Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İş yeri kapanması halinde işin devamı halinde husumet kime yöneltilmelidir ?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 21-08-2022, 21:53   #1
av.b.enes

 
Varsayılan İş yeri kapanması halinde işin devamı halinde husumet kime yöneltilmelidir ?

Saygıdeğer meslektaşlarım herkese iyi akşamlar diliyorum.

Müvekkil 15.01.2020 tarihinden 31.05.2022 tarihine kadar A firmasında çalışmıştır. 31.05.2022 tarihinde A firması iş yeri kapanması nedeniyle (kod17) müvekkili işten çıkarmıştır. 01.06.2022 tarihinde aynı adreste bulunan B firması müvekkili işe giriş olarak bildirmiştir. Müvekkil yıllık izinde bulunduğu sırada(müvekkil yazılı izne ayrılırken evrak imzalamış lakin kendisine bir kopyasını almamış) firma devamsızlık nedeniyle(kod26) 17.08.2022 tarihinde işten çıkarılmıştır.

1-) A firması iş yeri kapanması nedeniyle çıkarmış olsa da ben iş yeri devri olarak değerlendirilebileceğini düşünüyorum çünkü çalışan olarak çoğunlukla aynı kişilerle devam edilmiş ve iş yeri adresi, faaliyeti, müşteri çevresi aynı. İşe iade ve işçilik alacaklarına ilişkin açmayı düşündüğümüz davada husumet kime yöneltilmeli ? İki firmaya da yöneltmemiz halinde herhangi bir problemle karşılaşır mıyız olası reddedilmesi halinde ?
Old 22-08-2022, 09:52   #2
av.enesteper

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.b.enes
Saygıdeğer meslektaşlarım herkese iyi akşamlar diliyorum.

Müvekkil 15.01.2020 tarihinden 31.05.2022 tarihine kadar A firmasında çalışmıştır. 31.05.2022 tarihinde A firması iş yeri kapanması nedeniyle (kod17) müvekkili işten çıkarmıştır. 01.06.2022 tarihinde aynı adreste bulunan B firması müvekkili işe giriş olarak bildirmiştir. Müvekkil yıllık izinde bulunduğu sırada(müvekkil yazılı izne ayrılırken evrak imzalamış lakin kendisine bir kopyasını almamış) firma devamsızlık nedeniyle(kod26) 17.08.2022 tarihinde işten çıkarılmıştır.

1-) A firması iş yeri kapanması nedeniyle çıkarmış olsa da ben iş yeri devri olarak değerlendirilebileceğini düşünüyorum çünkü çalışan olarak çoğunlukla aynı kişilerle devam edilmiş ve iş yeri adresi, faaliyeti, müşteri çevresi aynı. İşe iade ve işçilik alacaklarına ilişkin açmayı düşündüğümüz davada husumet kime yöneltilmeli ? İki firmaya da yöneltmemiz halinde herhangi bir problemle karşılaşır mıyız olası reddedilmesi halinde ?

Merhabalar meslektaşım, aşağıda sunacağım kararın işinize yarayacağını düşünmekteyim.

T.C.
YARGITAY
DOKUZUNCU HUKUK DAİRESİ

Esas : 2012/29552
Karar : 2014/31175
Tarih : 27.10.2014
MAHKEMESİ : ZONGULDAK 3. İŞ MAHKEMESİ

TARİHİ : 09/02/2012

NUMARASI : 2009/903-2012/35

DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A)Davacı İsteminin Özeti:

Davacı, davalı işverenlere ait işyerinde işçi olarak 22.12.1997-30.06.2008 arası çalıştığını, ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle haklı ve zorunlu nedenle iş akdini feshetmek zorunda kaldığını, davalılardan Elmas firmasının aynı işle iştigal eden ve daha önce aynı işyerinde çalışıp bu işyerinde yetkili olan D.. V.. adlı şahsa, işçileri ve bir kısım demirbaşları muvazaalı olarak devrederek diğer davalı işverenlik adıyla açtığını, işçilik alacaklarını her iki işveren aleyhine keşide ettiği ihtarname ile talep ettiğini, sonuç alamadığını, davalı gerçek kişinin işyerini devraldığını iddia ederek; kıdem ve ihbar tazminatı ile ücret, fazla mesai ücreti, ulusal bayram-genel tatil ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı, davacının davalı gerçek kişinin hiçbir zaman davacının işvereni olmadığını, husumet itirazları bulunduğunu, davacı ile davalı gerçek kişi arasında akdedilen bir iş sözleşmesinin bulunmadığını, işletme devri gibi bir durumun söz konusu olmadığını, davalı gerçek kişinin de D.. T.. yanında çalışırken işinden ayrılarak Elmas firması ile 01.01.2008 tarihinde iş sözleşmesi yaptığını, bu sözleşme uyarınca davalı gerçek kişinin Elmas firmasının işyerinde bulunan makineleri ve işyerinin belli bir kısmım kiraladığını ve sözleşmeye göre kendisine ait işçileriyle ve kendi evinde dikiş diken, ancak işçi olmayan kişilere makinelerin zimmetlenme suretiyle davalı Elmas firmasının sipariş edeceği hazır giyim işlerini fason olarak imal etme taahhüdü altına girdiğini, yani bu siparişleri ev hanımları ve kız meslek lisesi öğrencilerine yaptırdığını, davacının davalı gerçek kişinin işçisi olmadığını, davalı gerçek kişinin imzaladığı iş sözleşmesine müteakip kendi işçileri için işe giriş bildirgelerini verdiğini, ancak diğer davalının taahhütlerini yerine getirmemesi nedeniyle de 31,07.2008'de kapanışını bildirdiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davalı D.. T.. - D.. V..'a karşı açılan dava yerinde olmadığından reddine, diğer davalı işverene karşı açılan işçi alacakları davasında ücret, ihbar tazminatı ve dini bayram-genel tatil ücreti alacaklarının reddine, bunun dışındaki taleplerin kabulüne karar verilmiştir.

D) Temyiz:

Kararı davacı vekili yasal süresi içinde temyiz etmiştir.

E) Gerekçe:

İşyeri devrinin iş ilişkisine etkileri ile işçilik alacaklarından sorumluluk bakımından taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.

İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar açısından, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu oldukları aynı yasanın üçüncü fıkrasında belirtilmiş, devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.

4857 sayılı Kanun'un 120. maddesi uyarınca yürürlüğü devam eden, 1475 sayılı Kanun'un 14. maddesi gereğince, işyeri devirlerinde kıdem tazminatına hak kazanma ve hesap yöntemi bakımından belirtilen madde hükmü uygulanmalıdır. Anılan maddeye göre, işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde, işçinin kıdemi işyeri veya işyerlerindeki iş sözleşmeleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır.

İşyeri devrinin temel ölçütü, ekonomik birliğin kimliğinin korunmasıdır. Avrupa Adalet Divanı kararlarına göre, maddî ve maddî olmayan unsurların devredilip devredilmediği ve devir anındaki değeri, işgücünün devri, müşteri çevresinin devri, işyerinde devirden önce ve sonra yürütülen faaliyetlerin benzerlik derecesi, işyerinde faaliyete ara verilmişse bunun süresi, işyeri devrinin kriterleri arasında kabul edilmektedir.

Devirden sonra işyerindeki ekonomik birliğin kimliğini koruyup korumadığının saptanabilmesi için, yürütülen faaliyetin devirden sonra yeni işveren tarafından aynı veya özdeş biçimde sürdürülmesi ölçütü yanında, işyerinin taşınmaz ve taşınır malları ile maddî olmayan varlıkların, işyerinde çalışan işçilerin sayı ve uzmanlık bakımından çoğunluğunun, bunun yanı sıra müşteri çevresinin devredilip devredilmediği, devir öncesi ve sonrasındaki faaliyetler arasında benzerlik olup olmadığı, devir sebebiyle işyerinde faaliyet askıya alınmışsa askı süresi gibi koşullar da gözönünde tutulmalıdır.

4857 sayılı Kanun'un 6. maddesinde yazılı olan “hukukî işleme dayalı” ifadesi geniş şekilde değerlendirilmeli, yazılı, sözlü ve hatta zımnî bir anlaşma da yeterli görülmelidir.

