Vekaletin Kötüye Kullanılması Tapu İptal ve Tescili Hk.

Merhaba değerli meslektaşlarım, karşılaştığım bir dava ile ilgili sizlerin değerli fikirlerini almak istiyorum. A kişisi, kendi üzerine kayıtlı olan taşınmazı kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile müteahhite vererek yaptırma kararı alıyor. Ancak işlemler ile uğraşmamak adına kendi erkek kardeşi olan B'ye 1995-1996 yıllarında vekalet veriyor. Söz konusu bina yaklaşık 2 sene sonra (1999 yıllarında)tamamlanıyor ve bu sözleşme uyarınca 2 daire ve 1 dükkan düşüyor. B kişisi, payların devri ve taksimi için aileyi sürekli oyalayarak(1999 yılından itibaren) devrin gerçekleşmesini engelliyor. A kişisi 2 sene önce koronadan ölüyor ve geriye mirasçısı olarak 3 çocuğu ve eşi kalıyor. Mirasın intikali için çocuklar dayısı ile payların devri için iletişime geçtiğinde, dayılarından söz konusu payların devrinin yapılmayacağına ilişkin olumsuz cevap alıyorlar. Burada vekaletin kötüye kullanılmasına dayanarak tapu iptal ve tescil davası açılırsa süre yönünden sıkıntı olur mu bazı yargıtay kararlarında 5 yıl zamanaşımı olduğu, bazılarında ise zamanaşımı olmadığı yönünde kararlara rastladım. Nasıl bir hukuki yol izlemem gerekir bu konuda bilgilerinizi paylaşabilirseniz çok sevinirim. İyi çalışmalar dilerim.

Zamanaşımına tabi değildir.
BKN;https://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=107821 +deki yazımız.

Alıntı: Yazan Yücel Kocabaş Zamanaşımına tabi değildir. BKN;https://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=107821 +deki yazımız.

Yücel Bey bilgilendirmeniz için teşekkür ederim. Bu davada tüm mirasçılar davayı açacak ama yine de her bir mirasçının payları oranında tapu iptal ve tescil mi talep etmeliyim? Yaptığım araştırmada, muris muvaazasında her bir mirasçı bakımından tapu iptal ve tescil istenebileceği gibi terekeye döndürülmesi istenebileceği belirtilmiş ama vekaletin kötüye kullanılması durumunda da terekeye dönmesini talep edilir mi?

Vekalet görevinin kötüye kullanılmasından kaynaklanan tapu iptalı ve tescil ve alacak davaları miras bırakan adına açılır.Bu davalar tüm mirasçıların katılımı ile de açılabilir ve pay oranında iptal ve tescil veya alacak talep edilemez. Sonuç ve talebin "terekeye iade" şeklinde olması gerekir.

1. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/8144
K. 2005/9826
T. 20.9.2005

ÖZET : Dava dilekçesi içeriğinden, iddianın ileri sürülüş biçiminden davada vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayanıldığı açıktır. Miras bırakan adına açılan böyle bir davada tüm mirasçıların davada yer alması zorunlu olduğu gibi sonuç ve isteğin de terekeye iade biçiminde olması zorunludur. Pay oranında iptal tescil isteğinin dinlenebilmesine olanak yoktur.

Alıntı: Yazan Yücel Kocabaş Vekalet görevinin kötüye kullanılmasından kaynaklanan tapu iptalı ve tescil ve alacak davaları miras bırakan adına açılır.Bu davalar tüm mirasçıların katılımı ile de açılabilir ve pay oranında iptal ve tescil veya alacak talep edilemez. Sonuç ve talebin "terekeye iade" şeklinde olması gerekir. 1. HUKUK DAİRESİ E. 2005/8144 K. 2005/9826 T. 20.9.2005 ÖZET : Dava dilekçesi içeriğinden, iddianın ileri sürülüş biçiminden davada vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayanıldığı açıktır. Miras bırakan adına açılan böyle bir davada tüm mirasçıların davada yer alması zorunlu olduğu gibi sonuç ve isteğin de terekeye iade biçiminde olması zorunludur. Pay oranında iptal tescil isteğinin dinlenebilmesine olanak yoktur.

Yücel Bey bilgilendirmeleriniz öncelikle teşekkür ederim. Ben davayı mirasçı olmayan 3.kişi konumundaki kişiye karşı açacağım(davayı açacak kişilerin akrabası). Bu durumda davacı her bir mirasçı için, tapunun miras payları oranında iptalini talep etmem mümkün değil mi? Benim bildiğim kadarı ile eğer davayı açacak davacı ile davalı her ikisi birlikte mirasçı ise bu durumda terekeye iadesinin talep edilmesi gerektiği yönündeydi. Bu konu da da değerli bilgilerinizi paylaşabilirseniz çok mutlu olurum.

Alıntı: Yazan a.grl Yücel Bey bilgilendirmeleriniz öncelikle teşekkür ederim. Ben davayı mirasçı olmayan 3.kişi konumundaki kişiye karşı açacağım(davayı açacak kişilerin akrabası). Bu durumda davacı her bir mirasçı için, tapunun miras payları oranında iptalini talep etmem mümkün değil mi? Benim bildiğim kadarı ile eğer davayı açacak davacı ile davalı her ikisi birlikte mirasçı ise bu durumda terekeye iadesinin talep edilmesi gerektiği yönündeydi. Bu konu da da değerli bilgilerinizi paylaşabilirseniz çok mutlu olurum.

Elbirliği mülkiyetinde mirasçılar birbirine karşı miras payı oranında dava açabilir.Mirasçıların biri veya birkaçının 3.kişiye karşı ancak muris muvazaası ve müdahalenin önlenmesi davası açabileceği kabul edilmektedir.

Bunun dışında kalan vekalet görevinin kötüye kullanılmasından kaynaklanan davaların dahil olduğu davalarda, tüm mirasçıların birlikte hareket etmesi,tümünün muvafakati sağlanamıyor ise terekeye temsici atanması gerekir.

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 1. Hukuk Dairesi
Esas No.: 2020/428
Karar No.: 2021/5115
Karar tarihi: 05.10.2021

...Mirasbırakanın ölüm tarihine göre terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu ve dava dışı başkaca mirasçılarının bulunduğu kayden sabittir. Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davaların dışında ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması vs gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan bir tanesinin terekeye iade şeklinde açması halinde de tüm mirasçıların davada muvafakatlerinin sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği ( TMK. 640. Md. ) tartışmasızdır.
Türk Medeni Kanununun 701. maddesi uyarınca isteğin niteliğine göre pay oranında dava açılmasına olanak yoktur. Öte yandan, Türk Medeni Kanununun 702/4.maddesinin de olayda uygulama yeri bulunmamaktadır.
O halde, murise teb’an vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasıyla miras payı oranında açılan tapu iptali ve tescil istekli eldeki davanın dinlenme olanağı bulunmadığından, anılan hukuki sebep yönünden davanın reddi doğrudur.

Alıntı: Yazan Yücel Kocabaş Elbirliği mülkiyetinde mirasçılar birbirine karşı miras payı oranında dava açabilir.Mirasçıların biri veya birkaçının 3.kişiye karşı ancak muris muvazaası ve müdahalenin önlenmesi davası açabileceği kabul edilmektedir. Bunun dışında kalan vekalet görevinin kötüye kullanılmasından kaynaklanan davaların dahil olduğu davalarda, tüm mirasçıların birlikte hareket etmesi,tümünün muvafakati sağlanamıyor ise terekeye temsici atanması gerekir. T.C. Yargıtay Başkanlığı - 1. Hukuk Dairesi Esas No.: 2020/428 Karar No.: 2021/5115 Karar tarihi: 05.10.2021 ...Mirasbırakanın ölüm tarihine göre terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu ve dava dışı başkaca mirasçılarının bulunduğu kayden sabittir. Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davaların dışında ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması vs gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan bir tanesinin terekeye iade şeklinde açması halinde de tüm mirasçıların davada muvafakatlerinin sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği ( TMK. 640. Md. ) tartışmasızdır. Türk Medeni Kanununun 701. maddesi uyarınca isteğin niteliğine göre pay oranında dava açılmasına olanak yoktur. Öte yandan, Türk Medeni Kanununun 702/4.maddesinin de olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. O halde, murise teb’an vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasıyla miras payı oranında açılan tapu iptali ve tescil istekli eldeki davanın dinlenme olanağı bulunmadığından, anılan hukuki sebep yönünden davanın reddi doğrudur.

Yücel Bey bilgilendirmeniz ve sunmuş olduğunuz yargıtay kararı için teşekkür ederim. Müvekkillerimin hepsi davayı açacak mirasçı konumundalar yani dava dışı herhangi bir mirasçı kalmayacak. Bu nedenle sunmuş olduğunuz yargıtay kararı uyarınca payları oranında tapu iptal ve tescil açmak daha faydalı olur diye düşünüyorum. Değerli bilgilerinizi paylaştığınız için tekrar teşekkür ederim.

Alıntı: Yazan a.grl ...sunmuş olduğunuz yargıtay kararı uyarınca payları oranında tapu iptal ve tescil açmak daha faydalı olur diye düşünüyorum.

"Sunmuş olduğum yargıtay kararı uyarınca mirasçıların payları oranında tapu iptali ve tescil davası açmanın daha faydalı olduğunu" söylüyorsunuz ama;

Yargıtay o şekilde bir ifadede bulunmuyor.

Benim de işaret ettiğim gibi; " Vekalet görevinin kötüye kullanılmasında ,pay oranında iptal ve tescil veya alacak talep edilemez. Sonuç ve talebin terekeye iade şeklinde olması gerekir". Diyor.

Alıntı: Yazan Yücel Kocabaş "Sunmuş olduğum yargıtay kararı uyarınca mirasçıların payları oranında tapu iptali ve tescil davası açmanın daha faydalı olduğunu" söylüyorsunuz ama; Yargıtay o şekilde bir ifadede bulunmuyor. Benim de işaret ettiğim gibi; " Vekalet görevinin kötüye kullanılmasında ,pay oranında iptal ve tescil veya alacak talep edilemez. Sonuç ve talebin terekeye iade şeklinde olması gerekir". Diyor.

Yücel Bey teşekkür ederim ben sanırım Yargıtay kararını yanlış yorumluyorum. Tüm mirasçıların davacı olması davalının 3.şahıs olması halinde payları oranında tapu iptal ve tescil davası açılabileceği şeklinde yorumlamıştım.

Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2019/444 Esas 2021/966 Karar Sayılı ilamı aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuş okumuş olduğum yargıtay kararları farklı olduğu için kafam karıştı.

"Hemen belirtmek gerekir ki; çekişme konusu 42 parsel sayılı taşınmazın vekil Tahsin aracılığıyla davacılar adına intikal işlemi gerçekleştirildikten (yani davacıların her birinin payları belli olacak şekilde tapu kaydı oluştuktan) sonra diğer davalılar ...,İ. ve T.'e (davacıların paylarının) satış yolu ile devredildiği ve bu durumda davacıların kendi haklarına istinaden dava açtıkları hususları sabittir. Bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesince, mirasçıların terekede elbirliği halinde malik oldukları ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların tereke adına açılması gerektiği, mirasçılardan bir bölümünün payları oranında açtıkları davanın dinlenilmesine olanak bulunmadığı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiş olması doğru değildir."