Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Noterde Satış Vaadi Sözleşmesi yaptıktan sonra Taşınmazı 3. bir kişiye satmak

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 05-03-2018, 11:04   #1
Av.Mustafa Semih GENÇTÜRK

 
Varsayılan Noterde Satış Vaadi Sözleşmesi yaptıktan sonra Taşınmazı 3. bir kişiye satmak

İyi günler dilerim sayın meslektaşlarım,

Hukuki yardım talebim olacaktı.

Müvekkil sanıkla noterde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapıyor. Ceza davası açıldı nitelikli dolandırıcılıktan. Çünkü yıkım kararı alınmış taşınmazı gazeteye ilan vasıtasıyla satmaya başlıyor sanık ve aynı zamanda mükerrer satış yapıyor bu şekilde.

Duruşmada ruhsat işlemleri devam ediyor diyor ve ruhsat alındığında tapuyu müvekkilin üzerine geçireceğini söylüyor. Mahkeme de hukuki ihtilaftır deyip beraat veriyor. Temyiz ettik. O sırada da ruhsat çıkıyor ve taşınmazı 3. kişiye satıyor, tapuyu 3. kişinin üstüne yapıyor.

Yargıtaydan da bozma geldi eksik araştırma neticesinde.

1) Yıkım kararı verilen yeri satmakla ilgili
2) Satış Vaadi yapılan yeri 3. kişiye satmakla ilgili
3) Mahkeme hzuurunda yalan söyledi işlemleri tamamlayınca teslim edeceğim diye oysa ki karar sonrası başkasına sattı bununla ilgili
4) Satış vaadi verilen yeri mükerrer olarak başkalarına satmakla ilgili

1. şık haricinde yargıtay kararı bulamadım net olarak. Konu hakkında görüş belirtirseniz veya yargıtay kararı varsa bildiğiniz paylaşırsanız çok sevinirim.İyi çalışmalar.








Yıkım kararı verilmiş yeri g.satış vaadi sözleşmesiyle satım vaadi vermek ve yine g.satış vaadi sözleşmesiyle vermeyi taahhüt ettiği taşınmazı başkasına g.satış vaadi sözleşmesi ile vaat etmesi ile ilgili bulduğum iki kararı sizle paylaşmak istiyorum. 3.kişiye tapu devri yapmak ile ilgili bir karar bulmuş değilim henüz.

T.C.
YARGITAY
11. CEZA DAİRESİ
E. 2008/10859
K. 2010/4116
T. 5.4.2010
• DOLANDIRICILIK ( Unsur Olan Hileli Hareketlerle Kişinin Aldatılıp Kendi veya Bir Başkasının Mal Varlığı Aleyhine Bir İşlemde Bulunmaya Yöneltilmesi ve Bu İşlem Sonucunda Sanığa veya Başkalarının Yararına Haksız Bir Menfaat Sağlanması Gerektiği )
• HAKSIZ MENFAAT ( Dolandırıcılık Suçunda Unsur Olan Hileli Hareketlerle Kişinin Aldatılıp Kendi veya Bir Başkasının Mal Varlığı Aleyhine Bir İşlemde Bulunmaya Yöneltilmesi ve Bu İşlem Sonucunda Sanığa veya Başkalarının Yararına Haksız Bir Menfaat Sağlanması Gerektiği )
• DÜZENLEME ŞEKLİNDE GAYRİMENKUL SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİ ( Önceden Başkasına Satmayı Vaadettiği Daireyi Mükerrer Olarak Katılana da Satması Şeklinde Tezahür Eden Eyleminde Yüklenen Dolandırıcılık Suçunun Tüm Unsurlarının Oluştuğu )
• KAT KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİ ( Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi - Önceden Başkasına Satmayı Vaadettiği Daireyi Mükerrer Olarak Katılana da Satması Şeklinde Tezahür Eden Eyleminde Yüklenen Dolandırıcılık Suçunun Tüm Unsurlarının Oluştuğu )
5237/m.157
ÖZET : Dolandırıcılık suçunda unsur olan hileli hareketlerle kişinin aldatılıp, kendi veya bir başkasının mal varlığı aleyhine bir işlemde bulunmaya yöneltilmesi ve bu işlem sonucunda sanığa veya başkalarının yararına haksız bir menfaat sağlanması gerekir. Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi" ile ayrıca Y. isimli kişiye de satması karşısında önceden başkasına satmayı vaadettiği daireyi mükerrer olarak katılana da satması şeklinde tezahür eden eyleminde yüklenen dolandırıcılık suçunun tüm unsurlarının oluşup sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, sanığın hileli bir hareketinin bulunmadığı ve ihtilafın hukuki mahiyette olduğundan bahisle yazılı şekilde beraatine karar verilmesi, yasaya aykırıdır.