Bu açıklamalar ışığında, iş hukukunda işyeri devrinin işçilik alacaklarına etkileri üzerinde ayrıca durulmalıdır. İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. 1475 sayılı Kanunun 14. maddesinin 2. fıkrasında, devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı Kanun’un 6. maddesinde sözü edilen devreden işveren için öngörülen iki yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından sözkonusu olmaz. O halde kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir.

Feshe bağlı diğer haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücretlerinden son işveren sorumlu olup, devreden işverenin bu işçilik alacaklarından herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.

İşyerinin devredildiği tarihe kadar doğmuş bulunan ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücretlerinden 4857 sayılı Kanun'un 6. maddesi uyarınca işveren ile devralan işveren müştereken müteselsilen sorumlu olup, devreden açısından bu süre devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlıdır. Devir tarihinden sonraki çalışmalar sebebiyle doğan sözü edilen işçilik alacakları sebebiyle devreden işverenin sorumluluğunun olmadığı açıktır. Bu bakımdan devirden sonraya ait ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücreti gibi işçilik alacaklarından devralan işveren tek başına sorumlu olacaktır.

Dosya içeriğine göre davacının davalı E..T.. Sanayi Tic. A.Ş.’ne ait işyerinde 11.10.2003-31.12.2007 tarihleri arasında çalıştığı, iş sözleşmesinin ücret alacaklarının ödenmemesi sebebi ile davacı tarafından 31.12.2007 tarihi itibari ile feshedildiği, işyerinin 01.01.2008 tarihinde diğer davalı Derya Vefikuluçay adlı şahsa davalı işverenler arasında işyerinin devrine ilişkin yapılan 01.01.2008 tarihli sözleşmede davalıların faaliyet konusunun konfeksiyon-tekstil işi olmakla aynı iş olduğu, sözleşme uyarınca davalı şirketin icarında bulunan işyeri ve davalı şirkete ait makinelerin, davalı şahsın kullanımına verildiği, davalı şahsın, davalı şirketten kendi kadrosuna işçi alabileceğinin kararlaştırıldığı gerekçesiyle işyeri devrinin muvazaalı olduğu sonucuna varılarak davalı Derya Vefikuluçay hakkındaki davanın husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiştir. Davacı ile aynı dönemde çalışan işçinin davalılar hakkında açmış olduğu işçilik alacakları davasında Zonguldak 1. İş Mahkemesinin 2009/883 esas, 2012/679 karar sayılı dosyasında davalıların müşterek müteselsilen sorumluluğuna hükmedilmiştir. Mahkemece davalılara ait tüm vergi kayıtları, ticaret sicil kayıtları, davalı işyerlerine ait Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları getirtilmeden mütalaasına başvurulan bilirkişinin düzenlediği rapora itibarla karar verilmesi isabetli olmamıştır. Bu itibarla öncelikle işyeri devrine ilişkin davalı işverenlere ait şirket kayıtları, vergi kayıtları, Sosyal Güvenlik Kurumu işyeri kayıtları dosya içine alınarak yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma yapılarak davalı işverenler hakkında diğer işçiler tarafından açılan dava dosyaları da dikkate alınarak yapılacak araştırma sonucunda davalı şirketler arasındaki hukuki ilişkide işyeri devri, iş sözleşmesi devri ve muvazaa olup olmadığı belirlenerek, gerekirse ek rapor alınması suretiyle karar verilmelidir.

Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

F) Sonuç:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 27.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynakça: www.corpus.com.tr
Old 04-10-2023, 12:35   #3
gbahsi

 
Varsayılan

Meslektaşım merhabalar, dava açtınız mı? Açtıysanız davanın akıbeti ne oldu?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tedbir Nafakası Şikayet Kime Yöneltilmelidir ? (Davalının VASİ'Sİ VAR) Av. Buğra YILDIZ Meslektaşların Soruları 0 19-04-2022 11:19
Tasfiye Memurunun ölmesi Halinde Tebligat Kime Yapilmali? Av.Ceren Çağlar Meslektaşların Soruları 0 03-05-2016 08:43
boşandım vefatım halinde evim kime kalır Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 2 05-05-2014 12:12
çarpan Aracin Belli Olmamasi Halinde Dava Kime Açilacak b.gülşah Meslektaşların Soruları 1 21-11-2013 13:56


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05177999 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.