Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

balkon kapatma ile ilgili karar var mı?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 11-10-2009, 12:00   #1
emrahcevik

 
Varsayılan balkon kapatma ile ilgili karar var mı?

merhaba,

müvekkil evinin gömme balkonunu kapattırarak, balkonu mutfağa dahil ettirmiş. komşulardan biri şikayette bulunmuş. durum tutanakla tespit edilmiş ve ruhsata aykırılıktan dolayı eski hale getirme kararı verilmiş.

öncelikle böyle bir değişiklik ruhsata mı tabidir?
işlemin iptalini dava yoluyla sağlamak ne kadar mümkün olabilir?

teşekkürler.
Old 11-10-2009, 12:12   #2
Av.Olcay Pehlivanlıoğlu

 
Varsayılan

T.C.

DANIŞTAY

6. DAİRE

E. 1988/131

K. 1988/1114

T. 18.10.1988

• İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ ( Bağımsız Bölümün Balkonunun Kapatılması )

• BAĞIMSIZ BÖLÜMÜN BALKONUNUN KAPATILMASI ( Projenin Onaylanmasında Mevzuata Aykırılığın Olmaması )

• ORTAK YER ( Bağımsız Bölüm Balkonu )

• İPTAL KARARI ( Tüm Kat Maliklerinin Muvafakatinin Aranmasında İsabet Olmaması )