DAVA : Gerekçeli karar başlığına yanlış yazılan katılanın isminin "E... A..." olarak mahalinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.

KARAR : Dolandırıcılık suçunda unsur olan hileli hareketlerle kişinin aldatılıp, kendi veya bir başkasının mal varlığı aleyhine bir işlemde bulunmaya yöneltilmesi ve bu işlem sonucunda sanığa veya başkalarının yararına haksız bir menfaat sağlanması gerekir. Somut olayda; müteahit olan sanığın arsa sahibi M... K... ile Beşiktaş 1. Noterliğ'inin 28.03.2001 gün ve 09806 yevmiye sayılı "Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi" ile İstanbul ili, Şişli İlçesi, Kaptanpaşa mahallesi, 246 DY-Ivb pafta, 10261 ada ve 8 parsel numarasında kayıtlı gayrimenkul üzerinde her katta bir daire olacak şekilde yapacağı zemin ve beş kattan oluşan inşaattaki dairelerden 3. kattaki dairede bulunan hak ve hissesinin tamamını Beşiktaş 1.Noterliği'nin 08.06.2001 gün ve 18023 yevmiye sayılı "Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi" ile Ş... Z...'e sattıktan sonra aynı bağımsız bölümü Beyoğlu 16.Noterliği'nin 30.10.2002 gün ve 28407 yevmiye numaralı "Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi" ile katılan E... A...'e 20.000 TL peşinat alarak sattığı, daha sonra aynı yeri Beyoğlu 20. Noterliğinin 30.04.2003 gün ve 11147 yevmiye numaralı "Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi" ile ayrıca Yasemin Akyüzlü isimli kişiye de satması karşısında önceden başkasına satmayı vaadettiği daireyi mükerrer olarak katılana da satması şeklinde tezahür eden eyleminde yüklenen dolandırıcılık suçunun tüm unsurlarının oluşup sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, sanığın hileli bir hareketinin bulunmadığı ve ihtilafın hukuki mahiyette olduğundan bahisle yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,

SONUÇ : Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı yasanın 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 05.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.






T.C.
YARGITAY
15. CEZA DAİRESİ
E. 2015/11965
K. 2015/30144
T. 15.10.2015
DAVA : Dosya incelenerek gereği düşünüldü;

KARAR : Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.

Ticarî faaliyeti meslek olarak icra eden kişilerin, güvenilirliğini sağlamak amacıyla, bu suçun, tacir (kişisel olarak ticaretle uğraşan kimseler) veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticarî faaliyetleri sırasında işlenmesi, TCK'nın 158/1-h bendinde nitelikli hâl kabul edilmiştir. Bu kavramlar Türk Ticaret Kanunun ilgili hükümlerine göre belirlenecektir.

Türk Ticaret Kanunu Madde 14'te, Tacir;

"(1) Kişisel durumları ya da yaptığı işlerin niteliği sebebiyle yahut meslek ve görevleri dolayısıyla, kanundan veya bir yargı kararından doğan bir yasağa aykırı bir şekilde ya da başka bir kişinin veya resmî bir makamın iznine gerek olmasına rağmen izin veya onay almadan bir ticari işletmeyi işleten kişi de tacir sayılır. “denilmektedir.

Ticaret şirketleri, aynı Kanun'un Madde 124'te;

”(1)Ticaret şirketleri; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibarettir.

(2) Bu Kanunda, kollektif ile komandit şirket şahıs; anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket sermaye şirketi sayılır” şeklinde tanımlanmıştır.

Kooperatif yöneticilerinin, kooperatifin faaliyeti kapsamında, dolandırıcılık suçunu işlemeleri de nitelikli hâl, kabul edilmiştir. Üye sayısı dolmasına rağmen, üyeliğe kabulün devamından bahsederek üye kayıt edilmiş gibi kişinin parasının alınması bu suç tipine örnek gösterilebilir. Kooperatif yöneticilerinin kimler olduğu 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 55 vd. maddelerinde tanımlanmıştır. Madde 55 - Yönetim Kurulu, kanun ve anasözleşme hükümleri içinde kooperatifin faaliyetini yöneten ve onu temsil eden icra organıdır. Yönetim Kurulu en az üç üyeden kurulur. Bunların ve yedeklerinin kooperatif ortağı olmaları şarttır. Yönetim Kurulu üyeliğine seçilen tüzel kişiler, temsilcilerinin isimlerini kooperatife bildirir.

