|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
08-06-2007, 15:27 | #1 |
|
Kiracının Elektrik Borcuna İlişkin Çok Farklı Bir Durum Çok Farklı Bir Soru
Sayın meslektaşlar,
Sitede yapmış olduğum araştırmalar neticesinde gördüm ki, genelde elektrik borcunu ödemeyen kiracılar karşısında maliklerin durumu tartışılmış ve netice itibariyle "sözleşmede kim tarafsa o ödemekle yükümlüdür" şeklinde yerinde bir değerlendirme yapılmış. Tarafıma intikal eden olay ise şu şekilde; Müvekkil 2000 yılında bir dükkan kiralıyor ve elektrik aboneliğini üstüne alıyor. Yaklaşık bir yıl dükkanı kullandıktan sonra kira sözleşmesinin hitamını müteakip dükkanı boşaltıyor fakat elektrik aboneliğini iptal ettirmiyor. Kendisinden sonra gelen kiracılar dükkanı gerek lokanta gerek cafe şeklinde, elektriğin gayet fazla tüketileceği iş yerleri olarak, işletiyor ve her gelen kiracı elektrik faturasını ödemeyi ihmal ediyor. (Müvekkilin iddiasına göre ise, elektriğin kesilmesi gerekirken memurlara menfaat sağlamak suretiyle elektirk hiçbir zaman kesilmiyor ) Geçenlerde müvekkile ulaşan bir ödeme emri ile 13000 YTL asıl alacak ve .... faizin ödenmesi talep ediliyor. Müvekkil önceki kiracılara haliyle ulaşamıyor, 13000 YTL ödeme gücü yok, ve şu soruyu soruyor: "Neden bunca zamandır elektirk kesilmemişte bu borcun artmasına sebep olunmuş? Bunu durdurmanın bir yolu var mıdır? Bana ait olmayan bir borç için ne yapabilirim?" Her zaman ev sahipleri mağdur olmuyor vesselam, iyi niyetli ihmalkar kiracılar da aynı sorunu yaşıyor.... Tavsiyelerinizi bekliyorum....Şimdiden teşekkürler |
08-06-2007, 16:01 | #2 | |||||||||||||||||||
|
Bu görüşe katılmıyorum.Kullanmadığım elektriğin parasını neden ödeyim.Benim bildiğim elektriği yeni abone üstüne alır.Artı kontrol etmekle de elektrik idaresi mesuldur. Yönetmelikler de böyle bir zorunluluk var mı? Kiracının taşınma durumunda sileceğine dair;abonman sözleşmesin de bu kayıt var mı? Elektrik idaresinin ödenmeyen elektrik faturalarının 1veya 2 ay içinde kesileceğine dair yönetmelikleri yok mu? Var. Var ise neden kesmemiş; gitsin kesmeyen kendi memurundan talep etsin. |
08-06-2007, 18:16 | #3 |
|
2001 de tahliye edildigine daır bir belge varmı elınızde??
müvekkilinize ait yeni bir kira kontratı veya daha sonra burayı kıralayanlara ait kira kontratı gb ... daha sonra kiralayanların resmi kurumlardaki adresleri eger orası gorunuyorsa tanık ıfadelerı ve ekleyecegınız delıllerle borcun olmadıgının tespıtı bıraz daha kolaylasacaktır...ıyı calısmalar... |
08-06-2007, 19:04 | #4 |
|
Sayın Eroral,
Daha sonra kiralayanlara ait bir kaç kira kontratı var fakat, daha sonra kiralayanların resmi kurumlardaki adreslerini gösteren vesika bulmak zor olabilir. Menfi tespit davası açmamız sanırım uygun olacaktır. Teminat yatırarak icrayı durdurma vs. prosedürü.... Başka tavsieniz ne olabilir? |
08-06-2007, 19:15 | #5 |
|
Borcu ödemekle yükümlü olan abone, yani sözleşmenin tarafıdır.
