Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

35'e göre tebligat

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 22-11-2008, 15:03   #1
avukatde

 
Acil 35'e göre tebligat

Merhaba değerli arkadaşlar.Cevap veren herkese şimdiden teşekkür ederim.Benim takıldığım nokta: Dosyada 35'e göre tebligat yapılıyor.Ve dosya yargıtaya gidip geliyor.Şimdi tekrar aynı kişiye 35'e göre tebligat yapılabilir mi yoksa yeniden 35'in şartaları mı oluşturlamaya çalışılır.Konu ile ilgili yargıtay kararı da ekleyebilirseniz çok yardımcı olursunuz.Teşekkür ederim
Old 23-11-2008, 15:28   #3
talveq

 
Varsayılan

Yargıtaydan dönen kararı karşı tarafa tebliğ için yine ilk evvel normal tebligat çıkaracaksınız...Tebligat bila dönerse 35'e göre çıkaracaksınız..Yani bir kere 35'e göre çıkarmanız daha sonraki aşamalarda da 35'e göre çıkarmaya devam edeceğiniz anlamına gelmez..
Old 23-11-2008, 20:33   #4
yu'nus

 
Varsayılan

Gerek kanun hükmü gerek uygulama açısından tekrar aynı şahsa 35'e göre tebligat yapılabileceği kanaatindeyim.Şöyle ki:
Kanun adres değişikliğini bildirmeyen şahsa bundan sonra yapılacak tebligatların eski adrese ulaştırılabileceğini vaz'etmiş.
Uygulamada da, kıymet takdirlerini 35' e göre kesinleştirip satış ilanını aynı şahsa 352e göre tebliğine ilişkin satış talimatına karar aldık, geçen hafta itibarı ile.
Old 24-11-2008, 12:29   #5
avukatde

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan yu'nus
Gerek kanun hükmü gerek uygulama açısından tekrar aynı şahsa 35'e göre tebligat yapılabileceği kanaatindeyim.Şöyle ki:
Kanun adres değişikliğini bildirmeyen şahsa bundan sonra yapılacak tebligatların eski adrese ulaştırılabileceğini vaz'etmiş.
Uygulamada da, kıymet takdirlerini 35' e göre kesinleştirip satış ilanını aynı şahsa 352e göre tebliğine ilişkin satış talimatına karar aldık, geçen hafta itibarı ile.

ilginiz için teşekkür ederim ama bu konuda yargıtay kararı gerekli.Bu konuda yardımcı olursanız sevinirim.
Old 24-11-2008, 16:21   #6
avukatde

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan yu'nus
Gerek kanun hükmü gerek uygulama açısından tekrar aynı şahsa 35'e göre tebligat yapılabileceği kanaatindeyim.Şöyle ki:
Kanun adres değişikliğini bildirmeyen şahsa bundan sonra yapılacak tebligatların eski adrese ulaştırılabileceğini vaz'etmiş.
Uygulamada da, kıymet takdirlerini 35' e göre kesinleştirip satış ilanını aynı şahsa 352e göre tebliğine ilişkin satış talimatına karar aldık, geçen hafta itibarı ile.

değerli arkadaşlar cevaplar için inanın çok teşekkür edrim.Konu net gibi görünse de o kadar da net değil.Yani temyizden sonra yeni easas numarası verilen dosya yeni bir dosya mıdır.Eğer öyle ise yeniden normal tebligat yolu denenmeli diye biliyorum.Bu durumda yukarıda da belirttiğim üzere temyizden sonra dosyada yeniden 35 e göre mi tebligat yapılır?şimdiden teşekkür ederim
Old 24-11-2008, 16:54   #7
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Tebligat Yasası M.35/III'e bakalım derim...
Saygılarımla...

(Kabul, çok kötü bir ifade ile kaleme alınmış bir hüküm ama yine de soruna ışık tutuyor)
Old 24-11-2008, 17:18   #8
Av. Ayşegül Okçu

 
Varsayılan

Konuyla ilgili bir kaç karar buldum. Umarım işinize yarar. Kararlar sonuç itibariyle değilse de içerik itibariyle sorduğunuz konuyla ilgili. Kolay gelsin.
T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 1993/2-791

K. 1994/23

T. 2.2.1994

• USULSÜZ TEBLİGAT ( Dava Dilekçesindekinden Farklı Adrese Tebliğ )

• BİLDİRİLMEYEN ADRESE TEBLİGAT ( Usulsüz Olması )

• TEBLİGAT ( Dava Dilekçesinde Bildirilenin Dışında Adrese )

1086/m.440

7201/m.35

ÖZET : Dava dilekçesinde gösterilen adres değişmedikçe, tebligatlar gene aynı adrese yapılır.
DAVA: Taraflar arasındaki "yoksulluk nafakası tayini" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Pamukova Asliye Hukuk Mahkemesi`nce davanın kabulüne dair verilen 22.10.1991 gün ve 78-75 sayılı kararın incelenmesi davalı tarafından istenilmesi üzerine; Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 5.3.1993 gün ve 1716-2233 sayılı kararı; ( ... Dava Medeni Kanunun 144 üncü maddesine dayalı yoksulluk nafakası isteminden ibarettir.
Mahkemece istemin kabulüne dair verilen kararın Yargıtay`ca onanması üzerine, Yargıtay ilamı davalının Türkiye`deki adresine tebligat kanununun 35 inci maddesi gereğince tebliğ edilmiş, davalının bilahare verdiği 15.1.1993 tarihli karar düzeltme istemini havi dilekçesi mahkemece süre geçtiğinden bahisle 25.1.1993 tarihli karar ile reddedilmiş, bunun üzerine davalı süresinde verdiği temyiz dilekçesi ile mahkemenin bu kararını temyiz etmiştir.
Tebligat Kanununun 35 inci maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için daha önce yargı organınca tebligat yapılmış olan kimsenin adresini değiştirmesi halinde yeni adresini hemen tebliğ yaptırmış olan kaza merciine bildirmemiş olması ve bu şahsın yeni adresinin tebliğ memuru tarafından da tesbit edilememiş olması zorunludur.
Halbuki incelenen dosyadan davalının Almanya adresinin dosyada bulunduğu, kararın başlık kısmına davalının Alımanya adresinin yazıldığı, temyiz dilekçesinde de davalının Almanya adresinin yazılı bulunduğu görülmüştür.
O halde davalıya Tebligat Kanunu`nun 35 inci maddesi gereğince yapılan tebliğ yasaya aykırı olup geçersizdir ve bu durumda da davalının karar düzeltme dilekçesinin süresinde olduğunun kabulü gerektiği gibi karar düzeltme isteminin süresinde olup olmadığının incelenmesi görevi de mahkemeye ait olmayıp Yargıtay`a ait olduğundan mahkemenin 25.1.1993 tarihli red kararının bozulması ve düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir.
Karar düzeltme istemi üzerine, yeniden yapılan incelemede davacının davalı ile boşanmalarına karar verilmesi sebebi ile Medeni Kanunun 144 üncü maddesi gereğince yoksulluk nafakası talebinde bulunduğu mahkemece de davanın kabulü doğrultusunda hüküm tesis edildiği ve hükmün Yargıtay tarafından da onandığı görülmüştür.
Her ne kadar boşanma davasında yoksulluk nafakası hakkında hüküm kurulmamış olması sebebi ile taraftar arasında kesin hüküm yok ise de Medeni Kanunun 144 üncü maddesi gereğince yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için kusuru daha ağır olmayan eşin boşanma davası sonunda, boşanma sebebi ile yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin araştırılması gerekir.
O halde davacı kadının boşanma davasının devam ettiği tarihler nazara alınarak hükmün kesinleştiği tarihte yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi zorunludur.
Ne var ki temyiz incelemesi sırasında bu yön gözden kaçmış ve bozulması gereken kararın onandığı anlaşılmakla davalının karar düzeltme isteminin kabulüne onama kararının kaldırılmasına ve hükmün açıklanan gerekçe ile bozulmasına karar verilmesi gerekmiştlr... ) gerekçesiyle bozularak dosyayerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu`nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara; mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
SONUÇ: Davalının temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA oybİrliği ile karar verildi.
yarx
T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2002/11-99

K. 2002/199

T. 20.3.2002

• DİRENME KARARI ( Tarafların Duruşmaya Davet Edilip Dinlenilmesi Gereği )

• TARAFLARIN DURUŞMAYA DAVET EDİLİP DİNLENİLMELERİ ( Direnme Kararı Verilmesi İçin )

1086/m.429

7201/m.35


ÖZET : Karar düzeltme talep hakkının taraflara tanınması için bozma ilamının taraflara tebliği gerekli olup, yine humk.nun 429/2 maddesine göre bozma kararından sonra mahkemenin kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra yargıtayın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verilmesi de gerekmektedir.
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 1.Ticaret Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 6/5/1999 gün ve 1997/428-1999/226 sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 20/3/2000 gün ve 2000/817-2036 sayılı ilamiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, yayın yoluyla haksız saldırı ve haksız rekabetten kaynaklanan manevi tazminat isteğine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar Özel Dairece , tazminat miktarının fahiş olduğu noktasından bozulmuş, bozma ilamı davacı vekiline, davalılar Müstakil Medya A.Ş., Ali İhsan Karahasanoğlu ve İhvan Yayıncılık Ltd. Şti. vekiline ve davalı Veli Topraka tebliğ edilmişse de , davalılar Serdar Arseven ve Fahri Sarrafoğluna usulüne uygun hiç tebligat yapılmamış, yine Veli Topraka TK.35 maddesine dayanılarak yapılan tebligat da eksik yapılarak mahkeme divanhanesine asılmamıştır. Yine karar düzeltme sonrası duruşma günü de sadece davacı ve bir kısım davalılar vekillerine tebliğ edilmiş, diğer davalılara ise usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiştir.
Karar düzeltme talep hakkının taraflara tanınması için bozma ilamının taraflara tebliği gerekli olup, yine HUMK.nun 429/2 maddesine göre bozma kararından sonra mahkemenin kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra Yargıtayın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verilmesi de gerekmektedir.
Mahkeme bozma ilamını tarafların tamamına usulünce tebliğ etmediği gibi bozmadan sonra yukarıda isimleri açıklanan davalıları usulünce çağırıp duruşmada dinlemeden direnme kararı vermiştir.
Hal böyle olunca , öncelikle bozma ilamının taraflara tebliği hususu tamamlanarak , yasal süre geçtikten sonra ayrıca HUMK.nun 429/2 maddesine göre işlem yapılıp adı geçen davalılar da duruşmaya çağrılmak suretiyle dinlenilmeden direnme kararı verilmesi doğru değildir. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı HUMK.nun 429 maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının iadesine, 20/3/2002 gününde oybirliği ile karar verildi. yarx
(Kararlar Kazancı içtihat programından alınmıştır.)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Noter kanalıyla 35'e göre tebligat??? damista Meslektaşların Soruları 32 26-11-2014 17:01
noterdeki adrese 35'e göre tebligat selhan Meslektaşların Soruları 4 26-08-2008 09:31
35'e göre tebligat acil tiyerianri Meslektaşların Soruları 1 07-08-2008 14:00
35'e göre tebligat hakkında bir soru! av.egemen Meslektaşların Soruları 5 15-07-2008 16:22


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06753707 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.