2981/m.Geç.1

634/m.19


ÖZET : Bağımsız bölümün balkonunun kapatılması söz konusu olduğundan, 2981 sayılı Yasanın geçici 1. maddesi uyarınca işlem yapılarak projenin onaylanmasında mevzuata aykırılık bulunmadığından, Mahkemece, bağımsız bölüm balkonu ortak yer sayılarak kapalı hale getirilmesi için 634 sayılı Yasanın 19. maddesi uyarınca tüm kat maliklerinin muvafakati gerektiği gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmesinde isabet yoktur.
İstemin Özeti : ............... 1. Kısım 23 Blok, 4 nolu dairenin açık balkonunun kapalı hale getirilmesi yolundaki projenin onaylanmasına ilişkin işlemin iptali yolundaki ............. 4. İdare Mahkemesinin 7.4.1987 günlü, E: 1985/254, K: 1987/148 sayılı kararının; davalı tarafından, Mahkeme kararında 634 sayılı Yasanın 19. maddesine dayanılırken af olgusunun gözardı edildiği, 2981 sayılı Yasanın 634 sayılı Yasaya aykırılıkları da içerdiği, özel yasanın genel Yasadan önce uygulanması gerektiği; davalı yanında davaya katılanlar tarafından ise 634 sayılı Yasanın 19. maddesinde bağımsız bölümlere ait balkonların ortak yer niteliği taşıdığına dair bir kayıt bulunmadığı, aksi takdirde konut dokunulmazlığından söz etmenin mümkün olmadığı, mahkemenin anılan maddeyi keyfi yorumladığı, imar affı Yasasının balkonların kendi dış hatları içinde kapalı hale getirilmesini pek hafif bir imar suçu saydığı ve Yasada belirtilen işlemler yapılmaksızın muhafaza edileceğinin öngörüldüğü öne sürülerek bozulması istenilmiştir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Savcı Aynur Şahinok'un Düşüncesi : .............. 1. kısım 23. Blok 4 nolu dairenin açık balkonunun kapalı hale getirilmesi yolundaki projenin onaylanmasına ilişkin davalı idare işlemini "imar mevzuatı yönünden affa uğrasa dahi ortak yerlere diğer kat maliklerinin imza ve muvafakatı olmadan ilave yapılmasının 634 sayılı Yasanın 19. maddesine aykırı olacağından idarece tesis edilen işlemde isabet bulunmadığı" gerekçesiyle iptal eden .......... 4. İdare Mahkemesinin 7.4.1987 günlü E: 85/254, K: 87/148 sayılı kararı davalı Belediye Başkanlığı ve davalı yanında davaya katılanlar tarafından temyiz edilmiştir. 2981 sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde "İmar mevzuatına uygun inşaa edilerek kullanma izni almış yapılarda 1 Ekim 1983 tarihinden önce yapılan, kendi bağımsız bölümlerine ait ve fen, sağlık kurallarına aykırı olmıyan ve yapının dış görünümünü bozmıyan; yapı kat planının dış hatları içerisinde ve taşıyıcı elemanları etkilemeyen değişikliklerin sahibinin başvurusu üzerine yasada öngörülen işlemler yapılmaksızın muhafazasına karar verilmiş sayılacağı açıkça belirtilmiş olmasına rağmen dava konusu açık balkonun kapalı hale getirilmesinin yukarıda belirtilen yasa kuralı uyarınca yapının dış görünümünü bozup bozmayacağı, taşıyıcı elemanları etkileyip etkilemediği araştırılmaksızın, kat maliklerinin tümünün izninin olmaması halinin tek başına yıkma sebebi olamıyacağı yolundaki Danıştay içtihatlarına aykırı olarak projenin onaylanmasına ilişkin işlemin iptal edilmesinde yasal düzenlemelere uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakimi Habibe Ünal'ın açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra temyiz isteminin süresinde olduğu görülerek işin gereği düşünüldü:
Dava, .......... 1.Kısım, 23 Blok, 4 nolu dairenin açık balkonunun kapalı hale getirilmesi yolundaki projenin onaylanmasına ilişkin işlemin iptali isteğiyle açılmış, İdare Mahkemesince, dava konusu açık balkon kapalı hale getirildiğinden tesisatın ortak yerlerde yapılmış sayılacağı, bu durumda 634 sayılı Yasanın 19. maddesi uyarınca kat maliklerinin hepsinin onayı gerekeceği, her ne kadar davalı idarece kapatılan balkona 2981 sayılı Yasa uygulanarak ruhsat verildiği belirtilmişse de 2981 sayılı Yasa, 634 sayılı Yasayı ortadan kaldırmadığı gibi, imar mevzuatı yönünden affa uğrasa dahi ortak yerlere diğer kat maliklerinin imza ve muvafakatı olmadan ilave yapılması 634 sayılı Yasanın 19. maddesine aykırı olduğundan davalı idarece tesis edilen işlemde Yasaya uygunluk görülmediği gerekçesiyle iptaline karar verilmiş ve bu karar davalı ve davalı yanında davaya katılanlar tarafından temyiz edilmiştir. 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanunun geçici 1. maddesinde; imar mevzuatına uygun inşa edilerek kullanma izni alınmış yapılarda, 1 Ekim 1983 tarihinden önce yapılan kendi bağımsız bölümlerine ait fen ve sağlık kurallarına aykırı olmayan ve yapının dış görünümünü bozmayan yapı kat planının dış hatları içerisinde ve taşıyıcı elemanlarını etkilemeyen değişikliklerin, sahibinin durumu belirten iki nüsha dilekçe ile müracaatı üzerine Kanunda öngörülen işlemler yapılmaksızın muhafazasına karar verilmiş sayılacağı kuralına bağlanmıştır.
Olayda da kapatılan balkonun ortak kullanılan teras niteliğinde bulunmadığı, bağımsız bölümün balkonu olduğu dosyanın incelenmesinden anlaşıldığından; yukarıda belirtilen Yasa kuralı uyarınca işlem yapılarak projenin onaylanmasında mevzuata aykırılık görülmemiştir. Bu durumda İdare Mahkemesince bağımsız bölüm balkonu ortak yer sayılmak suretiyle kapalı hale getirilmesi için 634 sayılı Yasanın 19. maddesi uyarınca tüm kat maliklerinin onayının gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle temyize konu ............ 4. İdare Mahkemesinin 7.4.1987 günlü, E:1985/254, K:1987/148 sayılı kararının BOZULMASINA, uyuşmazlığın niteliği ve dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler dava hakkında karar vermeye yeterli görüldüğünden 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 2. bendi uyarınca incelenen davanın reddine, peşin alınan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 6500 lira avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, 3000'er lira temyiz harcının karşı taraftan alınarak temyiz isteminde bulunan davalı ve davalı yanında davaya katılanlara verilmesine, fazladan yatırılan 1800'er lira harcın davalı ve davalı yanında davaya katılanlara iadesine, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine 18.10.1988 gününde oybirliği ile karar verildi. danx
Old 11-10-2009, 12:16   #3
Av.Olcay Pehlivanlıoğlu

