Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Soruları Arşivi THS Hukuk Soruları alanına 2000-2007 yılları arasında gönderilmiş eski soruların arşivlendiği forum alanımız. Bu alan yeni mesajlara ve yanıtlara kapalıdır ve sadece arşiv amaçlı olarak yayında tutulmaktadır.

iştirak iradesi olmadan faile yardım eden şahsı hangi maddeye göre yargılarız

 
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 19-05-2006, 11:49   #1
kerim

 
Varsayılan iştirak iradesi olmadan faile yardım eden şahsı hangi maddeye göre yargılarız

merhaba benim ceza hukuku ile ilgili bir sorum olacaktı. iştirak iradesi olmadan faile yardım eden şahsı hangi maddeye göre ve nasıl sorumlu tutabiliriz. örn kişiler lokantada yemek yedi ve ücreti ödemeden kaçtı bunu onlayan otopark görevliside bunu bildiği ve gördüğü halde bunların başkasına ait araca binmelerine göz yumuyor burada sanırım otoparkçıyı güveni kötüye kullanmadan sorumlu tutacağız ama başka birşeyden de yardımı için sorumlu tutabilir miyiz yanlız iştirak iradesi yoktur. birde lokantaya ücret ödemeyen kişileri müşterek failler olarak dolandırıcılıktan sorumlu tutabilir miyiz yoksa başka birşeyden mi sorumlu tutarız yardımcı olursanız çok sevinirim kafam çok karıştı. şimdiden teşekkürler.....
Old 24-05-2006, 19:14   #2
MTL

 
Varsayılan

ben de 3.sınıf öğrencisiyim yani bu konuda tam ehil değilim ama elimden geldiğince cevap vermeye çalışayım.bu konuda ceza kanununun 278. maddesi devreye girer.işllenmekte olan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen bir kişi1 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.yani örnekte ki otopark görevlisi tck madde 278 e göre yargılanır.
Old 02-06-2006, 00:05   #3
Meltem Ceyhan

 
Varsayılan

lokantaya ücret ödemeyen kisileri dolandiriciliktan sorumlu tutamayiz. ytck, 163. md de karsiliksiz yararlanmayi düzenliyor, bunu buraya sokariz. bundan eminim çünkü pratik dersinde ayni örnegi vermistik.

istirak konusunda bir fikrim yok fakat otoparkçiyi güveni kötüye kullanmadan cezalandirmak bana uygun gözüktü.
Old 02-06-2006, 10:35   #4
MTL

 
Varsayılan

meltem arkadaşımız güveni kötüye kullanmaktan bahsetmiş.ama bildiğim kadarıyla(tam eminolmamakla birlikte)güzveni kötüye kullanma kamu görevlisi için geçerli
Old 02-06-2006, 14:56   #5
Av.Engin Özoğul

 
Varsayılan

Belirttiğiniz örnekte otoparkçının cezai sorumluluğun doğduğunu peşinen kabul etmemek gerekir diye düşünüyorum.

İlk olarak arabayı çalan kişilerin eylemi(hırsızlık) ile bağlantılı olarak incelersek bu konu için ceza hukukundaki ihmal suretiyle icra kavramını ele almak gerekir. Kişinin dış dünyada bir değişiklik meydana getirmemesine rağmen cezalandırılması için belli şartların varlığı gerekir. Ya yasayla, kişiye belli bir davranışta bulunma yükümlülüğü yüklenmiştir ve bunun ihlali halinde kişi cezalandırılır (mesela görevi ihmal) ya da icrai bir hareketle işlenebilen suçlarda kişi belli bir sonucu önleme yükümlülüğüne rağmen hareketsiz kalarak yükümlülüğünü ihlal etmiştir. Yükümlülüğün kaynağı kanun ya da sözleşme olabilir. Bu nedenle yukarıda bahsettiğiniz örnekte otopark görevlisinin ihmali davranışından dolayı cezalandırılabilmesi için bu yönde kanuni bir yükümlülüğü olmadığı için sözleşmesel bir yükümlülüğünün bulunması ve bu yükümlülüğün, sonuçları itibariyle cezai sorumluluğu doğurabilmesi için bence açık olarak belirtilmiş olması gerekir. Tekrar belirtmek gerekir ki kişinin belli bir davranışı göstermesinin ahlaki bir zorunluluk olarak görülmesi cezalandırılabilmesi için yeterli değildir. Bu yönde ya yasal ya da açık iradi bir yükümlülüğün bulunması gerekir. Ayrıca otopark görevlisinin iştirak iradesi bulunmadığı için ve hırsızlık suçu kasten işlenebilen bir suç olduğu için, suçun kusur unsuru da oluşmamıştır. Bu nedenle hırsızlık suçundan dolayı otoparkçı sorumlu tutulamaz.