Bu suçun oluşabilmesi için, tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin dolandırıcılık suçunu ticari faaliyetleri sırasında işlemiş olmaları gerekir. Keza, kooperatif yöneticilerinin bu nitelikli halden cezalandırılabilmeleri için suçun kooperatifin faaliyeti kapsamında, işlenmesi gereklidir. Bu suçun faili tacir veya şirket yöneticisi yada şirket adına hareket eden kişi yada kooperatif yöneticisi olabilir.

Yukarıda izah edilen Dairemizin görüşleri ışığında;

Sanıklar Sefa ve A.. B..'in baba oğul oldukları, A.. B..'in Bilgin İnşaat Turizm San. ve Tic. Ltd Şti'nin ortağı ve yetkilisi olduğu, S.. B..'in ise Yükselen Yapı Tur. San. Tic. Ltd. Şti'nin ortağı ve yetkilisi olduğu, ancak her iki sanığın her iki şirketin işlerini birlikte yürüttükleri, hatta sözleşme düzenlenmesi konusunda birbirlerine vekaletname verdikleri, sanıkların katılanlar E.. Ö.., M.. D.., V.. B.., A.. G.., O.. R.., K.. K.., H.. K.., B.. Ç.., K.. A.., D.. A.., M.. A.., K.. K.., Z.. G.., Ş.. B.., M.. K.., G.. M.., R.. Y.., S.. K.., R.. K.., B.. A.., Y.. D.., M.. K.., Hatice Karaca, Ö.. A.., S.. D.., Ü.. D.. ve şikayetçiler Y.. Y.., D.. A.. ve katılan M.. K.. ile İstanbul Kadıköy Kayışdağı 226 pafta, 1787 ada, 5 parsel ve İstanbul Kadıköy İçerenköy 251 pafta, 2415 ada 32, 33, 1 ve 2 numaralı parselllerde yapacakları inşaattlardaki dairelerin satışı konusunda 2008/2009/2010 yılları içinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri yaptıkları, tüm katılanlar ve şikayetçilerden yaptıkları sözleşmeler ile ilgili olarak paralar aldıkları, sözleşmelerde dairelerin teslimi için belirtilen sürelerin çok önceden dolmasına rağmen şikayetçilere daireleri teslim etmedikleri, yukarda yeri belirtilen 1 ve 2 numaralı parseller üzerindeki inşaatın ruhtasa aykırı olması sebebiyle yıkıldığı, diğer parsellerde inşaata başlanmadığı, sanıkların Y.. Y.. dışındaki diğer kişilere kendilerine ödenen satış bedellerini iade etmedikleri, bir kısım şikayetçi ve katılanlara aynı daireyi satarak mükerrer satış yaptıkları, Ataşehir ilçesi Kayışdağı Mahallesi 226 pafta 1787 ada 5 numaralı parselde kayıtlı taşınmaza inşaat ruhtası dahi alamadıkları halde buraya dair satışlar yaptıkları, bir kısım müştekilere belediyenin aldığı yıkım kararından sonra satış yapmaları şeklindeki olayda;

1-)Sanıklar hakkında müşteki D.. A..'a karşı dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne dair olarak kendisinin katılan sıfatının kaldırılmasına yönelik temyiz itirazlarına dair incelemede;

Müştekinin kamu davası açıldıktan sonra 21.03.2014 tarihli celsede belirtildiği şekilde, 03.03.2014 tarihli şikayetten vazgeçtiğini gösterir dilekçe ibrazı karşısında CMK'nın 234 maddesi gereğince davaya katılma ve buna bağlı olarak kanun yoluna başvurma hakkının bulunmadığı gözetilerek müştekinin temyiz isteminin 5320 Sayılı Kanun'un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK'nın 317.maddesi uyarınca REDDİNE,

2-)Sanıklar S.. B.. ve A.. B..'in katılanlar E.. Ö.., M.. D.., V.. B.., A.. G.., O.. R.., K.. K.., H.. K.., B.. Ç.., K.. A.., D.. A.., M.. A.., K.. K.., Z.. G.., Ş.. B.., M.. K.., G.. M.., R.. Y.., S.. K.., R.. K.., B.. A.., Y.. D.., M.. K.., Hatice Karaca, Ö.. A.., S.. D.. ve şikayetçiler Y.. Y.. ve D.. A.. ile katılan M.. K..'ya yönelik eylemlerinden dolayı yapılan incelemede;