Elektriği kimin kullandığını takip etmek kurumun ödevi değil, abonenin ödevidir. Taşınmaz terkedilecek ise, abone kuruma giderek durumu bildirmeli ve sözleşmeyi sonlandırmalı, aboneliğinin iptali ile elektrik kullanımını kapattırmalıdır. Bir ihmalden sözedilecekse, bu ihmalin kurumun ihmali olduğu neticesine varmak, bence olanaksız. Saygılarımla... |
08-06-2007, 20:17 | #6 |
|
Sayın Demirel, Sayın Medenikal'ın değerlendirmeleri sizce isabetli değil mi? Yani borcun artmasından dolayı uzun süredir elektriğin kesilmemesi vs. ihmal değil midir?
|
08-06-2007, 20:28 | #7 |
|
Sayın ad-hoc,
Yukarıya eklediğim mesaj kişisel düşüncem ya da, hak-nasafet dengesinin ne şekilde gözetilmesi gerektiği veya benzeri yoruma dayalı aktarımlarım değil. Aktardığım mevcut uygulama. Kurum kayıtlarında abone/borçlu kimse, borcun muhatabı da o olur. Saygılarımla... |
08-06-2007, 20:31 | #8 |
|
Ben Sayın Demirel'e katılıyorum.
Adına abone sözleşmesi yapan, taşınmazdan ayrılırken abone sözleşmesini fesh etmekle yükümlüdür. Sözleşme fesh edilinceye kadar da, abone sözleşmeden doğan borçlardan sorumludur. Ortada bir kusur varsa bu sözleşmeyi fesh etmeden giden kiracının kusurudur. İdarenin borç yükselmeden elektriği kesmesi onun tasarrufunda olan bir eylem. Borcun tahsili için bunun uygulamak zorunda bırakılamaz kanaatindeyim. Borç sözleşmeden kaynaklanan bir borçtur ve idare sözleşmede kendine düşen edimini yerine getirmiştir (elektriğin verilmesi), karşı tarafın edimini talep etme hakkı da doğmuştur (bedelin ödenmesi). Sözleşmeden kaynaklanan bu borçda, İdare'ye ekstra külfetler yüklenmesinin (taşınmazı kimin kullandığını takip etme, yüksek harcamalarda elektriği kesme vs.) söz konusu olamayacağını düşünüyorum. Bununla beraber benim görüşüm BK çerçevesinde bir görüş. Tüketici mevzuatı açısından ve Genel İşlem Şartları yönünden farklı bir hukuki yorum yapılabilir belki ama bu yoruma sağlam Yargıtay İçtihatı desteği bulunmazsa, Mahkemede işinizin çok zor olduğunu düşünüyorum. Öte yandan bence mal sahibinin (daha doğrusu kiralayan) eski kiracıya karşı sorumluluğunu da bir düşünmekte fayda var. |
08-06-2007, 21:27 | #9 |
|
Konuyla ilgili karar-1
T.C.
YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2002/13819 K. 2003/2267 T. 4.3.2003 • İTİRAZIN İPTALİ DAVASI ( Davacının Elektrik Faturalarının Tahsili İçin Başlatılan İcra Takibine Vaki İtirazın İptali ) • ELEKTRİK BEDELİ ( Davalının Sorumlu Olduğu Bedelin İlk Faturayı Takip Eden Dönemdeki İkinci Faturanın Son Ödeme Tarihine Kadarki Elektirik Bedeli Olması ) • İCRA İNKAR TAZMİNATI ( Borçlunun Takip Sırasında Ödeme Emrine İtiraz Etmesi ve Alacaklının İcra Hakimliğine Başvurmadan Alacağını Mahkemede Dava Ederek Haklı Çıkmasının Gerekmesi ) • İCRA İNKAR TAZMİNATININ YAPTIRIM ÖZELLİĞİ ( Aleyhindeki İcra Takibine İtiraz Eden ve İşin Çabuk Bitirilmesine Engel Olan Borçluya Karşı Konulmuş Olması ) • KÖTÜNİYET ( İcra İnkar Tazminatına Hükmedilebilmesi İçin Borçlunun Kötüniyetli Olmasının Gerekmemesi ) • LİKİT ALACAK ( Alacağın Belli Olması ) • BELGE ( İcra İnkar Tazminatına Hükmedilebilmesi İçin Alacağın Mutlaka Bir Belgeye Bağlı Olmasının Gerekmemesi ) 2004/m.67 ÖZET : Yönetmeliğin açık hükümlerine göre ödenmeyen ilk faturayı takip eden dönemdeki 2. faturanın son ödeme tarihine kadar işleyecek olan gecikme faizinden ve bu tarihe kadar ki elektrik bedellerinden davalı sorumludur. Son ödeme tarihinden sonraki gecikme faizinden ve fatura bedellerinden ise davalının sorumlu tutulamayacağı yönetmelik hükümleri gereğidir. Mahkemece bu yönetmelik hükümleri gözetilerek son ödeme tarihinden önceki gecikme faizi ve ana para birlikte hesaplattırılarak bu miktara yönelik itirazın iptaline, son ödeme tarihinden sonraki gecikme faizine yönelik itirazın iptali davasının reddine karar verilmesi gerekir. Ayrıca ; İİK. 67 maddesinin 2. fıkrası hükmünce icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının icra hakimliğine başvurmadan alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır.İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Borçlunun itirazının kötü niyetli olması ise yasal koşul değildir. Bunlardan başlıca alacağın likit ve belli olması da gerekir.Alacağın mutlaka bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanın yasal kurallar içinde takip konusu asıl alacağın kabul edilen kısmı üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü : KARAR : Davacı, davalının 24.6.1993 tarihli abone sözleşmesi ile elektrik abonesi olduğunu, 25.6.1996 tarihinden 12.12.1998 tarihine kadar toplam 11 adet elektrik faturasının ödemediğinden bahisle fatura bedellerinin gecikme zammı ve KDV ile beraber ödetilmesi için yapılan icra takibine yöneltilen itirazın iptalini ve %40 inkar tazminatına hükmolunmasını talep etmiştir. Davalı, abone sözleşmesini halen feshetmediğini ancak taşınmazı 21.9.1993 tarihinde 3. kişiye tapudan sattığını fiilen kullanan kişi olmadığından sorumlu tutulamayacağını ayrıca Elektrik tarifeleri yönetmeliği 50. maddesine göre 25.6.1996 tarihli ilk fatura ödenmediği halde davacının elektriği kesmeyerek iki yıl boyunca gecikme zammı işletilmesine sebep olduğunu gecikme zammından da sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, aboneliği halen devam eden davalının icra takibine konu tüm borçtan sorumlu olduğu gerekçesi ile itirazın iptaline, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 24.6.1993 günlü abone sözleşmesine göre ödenmeyen 11 adet fatura bedelinin gecikme zammı ve KDV ile birlikte tahsiline yönelik takibe yöneltilen itirazın iptalini istemiş, davalı ise taşınmazı 21.9.1993 tarihinde 3. bir kişiye sattığını fiilen kullanıcı olmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur. Elektrik Tarifeleri yöneltmeliğinin 50/a,b,c bentlerinde sırasıyla şu hükümler düzenlenmiştir. 50. madde ( a ) bendinde" abonenin kendisine bildirilen faturayı son ödeme tarihine kadar ödenmezse 20 gün içinde 7201 sayılı kanuna göre tebligat yapılır, tebliğden itibaren 10 gün içinde ödenmezse, abonenin elektriği kesilir. Fiilen elektriği kesilmeyen aboneden açma-kapama bedeli talep edilmez" 50. madde ( b ) bendinde "kendisine yapılan tebligatlara rağmen borcunu zamanında aksatmadan ödediği anlaşılan abonenin ödeme ihbarnamesinin eline geçmemiş olabileceği düşünülerek ödenmemiş faturaları varsa ve elektriğinde kesilmemiş ise eski borca ait ihbarname bir sonraki dönemde düzenlenen fatura ile birlikte aboneye bildirilmesi şarttır. Eski borç gecikme cezası dahil yeni faturada belirtilen son ödemede düzenlenen fatura ile birlikte aboneye bildirilmesi şarttır. Eski borç gecikme cezası dahil yeni faturada belirtilen son ödeme tarihinde ve yeni borç ile birlikte ödenir. Bu süre içinde fatura bedelleri ödenmediği takdirde ( a ) fıkrası hükümleri uygulanır. 50 madde ( c )bendine " Alacağın tahsili talebi ve elektrik kesilmesi bu işlemlerin yapılması teşekkül veya şirketin görevidir. İlk ihbarda belirtilen son ödeme tarihinde borç ödenmemiş ise bu tarihten itibaren gecikme faizi uygulanır. 2. ihbarda belirtilen son ödeme tarihinde borç ödenmemiş ise elektrik kesme işlemi yapılır. Her halükarda abonenin ödenmeyen faturaları takip eden 2. fatura dönemindeki son ödeme tarihinden sonra gecikme faizi alınmaz. Ancak gecikme faizi alınmamasına ilişkin hüküm mahkemeye intikal etmiş alacaklar ve resmi daireleri kapsamaz" hükümlerini getirmiştir. Yönetmeliğin bu açık hükümlerine göre ödenmeyen ilk faturayı takip eden dönemdeki 2. faturanın son ödeme tarihine kadar işleyecek olan gecikme faizinden ve bu tarihe kadar ki elektrik bedellerinden davalı sorumludur. Son ödeme tarihinden sonraki gecikme faizinden ve fatura bedellerinden ise davalının sorumlu tutulamayacağı yönetmelik hükümleri gereğidir. Mahkemece bu yönetmelik hükümleri gözetilerek son ödeme tarihinden önceki gecikme faizi ve ana para birlikte hesaplattırılarak bu miktara yönelik itirazın iptaline, son ödeme tarihinden sonraki gecikme faizine yönelik itirazın iptali davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 3-İİK. 67 maddesinin 2. fıkrası hükmünce icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının icra hakimliğine başvurmadan alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Borçlunun itirazının kötü niyetli olması ise yasal koşul değildir. Bunlardan başlıca alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte yada bilmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Alacağın mutlaka bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanın yasal kurallar içinde takip konusu asıl alacağın kabul edilen kısmı üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ : Yukarıda 1. bentte açıklanan gerekçelerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan gerekçelerle kararın davalı lehine 3. bentte açıklanan gerekçelerle kararın davacı lehine BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 4.3.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
08-06-2007, 21:29 | #10 |
|
Konuyla ilgili karar-2
T.C.
YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ E. 2004/8364 K. 2005/1415 T. 16.2.2005 • ABONELİK SÖZLEŞMESİNİ İPTAL ETMEYEREK İŞYERİNİ TAHLİYE EDEN KİRACI ( Tahliyeden Sonraki Elektrik Kullanımından Abone Sıfatıyla Sorumlu Olacağı ) • ELEKTRİK BEDELİ İÇİN YAPILAN TAKİBE VAKİ İTİRAZIN İPTALİ TALEBİ ( Abonelik Sözleşmesini İptal Etmeyerek İşyerini Tahliye Eden Kiracının Tahliyeden Sonraki Elektrik Sarfiyetından da Abone Sıfatıyla Sorumlu Olması ) • İTİRAZIN İPTALİ TALEBİ ( Abonelik İlişkisini Sonlandırmadan İşyerini Tahliye Eden Kiracının Tahliye Tarihinden Sonraki Elektrik Borcundan Sorumluluğu ) • KİRACININ ABONELİK SÖZLEŞMESİNİ İPTAL ETMEDEN İŞYERİNİ TAHLİYE ETMESİ ( Tahliyeden Sonraki Elektrik Sarfiyatından Abone Sıfatıyla Sorumlu Olması ) 2004/m.67 ÖZET : Elektrik kullanımına konu işyerini abonelik tesis ederek kiralayan davalının, bu yeri tahliye etmiş ise de, abonelik ilişkisini sonlandırmaması nedeniyle fatura bedellerinden sorumlu tutulması doğrudur. DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: KARAR : Davacı vekili, taraflar arasında abonelik sözleşmesi akdedildiğini, davalının işyerinde sarfettiği enerji bedeline konu fatura borçlarını ödememesi nedeniyle aleyhine takip başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali takibin devamı ve %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin işletmekte olduğu işyerini tahliye ettiğini, bu yerde başka kişilerin ticari faaliyette bulunduğunu, böylece sarfedilen enerjiden abone olan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını bildirerek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, elektrik kullanımına konu işyerini abonelik tesis ederek kiralayan davalının bu yeri tahliye etmiş ise de, abonelik ilişkisini sonlandırmaması nedeniyle fatura bedellerinden sorumlu olacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, takip konusu alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. SONUÇ : Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 16.2.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
08-06-2007, 21:33 | #11 |
|
Bu konuda Sn. Demirel ve Sn.Admin' e katılıyorum. Kurum edimini yerine getirerek elektrik vermiştir. Abone çıkarken aboneliğini iptal ettirmemişse, kurum kendiliğinden artık burada yeni kiracı var diyerek elektriği kesemez. Asıl o zaman sözleşmeye aykırı hareket etmiş olur. Belki de yeni kiracı ile eskisi arasında özel bir anlaşma da vardır. Bu kurumun sorunu değil.
Bu borcu ödedikten sonra, sonradan giren ve elektriği kullanan yeni kiracıdan sebepsiz zenginleşme esaslarına göre ödenen bedel talep edilebilir. Tabi bu kimse bulunabilirse ya da bulunsa dahi para tahsil edilebilirse. Ancak önemli olan, Sn. ad-hoc un da belirttiği gibi, elektrik borcu bu kadar yükselene kadar kurum müsdahdemlerinin elektriği neden kesmediğidir. Ben 2 aylık faturamı ödemediğim zaman 3.sünde kesmeye geliyorlar ki faturalar 50 YTL civarında küçük meblağlar olmasına rağmen. Borcun 13.000 YTL ye yükselmesine müsaade eden kurum müsdahdemleri bu borç abone tarafından ödendiğinde aboneyi, eğer bu borcu kurum tahsil edemezse kurumu zarara uğratmış oluyorlar. Maalesef bunu şu müsdahdem yapmıştır diye tespit etmek mümkün olmadığı gibi tespit edilse de bir sorumluluk yüklemek mümkün olmuyor. Uygulamada gördüğüm, bazı kiracılar eş dost işi ile elektriği kestirtmeyebiliyorlar. İşin asıl üzücü tarafı da bu olsa gerek. |
08-06-2007, 21:37 | #12 | |||||||||||||||||||
|
Yukarıya 13 ve 19 H.D.lerinin kararlarını aktardım. Başka kararlar da var. İki daire arasında görüş ayrılığı bulunmaktadır.
Ben 13. H.D. nin görüşünü savunuyorum. Mevzuatın ilgili maddesini de alıntıladım:
Saygılarımla |
08-06-2007, 21:58 | #13 | |||||||||||||||||||
|
13. Hukuk Dairesinin kararında sözü edilen yönetmelik ve dolayısıyla anılan 50.madde, 01.03.2003 tarihi itibariyle mülga olup, yerine Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği getirilmiştir:
Konunun son düzenlemesi aşağıdaki gibidir:
Saygılarımla... |
08-06-2007, 22:51 | #14 | |||||||||||||||||||||||
|
|
09-06-2007, 17:48 | #15 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Soru 2001 yılındaki olaya ait...
Aşağıya konuyla ilgili Yargıtay kararını aktarıyorum.
Sayın Demirel, Görüşlerinizi merak ediyorum. Saygılarımla |
10-06-2007, 23:52 | #16 |
|
Sayın Ergin,
Mevzuatta ilgili hükmü alıntıladım demeniz ve biri eski yönetmelik, diğeri yeni yönetmelik dönemine ait iki kararı birbiriyle kıyaslayarak, mevzuattaki hükmü alıntıladım demeniz üzerine, halen o hükmün yürürlükte bulunmadığını, 2003 yılı itibariyle yeni yönetmeliğin geçerli olduğunu belirtme ihtiyacı hissettim. Saygılarımla... |
11-06-2007, 11:29 | #17 |
|
Sayın Suat ERGİN'e katıldığımı ifade etmek isterim.
|
11-06-2007, 14:23 | #18 |
|
Bence:
1. Her sözleşme taraflarına borç yükler veya alacak bahşeder. Dolayısıyla Elektrik idaresinin sözleşmenin diğer tarafının orada oturduğunu farz etmeye hakkı vardır. Bu anlamda faturanın, aboneden istenmesi normaldir. (Kanaatindeyim.) 2. Sözleşmenin tarafı olan abone, mahalden ayrılmış ise; böyle bir durumda Elektrik idaresinin yaptığı takibe itiraz etmek ve Elektrik kullanmadığını, başka bir ifade ile sözleşmeye bağlı olarak edimi teslim almadığını dile getirebilir, bunu ispatlayabilir ve buna hakkı vardır. (Kanaatindeyim.) 3. Sayın Demirel ve sayın Ergin, esas itibariyle farklı bir şey söylememektedir. Sayın Medenikal da... (Tabi ki kanaatimce) Saygılarımla... |
11-06-2007, 15:06 | #19 |
|
Bu konuda, öncelikle idare ile yapılmış sözleşmeye bakmak gerekebilir. Bugün, Gediz Elektrik Dağıtım Müessesesi, İzmir Elektrik İşletmesi nezdindeki abonelik işleminde abone sözleşmesinde şöyle bir hüküm bulunduğunu gördüm :
Madde 6 - .........Başka bir yere taşınacak Abone, taşınma tarihinden en az bir hafta önceden işletmeye haber vermek ve gerekli işlemleri yaptırmakla yükümlüdür. Aksi takdirde satış ve kiralama sonucundaki kullanımdan doğan borçlardan abonelik sahibi sorumludur. Saygılarımla. |
11-06-2007, 15:34 | #20 |
|
Abone sözleşmesinde ,veya yönetmelikte sözleşmeyi adına imzalayan kiracı , kira konusunu boşalttığında veya sattığında da sözleşmeyi iptal ettirmezse; bu durumda doğan borçtan ,sözleşmeyi kuran sıfatıyla sorumludur.
Kullanmasa da , çünkü sözleşme ve yönetmelikte iptal et kardeşim;ben senin çıkıp çıkmadığını nerden bileyim şeklinde ,idarenin gerekçesini yansıtan kanuni düzenleme var.Bu görüşe katılmasam da sözleşme ve yönetmelik üstünde hareket edelim. Peki yönetmelikte ; elektriği ödemeyen abonenin elektriğinin kesileceğine dair hüküm yok mu? Hem sözleşmede var hem de yönetmelikte; O zaman elektrik idaresi; ödememe nedeniyle sözleşmeyi fesh etme ve takip başlatma yükümlülüğünde değil midir? Bu yükümlülüğü yerine getirseydi, gerçek kullanıcının ;görünen aboneden farklı kişi olduğunu görmeyecek miydi? Görünüşte ki gerçek olmayan abonenin aboneliği, elektriğin kesilmesi ve takip üzerine , idari kurumca öğrenilmeyecek midir? Öğrenilmesi gereki yorsa; artık gerçek olmayan abonelik kayıtını iptal veya düzeltmesi gerek mez miydi? Belli uyarı ve kesme tehdidi yapıldıktan sonra ; 2 ay gibi bir sürede kesilen elektriğin borcunun ödenmemesi halinde borcun katlanarak büyümesini ve bundan eski kiracı olan abone gözüken kişinin sorum lu tutulması mümkün değildir. sözleşme ve yönetmelik hükümleri gereği; kesmesi gereken elektriği kesmeyerek;idare bu zararın büyümesine neden olmuştur. Madem dayanak sözleşme ve yönetmekliktir. Yönetmelik gereği ,borç ödenmediği halde ,elektriği kesmeyen ve borcun katlanarak büyümesine neden olan elektrik idaresi; kesmesi gereken tarihe kadar ki borç dışında ;abone gözüken eski kiracıdan talepte bulunamaz;Çünkü dayandığı yönetmeliğe aykırı,kusurlu olarak zarara neden olmuştur. |
11-06-2007, 15:50 | #21 |
|
Her durumda elektrik borcu ödenmediği halde kesmekte geciken müessese mi zarara katlanmalı, yoksa elektrik aboneliğini sonlandırmayan ve kuruma bilgi vermeyen abone/müşteri mi zarara katlanmalı?
Burada aklıma başka bir hukuki ihtilaf geliyor. Değişiklik oldu mu bilmiyorum, ancak kasko şirketleri geçmişte ,ASIL ANAHTARIN ele geçirilmesi suretiyle yapılan hırsızlıklarda kasko teminatını müşterilerine ödemezlerdi. Gerekçesi, poliçesine güvenen müşterinin kendini dikkatsizlik ve özensizlik rehavetine kaptırmasının önüne geçmek , özetle keyfi davranma olasılığını bertaraf etmek ve bizzat sözleşmenin tarafı olan müşterinin de sigortalattığı aracıyla ilgili olarak asgari özen ve ihtimamı göstermesini sağlamaktı. Sizce kurulan bir sözleşme tahtında kendisine elektrik tahsis edilen abone, abonesi olduğu numarayı başkalarının kullanımına terkederek ve kuruma bilgi vermeyerek sözleşmeden ayrıldığını , bizzat sözleşmenin diğer tarafına bildirmediğinde, asıl anahtarlarını kaybetmekten öte, hiç tanımadığı insanlara emanet edip, sonra da aracım çalındı diye veryansın eden sigortalıdan farklı mıdır? Saygılarımla... |
11-06-2007, 16:08 | #22 |
|
Elbette farklıdır.
Birinde kusur araç malikinden ;diğerinde ise elektrik idaresinden kaynaklanmaktadır. Dayanak sözleşme ,yönetmelik elektrik idaresi için; Sigorta için ise 2918 sayılı kanunun 107 maddesi söz konusudur. Çalınan veya gasbedilen araçlarda sorumluluk Madde 107- (Değişik: 03.03.2001 (Mük)-Kanun 4629/....md) Bir motorlu aracı çalan veya gasbeden kimse işleten gibi sorumlu tutulur. Aracın çalınmış veya gasbedilmiş olduğunu bilen veya gereken özen gösterildiği takdirde öğrenebilecek durumda olan aracın sürücüsü de onunla birlikte müteselsilen sorumludur. İşleten, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerden birinin, aracın çalınmasında veya gasbedilmesinde kusurlu olmadığını ispat ederse, sorumlu tutulamaz. İşleten, sorumlu olduğu durumlarda diğer sorumlulara rücu edebilir. Aracın çalındığı veya gasbedildiğini bilerek binen yolculara karşı sorumluluk, genel hükümlere tabidir. Çalınmış veya gasbedilmiş motorlu araç bir olaya sebep olmuş ise, işleten de sorumlu değilse kişiye gelen zararlar, 108 inci madde uyarınca Karayolu Trafik Garanti Sigortası Hesabı tarafından karşılanır. Sizin beyan ettiğiniz sorumluluk kanunda düzenlenmiş;aykırı davranılınca işleten buna katlanmak durumunda; Ama olayımızda ise ,idare yönetmeliklere aykırı davranmış; ve zararın büyümesine neden olmuş; Kendi zararlı davranışı nedeniyle , alacaklı kılınması hakkaniyete sığmaz. Yönetmelik gereği kesmesi gereken;tarihten sonraki asıl alacak ve faizleri gerçekte bu borca neden olandan talep etmelidir. |
11-06-2007, 18:45 | #23 |
|
Aslında, sarfiyatın hangi yönetmelik zamanında oluştuğunu tam olarak bilmiyoruz, sorudaki kiracı 2000 yılında dükkan kiralıyor ve bir yıl kadar kiracılık yaptıktan sonra mecuru tahliye ediyor. Sarfiyat ise 2001 ile 2007 arasındaki belirsiz bir dönemde oluşuyor.
Sözleşmelerde hüküm bulunmayan hallerde, yönetmelik hükümlerinin uygulanması doğrudur. Eski sözleşmelerden temin edemedim, ancak 01.03.2003 tarihinden sonraki sözleşmelerde sarfiyat bedelinin ödenmemesi durumunda elektriğin kesileceğine dair herhangi bir hüküm yoktur. ( En azından Gediz Elektrik Dağıtım Müessesesi sözleşmelerinde ) Sarfiyatın tamamının, 1995 yılı itibarıyla yürürlüğe konulan yönetmelik zamanında oluştuğunu düşündüğümüzde, Sayın Ergin'in katkıda bulunduğu Yargıtay 13.Hukuk Dairesi'nin kararı, mevcut hukuk açısından emsal ve soru sahibine de faydalı bir karar olarak gözüküyor. ( bu noktada karara katılmadığımı söylemeliyim, ancak, forumun meslektaş soruları kısmında eleştirisini yapamıyoruz galiba ) Eğer, 01.03.2003 tarihinden sonraki döneme ait bir sarfiyat sözkonusu ise bu konuda da Sayın Demirel'in katkısı yeterince açık, Her iki katılımcıya da teşekkürlerimi sunarım. Saygılarımla. |
12-06-2007, 21:22 | #24 |
|
Müşteri hizmetleri yönetmeliği, elektrik tarifeleri yönetmeliğini hükümsüz kılmıştır. Bu arada TEK in özelleştiğini ancak, tedaş,teaş ın da kamu kurumu sıfatında özel kurum olduğunu belirtelim.
Elektrik hizmetleri müşteri yönetmeliğine göre, eski aboelerin sözleşmelerinin, güvence bedeline ilişkin kısımlar hariç olmak üzere, 2004 yılı sonuna kadar yeni yönetmeliğe göre düzenlenmesi, yönetmelikte yer alıyor. Yani, 31.12.1.2004 tarihinden sonra eski yönetmeliğin uygulama şansı kalmamıştır. |
15-06-2007, 02:07 | #25 |
|
Tek Tedaş ve TEAŞ olduktan sonra, Elektrik tarifeleri yönetmeliğnin yerine; Müşteri hizmetleri yönetmeliği geldi.
Burada yazacak arkadaşların, Müşteri hizmetleri yönetmeliğini geçici maddelerini okumalarını öneririm. hangi yönetmeliğin, hangi tarihe karar geçerli olduğu, abone sözleşmelerinin, depozitoya ilişkin hükümlerin ayrı olmak üzere,ne zamana kadar geçerli olduğu falan yazıyor |
20-06-2007, 11:02 | #26 |
|
Abone olarak gözüken eski kiracı bu borcu ödedikten sonra, kendisinden sonra oturan ve elektriği kullanan malikten sebepsiz zenginleşme esaslarına göre ödenen bedeli talep etmeden ilamsız icra yoluna gidebilir mi?
|
20-06-2007, 13:10 | #27 |
|
Teknik olarak rücu hakkı var tabi. İsteyebilir bence. Ama olayda kişilere ulaşılamadığı için pratikte faydası yok..
Bir de aklama şöyle birşey geldi: 2000 senesinden kalan bir borç olduğu için zamanaşımına uğrama ihitimali var mıdır? Kulanıma devam zamanaşımını engeller mi? Kullanmakta olduğumuz işhanının su saatlerinde benzer sorun oldu. Eski borçları alamadılar zamanaşımı sebiyle.. Ancak şunu da belirteyim, saatler sökülmüş ve halihazırda bir kullanım yoktu.. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
çek iptali ve farklı çözümler | akgnc | Meslektaşların Soruları | 1 | 17-01-2007 14:42 |
İki farklı sebeble tazminat istemi? | Neslihan | Meslektaşların Soruları | 4 | 07-10-2006 22:07 |
Yargıtay'ın iki farklı tavrı | ahmetsacit | Hukuk Haberleri | 16 | 04-09-2006 19:41 |
Aynı isimle, farklı illerde, tamamen farklı kişiler limited şirket kurabilirler mi | genchukuk | Hukuk Soruları Arşivi | 8 | 21-07-2006 14:24 |
Apartman Sorunları(Bu Farklı) | hhosafci | Hukuk Soruları Arşivi | 0 | 26-08-2002 18:42 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |