Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

hüküm kısmında eksiklik

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 09-02-2009, 13:28   #1
alphukuk

 
Varsayılan hüküm kısmında eksiklik

Hüküm kısmı ''YTL davalı yargılama giderlerinin ,davacıdan alınarak davalıya verilmesine'' şeklinde miktar belirtilmemiş.3500 civarında davalı olarak masraf yapmışız.Bu durumda hükmün açıklanması-temyiz ya da başka bir usul varmıdır.
Old 09-02-2009, 13:34   #2
FYLOZOF

 
Varsayılan

hükmün tavzihini talep edin.mahkemece düzeltilecektir.
Old 03-03-2009, 16:29   #3
alphukuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan FYLOZOF
hükmün tavzihini talep edin.mahkemece düzeltilecektir.

Temyiz süremiz geçmiş durumda Tavzih talebimiz redle sonuçlandı.Karşı taraf dosyaya temyiz dilekçesi koymuşbize henüz tebliğ edilmedi.Bu durumda ne yapmak gerekir.
''Tavzihe tabi hallerden olmayan ve mahkememiz hükmünde sehven unutulan yargılama giderleri ile ilgili olarak ,mahkemenin yargılama giderlerine resen karar vermekle yükümlü bulunması nedeniyle sözkonusu durumun temyiz nedeni yapılabileceği ,bu nedenle davalının tavzih isteminin kabulüne yer olmadığına dosya üzerinden karar verildi.
Old 03-03-2009, 17:15   #4
arbitrator

 
Varsayılan

Hangi mahkeme?
Old 03-03-2009, 19:40   #6
alphukuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan arbitrator
Hangi mahkeme?
Tavzihin reddi kararı da tenyize tabi olması lazım ,ayrıca karşı tarafın temyizdilekçesinin tebliğinden itibaren 10 gün içinde vereceğim temyize cvp dilekçesi ile (temyiz sürem geçmiş olsa bile ) katılma yoluyla hükmü temyiz edebiliyor olmam lazım.Teşekküler
Old 03-03-2009, 21:33   #7
arbitrator

 
Varsayılan

Temyiz süresinin tefhimden başladığı hallerde, tefhimde bildirilmeyen yargılama gideri vs. gibi kalemler hakkındaki bilgiyi ancak gerekçeli kararın tebliği aşamasında öğrenebileceğinizden, bu kalemlere ilişkin temyiz süresi tebliğden başlıyor.
Mahkemenin adını o nedenle sordum.
Saygılarımla.
Old 09-03-2009, 13:20   #8
alphukuk

 
Varsayılan tavzihe yer olmadığı kararı temyiz edilebilirmi?

Merhaba arkadaşlar:
3)YTL davalı yargılama giderlerinin, davacıdan alınarak davalıya ödenmesine ''
Anlaşıldığı üzere hükmün 3. bendinde yargılama giderinin ne kadar olduğu belirtilmemiş, kararın arka sayfasında ise yargılama masraflarının 3.367.00 YTL olduğunu gösterir bir tablo çıkarılmış.Temyiz süremiz geçti.Karşı tarafın hükmü temyiz ettiği bilgisini haricen aldık.
Tavzih talebimiz ,''yargılama giderinin sehven unutulduğu,mahkemenin yargılama giderine resen karar vermekle yükümlü bulunması nedeniyle sözkonusu durumun temyize tabi olduğu ve tavzih şartlarının bulunmadığından bahisle reddedildi.Bu red kararına karşı temyiz yolu açıkmıdır?
Old 09-03-2009, 13:48   #9
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,

Kararı katılma yolu ile temyiz edebilirsiniz.( İş Mahkemesi kararları katılma yolu ile temyize izin verilmeyen kararlardır.)

Sorduğunuz tavzihe yer olmadığı kararı da temyiz edilebilir.

Örnek bir karar da ekliyorum.

T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/3205
Karar: 2005/3620
Karar Tarihi: 04.04.2005

ÖZET: Tavzih yolu ile nafakanın başlangıç tarihi açıklanamaz. Yani karara yeni bir unsur eklenemez. Ancak, nafakanın başlangıç tarihinin kararda belirtilmemiş olması infazda tereddüt yaratmaz. Tedbir nafakasının artırılması davalarında, artırılan nafaka; dava tarihinden başlayarak geçerlilik ifade eder. Bu nedenle; mahkemece, tavzih talebinin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.



