Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İlamların icrası ve Yargıtay kararı karşısında faiz sorunu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 14-01-2009, 16:25   #1
ad-hoc

 
Çözüm İlamların icrası ve Yargıtay kararı karşısında faiz sorunu

150bin YTL'lik bir alacak davasında, davacı sıfatı ile mahkeme 50bin YTL alacağımız olduğuna kanaat getirmiş ve fazlaya ilişkin talebi reddemiştir. Bu durumda malum karşı taraf vekalet ücreti ödemeye mahkum olduk. Kararı tehiri icra talepli temyiz ettikfakat 50bin YTL'yi de icraya koymak istiyoruz.

Bu durumda Yargıtay'dan 50bin ytl'den daha az ödenmesi gerektiğine ilişkin aleyhe bir karar çıkması halinde ve mahkemenin de buna uyması halinde fazla tahsil edilen kısım için tarafımıza icra takibi yapılması mümkün müdür? Bu takip ilamlı yapılmak durumunda mıdır? Fazla tahsil edilen kısımın işlemiş faizinin de talebi icra yolu ile istenebilir mi?
Old 15-01-2009, 15:27   #2
Av. Nurten Kozan

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım;
ilamlı alacağınızı tamamen tahsil ettiğinizde, borcun bulunmadığı (yada daha az olduğu) kesin hüküm haline geldiğinde, İİK 40 a göre, takip dosyasında eski hale iade yapılır. Yani dosyada size yapılan ödeme, ödeme tarihinden itibaren faiziyle geriye istenir.
Yargıtay içtihatlarında çoğunlukla İİK 40 maddesi bulunması nedeniyle, istirdat yada alacak davası açılmasını hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini belirtmekle beraber, yeni tarihli bazı daire kararları hukuki yarar vardır demektedir.
Sanırım yargıtay içtihat değiştirmektedir.
YARGITAY 13.HUKUK DAİRESİ
Tarih: 14.2.2002 Esas: 2001/12455 Karar: 2002/1585

İlam İcra Edildikten Sonra Bozulması Halinde İstirdat Davası Açılmasında Hukuki Yarar Bulunmadığı - İcranın İadesi


Özetava, istirdat talebine ilişkindir. Bir ilam hükmü icra edildikten sonra Yargıtay`ca bozulur ve aleyhinde icra takibi yapılanın hiç veya o kadar borcu olmadığı kesin bir ilamda tahakkuk ederse ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra tamamen veya kısmen eski hale iade olunur. Somut olayda, davacının hiçbir borcu olmadığı kesinleşen ilam ile sabittir. Bozulan karar gereği ödenen miktarın icradan geri istenmesi yeterlidir. Davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından, reddi gerekir.




- 2004 sayılı İCRA İFLAS KANUNU m.40,72



Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü.
Karar
Davacı, davalı tarafından aleyhinde açılan 1996/428 esas sayılı dava dosyasında verilen kararın kesinleşmesini beklemeden davalının kendisi hakkında bu karara dayanarak icra takibine geçip, Ağrı İcra Müdürlüğü`nün 1999/996 esas sayılı dosyası ile kendisinden 2.204.105.526 lira tahsil ettiğini, ancak kararın daha sonra Yargıtayca bozulup davanın redle sonuçlanıp kararın kesinleştiğini bildirip, ödedikleri 2.204.105.526 liranın ödeme tarihinden itibaren faiziyle tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davalının, davacı aleyhine Ağrı Asliye Hukuk Mahkemesi`nde açtığı 1996/428 esas sayılı dava dosyasında, 23.6.1996 tarihli kararla hükmedilen alacağını yine Ağrı İcra Müdürlüğü`nün 1999/996 esas sayılı icra dosyası ile yaptığı takip sonucu 2.162.550.526 lira olarak davacıdan tahsil ettiği, ancak icra takibine konu kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesi`nce bozulup, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu davanın reddedilip kesinleştiği dosya kapsamından anlaşıldığı gibi bu hususlar taraflar arasında çekişmesizdir.
İcra İflas Kanunu 40/2. maddesine göre, bir ilamı hükmü icra edildikten sonra Yargıtayca bozulduğunda, aleyhinde icra takibi yapılmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kati bir ilamda tahakkuk ederse ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra tamamen veya kısmen eski haline iade olunur. Bunun için ayrıca dava açmaya gerek yoktur. Olayımızda davacının davalıya hiç borcu olmadığı anlaşıldığına göre bozulan karar gereği ödemek zorunda kaldığı miktarı icradan geri istemesi yeterli olacaktır. Bu nedenle davacının dava açmakta hukuki yararı yoktur. Davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 14.2.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.

YARGITAY 3.HUKUK DAİRESİ
Tarih: 26.2.2007 Esas: 2007/2274 Karar: 2007/2632

İlamın İcra Edildikten Sonra Bozulması ve Borçlu Lehine Kesin Hüküm Elde Edilmesi Halinde Sebepsiz Mal Edinme Esasları Uyarınca Dava Açılabilir; İİK`nun 40. Maddesi Buna Engel Değildir


Özet: İİK`nın 40. maddesine göre, icraya konulan ilamın bozulması takibi olduğu yerde durdurur. İlam icra edildikten sonra bozulup da borçlunun hiç veya o kadar borcu olmadığı kesin bir hükümle sabit olursa ayrıca hükme gerek olmaksızın icra tamamen veya kısmen eski hale iade olunur. Bu şekilde, haksız yere para ödemiş olanların ödedikleri parayı kolayca geri alabilmelerine olanak sağlanmıştır. Ancak anılan madde, sebepsiz mal edinme esaslarına dayalı dava açmaya engel değildir. Yerel mahkemece, aksi kanaat ile hukuki yarar yokluğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi hatalıdır.