"koruma yükümlülüğü bir sözleşme ilişkisinden de kaynaklanabilir" Kayıhan İçel

İkinci olarak otopark görevlisinin, araba sahibi ile olan ilişkisi açısından incelemek gerekir. Güveni kötüye kullanma suçunun oluşması için failin mal üzerinde zilyet olması gerekir. Yani malın teslim edilmiş olmasının yanında mal üzerinde fiili hakimiyetin kurulması gerekir. Ama ceza yargılamalarında genel olarak teslimi yeterli sayan bir yaklaşımın olduğu görülmektedir. Bunun yanında otopark görevlisinin zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunması gerekir. Bu durumda yine ihmal suretiyle icra kavramı ele alınmalıdır. Öncelikle otoparkçının önleme yükümlüğünün olup olmadığı tespit edilmeli eğer pozitif bir sonuca varılırsa, otoparkçının sonucu önleme yükümlülüğü olmasına rağmen sessiz kalması halinin güveni kötüye kullanma suçuna vücut verip veremeyeceği ele alınmalıdır. Kasten sessiz kalınması halini, başkası yararına zilyedliğin devri amacı dışında bir tasarruf olarak düşünmek bana pek mantıklı gelmiyor. Bu nedenle bu suçtan dolayı da otoparkçının sorumlu olmayacağını düşünüyorum.

Bunun yanında lokanta ve benzeri yerlerde yiyip içen ve para ödemeden kişilerin eylemi yeni ceza kanunu ile suç olmaktan çıkarılmıştır. 765 sayılı kanunda karşılıksız yararlanma olarak düzenlenen suçun kapsamı Yeni TCK'da daraltılmış ve eski kanundaki "ücret karşılığı hizmette bulunan lokanta ve benzeri yerlerde yiyip içen ve ödemede bulunmayan kişi...cezalandırılır" şeklindeki hükme yeni kanunda yer verilmemiştir. Kanun koyucunun bu yeni düzenleme ile bu tarz durumları sözleşmesel ilişkilerin ihlali olarak gördüğünü düşünüyorum. Meltem Hanım, pratik derslerde bu eylem karşılıksız yararlanma suçunu oluşturur dendiğini belirtmiş. Suçun tipe uygun eylem unsuru açısından bu çıkarım pek mümkün gözükmüyor. Biraz açıklarsa sevinirim.

Sonuç olarak somut örnek bence çok boyutlu olup farklı sonuçlara varmak mümkündür. Ben otoparkçının ancak hukuki sorumluluk hükümlerine göre tazminatla sorumlu tutulabileceğine vicdani kanaat getirdim.

http://www.sabah.com.tr/2006/04/27/eko108.html
Old 02-06-2006, 19:57   #6
Meltem Ceyhan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan enginozogul
Bunun yanında lokanta ve benzeri yerlerde yiyip içen ve para ödemeden kişilerin eylemi yeni ceza kanunu ile suç olmaktan çıkarılmıştır. 765 sayılı kanunda karşılıksız yararlanma olarak düzenlenen suçun kapsamı Yeni TCK'da daraltılmış ve eski kanundaki "ücret karşılığı hizmette bulunan lokanta ve benzeri yerlerde yiyip içen ve ödemede bulunmayan kişi...cezalandırılır" şeklindeki hükme yeni kanunda yer verilmemiştir. Kanun koyucunun bu yeni düzenleme ile bu tarz durumları sözleşmesel ilişkilerin ihlali olarak gördüğünü düşünüyorum. Meltem Hanım, pratik derslerde bu eylem karşılıksız yararlanma suçunu oluşturur dendiğini belirtmiş. Suçun tipe uygun eylem unsuru açısından bu çıkarım pek mümkün gözükmüyor. Biraz açıklarsa sevinirim.
http://www.sabah.com.tr/2006/04/27/eko108.html

Evet, biz pratik dersinde yaptığımız olayda benzer bir fiil için karşılıksız yararlanma dedik ve daha sonra karşılıksız yararlanmaya birkaç örnek verdik ve lokantada yemek yedikten sonra para ödemeden çıkıp gitmek de verdiğimiz örneklerden biriydi. Fakat hocamız bu fiilin uygulamada karşılıksız yararlanmaya sokulduğunu söylemekle birlikte, aslında bu fiilin özel hukuk alanında kalması gerektiğini de söyledi. Bu konu doktrinde tartışmalıymış; uygulama bu hükmün kapsamına sokuyormuş.

Umarım açıklayıcı olabilmişimdir.
Old 02-06-2006, 23:25   #7
Av.Engin Özoğul

 
Varsayılan

Eski Ceza Kanunu'na sonradan eklenen bir hükümle bu eylemin suç olarak düzenlendiği doğrudur. Fakat Yeni TCK'da bu eylem suç olarak korunmamış. Yeni TCK'nın bu konuda uygulaması henüz oluşmadığı için eski kanuna yönelik yorumlar değerlendirilmiş diye düşünüyorum.