(1086 S. K. m. 455) (YİBK. 28.11.1956 T. 1956/15 E. 1956/15 K.)

Dava: Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmediğinden 21.12.2004 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı vekili 25.1.2005 tarihli tavzih dilekçesi ile, hükümde; nafakanın geçerlilik tarihi belirtilmediğinden, nafakanın geçerlilik tarihinin dava tarihi olan 20.09.2001 olarak belirtilmesini talep etmiş, yerel mahkemece; tavzih talebinin reddine karar verilmiştir. Tavzih talebinin reddine ilişkin karar davacı vekili tarafından temyiz edilmektedir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar: Tavzih yolu ile nafakanın başlangıç tarihi açıklanamaz. Yani karara yeni bir unsur eklenemez. Ancak, nafakanın başlangıç tarihinin kararda belirtilmemiş olması infazda tereddüt yaratmaz. Zira, 28.11.1956 gün ve 15/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, tedbir nafakasının artırılması davalarında, artırılan nafaka; dava tarihinden başlayarak geçerlilik ifade eder. Bu nedenle; mahkemece, tavzih talebinin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.

Sonuç: Açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının reddi ile tavzih talebinin reddine ilişkin mahkeme kararının ONANMASINA, 04.04.2005 günü oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları

Saygı ile.
Old 09-03-2009, 17:13   #10
avaarslan

 
Varsayılan

Mahkemenin tavzih talebinizin reddine dair kararı yerinde değildir. Çünkü "YTL " denilerek sehven yazılmamıştır. Bu bir maddi hatadır.
Siz şayet temyiz süresini kaçırdıysanız, karşı tarafın temyiz dilekçesine vereceğiniz cevapla kararı temyiz edebilirsiniz. Bu da kaçtıysa tavzih talebinin reddine dair kararı temyiz edebilirsiniz. Ama ben, karşı tarafın temyizine ilişkin yazacağınız cevapla, mevcut kararı temyiz etmenizi öneririm. İyi çalışmalar diliyorum.
Old 09-03-2009, 17:42   #11
alphukuk

 
Varsayılan

Sayın avarslan.
İlginiz için teşekkür ediyorum.Sanırım konuyu yanlış anladınız.Mesele TL yerine YTL yazılması değil, kararın arka sayfasında hesaplanmış olan yargılama gideri miktarının ,hükmün 3. bendinde yer almıyor olması.Her halükarda tavzihin reddi kararının hatalı olduğu ortada
Old 09-03-2009, 17:44   #12
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,

Temyize cevap süresi içinde yapacağınız "Karşı temyiz ile dosyayı yargılama gideri açısından " temyiz ediniz.Yani katılma yoluyla temyiz hakkınızı kullanınız.

HUMK 428. madde 7/son hükmüne göre ,temyize cevap süresi içinde temyiz edenin dilekçesine karşı cevap verirken karşı temyiz yapabilirsiniz.

Bu yol,temyiz süresini kaçırıp,kararı karşı tarafın temyiz etmesinde uygulanacak bir usuli kuraldır.

Yada "Tavzih talebinin reddine ilişkin kararı temyiz edebilirsiniz"
Bana göre tazih talebinin reddi kararı da doğrudur.Siz bu davadaki yargılama giderlerini eğer her iki talebiniz de reddedilirse ayrı bir dava ile istemek zorunda kalabilirsiniz..