- 818 sayılı BORÇLAR KANUNU m.62
- 2004 sayılı İCRA İFLAS KANUNU m.4,40



Dava dilekçesinde 260.831,54.-YTL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay Kararı
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra, dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı, davalı şirket tarafından, ............ Orman Ürünleri Sanayi A.Ş.`ye ........... işletmesinin satışına ilişkin ihale ile ilgili olarak ihale şartnemesinin geçersiz sayılması ve teminat mektubu karşılığı ödenen 75.000.000.000.-TL`nin iadesi istemiyle Ankara 2. İdare Mahkemesi`nde aleyhine dava açıldığını, mahkemece verilen karar gereğince icra dosyasına ödeme yaptığını, idare mahkemesinin kararının Danıştay 13. Dairesi`nin 15.03.2006 tarihli ilamı ile bozulması üzerine ortadan kalktığını, icra dosyasına yatan ve davalı şirkete ödenen paranın yasal dayanağı kalmadığını, davalının bu para nedeniyle sebepsiz zenginleştiğini öne sürerek, ödenen 159.294,48.-YTL ana para, 101.537,06.-YTL faiz olmak üzere toplam 260.831,54.-YTL`nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, İİK 4. maddesi uyarınca dava açılamayacağını, dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını bildirerek, yersiz olan davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece İİK 40/2. maddesi gereğince davacının açacağı bir dava ile istemde bulunmasına gerek olmaksızın ödediği bedele kavuşacağından, hukuki yararı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
İİK 40. maddesinde "Bir ilamın nakzı icra muamelelerini olduğu yerde durdurur. Bir ilam hükmü icra edildikten sonra nakzedilip de aleyhinde icra yapılmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kat`i bir ilamla tahakkuk ederse ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra tamamen veya kısmen eski hale iade olunur" denilmektedir. İcraya konulan ilamın ait olduğu dairece bozulması takibi olduğu yerde durdurur. İcranın eski hale iadesi için, borçlu lehine kesinleşen bir hükmün varlığı gereklidir.
Bu maddenin hükmü, haksız yere para ödemiş olanların geri alma haklarını kolayca kullanabilmelerini sağlamak üzere konulmuştur. Bu maddenin verdiği hakkın sebepsiz mal edinme esasları gereğince mahkemeye başvurularak kullanılması da mümkündür. Böyle bir davaya İİK`nun 40. maddesindeki hüküm engel teşkil etmez; bu hüküm, emredici nitelikte değildir (Yargıtay HGK 05.10.1960 tarih E. 3/12, K. 12). İİK`nun 40. maddesinde, aleyhine verilen ilk karar bozulanlar için iade usulünün belirlenmiş olması, dava açma hakkını ortadan kaldırmaz. Davacının dava açmakta hukuki yararı vardır. Mahkemece İdare Mahkemesi kararı, Danıştay bozma ilamı birlikte değerlendirilerek işin esasına girilmesi ve ortaya çıkacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, hukuki yarar yokluğundan davanın reddi şeklinde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK`nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.02.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




Yargı Dünyası, 2009
http://www.yargidunyasi.com.tr/
Old 27-07-2009, 06:13   #3
Nusret

 
Varsayılan Tersi olursa ne olur?

İcra takibinde fazla tahsilat yapılırsa eski hale iadeyle fazla yapılan ödeme geri istenebiliyor.

Peki, yerel Mahkeme kararı ilamlı icraya konduktan sonra Yargıtay'ın verdiği düzelterek onama kararı ile alacak miktarının artması durumunda aradaki farkı, Yargıtay kararının ayrı bir ilamlı icrası yoluyla talep edebilir miyiz? Yoksa eski takip üzerinden devam etmek zorunda mıyız? Eski takip üzerinden devam etmek zorunda isek, icra kanuni vekalet ücreti, ferileriyle birlikte eski talepten mi, yoksa düzelterek onama ile artan asıl alacağın ferileriyle birlikte oluşan daha yüksek miktarlı alacak üzerinden mi hesap edilecektir?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Nafakaya İlişkin İlamların İcrasında Zamanaşımı alperdem Meslektaşların Soruları 14 02-08-2017 16:22
Ticaret mahkemesinde faiz sorunu sailor1981 Meslektaşların Soruları 15 06-07-2009 18:51
bono takibinde yetki ve faiz sorunu qendal21 Meslektaşların Soruları 8 08-01-2009 15:47
İptal edilen çekte faiz sorunu.. Av.Murat Bölükbaş Meslektaşların Soruları 3 21-02-2008 21:41
İşe iade kararı sonrası hak edilen alacakların icrası rojda Meslektaşların Soruları 1 30-03-2007 16:16


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05088902 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.