 
Varsayılan

Fakat Yargıtay ın yeni sayılabilecek bir kararı şu yönde;

T.C. YARGITAY
18.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/1434
Karar: 2006/2211
Karar Tarihi: 16.03.2006

ÖZET: Kat Mülkiyeti Yasasının 19. maddesi hükmüne göre kat malikleri ana taşınmazın mimari durumunu titizlikle korumakla yükümlü oldukları gibi kat maliklerinden biri diğer tüm kat maliklerinin rızası olmadıkça ortak yerlerde inşaat, onarım, tesis ve değişiklikler yaptıramaz. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre bir bağımsız bölümün balkonlarının dış duvar ve cepheleri Yasanın 4. maddesi hükmü uyarınca ortak yer olarak tanımlanmaktadır. Ana taşınmazdaki tüm kat maliklerini bağlayan sözleşme niteliğindeki yönetim planının 22. maddesinde açıkça bağımsız bölümlerin balkonlarının kapatılamayacağı, balkon ve pencerelere güneşlik, jaluzi ve benzeri dış elamanların taktırılamayacağı hükme bağlanmıştır.

(634 S. K. m. 19)

Dava dilekçesinde projesine ve site yönetim planına aykırı olarak kapatılan balkonun eski hale getirilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Davacı vekili dava dilekçesinde, kat mülkiyetli ana taşınmazda kat maliki olan davalı Mustafa'nın A2 Blok 18. nolu bağımsız bölümün balkonunu mimari projeye, yönetim planı hükümlerine ve kat malikleri kurulu kararlarına aykırı olarak kapattığını ileri sürülerek sözü edilen değişikliğin projesine uygun eski hale getirilmesine karar verilmesini istemiştir.

Kat Mülkiyeti Yasasının 19. maddesi hükmüne göre kat malikleri ana taşınmazın mimari durumunu titizlikle korumakla yükümlü oldukları gibi kat maliklerinden biri diğer tüm kat maliklerinin rızası olmadıkça ortak yerlerde inşaat, onarım, tesis ve değişiklikler yaptıramaz. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre bir bağımsız bölümün balkonlarının dış duvar ve cepheleri Yasanın 4. maddesi hükmü uyarınca ortak yer olarak tanımlanmaktadır. Ana taşınmazdaki tüm kat maliklerini bağlayan sözleşme niteliğindeki yönetim planının 22. maddesinde açıkça bağımsız bölümlerin balkonlarının kapatılamayacağı, balkon ve pencerelere güneşlik, jaluzi ve benzeri dış elamanların taktırılamayacağı hükme bağlanmıştır.

Yerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporundan davalının A2 Blok 18 numaralı bağımsız bölümünün mutfak balkonunu 12 parçadan oluşan cam ile kapattığı, bu camların sabit ray üzerinde kayarak açılıp kapandığı anlaşılmaktadır. Bilirkişinin yerinde saptadığı bu sistemin varlığı dosyadaki fotoğraflarda da görüldüğü gibi bu konuda davanın tarafların arasında da çekişme yoktur. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre balkonu kapatma malzemesinin saydam (cam) ya da ışık geçirmeyen nitelikte olması ve/veya tek parçadan ya da bir kaç parçadan (somut olayda olduğu gibi desensiz 12 cam plakadan) oluşması sonucu değiştirmez. Saptanan bu durum karşısında davalının bağımsız bölümünün balkonunu mimari projeye ve yönetim planının 22. maddesi hükmüne aykırı olarak tüm kat maliklerinin rızası bulunmaksızın kapatmış olmasının Kat Mülkiyeti Yasasının yukarıda değinilen 19. maddesi hükmüne aykırılık oluşturduğu gözetilerek davanın kabulü ile dava konusu edilen balkonun eski hale getirilmesine karar verilmesi gerekirken, mahkemece yerinde olmayan gerekçeyle davanın reddi doğru görülmemiştir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.03.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)
Old 11-10-2009, 16:04   #4
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
müvekkil evinin gömme balkonunu kapattırarak, balkonu mutfağa dahil ettirmiş
Burada sorun gömme balkonun kapatılması değil; mutfağa dahil edilmesidir.

Gömme balkonu kapatmak ruhsat gerektirmez ama mutfağa dahil edilmesi kapalı alanı büyüttüğü için ve binanın taşıyıcı unsuru olan duvarın yıkılması nedeniyle ruhsata tabidir.

Yukarıda 2. ve 3. mesajlarda aktarılan kararlar Kat Mülkiyeti Kanunu açısından ortaya çıkmış anlaşmazlıklar hakkındadır ve bu anlaşmazlıklar Yargıtay'ın karasularındadır. Halbuki sorudaki olay idari yargı yolundan akacak ve sonunda Danıştay'ın denizine kavuşacaktır.

Hukuki rotanızı çizmeden önce Danıştay denizinde rasat yapmanız gerekir. Kapalı alan büyüdüğünde Danıştay'ın iklimi sertleşir.

Saygılarımla
Old 12-10-2009, 12:37   #5
Mim.İlknur BAYGÜN

 
Varsayılan

Bahse konu için bu güne kadar alınmış olan farklı mahkeme kararları mevcut olup konu tarafımca Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu,İmar yönetmeliği,Kat mülkiyeti kanunu ilgili maddeleri ve mimarlık açısından değerlendirildiğinde,örneğin;
Ankara B.Şehir İmar Yönetmeliğinin(Birçok Büyükşehir Belediyelerinin İmar Yönetmeliğinde olduğu gibi) 36.Maddesinde;
Esaslı Tamir ve Tadil

Yapılardaki taşıyıcı unsurları etkileyen ve / veya inşaat alanını ve ruhsat eki projelerin değiştirilmesini gerektiren işlemlerdir. Pencerelerin kapıya dönüştürülmesi; dış pencere ve kapı yerlerinin ve ölçülerinin değiştirilmesi gibi bina görünümüne tesir eden işlemler de bu kapsam içinde değerlendirilir.hükmü yer almaktadır.
Madde 84-1)Yapılacak esaslı onarım (tamir) ve değişiklikler (tadiller) ruhsata tabidir.hükmü gereğince ise bina görünümünü değiştirecek imalatlara ruhsat alınması aşamasında Proje müellifinin ve kat maliklerinin tümünün muafakatı alınırak işlem tesis edilir.
Bir yapının dış cephesi ortak alandır.Çünkü Pencere kayıtlarının şeklin veya renginin bile değiştirilmesi Binanın görsel uyumunu bozmaktadır.Her balkon ve pencere kendi bağımsız bölümüne ait alan olarak kabul görüp değiştirilebildiğinde ortaya çıkacak mimari sonucun olumsuzlukları bu mevzuatlarla engellenmiştir.
Ayrıca Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu içeriginde olan mimari eserlerin cephelerinde Proje Müellifinin onayı olmadan değişiklik yapılamaz.
Balkon Kapatmalarında Ankara Büyükşehir ve İlçe Belediyelerinde iç yazışmalarla da teyit edilmiş genel uygulama
katlanır ve doğramasız cam balkon kapatmalara müsaade edilmesi şeklindedir.Gömme balkonlar için yapı yaklaşma mesafeleri içinde kaldığından istisnai işlem uygulanmaktadır.Belediyelerin Yapı Denetim Şubelerinden daha geniş bilgi edinilebilir.
Görüntü kirliliğine sebep olunmayacak duyarlılıkta toplum yaratmak dileği ile çalışmalarınızda başarılar dilerim.
Old 17-07-2012, 15:58   #6
İlkay (Dinç) Şahin

 
Varsayılan

Merhabalar, çocukların balkondan düşmemesi için alınan güvenlik önlemleri hakkında yaptığım bir araştırmaya yönelik olarak siz sayın meslektaşalrımın da fikrini almak istedim.



Şöyle ki İzmir Karşıyaka'da bir sitede oturan bir müvekkilim ve aynı zamanda yakınım 2 yaşındaki çocuğunun balkondan düşmemesi için balkon demirinin üzerini yarım metre kadar geçecek şekilde tel örgü yaptırdı. Yapılan bu tel örgü istenildiğinde çıkartılabiliyor. Çocuğun güvenliği için yapılan bu tel örgünün çocuğun düşme tehlikesi ortadan kalktıktan sonra çıkartılabilmesi mümkün bulunuyor. Ancak site yönetimi, Kat Malikleri Kurulu kararında balkonlara sadece koyu renk cam balkon yapılmasına izin verilmesi nedeni ile bunun haricinde her hangi bir tesisat yapılmayacağından dolayı balkon demirine yapılan tel örgünün kaldırılmasını istiyor. Buradaki sorun sitenin dış güzelliğinin çocuklarımızın hayatından daha mı değerli olduğu? Kat Malikleri Kurulu sitenin ortak alanlarının güzelliği açısından cam balkon yapılmasına izin vermiş ancak söz konusu bağımsız bölümde kiracı olan bir kişiyi maliki bulunmadığı bir eve çok yüksek maliyeti bulunan cam balkon yaptırmaya zorlamak ve onu çocuğunun hayatı ile tehdit etmek doğru mudur? Önceliğimiz ne olmalıdır? Kaldı ki yapılan tel örgü rahatlık, eve toz girmemesi veya lükse yönelik her hangi bir amaç ile değil cam balkondan farklı olarak sadece ve sadece güvenlik amacı ile yapılmıştır. Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 19. maddesi uyarınca Kat Maliklerinin 5/4 ' ünün rızası alınmak sureti ile bu sorunun çözülmesi ve site yönetiminin açabileceği davanın sonuçsuz bırakılması mümkün müdür? Kat Maliklerinden gerekli muvafakat alınamadığı takdirde Yargıtay' ın "DAVA KONUSU DEMİR KAFESİN ZEMİN BALKONLARINA GÜVENLİK AÇISINDAN KONULDUĞU ANLAŞILMAKTADIR. MAHKEMECE, BAŞKACA BİR SAKINCASI DA BULUNMADIĞINA GÖRE DEMİR PARMAKLIKLARDAKİ YATAY DEMİRLERİN ÇIKARILMASI SURETİYLE DAVACININ GÜVENLİĞİNE GETİRİLEN SAKINCANIN GİDERİLEBİLECEĞİ DİKKATE ALINARAK BU YOLDA BİR HÜKÜM KURULMASI GEREKİR." şeklinde verdiği kararından yola çıkarak kıyasla güvenlik nedeni ile balkona yapılan tel örgülerin KMK’ nun 19. maddesine aykırılık teşkil etmediğini söyleyebilir miyiz?



Yanıtınız için şimdiden teşekkür ederim..
Old 18-07-2012, 14:29   #7
Gaspıralı

 
Varsayılan



Danıştay içtihatlarına göre bir tamiratın ruhsatgerektirip gerektirmemesi bazı kriterlere bağlıdır.

İlk kriter, taban alanı dışında yeni bir kapalı alankazanılıp kazanılmadığıdır. Açık balkonun kapatılmasında olduğu üzere, yapılantadilat taban alanında bir artış sağlıyor ise yapılan tadilat ruhsata tabidir. Buna karşılık gömme balkonun duvarlarının kaldırılarakbağımsız bölümlerdeki oda ile birleştirilmesi ruhsata tabi değildir (D.İDKK. 15.3.2007, E:2004/2182, K:2007/353). Çünkü gömme balkonun kapatılması suretiyle tabanalanı dışında yeni ve fazladan bir alan kazanılmamaktadır.

İkinci kriter ise binanın taşıyıcı sistemini etkileyip etkilememesidir.

Bu konuda sayın Konyalı'ya katılmıyorum. Balkonla mutfak arasında yer alan duvarın yıkılması taşıyıcı sistemi etkilemez diye düşünüyorum.

Balkonla mutfak arasında kolon da olmayacağına göre taşıyıcı sistemin etkilenmesi söz konusu değildir.

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Burada sorun gömme balkonun kapatılması değil; mutfağa dahil edilmesidir.
Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı

Gömme balkonu kapatmak ruhsat gerektirmez ama mutfağa dahil edilmesi kapalı alanı büyüttüğü için ve binanın taşıyıcı unsuru olan duvarın yıkılması nedeniyle ruhsata tabidir.


İyi çalışmalar dilerim.








Old 18-07-2012, 20:55   #8
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gaspıralı
Bu konuda sayın Konyalı'ya katılmıyorum.

Sayın Gaspıralı

Çoğu kez ben de kendi yanıtlarıma katılmıyorum. Ancak, katılmadığınızı belirttiğiniz yanıtım aşağıda sunulan kurallara uygundur:

I- Bakanlık Genelgesi taşıyıcı olmayan duvarın kaldırılmasını da ruhsat gerektiren işlerden saymıştır.
T.C.
BAYINDIRLIK ve İSKAN BAKANLIĞI
Teknik Araştırma ve Uygulama Genel Müdürlüğü
ANKARA
Tarih: 13.04.2006
Sayı: B.09.0.YİG.0.15.00.07/1493
Konu: Yapı Denetimi

4708 Sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun ve Yönetmeliğinin uygulanması ile ilgili olarak daha önce Bakanlığımızca çıkartılan bazı genelgeler ile ilgili uygulamaya yönelik tereddütlerin giderilmesi için 21.11.2003 tarih 31016-11954 sayılı genelgemizin 6-A, 6-C ve 7 nolu maddeleri işlemden kaldırılmış ve aşağıdaki açıklama ve değişikliklerin yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.
1.
2.
3. 3194 Sayılı İmar Kanunu hükümlerine göre yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi olup ta yapının statik sistemine dokunmadan, taşıyıcı sistemi etkilemeyen, kullanım amacı değişikliği, hafif malzemeden ara bölme duvar yapımı, bağımsız bölümler arasındaki veya içindeki taşıyıcı olmayan bölme duvarların kaldırılması, bağımsız iki bölüm arasında kapı açılması, ait olduğu piyeste kalmak üzere pencere yerlerinin ve ebatlarının değiştirilmesi, kapı ebatlarının değiştirilmesi, bağımsız bölüm sayılarının değiştirilmesi durumlarında kısmi tadilat ruhsatı düzenlenecektir.


II - Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği de ruhsata tabi olmayan işleri saymış ama bu ruhsata tabi olmayan işler arasında ara bölme duvarını kaldırma bulunmamaktadır:

Madde 63 - Basit tamir ve tadiller ile korkuluk, pergole ve benzerlerinin yapımı ile bölme duvarı, bahçe duvarı, duvar kaplamaları, baca, saçak ve benzeri elamanların tamirleri ruhsata tabi değildir.


III - Yargıtay da ‘’ara duvarın kaldırılmasının anayapının taşıyıcı sistemlerine zarar vermediği’’ yolundaki bilirkişi raporunu yeterli görmemiştir:

Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 2002/12367 E., 2003/1337 K. Sayılı ilamındaki ilgili bölüm aşağıda sunulmuştur: ‘’Anataşınmazın yerinde yapılan inceleme sonunda düzenlenen bilirkişi raporlarında, davalı Ahmet’e ait 3 ve 4 numaralı bağımsız bölümleri birbirine bağlayan ara duvar kaldırılarak tek bağımsız bölüme dönüştürüldüğü saptandıktan sonra bu değişikliğin anayapının taşıyıcı sistemlerine (statiğine) zarar vermediği hususuna kısaca değinilmekle yetinilmiştir.’’
‘’Anataşınmazın bulunduğu İstanbul-Kadıköy’ün birinci derece deprem kuşağında kaldığı da dikkate alınarak, dava konusu 3 ve 4 numaralı bağımsız bölümler arasındaki duvarın kaldırılmış olmasıyla oluşturulan boşluk alanın deprem yüklerinin düşey taşıyıcı sistem elemanlarına güvenle aktarılmasını güçleştiren döşeme boşlukları yaratıp yaratmadığı, başka bir anlatımla bağımsız bölümler içinde yapılan böyle bir değişikliğin betonarme anayapının olası bir depreme dayanıklılığını olumsuz yönde etkileyip etkilemeyeceği konusunda bilirkişilerce, 1.1.1998 tarihinde yürürlüğe giren “Deprem Yönetmeliği” hükümleri çerçevesinde gerekli inceleme ve hesaplamaya yer verilmediği anlaşılmaktadır.’’
‘’Bu durumda mahkemece, 03.06.2001 tarihli raporu düzenleyen bilirkişilerden yukarıda açıklanan esasları içeren ek rapor alındıktan ve dava konusu edilen değişiklikleri gösteren kroki de çizdirildikten sonra, davalının kendi bağımsız bölümleri içinde gerçekleştirdiği değişikliğin (ara duvarı kaldırması) anayapının statiğine zarar vermediği ve depreme dayanıklılığını olumsuz yönde etkilemediği açıkça saptandığında, Kat Mülkiyeti Yasasının 19.maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi hükmü uyarınca bu konuya ilişkin istemin reddine aksi halde değişikliğin eski hale getirilmesine karar verilmesi gerekirken, yeterli araştırma ve incelemeyi içermeyen bilirkişi kurulu raporuna dayanılarak bu istemin reddi de doğru değildir.’’
Old 19-07-2012, 15:08   #9
Gaspıralı

 
Varsayılan

Sayın Konyalı,

Konuyu gereksiz yere uzatmak gibi olmasın ama;

1) Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin ruhsata tabi olmayan işler arasında ara bölme duvarını kaldırmaya yer vermediği malumdur.

Ancak Danıştay bir bağımsız nölüm içerisindeki ara bölme duvarının kaldırılmasını ruhsata tabi işlerden kabul etmemektedir.

Danıştay 6. Dairesinin E: 2004/124, K: 2005/5760 sayılı kararında "aynı bağımsız bölüm içinde kalmak şartı ile bölme duvarlarının kaldırılması ruhsata tabi olmadığı" sonucuna varmıştır.

Dolayısıyla Tip İmar Yönetmeliğinde sayılmayan bazı hususların da ruhsata tabi olmaması mümkündür.

2- Yargıtay'ın bahsettiğiniz kararında "ara duvarın kaldırılmasının anayapının taşıyıcı sistemlerine zarar vermediği" yolundaki bilirkişi raporunu yeterli görmemiştir.

Bu karar, Yargıtay'ın ara duvarın kaldırılmasının anayapının taşıyıcı sistemlerine zarar verdiğini kabul ettiğini göstermez, karar bilirkişi raporunun yeterli derinlikte olmamasıyla ilgilidir. Dolayısıyla esasla değil, usulle ilgilidir.

3- Bayındırlık ve İskan Bakanlığının söz konusu genelgesinin, Danıştay kararlarıyla uyumlu olmadığını düşünüyorum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Balkon Kapatilmasi Yasal Mi? Av.Ebru Caner Meslektaşların Soruları 7 10-01-2010 14:33
balkon kapatmak Av.Ebru Caner Meslektaşların Soruları 4 18-07-2008 17:41
köy senedi resmi evrak mıdır, yoksa özel evrak mıdır akarsu Meslektaşların Soruları 10 27-09-2007 01:20
kaçak balkon,tazminat hırs Meslektaşların Soruları 1 17-09-2007 18:52


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06175995 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.