Saygılarımla

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/2093

K. 2004/3112

T. 11.3.2004

• KATILMA YOLUYLA TEMYİZ ( Temyiz Süresini Kaçıran Davalının Davacının Temyiz Dilekçesine Cevap Süresi İçinde Kendi Temyiz Nedenlerini İleri Sürmesi )

• TEMYİZ SÜRESİNİ KAÇIRAN TARAF ( Katılma Yoluyla Temyiz Yoluna Başvurabilmesi )

• AİLE MAHKEMELERİ KURULMADAN ÖNCE VERİLEN KARARIN TEMYİZDE BOZULMASI ( Dosyanın Görevli Aile Mahkemesine Devri Gereği )

• GÖREVLİ AİLE MAHKEMESİNE DOSYANIN DEVRİ GEREĞİ ( Aile Mahkemeleri Kurulmadan Önce Verilen Kararın Temyizde Bozulması )

1086/m.433

4787/m.4/1,Geç.1


ÖZET : 1- Herne kadar davalının temyizinin süresinde olmadığı gerekçesiyle dairemizce temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş ise de, davalının 25.6.2003 tarihli dilekçesinin karşı temyiz niteliğinde olduğu ve 10 günlük temyize cevap süresi içerisinde verildiği anlaşılmakla, davalının karar düzeltme isteminin kabulüne karar verildi.
2- 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun geçici 1. maddesi, sonuçlanmamış davaların yetkili ve görevli aile mahkemesine devredileceğini hükme bağlamıştır. Karar bozulmakla sonuçlanmamış hale gelmiştir. Bu açıklama karşısında işin görev yönünün de düşünülmesi zorunludur.
DAVA : Yukarıda tarihi, numarası, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; Dairenin 18.9.2003 gün ve 10419-11579 sayılı ilamiyle kısmen onanmasına kısmen reddine karar verilmişti. Sözü geçen Dairemiz kararının düzeltilmesi istenilmekle, evrak okundu, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dairemizin 18.9.2003 tarihi ve 2003/10419-11579 karar sayılı ilamının 1 nolu bendi ile davalının temyizinin süresinde olmadığından temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş ise de, davalının 25.6.2003 tarihli dilekçesinin karşı temyiz niteliğinde olduğu ve 10 günlük temyize cevap süresi içerisinde verildiği, ne var ki bu yönün ilk inceleme sırasında gözden kaçırıldığı anlaşılmakla davalının karar düzeltme isteminin kabulüne ve dairemizin 18.9.2003 tarih 2003/10419-11579 karar sayılı kararının 1. bendinin kaldırılmasına karar verildi.
Davalının maddi-manevi tazminat ve yoksulluk nafakasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına göre davalının manevi tazminat ve yoksulluk nafakasına yönelik temyiz itirazları yersizdir.
2-Davalının maddi tazminat talebi konusunda olumlu olumsuz karar verilmemesi doğru değildir.
3- 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4/1 maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından ( MK. md. 118-494 ) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını, geçici 1. maddesi de; sonuçlanmamış davaların yetkili ve görevli aile mahkemesine devredileceğini hükme bağlamıştır. Karar bozulmakla sonuçlanmamış hale gelmiştir. Bu açıklama karşısında işin görev yönünün de düşünülmesi zorunludur.
SONUÇ : Davalının karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 18.9.2003 tarih ve 2003/10419-11579 karar sayılı kararının kadının temyiz isteğinin reddine ilişkin 1. bendinin kaldırılmasına, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; hükmün manevi tazminat ve yoksulluk nafakası ile ilgili bölümünün 1. bentteki sebeplerle ONANMASINA, maddi tazminat yönünden ise 2. bentteki nedenlerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 11.03.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/2940

K. 2004/4135

T. 1.4.2004

• KATILMA YOLUYLA TEMYİZ ( Süre )

• SÜRE ( Katılma Yoluyla Temyizde )

• TERK NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI ( İhtar ve Konuta Dönme Süresi )

• İHTAR VE KONUTA DÖNME SÜRESİ ( Terk Nedeniyle Boşanma Davasında )

• EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİYLE BOŞANMA ( Kocanın Kadını Ölümle Tehdit Ederek Ağır Hakarette Bulunması )

• KOCANIN EŞİNİ ÖLÜMLE TEHDİT EDEREK AĞIR HAKARETTE BULUNMASI ( Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeniyle Boşanma )

• NAFAKA TALEBİ ( Kocası Tarafından Ölümle Tehdit Edilerek Ayrı Yaşamaya Başlayan Kadının )

• TEDBİR NAFAKASI TALEBİ ( Kocası Tarafından Ölümle Tehdit Edilerek Ayrı Yaşamaya Başlayan Kadının )

1086/m.433/2

4721/m.164,166/1,197


ÖZET : 1- Davacı-davalı kocanın katılma yoluyla temyiz isteği temyiz dilekçesinin tebliğinden itibaren 10 günlük yasal süre geçtikten sonra yapıldığından temyiz dilekçesinin reddi gerekir.
2- Koca 1.4.2002 gününde mahkemeye başvurarak eşinin eve dönmesinin ihtar edilmesini ( TMK.164 ) istemiş, bu istek doğrultusunda verilen karar 9.4.2002 gününde kadına tebliğ edilmiştir. Bu karar karşısında davalı kadın, tebliğ tarihinden itibaren iki ay içinde dilediği gün ortak konuta dönme hakkını kazanmıştır. Başka bir anlatımla bu dönemde kadın haklı bir sebep olmaksızın aile birliği dışında yaşamış sayılamaz. İlk ihtarın davalıya tebliğ tarihinden başlayarak belirtilen iki aylık ayrı yaşama hakkının sona erdiği tarihten sonraki dört aylık süre geçtikten sonra istenen yeni ihtar hukuki sonuç doğurur. O halde bu davanın dayanağı ihtar geçersiz olup açıklanan sebeple davanın reddedilmesi gerekir.
3- Kocanın kadını ölümle tehdit ederek ağır hakarette bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya ( TMK.md. 166/1 ) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır. Kadın ayrı yaşamakta haklı olduğundan Türk Medeni Kanunun 197. maddesi koşulları oluşmakla nafaka davasının da kabulü gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1-Davacı-davalı kocanın katılma yoluyla temyiz isteği temyiz dilekçesinin 29.1.2004 tarihinde tebliğine rağmen 10 günlük yasal süre geçtikten sonra 12.2.2004 tarihinde yapıldığından temyiz dilekçesinin reddine,
2-Davacı-davalı kadının temyizine gelince;
a-Koca 1.4.2002 gününde mahkemeye başvurarak eşinin eve dönmesinin ihtar edilmesini ( TMK.164 ) istemiş, bu istek doğrultusunda verilen karar 9.4.2002 gününde kadına tebliğ edilmiştir. Bu karar karşısında davalı kadın, tebliğ tarihinden itibaren iki ay içinde dilediği gün ortak konuta dönme hakkını kazanmıştır. Başka bir anlatımla bu dönemde kadın haklı bir sebep olmaksızın aile birliği dışında yaşamış sayılamaz.
İlk ihtarın davalıya tebliğ tarihinden başlayarak belirtilen iki aylık ayrı yaşama hakkının sona erdiği tarihten sonraki dört aylık süre geçtikten sonra istenen yeni ihtar hukuki sonuç doğurur. O halde bu davanın dayanağı ihtar geçersiz olup açıklanan sebeple davanın reddedilmesi gerekirken uyuşmazlığın esasının çözümlenmesi usul ve kanuna aykırıdır.
b-Kadın boşanma davası yönünden;
Yapılan soruşturma, toplanan delillerle kocanın kadını ölümle tehdit ederek ağır hakarette bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya ( TMK.md. 166/1 ) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.
c-Kadın ayrı yaşamakta haklı olduğundan Türk Medeni Kanunun 197. maddesi koşulları oluşmakla nafaka davasının da kabulü gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün 1. bentte gösterilen nedenlerle davacı-davalı kocanın temyiz itirazının REDDİNE, hükmün 2/a,b,c bendinde gösterilen nedenlerle davalı-davacı kadın yararına BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine 01.04.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

10. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/9744

K. 2005/13540

T. 19.12.2005

• TAVZİH ( Gerekçe İle Hüküm Arasındaki Belirgin Maddi Hatanın Taraflar Yararına Usulü Kazanılmış Hak ya da Kesin Hüküm Oluşturmayacağı Gözetilerek Hükmün Tavzihi Yoluyla Giderilmesi Gerektiği )

• GEREKÇE İLE HÜKÜM ARASINDAKİ BELİRGİN MADDİ HATA ( Taraflar Yararına Usulü Kazanılmış Hak ya da Kesin Hüküm Oluşturmayacağı Gözetilerek Hükmün Tavzihi Yoluyla Giderilmesi Gerektiği )

