek tüm delillerin toplanması, dava dışı mirasçı Meryem Sağdıç’ın açtığı 1997/240 Esas, 1999/69 karar sayılı dava dosyasının da getirtilip incelenmesi, toplanan ve toplanacak deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik soruşturmayla yazılı olduğu üzere hüküm KURULMASI İSABETSİZDİR.

Davacıların temyiz İTİRAZLARI YERİNDEDİR. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK’nun 428 maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.03.2010 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.
Old 10-01-2013, 11:57   #6
garani

 
Varsayılan

zamanaşımı söz konusu olmaz.davayı dayınıza karşı açacaksınız.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
muris muvaazası - yardım nafakası-değerlendirmeleriniz denizizm Meslektaşların Soruları 3 09-07-2012 12:27
muris muvazaası av.yılmaz sukuşu Meslektaşların Soruları 2 28-07-2011 00:53
Muris muvaazası sonucu mirasçılardan birine devredilen taşınmazın, mirasçı tarafından sonradan diğer mirasçıya devri av.damla Meslektaşların Soruları 5 22-05-2011 08:00
Muris Muvaazası-Tapu iptali-davalıların mali durumun TESPİTİ devrimali Meslektaşların Soruları 2 03-11-2008 20:01


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04860711 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.