765 sayılı Kanun
Karşılıksız Yararlanma
Madde 521/a - (Ek : 6/6/1991 - 3756/16 md.)
Ödeme yeteneği olmadığını bildiği halde;
1.Ücreti karşılığı hizmet veren pansiyon,otel ve han gibi geçici ikamete tahsis edilmiş yerlerde kalan,
2.Ücreti karşılığı hizmette bulunan lokanta ve benzeri yerlerde yiyip içen,
3.Taksi ve benzeri ulaşım araçlarında kendisini bir yerden diğer bir yere taşıtan,
Ve ödemede bulunmayan kimseye onbeş günden üç aya kadar hapis ve borçlu olunan miktarın on katı kadar ağır para cezası verilir.
Bu maddedeki suçların kovuşturması şikayete bağlıdır.


5237 sayılı Kanun
Karşılıksız yararlanma
MADDE 163. - (1) Otomatlar aracılığı ile sunulan ve bedeli ödendiği takdirde yararlanılabilen bir hizmetten ödeme yapmadan yararlanan kişi, iki aydan altı aya kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır.

(2) Telefon hatları ile frekanslarından veya elektromanyetik dalgalarla yapılan şifreli veya şifresiz yayınlardan sahibinin veya zilyedinin rızası olmadan yararlanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır.
Old 04-06-2006, 21:54   #8
preator44

 
Varsayılan

bence burada otopark görevlisinin iştirakinden söz edilemez.yeni yasa asli ve feri iştirak ayrımını kaldırmış cezalandırabilme noktasında asıl fail ve yardımcı fail ayrımını getirmiştir.ayrıca iştirakten söz edilebilmesi için bir iştirak iradesinin bulunması gerkir.yani faile iştirak kastını yükleyebilmeliyiz aksi takdirde iştirakten söz edemeyiz.olayımızdada kanaatimce otopark görevlisinin kastı olmadığından iştirak yoktur.
Old 06-06-2006, 23:51   #9
Vedi Yücetaş

 
Varsayılan

bence bu olayda otopark görevlisine iştirak kastını yükleyebiliriz çünkü olayda dikkat edersek otopark görevlisi, kişilerin lokantadan ücretlerini ödemeden kaçtıklarını anlıyor ve bunu bildiği halde başkasının aracına binmelerine göz yumuyor burada otopark görevlisi suçun işlenmesi sırasında yardımda bulunarak(başkasının aracına binmelerine göz yumarak) suçun icrasını kolaylaştırıyor buyüzden otopark görevlisi TCk'nın 39. maddesinden sorumlu olur

Madde 39 iştirak türlerinden yardım etmeyi düzenliyor

Not: İştirak iradesi suçtan önce olabileceği gibi suçun işlendiği sırada da gerçekleşebişir burada da iştirak iradesi vardır çünkü lokantadan kaçan kişilerin suç işlediklerini anlıyor yani durumu biliyor ve onlara yardım ediyor burada hem yardım ettiğini söyleyip hemde iştirak iradesi yok demek yanlıştır.
Old 07-06-2006, 00:02   #10
Vedi Yücetaş

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan MTL
meltem arkadaşımız güveni kötüye kullanmaktan bahsetmiş.ama bildiğim kadarıyla(tam eminolmamakla birlikte)güzveni kötüye kullanma kamu görevlisi için geçerli

Güveni Kötüye kullanma sadece kamu görevlisi için geçerli olan bir düzenleme değildir güveni kötüye kullanma TCK' nın 155.maddesinde düzenleniyor 155. maddede böyle bir sınırlama yer almıyor.
 


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
ehliyetin geri alınması işlemine karşı nereye ve hangi mevzuata göre başvuruyapılıyor Mastermindlawyer Meslektaşların Soruları 12 21-11-2008 14:52
Suça İştirakta Müşterek Fail ve Yardım Eden Av.Emre Gacal Ceza Hukuku Çalışma Grubu 7 08-06-2007 13:36
Gemı Rehni Hangi Şartlarda Kurulabilir ve Hangi Usüllere tabidir Av.Demet Meslektaşların Soruları 1 07-12-2006 02:49
Hukuksal Yardım Talep Eden Kadınlara İlişkin İstatistikler:Khum Av.Habibe YILMAZ KAYAR Kadın Hakları Çalışma Grubu 0 20-09-2006 15:52
Yargıtay Murafa Taleplerini hangi Kriterlere Göre Değerlendirmektedir? SadeKahve Meslektaşların Soruları 2 02-07-2006 13:24


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03373694 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.