|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
30-03-2007, 15:32 | #1 |
|
İzale-i Şuyu
Merhaba sayın meslektaşlarım.Umarım işleriniz yolundadır.Müvekkil izale-i şuyu açmam için bir tapu fotokopisi getirmiş.Tapu kaydını ve hissedarların adreslerini istedim.Tapudan hissedarları gösterir kaydı getirdi.Ancak adresleri vermemişler.Ben vekaletle gittim.G.menkulle ilgili herşeyi verebilir ama kişilerle ilgili bilgi veremeyiz diyorlar haklı olarak.Hissedarların adreslerini bilmiyoruz.Adres olmadan nasıl dava açacağım?Teşekkürler
|
30-03-2007, 17:35 | #2 |
|
belki şu şekilde yapabilirsiniz. Taşınmazın bulunduğu yer bir köyse tüm tebligatları oraya çıkarıp daha sonra adres araştırması ile tapudan istersiniz ancak ben tapudan bu adresleri alabileceğinizi düşünüyorum. daha açıklayıcı bilgi bulursam gönderceğim. saygılarımla
|
30-03-2007, 17:38 | #3 |
|
Avukatlık Kanunu 2 inci maddesi gereğince alabilmeniz mümkün. Bize de vermiyorlardı. Yazılı olarak müracaat ettik; 40 hissedarın isim ve soyismini adresleriyle birlikte dilekçe halinde verdiler.
Saygılarımla |
30-03-2007, 17:42 | #4 |
|
arkadaşlar ben artık saygın bir meslek icra eden bizlerin rica ile iş yapma azminin karşımızdaki insanlar tarafından kırıldığına inanmaya başladım. artık insanlara sizin bu işleminizi şikayet etme yolum da var ama ben denemek istemiyorum şeklindeki beyanlarla daha rahat iş görülmeye başlandığını görüyorum. toplum adına üzülüyprum.
|
30-03-2007, 17:50 | #5 |
|
Sayın Günar
eklediğim kararıda inceledikten sonra kararda belirtilen şekilde kararı da ekleyerek bir de yazılı başvuru yapın ayrıca yanlış hatırlamıyorsam bu konuda Mersin Barosu Valilik aracılığı ile ilgili kurumlara bir yazı göndertmişti bu konuda barodan da bilgi edinebilirsiniz T.C. DANIŞTAY Birinci Daire Esas : 2002/26 Karar : 2002/52 Tarih : 10.04.2002 ÖZET : 1136 sayılı AK. m.2 nin 4667 s. kanunla değiştirilen üçüncü fıkrasında sayılan kurum ve kuruluşlara, avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olma zorunluluğu getirilmiştir.Buradaki zorunluluk, avukatlık görevlerinin yerine getirilmesi ile sınırlıdır. 1136 sayılı AK. m. 2, 35, 163 ile 4721 sayılı MK. m. 2 ve 3 hükümleri dikkate alındığında avukatlara bilgi ve belge toplama yetkisi veren hükümlerin genel sınırları ortaya çıkmıştır. 1136 sayılı AK. m. 2/3''te yer alan "avukatın gerek duyduğu bilgi ve belge" ifadesinde geçen "gerek" sözcüğünün, anlamı üzerinde durulmalıdır. Gerek duymak, keyfi hiçbir nedene bağlı olmaksızın, bir şeyi istemek iradesi anlamına gelmemekte, herhangi bir işin yapılabilmesine dair bir istemi anlatmaktadır. İncelemeye sunma, bilgi ve belgelerin bulunduğu kurum ve kuruluş bünyesinde, gerektiğinde bir görevli eşliğinde gerçekleştirilmesi gereken bir işlevdir. İncelemeye sunma yükümlülüğünün istisnası olan bazı özel yasa hükümleri saklıdır. Sonuç olarak; bu işlevin taraflarca karşılıklı olarak değerlendirilmesinde, sorumluluklar arasında uygun ve ölçülü dengenin sağlanması, özel yasa hükümlerindeki istisnaların dikkate alınması halinde, duraksama konularının ortadan kalkacağı söylenebilir. (1412 sayılı CMUK. m. 143, 88) (2845 sayılı -mülga- DGMK. m. 11) (1512 sayılı Noterlik K. m. 54, 55) (4389 sayılı Bankalar K. m. 3/8, 22/7, 8) (213 sayılı VUK. m. 5) (2577 