kamu hizmetine tahsis edilmiş arsa için ortaklığn giderilmesi davası açılabilir mi?

Parselasyon sonucu, park, ilköğretim okulu, karakol, pazaryeri vs. gibi, bir kamu hizmetine ayrılmış taşınmazda hisse sahibi olan İdare veya hissedarlardan biri tarafından ortaklığın giderilmesi davası açılamayacağı, burada kamulaştırma yapılması gerektiği düşüncesindeyim. Çünkü, yapılacak bir satımda taşınmaza müşteri bulunması ve rekabetin sağlanarak taşınmazın gerçek değerinden satılması mümkün değildir. Hiç kimse park alanında kalan bir yeri almaz. Dolayısıyla burası muhammen bedelinin %40'ına satılmaya mahkümdur. Türk Medeni Kanunu m 698 de paylı malın sürekli bir amaca özgülenmesinin, taksime engel olacağı belirtilmiştir. Ancak konu ile ilgili Yargıtay 6. Dairesinin bir kararına ulaşamadım. Şu an derdest olan bir davada, kamulaştırma ile yükümlü idareye kamulaştırma yapması için başvurdum. Red cevabına karşı, idari yargıda iptal davası açmayı ve bunu da ortaklığın giderilmesi davasında bekletici sorun yapmayı planlıyorum. Fakat bu hususta, doktrin görüşü veya emsal karara ulaşamadım Konu ile ilgili görüş veya içtihat sunacaklara şimdiden teşekkür ederim.

Alıntı: Yazan Av. Nezih Sütçü Parselasyon sonucu, park, ilköğretim okulu, karakol, pazaryeri vs. gibi, bir kamu hizmetine ayrılmış taşınmazda hisse sahibi olan İdare veya hissedarlardan biri tarafından ortaklığın giderilmesi davası açılamayacağı düşüncesindeyim,

Düşüncenize katılamıyorum. Ortaklığın giderilmesi davasının konusu ortaklığın giderilmesidir. Ortak mal satılır ve bedeli paylaşılır. Paylaşım sırasında bedelin ne olacağı açık arttırma ile satışta belli olur. Bedelin düşük olacağına ilişkin tahminler davaya engel olmaz.

Alıntı: Şu an derdest olan bir davada, kamulaştırma ile yükümlü idareye kamulaştırma yapması için başvurdum. Red cevabına karşı, idari yargıda iptal davası açmayı ve bunu da ortaklığın giderilmesi davasında bekletici sorun yapmayı planlıyorum.

İdareyi kamulaştırma yapmaya zorlamak için mevzuatta hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle açacağınız davanın sonucu şimdiden belli olduğundan mahkemece bekletici mesele yapılması da mümkün olmaz kanısındayım.

Saygılarımla

O halde bu tip yerler için kamulaştırma yapmaya ne gerek var? İdare, bir şekide (bağış, satım vs.)yoluyla hissedar olduğu taşınmazın satışını isteyerek gerçek bedelinin %40'ına taşınmaza sahip mi olacaktır? Bariz bir örnek vermek gerekirse, hisseli parselasyon sonucu üzerinde bir çok binanın yer aldığı, ancak park alanı olarak düzenlenen büyük bir arsayı kamulaştırmak isteyen idare, bir şekilde (imar uygulaması, bağış, satım vs.)sahip olduğu hissesine dayanarak ortaklığın giderilmesi davası açtığında, taşınmazı gerçek değerinin %40'ına mı satın alacaktır? Bu mülkiyet hakkının ölçüsüz bir şekilde ihlali anlamına da gelmez mi? Bedelin düşük olacağı bir varsayım veya tahmin değildir. Park alanında kalan ve ileride kamulaştırılacak bir yeri kamulaştırmayı yapacak idareden başka kim alır? İdarenin kamulaştırmaya zorlanamayacağı kabul edilse bile, davayı Avrupa İansan Hakları Mahkemesine taşımayı düşündüğümden, iç hukuk yollarının tamamen tüketildiğini göstermek bakımından, idari yargıda iptal davası açılmasını faydalı gördüm. Sagılarımla...

Sayın Meslektaşım,

Sizinler aynı kanaatte değilim. Zira kamu hizmetine ayrılan bir yerde idare ya da diğer hissedarlar bu davayı açabilir ve idare, diğer hissedarlar ya da dışardan birileri bu yeri ihaleden satın alabilir. Düşük değerden satın alıp daha sonra kamulaştırılırken uzlaşma yolunu tercih etmeyerek kamulaştırma davasında gerçek bedelleri ve kimi zaman daha da üstünde bedelleri alabilmek pekala mümkün olmaktadır. Saygılarımla...

Alıntı: Yazan Av. Nezih Sütçü O halde bu tip yerler için kamulaştırma yapmaya ne gerek var? İdare, bir şekide (bağış, satım vs.)yoluyla hissedar olduğu taşınmazın satışını isteyerek gerçek bedelinin %40'ına taşınmaza sahip mi olacaktır? Bariz bir örnek vermek gerekirse, hisseli parselasyon sonucu üzerinde bir çok binanın yer aldığı, ancak park alanı olarak düzenlenen büyük bir arsayı kamulaştırmak isteyen idare, bir şekilde (imar uygulaması, bağış, satım vs.)sahip olduğu hissesine dayanarak ortaklığın giderilmesi davası açtığında, taşınmazı gerçek değerinin %40'ına mı satın alacaktır? Bu mülkiyet hakkının ölçüsüz bir şekilde ihlali anlamına da gelmez mi? Bedelin düşük olacağı bir varsayım veya tahmin değildir. Park alanında kalan ve ileride kamulaştırılacak bir yeri kamulaştırmayı yapacak idareden başka kim alır? İdarenin kamulaştırmaya zorlanamayacağı kabul edilse bile, davayı Avrupa İansan Hakları Mahkemesine taşımayı düşündüğümden, iç hukuk yollarının tamamen tüketildiğini göstermek bakımından, idari yargıda iptal davası açılmasını faydalı gördüm. Sagılarımla...

Değerli meslektaşlarım. Somut davada OSB Müdürlüğü ile anlaşarak yerin gerçek değerinin 1/3'ünün ödenmesi şartıyla devri kabul ettik. Bizim hissemiz az olduğu için bu konuda uğraşmayı gerekli görmedik. Ancak konu tarafsız olarak tarafımdan araştırılarak bu konuda bir makale hazırlandı. Bu makalede varılan sonuç şudur; İdare kamulaştırmada, piyasadaki fiyatı değil, arsanın imarlı değerini ödemektedir. Oysa arada 1/10 oranında fark vardır. Bir de taşınmaza alıcı çıkmaması nedeniyle tahmini değerin %40'ına satıldığı dikkate alındığında, kamulaştırmada elde edilecek değerin %4 (yüzde dördüne) taşınmazı kaybetme riskinin olduğu anlaşılmaktadır. Bu da mülküyet hakkının ağır bir şekilde ihlali niteliğindedir. Sonuç olarak bu gibi yerlerde ortaklığın giderilmesi davası açılmasının hakkın kötüye kullanımı niteliğinde değerlendirilerek reddedilmesi gerekmektedir. Bu sonucun gerekçesi sitede yer alan makaleden takip edilebilir. Saygılarımla...