Sanıkların tevilli ikrarları, katılanların beyanları, ticaret sicil müdürlüğü yazıları, Ataşehir Belediye Başkanlığının 22.04.2011 tarihli Ataşehir ilçesi Kayışdağ mahallesi 226 pafta 1787 ada 5 numaralı parselde kayıtlı taşınmazın inşaat ruhtatı alınmadan inşaata başlanılması sebebiyle 12.05.2010 tarihinde yapı tatil tutanağı düzenlenerek inşaai faaliyetlerin durdurulduğuna, inşaatın mühürlendiğine ve yıkım kararı alındığına dair yazısı, Ataşehir Belediye Başkanlığının Ataşehir ilçesi İçerenköy mahallesi Koçak Sokak 251 pafta 2415 ada 32 numaralı parselde ruhsatsız harfiyat alınması sebebiyle yapı tatil tutanağı düzenlendiğine, 251 pafta 2415 ada, 1 numaralı parseldeki yapının ruhsat ve eklerine aykırı yapılması sebebiyle 28.05.2010 tarih, 251 pafta 2415 ada 2 numaralı parseldeki yapıya ise ruhsat ve eklerine aykırı inşaa edilmiş olması sebebiyle 05.10.2009-28.05.2010 tarihli yapı tatil tutanağı düzenlendiği, 1 numaralı parseldeki yapıya 04.02.2010-29.07.2010, 2 numaralı parseldeki yapıya ise 09.02.2010-22.07.2010 tarihli encümen kararları alındığına dair yazısı, katılanlar ve müştekilerle yapılmış adi sözleşme ve gayrimenkul satım vaadi sözleşmesi tarihleri, yıkım kararı tarihinden sonra daire satışına dair 18.08.2010 tarihinde internette yayınlanmış ilan çıktısı, ve tüm dosya kapsamına göre sanıkları eylemlerinin 5237 Sayılı TCK'nın 158/1-h maddesinde tanımlanan nitelikli dolandırıcılık suçlarını oluşturduğu yönündeki mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.

SONUÇ : Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapamına göre, sanıklar müdafileri ve müşteki D.. A..'ın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
Old 06-03-2018, 14:51   #2
av.epiktetos

 
Varsayılan

2. ve 3. şıklarla ilgili olarak; bir suç oluşmadığı kanaatindeyim. Zira ilki, hukuki ihtilaf mahiyetinde. İkincisi ise sanığın yalan söyleme "özgürlüğü" (!) kapsamında değerlendirilebilir. Onun için bence bu iki şık üzerinden yaklaşmayın olaya.

4. şık ise dolandırıcılık suçunu oluşturabilir. Zaten iktibas ettiğiniz içtihatlarda bu hususa temas edilmiş.
Old 06-03-2018, 16:43   #3
Av.Mustafa Semih GENÇTÜRK

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.epiktetos
2. ve 3. şıklarla ilgili olarak; bir suç oluşmadığı kanaatindeyim. Zira ilki, hukuki ihtilaf mahiyetinde. İkincisi ise sanığın yalan söyleme "özgürlüğü" (!) kapsamında değerlendirilebilir. Onun için bence bu iki şık üzerinden yaklaşmayın olaya.

4. şık ise dolandırıcılık suçunu oluşturabilir. Zaten iktibas ettiğiniz içtihatlarda bu hususa temas edilmiş.

teşekkür ederim yardımınız için.

bu durumda yalan söyleme özgürlüğü değil de farklı bir durum söz konusu bence. birini öldürüp öldürmedim diyebilir ama bu farklı geldi bana.hakim olsam göz önünde bulundurup en yüksek miktardan cezalandırırdım heralde aslında bununla ilgili bir karar istemiştim ama dediğiniz gibi öyle bir kararın olması pek de mümkün değil gibi.
Old 07-03-2018, 15:54   #4
av.epiktetos

 
Varsayılan

Bir yargıtay kararı bulmak zor olabilir. Ama bence yargıtay kararına gerek yok. O hususun ceza verilmesine neden olacağını hiç düşünmüyorum. Daha evvelki mesajımda dediğim gibi diğer iki şıkka yoğunlaşın bence.
Kolay gelsin..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tapusuz Dairenin Noterde Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi Yapılarak Devri Av.Hafize Bakkal Meslektaşların Soruları 3 04-05-2018 19:52
Müteahhide İş Yapan Tacir - G.Resmi Daire Satış Vaadi - 3.Kişiye Satış eser_29 Meslektaşların Soruları 3 18-02-2015 18:42
noterde düzenlenme şeklinde yapılmamış gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi undarist Meslektaşların Soruları 10 12-04-2014 08:42
iflası istenmiş inşaat şirketi ile alacaklı arasında daha önceden yapılmış ve noterde onaylanmamış satış vaadi sözleşmesi Av.Cansel KAYGISIZ Meslektaşların Soruları 3 14-05-2012 18:14
Satış Vaadi Sözleşmesine Dayanarak Başka Bir Satış Vaadi Sözleşmesi Yapılabilir mi? lnmdeniz Meslektaşların Soruları 13 19-02-2009 18:34


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05777192 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.