sayılı İYUK. m. 20/1) (Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yön. m. 2, 4/e, 5) (657 sayılı DMK. m. 128, 129, 130, 131) (4483 sayılı MDKGYHK. m. 6) (1136 sayılı AK. m. 2, 3) (743 sayılı MK. m. 2, 3) (2709 sayılı Anayasa. m. 36) KARAR METNİ : 1136 s. Avukatlık Kanununa göre avukatların kamu kurum ve kuruluşlarından isteyebileceği belgelerin sınırlarının ve içeriğinin ne olacağı konusunda düşülen duraksamanın giderilmesine yönelik istişari düşünce istemine ait Başbakanlığın 15.2.2002 tarihli ve B.02.0.KKG/174-49/898 s. yazısına ekli Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının 20.11.2001 tarihli ve 26722 s. yazısında aynen: Avukatlık Kanunu''nun 02.05.2001 tarih, 4667 s. Kanun''un 2. maddesi ile değişik 3. fıkrası ile; "Yargı organları, emniyet makamları, sair kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüsleri, özel ve kamuya ilişkin bankalar, noterler, sigorta şirketleri ve vakıflar avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak zorundadır. Kanunlarındaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu kurumlar avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunmakla yükümlüdür. Bu belgelerden örnek alınması vekaletname ibrazına bağlıdır. Derdest davalarda müzekkereler duruşma günü beklenmeksizin mahkemeden alınabilir" hükümü getirilmiştir. Sözkonusu hüküm gereğince, Kurulumuz Başkanlığı''na yapılan müracaatlarda; bazı avukatlar müvekkilleri hakkında, Kurulumuza yazılmış olan yazılar ile ayrı kuruluş ve kişilerin sair kurumlara yazdığı ve bir biçimde Kurulumuza intikal eden tüm yazı ve eklerinin tasdikli birer fotokopisinin gönderilmesi istenilmektedir. Bununla birlikte yine sanık vekili bir avukat tarafından Yükseköğretim Denetleme Kurulu tarafından yapılan disiplin ve ceza soruşturması ile ilgili dosyanın sureti Kurulumuzdan talep edilmiş ve talebin yerine getirilmesi hususunda tereddüde düşülmüştür. (Ek-1) Yine üniversite rektörlüklerinden Kurulumuza gelen yazılarda; Avukatlık Yasası''nın uygulama sınırları, özellikle avukatların bu yasanın tanıdığı yetki ile isteyebileceği belgelerin sınırları ve muhteviyatı açısından uygulamada güçlüklerle karşılaşıldığı ifade edilmektedir.(Ek-2) Uygulamadaki tereddütlerin giderilmesi amacıyla Avukatlık Kanununun 02.05.2001 gün ve 4667 s. Kanunun''un 2.maddesi ile değişik 3.fıkrası hükmüne göre; avukatlara müvekkilleriyle ilgili olan, konusu, tarihi, sayısı müşahhas olarak belirtilmeyen her türlü evrakın tamamının verilmesi zorunluluğununun bulunup bulunmadığı yapılmakta olan disiplin ve ceza soruşturmalarında soruşturma dosyasının gizlilik gözetilmeksizin bir bölümünün ya da tamamının birer örneğinin verilmesi zorunluluğunun bulunup bulunmadığı hususlarında Danıştay Başkanlığı''ndan istişari görüş alınması zarureti hasıl olmuş bulunmaktadır. Danıştay Kanunu''nun 41. ve 42 . maddeleri uyarınca konu ile ilgili olarak Danıştay Birinci Daire Başkanlığı''ndan istişari görüş alınabilmesi hususunu tensiplerinize arz ederim." denilmektedir. Dairemizce yapılan çağrı üzerine gelen Adalet Bakanlığı Kanunlar Genel Müdürlüğünden Hakim Dr. Ali Karagülmez, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Sayın ile Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Av. Ziya Yergök ve Hukuk Müşaviri Av. Tül ay Yılmaz''ın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra konu incelenerek, Gereği Görüşülüp Düşünüldü : İstem, 1136 s. Avukatlık Kanununa göre avukatların kamu kurum ve kuruluşlarından isteyebileceği belgelerin sınırlarının ve içeriğinin ne olacağı konusunda düşülen duraksamanın giderilmesine ilişkindir. 