Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Eşin Malvarliğina Haciz

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 10-01-2014, 21:51   #1
AV.POYRAZ

 
Varsayılan Eşin Malvarliğina Haciz

borçlu şahıs , evliliği süresince satın almış olduğu 2 adet daire ile bir adet arabayı eşi üzerine yapıyor ve aleyhine icra takiplerinin başlamasından 1 ay önce eşinden anlaşmalı olarak boşanıp hiçbir mal talep etmiyor.
alacaklılar borçlu aleyhine icra takibi yapıp borçlunun üzerine hiçbir malvarlığı olmadığını tespit ediyorlar. daha sonra şahsın boşandığını ve tüm malvarlığının boşanan eşte olduğunu anlıyorlar.
şimdi , bu borçlunun 1 ay önce anlaşmalı olarak boşandığı eşi aleyhine herhangibir işlem yapılabilirmi?
Old 13-01-2014, 19:14   #2
thejustice

 
Varsayılan

Yapılabilir, muvazaalı boşanma hususuna bir bakmanızı tavsiye ediyorum.
Old 14-01-2014, 14:37   #3
AV.POYRAZ

 
Varsayılan

Dediğiniz yerde bulamadım , daha ayrıntılı yol gösterirseniz memnun olurum
Old 14-01-2014, 14:58   #4
tiryakim

 
Varsayılan

Tasarrufun İptali Davası açılabilir diye düşünüyorum...Aşağıda eklediğim karara da bakmanızı tavsiye ederim...

T.C. YARGITAY
8.Hukuk Dairesi
Esas: 2012/4670
Karar: 2012/12103
Karar Tarihi: 10.12.2012

TASARRUFUN İPTALİ DAVASI - KOCANIN EVLİLİK BİRLİĞİ İÇERİSİNDE EDİNİLEN TAŞINMAZI MUVAZAALI OLARAK DEVRETTİĞİ - UYUŞMAZLIĞIN ÇÖZÜMÜNDE GENEL MAHKEMELERİN GÖREVLİ OLUŞU - GÖREV YÖNÜNDEN DAVANIN REDDİNE KARAR VERİLEREK DOSYANIN GÖREVLİ MAHKEMEYE GÖNDERİLMESİ

ÖZET: Dava; muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Muvazaa nedeniyle açılan bu tür davalar ister olumlu veya isterse olumsuz sonuçlanmış bulunsun mal rejimi davasının sonucunu kesinlikle etkilemez. Kısaca istek sahibinin alacak hakkı varsa, davası kabul edilecek, aksi halde ise muvazaa nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davasına bağlı kalmaksızın isteği reddedilecektir. Bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözüm yeri, Aile Mahkemesi görevsiz olup, dava değerine göre genel mahkemeler görevlidir. Görev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her safhasında ileri sürülebileceği gibi, kendiliğinden de göz önünde tutulması gerekmektedir. Görev yönünden davanın reddine karar verilerek dosyanın yetkili ve görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerekirken işin esasına girilerek karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.

(818 S. K. m. 18) (6098 S. K. m. 19) (743 S. K. m. 170) (4721 S. K. m. 634) (1086 S. K. m. 1) (YİBK 07.10.1953 T. 1953/8 E. 1953/7 K.)

Dava: P. ile H. ve müşterekleri aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi davasının reddine dair Muğla 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nden verilen 08.02.2012 gün ve 658/61 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkili ile davalılardan H.'ın resmi nikahlı evli iken Muğla 2. Aile Mahkemesi'ne 21.07.2010 tarihinde 2010/441 Esasta kayıtlı boşanma davası açıldığını, davalı H.'ın, evlilik birliği içerisinde alınan ve kendisi adına kayıtlı olan 2239 ve 2240 parsel sayılı taşınmazlardaki 1/2 hisseyi, doğması muhtemel katkı alacağı taleplerinden kurtulmak ve bu suretle edinilmiş mal varlığını azaltmak için muvazaalı olarak diğer davalı M. üzerine tescil ettirdiğini açıklayarak taşınmaz hisselerinin satışına ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı, taşınmazlar paylı iken bedeli kendisine ödenmek suretiyle diğer paydaşa gerçek bir satış yapıldığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, taraflar arasındaki boşanma davasının halen derdest olması, tapu kaydına güven ilkesi gereğince iptale konu tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılmış olması koşullarının somut olayda bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar 25.12.1985 tarihinde evlenmiştir. Uyuşmazlık konusu 2239 ve 2240 parseller 1/2'şer paylı olarak 18.06.2007 tarihinde satın alma suretiyle davalı H. adına tescil edilmiş, 21.06.2011 tarihinde ise satış suretiyle diğer davalı M.'e devredilmiştir.

Dava; muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, taraflar arasındaki boşanma davası devam ederken, davalı kocanın evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmazı muvazaalı olarak diğer davalıya devrettiğini ileri sürerek istekte bulunmuştur. İddianın ileri sürülüş biçimine göre, davanın yasal dayanağının Borçlar Kanununun 18. maddesi olduğu anlaşılmaktadır. Davalılar arasında gerçekleştiği ileri sürülen muvazaalı işlem davacı yönünden haksız eylem niteliğinde olup, davacının katkı payı alacağının tahsilini sağlamak bakımından eldeki davayı açmakta hukuksal yararı bulunmaktadır. Gerek 743 sayılı TMK.nın 170. maddesi uyarınca mal rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mallarda kaynaklanan <katkı payı alacağı> ve gerekse 4721 sayılı TMK. nın hükümleri gereğince yasal mal rejimi olarak benimsenen, edinilmiş mallara katılma rejiminden doğan <katılma alacağı> şahsi hak niteliğinde bir alacak olup ayın (mülkiyet) hakkı niteliğinde değildir. Esasen 07.10.1953 tarih ve 1953/8 Esas, 1953/7 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Bölümü kararı uyarınca; istekte bulunan kişi ayın (mülkiyet) isteme olanağı bulunmamaktadır. Sözü edilen İçtihadları Birleştirme kararında; <davacının, bir bağıt ilişkisinin varlığı savı ile tapu kaydının kendi adına düzeltilmesini isteyebilmesi için aralarında Medeni Kanunun 634. maddesine uygun biçimde bir bağıtın (akdin) var olması gerekir. Bu biçimde bir bağıtın var olmadığı, davacının beyanından anlaşılırsa, kanunun var olmadığını kabul ettiği bir durumun ispatı da yargıçlıkça (mahkemece) düşünülemez> denilmektedir. Saptanan bu durum karşısında taraflar arasında illiyet bağını sağlayan akti bir ilişki bulunmadığından, istekte bulunan şahsın mülkiyet isteme hakkı yoktur. Bu bakımdan açılan mal rejimi davalarının genel muvazaa (B.K. m. 18, 6098 s B.K. m. 19) hukuksal sebebine dayanılarak açılan derdest davalarının sonucunun beklenmesine ve mal rejimi davalarının bekletici mesele yapılmasına gerek görülmemektedir. (Hukuk Genel Kurulu 26.09.2012 tarih, 2012/8-192 Esas ve 2012/629 Karar sayılı kararı ile bu husus ön sorun olarak çözüme kavuşturulmuştur.). Muvazaa nedeniyle açılan bu tür davalar ister olumlu veya isterse olumsuz sonuçlanmış bulunsun mal rejimi davasının sonucunu kesinlikle etkilemez. Kısaca istek sahibinin alacak hakkı varsa, davası kabul edilecek, aksi halde ise muvazaa nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davasına bağlı kalmaksızın isteği reddedilecektir.

Bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözüm yeri, HUMK’nın 1 vd. maddeleri uyarınca, Aile Mahkemesi görevsiz olup, dava değerine göre genel mahkemeler görevlidir. Görev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her safhasında ileri sürülebileceği gibi, kendiliğinden de göz önünde tutulması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan hususlar gözetilerek görev yönünden davanın reddine karar verilerek dosyanın yetkili ve görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.

Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nın 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, yine 6100 sayılı HMK.nın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK. nın 388/4 (HMK. m. 297/ç) ve HUMK.nın 440/1 maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin alınan harcın istek halinde iadesine 10.12.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 14-01-2014, 15:34   #5
olgu

 
Varsayılan

peki, malvarlığı hiç devredilmese doğrudan borçlu olmayan eş üstüne olsa (somut olaydaki gibi) borçlu koca boşanma sırasında edinilmiş mal alacağı talep etmezse yine de tasarrufun iptali davasına mı konu olacak?
Old 14-01-2014, 16:01   #6
AV.POYRAZ

 
Varsayılan

Yargıtay kararı eşler arasındaki bir soruna ilişkindir benim sorum ise çok farklı , kocanın borcu var tüm mallar kadının üzerine daha sonra apar topar anlaşmalı boşanma yapıyorlar ve kocanın hiçbir talebi yok . Alacaklı olan kişiler boşaman kadına karşı birşey yapabilirmi
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
bir eşin borcundan dolayı diğer eşin taşınmazına haciz günseligonca Meslektaşların Soruları 4 10-01-2014 21:54
Evli eşin malı-haciz Burak Demirci Meslektaşların Soruları 3 13-10-2012 22:38
Haciz esnasında eşin icra kefilliğinin alınması av.fatihyilmaz Meslektaşların Soruları 8 08-09-2010 10:01
Eşlerden birinin borcundan dolayı diğer eşin eşyalarına haciz yapılabilmesi üye18721 Meslektaşların Soruları 4 12-12-2007 11:34


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04883909 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.