• USULİ KAZANILMIŞ HAK ( Gerekçe İle Hüküm Arasındaki Belirgin Maddi Hatanın Taraflar Yararına Usulü Kazanılmış Hak ya da Kesin Hüküm Oluşturmayacağı Gözetilerek Hükmün Tavzihi Yoluyla Giderilmesi Gerektiği )

1086/m.455


ÖZET : Hüküm müphem ve gayrivazıh olur veya mütenakız fıkraları ihtiva ederse icrasına kadar iki taraftan her biri ilamın tavzihini ve tenakuzun ref'ini isteyebilir. Gerekçe ile hüküm arasındaki belirgin maddi hatanın, taraflar yararına usulü kazanılmış hak yada kesin hüküm oluşturmayacağı gözetilerek, hükmün tavzihi yoluyla giderilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
DAVA : Davacı, yer mahkemenin 22.09.2004 tarihli kesinleşen kararının hüküm kısmında maddi hata sonucu 01.02.2002 olarak belirttiği tarihin, 01.02.2001 olarak tavzih yolu ile düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde tavzih talebinin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı Kurban Petek Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Mustafa Arınmış tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR : Davacı, müracaat tarihinden geçerli olmak üzere yaşlılık aylığı bağlanmasını, birikmiş aylıkların toptan ödenmesini istemiş; hüküm gerekçesinde 15.01.2001 yaşlılık aylığı tahsis talep tarihini takip eden aybaşı 01.02.2001 tarihinden itibaren yaşlılık aylığının bağlanması gerektiği belirtilmesine rağmen, kısa ve gerekçeli hükümde maddi hata yapılarak 01.02.2002 tarihinden geçerli olmak üzere davacının emekliliğe hak kazandığının tespitine karar verilmiştir.Davalı Kurum Avukatının temyizi üzerine Dairemiz kararı onamıştır. Davacı Avukatının, gerekçe ile çeliştiğinden hükümdeki maddi hatanın düzeltilmesi istemi, Dairemizin onaması ile hüküm kesinleştiğinden Ek Karar ile reddedilmiştir.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 455. maddesine göre "Hüküm müphem ve gayrivazıh olur veya mütenakız fıkraları ihtiva ederse icrasına kadar iki taraftan her biri ilamın tavzihini ve tenakuzun ref'ini isteyebilir" düzenlemesi karşısında, gerekçe ile hüküm arasındaki belirgin maddi hatanın, taraflar yararına usulü kazanılmış hak yada kesin hüküm oluşturmayacağı gözetilerek, hükmün tavzihi yoluyla giderilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 19.12.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 09-03-2009, 19:35   #13
alphukuk

 
Varsayılan

Sayın Dülger:
Şu anda tavzihin reddi kararını(katılma yoluyla temyiz hakkım saklı kalmak kaydıyla) temyiz dilekçesi yazıyorum.Davacının temyiz dilekçesi geldiğinde (tavzihin reddinin onanacağı ,ihtimalini de düşünerek) katılma yoluyla temyiz hakkımı kullanacağım.Bu durumda 1)tavzihin reddinin temyizi BOZMA dönerse karşı temyiz hakkında KARAR VERMEYE YER OLMADIĞI kararı çıkar 2)ONAMA dönerse, karşı temyiz hakkı da kullanılmış olduğundan Yargıtay hükmün 3. fıkrasını (yargılama gerektirmediğinden) DÜZELTEREK ONAMA kararı verecek.O aşamaya gelirsek bunu sitede paylaşacağım.Teşekkürler
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Bir eksiklik mi? nurullah_karakas Ceza Hukuku Çalışma Grubu 22 22-01-2010 23:29
Dava dilekçisindeki eksiklik RAZUHUMİN Meslektaşların Soruları 2 22-11-2008 23:21
Bonoda alacaklı kısmında yapılan tahrifat eylul83 Meslektaşların Soruları 3 18-04-2008 16:17
ACİL!!! Sendika yetki tespitine itirazda usuli eksiklik. Kilimanjaro Meslektaşların Soruları 3 28-06-2007 00:25


THS Sunucusu bu sayfayı 0,32223892 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.