1136 s. Avukatlık Yasasının 2 nci maddesinin 4667 s. Kanunla değiştirilen birinci fıkrasında, avukatlığın amacının; hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamak olduğu, aynı Kanunla değiştirilen üçüncü fıkrasında ise, yargı organları, emniyet makamları, sair kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüsleri, özel ve kamuya ilişkin dernekler, noterler, sigorta şirketleri ve vakıfların avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak zorunda oldukları, kanunlarındaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla bu kurumların avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunmakla yükümlü oldukları, bu belgelerden örnek alınmasının vekaletname ibrazına bağlı olduğu, derdest davalarda müzekkerelerin duruşma günü beklenmeksizin mahkemeden alınabileceği hükme bağlanmıştır. Söz konusu düzenleme ile maddede sayılan kurum ve kuruluşlara, avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak, kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunmak yükümlülüğü getirilmiş, incelemeye sunulan belgelerden örnek alınması vekalet ibrazına bağlanmıştır. Ayrıca derdest davalarda müzekkerelerin duruşma günü beklenmeksizin mahkemeden alınabileceği belirtilmek suretiyle, adlı makamlarca bir husus hakkında başka dairelere yazılan yazıların duruşma tarihinden önce avukatlar tarafından mahkemeden alınabilmesine, müzekkere ile istenilen hususların takip edilmesi, çabuklaştırılması ve ilgili kuruluşlardan bilgi ve belge toplanması sağlanarak yargılama sürecinin çabuklaştırılmasına ve uyuşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesine yardımcı olunmasına olanak sağlanmak istenilmektedir. 4667 s. Yasanın genel gerekçesinde ve madde gerekçelerinde de, avukatlara görevlerini yerine getirmelerine yardımcı olacak kuruluşlara açıklık getirilerek bu kuruluşlardan bilgi ve belge toplayabilire yetkisinin verildiği belirtilmektedir. Bu hükümlere göre avukatlar, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde çözümlenmesi, hukuk kurallarının tam olarak, adalet ve hakkaniyete uygun şekilde uygulanması amacıyla görevlerini yerine getirirlerken maddede sayılan mercilere kendilerine yardımcı olma zorunluluğu getirilmiştir. Buradaki yardımcı olma zorunluluğu, avukatlık görevinin yerine getirilmesiyle sınırlıdır. Ayrıca bu kurumlara kanunlarındaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunma yükümlülüğü de getirilmiştir. Görüldüğü üzere Kanun hükmüyle kanunlardaki özel hükümler saklı tutulmuş ve avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgelerden söz edilmiş bulunulmaktadır. Bu halde avukatın gerek duyduğu bilgi ve belge ifadesinin ne anlama geldiği, bu ifadeye hangi amacı sağlamak üzere yer verildiği üzerinde de durulması gerekmektedir, 1136 s. Yasanın 163 üncü maddesinde, avukatlık sözleşmesinin belirli bir hukuki yardımı kapsaması gerektiği, yazılı olmayan anlaşmaların genel hükümlere göre ispatlanacağı, yalnız avukatların yapabileceği işler başlıklı 35 inci maddesinde, gerçek ve tüzel kişilere ilişkin hakları dava etmenin, savunmanın, adli işlemleri takip etmenin, bu işlere ilişkin tüm evrakı düzenlemenin avukatlara ilişkin olduğu belirtilmiştir. Anayasanın 36 ncı maddesinde, herkesin, meşru vasıta veya yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Savunma hakkı sınırsız bir hak değildir. Bu hakkın sınırı, suç, yargı mercileri ve dava kavramlarıyla da yakından ilişkilidir. Bu arada, Türk Medeni Yasasının hukuki ilişkilerin kapsamı başlığı altında dürüst davranma ve iyiniyet kurallarını düzenleyen 2 nci ve 3 üncü maddelerinin hükümlerini de gözönünde bulundurmak zorunludur. Bu hükümlerde, herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğu, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasının hukuk düzeninde korunmadığı, Yasanın iyiniyete hukuki bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olanın iyiniyetin varlığı olduğu, ancak durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimsenin iyiniyet iddiasında bulunamayacağı açık bir incimde belirtilmektedir. 1136 s. Yasanın 2 nci maddesi ve yukarda anılan sair hükümleri ile Medeni Yasanın 2 nci ve 3 üncü maddeleri hükümleri dikkate alındığında, avukatlara bilgi ve belge toplayabilme yetkisi veren hükümlerin genel sınırları ortaya çıkmış olmaktadır. Buna göre maddede sayılan kurum ve kuruluşların, avukatlara görevlerinin yerine getirilmesi kapsamında, müvekkilinin hukukunu savunabilmesine, haklarını dava etmesine, yargılama sürecinin çabuklaştırılmasına ve uyuşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesine, adli makamlarca bir husus hakkında başka dairelere yazılan yazıların duruşma tarihinden önce alınmasına, bu yazılarda istenilen hususların takip edilmesi ve çabuklaştırılmasına ve gerekli bilgi ve belgelerin toplanabil meşine yardımcı olmaları gerekmektedir. 1136 s. Yasanın 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "avukatın gerek duyduğu bilgi ve belge" ifadesinin anlam ve kapsamının da yukarda belirtilen genel hükümler çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmekle birlikte, bu ifadede geçen "gerek" sözcüğünün herhangi bir işin yapılabilmesinin bağlı bulunduğu şey anlamını içerdiği, gerekliliği açıklayan nedenlerin ise"gerekçe" sözcüğü ile ifade edildiği gözden uzak tutulmamalıdır. Gerek duymak, keyfi, hiçbir nedene bağlı olmaksızın bir şeyi istemek iradesi anlamına gelmemekte, herhangi bir işin yapılabilmesine bağlı bir istemi anlatmaktadır. Böyle olunca, avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri hangi işin yapılabilmesine bağlı olarak incelemek istediğini, gerekliliği açıklayan sebeplerle birlikte belirtmesi ve bu belgelerin incelemesine sunulması kanun hükümü gereğidir. Burada dikkat edilmesi gereken bir başka husus da, incelemeye sunma yükümlülüğüdür. İncelemeye sunma işlevi, bilgi ve belgenin bulunduğu kurum ve kuruluşta, gerektiğinde bir görevli eşliğinde, uygun bir yerde gerçekleştirilmelidir. İncelemeye sunma yükümlülüğünün, bilgi ve belgenin bulunduğu kurum ve kuruluş dışında bir yere veya şehire gönderilmesi suretiyle yerine getirilmesi sözkonusu olamayacağından, avukatların gerek duydukları bilgi ve belgelerin veya bunların onaylı örneklerinin ya da fotokopilerinin adreslerine gönderilmesini istemeleri kanunun hükümlerine ve amacına uygun düşmeyecektir. Kanun koyucu, kurum ve kuruluşların bünyesinde inceleme olanağı tanıdığı belgelerden örnek alınmasını vekaletname ibrazına bağlı tutmuştur. Böylece, genel sınırları, içeriği yukarıdaki açıklamalarla belirlenen bilgi ve belgelerden, kanunlarındaki özel hükümler saklı tutularak incelemeye sunulması zorunlu olanların avukatlarca yerinde incelenmesinden sonra, bu belgelerden gerekli görülenlerin gün ve sayısı belirtilerek örnek alınması suretiyle bilgi ve belge toplayabilme amacının sağlanması gerçekleşecektir. Diğer yandan, 1136 s. Yasanın 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasında sayılan mercilerin, avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunma yükümlülüğünün istisnası olan bazı özel hükümler şöyle sıralanabilir. Ceza Muhakemeleri Usulü Yasasının 143 üncü maddesinde, avukatın hazırlık belgeleri ile dava dosyasının tamamını inceleme ve istediği belgenin bir örneğini alma hakkına sahip olduğu, hazırlık soruşturmasının amacını tehlikeye düşürebilecek ise, Cumhuriyet Savcısının talebi üzerine hazırlık soruşturması sırasında bu hakkın sulh hakiminin kararıyla kısıtlanabileceği, yakalanan kişinin veya sanığın sorgusunu içeren tutanak ile bilirkişi raporları ve yakalanan kişi veya sanığın hazır bulunmaya yetkili olduğu sair adli işlemlere ait tutanaklar hakkında hakim kararıyla kısıtlanabil meye ait ikinci fıkra hükmünün uygulanmayacağı belirtilmiştir. Devlet Güvenlik Mahkemeleri Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Yasanın 11 inci maddesindeki yollama sebebiyle bu mahkemeler için de CMUK''un sözü edilen hükmünün uygulanması sağlanmıştır. Ayrıca, 1512 s. Noterlik Yasasının 54 ve 55 inci maddelerinde, 4389 s. Bankalar Yasasının 3 üncü maddesinin sekizinci, 22 nci maddesinin yedi ve sekizinci fıkralarında, 213 s. Vergi Usul Yasasının vergi mahremiyeti başlıklı 5 inci maddesinde yer verilen hükümlerle bilgi ve belgelerin kanunen açıkça yetkili kılınan mercilerin dışında üçüncü kişilere açıklanmasını engelleyici ve hangi bilgi ve belgelerin bu kapsamda olduğunu gösteren sınırlamalar getirilmiştir. Diğer bazı kanunlarda idareye, üçüncü kişilere ve hatta yargı mercilerine bazı bilgi ve belgeleri vermekten imtina hakkı tanınmış, bu hakkın kullanımı ilgili kanunlarda ayrı ve farklı şartlara bağlanmıştır. 2577 s. İdari Yargılama Usulü Yasasının 20 nci maddesinin birinci fıkrasında, "Danıştay ile idare ve vergi mahkemeleri bakmakta oldukları davalara ilişkin her çeşit incelemeleri kendiliklerinden yaparlar. Mahkemeler belirlenen süre içerisinde lüzum gördükleri evrakın gönderilmesini ve her türlü bilgilerin verilmesini taraflardan ve ilgili sair yerlerden isteyebilirler. Bu husustaki kararların, ilgililerce süresi içerisinde yerine getirilmesi mecburidir." denildikten sonra üçüncü fıkrasında "Ancak, istenilen bilgi ve belgeler devletin güvenliğine veya yüksek menfaatlerine veya Devletin güvenliği ve yüksek menfaatleriyle birlikte yabancı devletlere de ait ise, Başbakan veya ilgili bakan, gerekçesini bildirmek suretiyle söz konusu bilgi ve belgeleri vermeyebilir. Verilmeyen bilgi ve belgelere dayanılarak ileri sürülen savunmaya göre karar verilemez." hükmüne yer verilmiş, Ceza Muhakemeleri Usulü Yasasının 88 inci maddesinde de benzer bir hüküm yer almıştır. Yine, 26.10.1994 tarihli ve 4045 s. Yasanın 1 inci maddesine dayanılarak çıkarılan Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliğinin 2 nci maddesinde, bu Yönetmeliğin, yetkili olmayan kişilerin bilgi sahibi olmaları halinde Devletin güvenliğinin, iç ve dış menfaatlerinin, ulusal varlığın ve bütünlüğün zarar görebileceği veya tehlikeye düşebileceği bilgi ve belgeleri, bunların toplanmasını ve işlemini yürüten bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarının ilgili birim ve kısımlarının belirlenmesini, .... kapsadığı belirtilmiş, 4 üncü maddesinin (e) bendinde, "bilmesi gereken" ibaresi, bir gizli evrakı veya dokümanı ancak görevinden dolayı öğrenen, onu inceleyen, uygulayan ve korumaktan sorumlu bulunanlar olarak tanımlanmış ve bu tanımlamadan hareketle 5 inci maddesinde, bilmesi gerekenlerin dışında sair kişilerin bilmelerinin istenmediği ve açıklandığı takdirde Devletin güvenliğine, ulusal varlık ve bütünlüğe, iç ve dış menfaatlerimize vereceği zararlara göre gizlilik dereceleri çok gizli, gizli, özel ve hizmete özel olarak sınıflandırılmıştır. Görüldüğü üzere, mevzuattaki özel hükümlerde de, bilmesi gerekenlerin dışında sair kişilerin bilmelerinin istenmediği, açıklandığı takdirde Devletin güvenliğine, ulusal varlık ve bütünlüğe, iç ve dış menfaatlerimize, ceza veya disiplin soruşturmalarının amacına zarar vereceği ön görülen bilgi ve belgelerin açıklanması, incelemeye sunulması ve bunlardan bir suret alınması konularında kısıtlamalar ve sınırlamalar getirilmiş, idareye belli nitelikteki bilgi ve belgeleri yargı mercilerine dahi vermeme olanağı tanınmış bulunmaktadır. 657 s. Devlet Memurları Yasasının 128, 129, 130 ve 131 inci maddelerinde de, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren hallerde, disiplin kurulunun soruşturma dosyasını aldığı tarihten itibaren 30 tarih içerisinde soruşturma evrakına göre kararını bildireceği, memurluktan çıkarma cezası için, soruşturma dosyasının yüksek disiplin kuruluna tevdi edileceği, bu kurulların dosyaların incelenmesinde gerekli gördükleri takdirde, ilgilinin sicil dosyasını ve her nevi evrakı incelemeye, ilgili kurumlardan bilgi almaya, yeminli tanık ve bilirkişi dinlemeye veya niyabeten dinletmeye, mahallen keşif yapmaya veya yaptırmaya yetkili oldukları, hakkında memurluktan çıkarma cezası istenen memurun, sicil dosyası hariç, soruşturma evrakını inceleme, tanık dinletme, disiplin kurulunda sözlü veya yazılı olarak kendisi veya vekili vasıtasıyla savunma yapma hakkına sahip olduğu, Devlet memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemeyeceği belirtilmiştir. 4483 s. Memurlar ve Sair Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Yasanın 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında, ön inceleme ile görevlendirilen kişi veya kişilerin, bakanlık müfettişleri ile kendilerini görevlendiren merciin tüm yetkilerini haiz olduğu, bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa göre işlem yapabilecekleri belirtilmek suretiyle CMUK''un yukarda sözü edilen 143 üncü maddesinin uygulanmasına imkan tanındığı görülmektedir. Bu hükümler karşısında, hakkında ceza soruşturması yapılan bir devlet memurunun kendisi veya avukat olan vekilinin CMUK''nun 143 üncü maddesi hükmüne dayanarak, hazırlık soruşturmasının amacını tehlikeye düşürebilecek durumlarda sulh hakiminin kararıyla kısıtlanabilecek olanlar dışında, hazırlık belgeleri ile dava dosyasının tamamını incelemeye ve istediği belgenin bir örneğini almaya hakkı bulunmaktadır. 4483 s. Kanun uygulamasında da ön inceleme ile görevlendirilenler soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek durumlarda bu Kanunun 6 ncı maddesi gereğince sulh hakiminden kısıtlama kararı almak da dahil, CMUK''un Cumhuriyet savcılarına verdiği tüm yetkileri kullanabileceklerdir. Diğer taraftan, disiplin soruşturması evresinde, bu soruşturma sonucunda yetkili makamlarca bir disiplin cezası verilmesi, icrai ve kesin nitelikleri haiz bir idari işlemdir. İdare hukukunda, idari işlemin birbirini izleyen birçok safhadan oluşan işlem dizisi ile ortaya çıkacağı kabul edilmektedir. Kamu gücü ve kudretinin, üçüncü kişiler üzerinde, ayrıca bir başka işlemin varlığına gerek olmaksızın, doğrudan doğruya hukuki sonuçlar doğurmak suretiyle etkisini gösterdiği işlemler icrai niteliktedir. Bu bağlamda, tavsiye, dilek, düşünce, teklif gibi bilgi verici, açıklayıcı işlemler yanında hazırlık işlemleri de icrai olmayan işlemler olarak kabul edilmektedir. Disiplin soruşturması işlemleri de inceleme prosedürünün bir parçası olarak icrai işlemin gerçekleştirilmesine yöneliktir. Disiplin soruşturmasının yapıldığı aşamada bir belirsizlik arzeden bu durum, ilgilinin savunmasının istendiği andan itibaren savunma hakkının gerekleri açısından sonuç doğurabilecek nitelikte kabul edilmelidir. Bu sebeple de, disiplin soruşturmasında ilgilinin savunmasının istendiği andan itibaren disiplin soruşturmasının amacını tehlikeye düşürebilecek belgeler ile sicil dosyası hariç, ilgilinin veya avukatının disiplin dosyasının tamamını incelemeye ve istediği belgenin bir örneğini almaya hakkı bulunduğunu kabul etmek gerekmektedir. Bütün bu genel ve özel kısıtlama ve sınırlama hükümleriyle karşılıklı hukuki ilişkilerde hak, yetki ve sorumluluklar arasında kamu yararı fikrine dayalı uygun dengenin sağlanması, sorumlulukların bu dengeye uygun biçimde yerine getirilmesi amaçlanmıştır. Sonuç olarak; isti sari düşünce istemine esas olan maddi olay ve olgular da dikkate alındığında aşağıda sıralanan hususların taraflarca karşılıklı olarak değerlendirilmesinde, sorumluluklar arasında uygun ve ölçülü dengenin sağlanması halinde, duraksama konularının ortadan kalkacağı söylenebilir. l- 1136 s. Avukatlık Yasasının 2 nci maddesinin 4667 s. Kanunla değiştirilen üçüncü fıkrasında sayılan kurum ve kuruluşlara, avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olma zorunluluğu getirilmiştir. Yardımcı olma zorunluluğunun kapsamını ve sınırlarını belirlemede avukatların görevleriyle ilgili olarak yukarda yapılan açıklamalar gözönünde bulundurulmalıdır. Bu kurumlara, kanunlarındaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla avukatların gerek duyduğu bilgi ve belgeleri aşağıdaki kapsam çerçevesinde incelemelerine sunmak yükümlülüğü getirilmiştir. a) İncelemeye sunma, bilgi ve belgenin bulunduğu kurum ve kuruluş bünyesinde, gerektiğinde bir görevli eşliğinde uygun bir yerde gerçekleştirilmesi gereken bir işlevdir. b) İncelemeye sunma yükümlülüğünün, bilgi ve belgenin bulunduğu kurum ve kuruluş dışında bir yere veya şeni re gönderilmesi suretiyle yerine getirilmesinin istenmesi, kanunun amacına uygun bir talep olarak değerlendirilemez. c) Avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgelerin kapsamı, avukatların görevleriyle ve gerek duyma ifadesiyle ilgili açıklamalarda belirtilen sınırlar içerisinde anlaşılmalı ve değerlendirilmelidir. d) Kanun koyucu, kurum ve kuruluşların bünyesinde inceleme olanağı tanıdığı belgelerden örnek alınmasını vekaletname ibrazına bağlı tutmuştur. Avukatlarca incelenmesinden sonra bu belgelerin gerekli olanlarından konusu, gün ve sayısı belirtilerek örnek alınabilmesi kanun hükümü gereğidir. 2- İncelemeye sunma yükümlülüğünün istisnası olan kanunlardaki özel hükümlerin sınırları ve içeriği, ilgili madde metinleriyle bu konuda yukarda yapılan açıklamalarda belirtilen hukuki çerçeve içerisinde değerlendirilmelidir. Duraksama konusu hakkında yukarda açıklanan görüşle dosyanın Danıştay Başkanlığına sunulmasına 10.4.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. |
30-03-2007, 20:43 | #6 |
|
Arkadaşların söyledikleri de olmuyorsa, dava dilekçesinde adres kısmına" tapudan gelecek kayıtlardaki adresler" diyebilirsiniz.Davayı açtıktan sonra müzekkere ile adresleri getirtir dava dilekçesini tebliğ ettirirsiniz.Veya taşınmazın bulunduğu adresi adres olarak gösterirsiniz.Bila dönenler için tapudaki adreslere gönderirsiniz.
|
30-03-2007, 23:51 | #7 |
|
tapu kayıtlarında hissedarların adresleri olmayabilir.Tapu kaydı satın alınmak suretiyle oluşmuş ise adresler olabilir.Malikin olümü suretiyle intikalen oluşmuş ise olabilir.Tapu kaydı kadastrodan oluşmuş ise adresler olmayabilir.Hissedarların adresleri NÜFUS Müdürlüklerin den de temin etmek mümkündür. Adresler tespit edilemedi ise dava dilekcesinde adresler tespit edilemedi şeklinde belirtilip mahkemece tensiple ve daha sonraki duruşmalarda değişik kurumlardan zabıta,polis tapu nüfus.askerlik şubesi vergi dairesi gibi mahkmece sorulabilir.Tüm bu kurumlardan tespit edilemez ise son çare İLANEN TEBLİGAT yoludur.
|
30-03-2007, 23:55 | #8 |
|
tapuda adres var fakat tebligat yapılamıyorsa 35 uygulanır mı.
|
31-03-2007, 00:45 | #9 |
|
T.K 35/1 e göre' kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmiş olan kimse' demektedir. Buna göre davada tarafa bir tebligatın yapılması gerekir. Dava da kendisine tebligat yapıldıktan sonra taraf adresini değiştirmesi halinde yeni adresini bildirmek zorundadır.Yeni adresini bildirmez ise kendisineTEBLİGAT YAPILAN ADRESE 35.m.göre tebligat yapılır.Yoksa dava da mahkemece kendisine tebligat yapılamayan davalıya tapuda olan adresine 35.m. göre tebligat yapılamayacağı kanaatindeyim.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Parselasyon planının iptaline karşılık İzale-i şuyu Davası açılabilecek midir? | nefise | Meslektaşların Soruları | 14 | 02-02-2012 13:59 |
İzale-i Şüyuuda Yetkili Mahkeme | hamburabi42 | Meslektaşların Soruları | 12 | 11-10-2006 15:45 |
İzale-i Şuyuu | Nur | Hukuk Soruları Arşivi | 11 | 18-10-2002 01:12 |
İzale-i Şuyu Satış | Hasan BAKIRCI | Hukuk Soruları Arşivi | 2 | 18-02-2002 01:49 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |