Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Rüşvetin kökü nasıl kurutulur?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 30-09-2007, 18:03   #31
poetic

 
Varsayılan

Rüşvet eğitimle kalkar evet, ama bizdeki eğitimle değil. Maalesef şunu üzülerek görüyorum ki en başta biz (hukukçular) bu işin içindeyiz. Bu söylediğime hayır, öyle değil, diyecek biri olacağını da zannetmiyorum. Mesela pahalı arabalar, 2-3 bin ytl maaşla nasıl alınıyor anlayamıyorum. Ne diyelim "adalet mülkün(devletin) temelidir." Adalet bozulursa mülk de bozulur.
Old 01-10-2007, 06:52   #32
bur_ak_duman

 
Varsayılan

ben bu duruma kesinlikle ekonomik güçlüklerden kaynaklanan bir durum diyemiyorum.elbette eknomik nedenlerin etkisi fazladır ama görüyoruz ki rüşvet alan insanların durumlarıda benim gözlemlediğim kadarıyla ekonomik durumları kötü kişiler değil .insanların gözünü para hırsı boyamış çünkü.kimse bana verilenle yetineyim demiyor .aksine verilmeyenle ilgilenmeye çalışıyorlar.bu yüzden bu kişilerin tamamen küçüklükten şu zamana kadar geçen süreçte,eğitilmesi ahlakının iyileştirilememesi konusuyla ilgili olduğunu düşünyorum.bu durumun temelindede vicdanın iyileştirilmesi ve bu hususlarda kendimizi eğitmeyle olabileceğini kestiriyorum.
Old 01-10-2007, 13:45   #33
Av.Mehmet Yılmaz

 
Varsayılan

"Selam verdim, rüşvet değil deyü almadılar"
der Fuzuli, ki 16. YY da yaşamışlardır kendileri. O kadar eski ve köklü bir adettir bu maraz. İslam tarihinde de Halid Bin Velid'in Hz. Osman ile görüşebilmek için kapıcıya rüşvet verdiği söylenir.
Bu kadar kemikleşmiş bir davranışı günümüzün ekonomik koşullarıylarıyla birlikte değerlendirdiğimizde kökünün kurutulması mümkün değildir diye düşünüyorum.
Old 09-10-2007, 19:24   #34
üye15755

 
Varsayılan

Şimdi hepiniz gidiyorsunuz sayın meslektaşlarım, icra dairelerine... makbuz karşılığı ödeyeceğiniz harç, yolluk v.s. paralardan da ziyade parayı cebinize koyarak... arşivden ya da raftan dosya çıkar, al para (makbuzsuz)... Borçludan tahsilat var, Reddiyat.. biraz para mı kaldı dosya da ne (makbuzsuz)... Borçluya tebligat usulsüz mü, kesinleşmedi mi takip yani... aaa ne olacak, eh işte müdür bey yardımcı ol canım, kaç yıldır beraber çalışıyorz şu adliyede... 89/1 gönderemeyecek miyiz şimdi üçüncü şahıslara... yahu tapuyada yazılacak, tebligat ne kadar 3,5 mu.. al canım şo 10'u (makbuzsuz) yoruluyorsunuz akşama kadar burada. sizin işlerde zor tabi.. Ya benim iş acele, muhafaza da yok benim haczi öne alabilir miyiz, sizi görürüm memure hanım. Bizim tahliye de çok yorucuydu beee, valla bi yemeği hak ettik, şöyle boğazda bir masa donatalım daireye öyle geçersiniz memur bey...

öte yandan idealist olsanız, taviz ve rüşvet vermeseniz: takip talebindeki virgül hatası bahane edilir. bir hacizde mimlenirseniz rüşvet vermeyen avukat diye ikinci haczi burnunuzdan getirirler. Basit bir tebligat, basit bir müzekkere için kaç defa git gel yaptırırlar adama... Git mercie şikayet et derle... orada işçi misiniz, amele mi, avukat mı nesiniz hiç belli değildir ilk okul mezunu icra müdürünün karşısında...

çook dertliyim çook... ne ideallerle okuduğum hukuk fakültesini bitirdiğime mi pişman olayım, hala bu mesleği sürdürdüğüme mi... kime dert açayım kima yanayım...

yani kral çıplak... bizim en büyük meselemiz de bu... bu anlattığım gerçeklerin en büyük müsebbibi mesleğin yüz karası bazı avukatlar... ve hakiminden savcısına, meclisinden cumhurbaşkanına herkes bu fiili ve kanun dışı durumu biliyor ve kimse de bir adım atmıyor. Herkes bunu adeta meşru görüyor.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne savunma verecektim. Dışişleri Bakanlığı çok ivedi dosya sureti ve hukuki mütalaamı bekliyordu. İcra Müdürlüğüne gittim ve durumun ciddiyetini aktarak dosyanın arşivden çıkarılmasını istedim. Gün perşembeydi ve iç işleri bakanlığı aynı günü son gün olarak tayin etmişti. Dosyayı çıkaran görevli, bugün çıkarırım ama 20 YTL masrafı olur dedi. Bu masrafın ne demek olduğunu biliyordum ama şimdi idealize ettiğim fikirleri o cahille tartışıp süreleri kaçırmak durumunda değildim. Dedim ki ne mazrafı dosyayı çıkar çok ivedi dedim. Yok aabi (nereden ağabeyi oluyorsam, avukat bey yok yani) dedi, o zaman haftaya geleceksin. Beynimden vurulmuşa döndüm adamın Rüşvet iştahı, A.İ.H.M , Dışişleri Bakanlığı hiç bir kurum ve kavram dinlemiyordu. Allahtan lise mezunu bir müdürdü dairenin amiri de gidip durumu ona izah ettim. durumun ciddiyetini anlayınca tecahül-ü arif yaparak çalışanına " ne masrafı oğlum, dosya çıkarmak için masraf almıyoruz karıştırıyorsun" dedi. hadi avukat beyin işini hemen haledin dedi. haftaya gelecek dosya 7 dk. içinde önüme geldi. yani her birgün 1 dakikaya sığdı. Dairede dosya çıkarmakla muvazzaf kişi de memur değildi galiba. hangi sıfatla ve kanuni dayanak ile orada o görev verilmişse kendisine, onu da anlamış değildim.

felan filan.. daha neler neler anlatabilirsiniz bu konuda sizler de kim bilir...

benim amacım bu mevzuu hikayeleştirmek değil...

rüşvet vermeyen, dürüst ahlaklı bir hukukçu jenerasyonun oluşması için bayraktarlık yapmaktır. Gelin canlar bir olalım, kurulu bu düzeni kökünden kazıyalım... bu düzen var oldukça hiçbirimiz hukuktan, hukukçuluktan, adaletten, ideallerden bahsedemeyiz. Buna hakkımız olamaz...
gelin yıkalım.. Ahlaktan, edepten, hukuktan ayrılmayalım. Rüşvet vermeyin. Vermediğiniz rüşvetten dolayı başınıza bir şey gelirse (işinizin sürüncemede bırakılması gibi) bu uğurda "varım" diyen arkadaşlar hemen o adliyeye gidelim ve varlığımızı toplu olarak hissettirelim. Toplu baskı oluşturalım.

Rüşvet vermemekten dolayı mağdur edilirsek, hepimiz birden mağdur edilen meslektaşımızın yanına koşalım, hemen o an o gün olay yerine damlayalım. Tavrımızı toplu olarak gösterelim.
Bu hem avukatlığın saygınlığı açısından mühim, hem de hukukun tecellisi bakımından önemli bir unsurdur.
Bu, samimi muzdarip olan ve yukarıya sayısız mesaj göndermiş arkadaşlarımızın hayır demeyeceği bir eylem biçimidir.
Koordinasyon için de telefon numaralarımızı verebiliriz.

Ne dersiniz?
Old 11-10-2007, 09:37   #35
Gülcerci

 
Varsayılan

4. sınıf öğrencisiyim. benim de şimdiden moralimi bozan ve beni düşündüren konulardan biri rüşvet olayı oldu. bence olay icra dairelerindeki görevlilerin maddi durumlarının iyileştirilmesiyle düzelmez. her sektörde yaygınlaşan rüşveti alanlar sadece zor geçinen görevliler değil, bence maaşları iyi olan üst derecedeki memurlar çok daha fazlasını alıyorlar. izlenimlerime göre ( üzülerek söylüyorum ) bu durum bazı meslektaşlarımızın da kolayına geliyor. parayı verip işlerini çok daha hızlı halletmek hoşlarına gidiyor gibi görünüyor. bence en etkili çözüm bu olumsuzluğa topluluk olarak tepki göstermek. ama böyle bir karar ortaklığı ve bunu uygulamaya geçirmek çok da olası gözükmüyor
Old 11-10-2007, 11:17   #36
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Av.Hakan Çırak

Rüşveti alanların çıkarlarından vazgeçmeyeceğini düşünüyorsunuz da
rüşveti verenlerin çıkarlarından vazgeçmesini nasıl mümkün görüyorsunuz?

Neden vazgeçsinler? Önce rüşvet vermekten vazgeçmeleri için geçerli bir neden bulunmalı sonra vazgeçmeleri önerilmeli kanısındayım.

Rüşvetin suç ve ayıp olması bu çıkarcı insanlar tarafından vazgeçmeye yeterli neden sayılmamaktadır. “At binenin kılıç kuşananın” diye yanlış yorumladıkları bir atasözünün ardına sığınarak ve rüşvet vermeyenleri beceriksizlikle suçlayarak “işlerini başarıyla” yürütmekteler. Bu nedenle kimseye "başarılar" dileyemiyorum.

Saygılarımla
Old 11-10-2007, 12:06   #37
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan Rüşvet Sektörü

Değerli üyeler,

Konu, asırlardır tartışılan ve bir türlü gereği gibi çözülemeyen bir konudur.

Rüşvet, ülkemizde maalesef bir sektör halini almıştır. Son derece likit bir sektör. Ne krizden etkileniyor ne depremden... Sürekli kendine yeni kanallar, yeni kulvarlar ve yeni yeni yollar açıyor...

Düşünsenize, İstanbul gibi dev bir şehirde her hangi bir resmi kuruluşa her gün binlerce belki onbinlerce insan girip çıkıyor... Elbette ki herkes vermez ama şu da bir gerçek ki çoğu insanımız işi bir an önce bitsin diye, istenmediği halde bir yerlere 5-10, 50-100 bırakıp gidiyor... Bunlara şahit oluyoruz ve çoğu yerde vakai adiyeden sayılıyor, kimse dönüp bakmıyor bile...

Hesabı ortada: Bir başka alanda bakkal hesabı yapmıştık ortaya korkunç bir rakam çıkmıştı...

(Teşbihte hata olmasın ve haşa diyelim) ... Aynısını bu olay için düşünelim... pasta çok büyük ne yazık ki. Bu pastayı kimse kimseye bırakmaz. Bir şekilde rüşvet çarkı sürüp gider.

Maalesef!
Old 11-10-2007, 16:05   #38
Av. Fatih KARACA

 
Rahatsiz

Daha geçen hafta başımdan geçti. İcra dosyasına yatan parayı(yüklü bir miktar, normalde çekle ödenir) çekmek istedim. Müdür bey desteleri çıkartmaya başladı.
"-Müdür Bey bu kadar nakit vermeseniz, çek daha münasip olur." dememe rağmen, masada oturan ve benden yaşça büyük ve de tecrübeli meslektaşımla karşılıklı bir kahkaha patlattıktan sonra ödemeyi nakit olarak yaptı. Bir şey vermeyince de suratını astı. O anda asıl moral bozucu olan, dairedeki diğer meslektaşların bana müdürden bile kötü bakmalarıydı. And içtim, icra dairesi ya da başka bir yerde alenen, hele de meslek onurunu ayaklar altına alacak biçimde yılışarak rüşvet veren meslektaş görürsem baroya bildlreceğim.

Saygılarımla
Av. Fatih KARACA
Old 11-10-2007, 18:28   #39
üye15755

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hakan ÇIRAK
Şimdi hepiniz gidiyorsunuz sayın meslektaşlarım, icra dairelerine... makbuz karşılığı ödeyeceğiniz harç, yolluk v.s. paralardan da ziyade parayı cebinize koyarak... arşivden ya da raftan dosya çıkar, al para (makbuzsuz)... Borçludan tahsilat var, Reddiyat.. biraz para mı kaldı dosya da ne (makbuzsuz)... Borçluya tebligat usulsüz mü, kesinleşmedi mi takip yani... aaa ne olacak, eh işte müdür bey yardımcı ol canım, kaç yıldır beraber çalışıyorz şu adliyede... 89/1 gönderemeyecek miyiz şimdi üçüncü şahıslara... yahu tapuyada yazılacak, tebligat ne kadar 3,5 mu.. al canım şo 10'u (makbuzsuz) yoruluyorsunuz akşama kadar burada. sizin işlerde zor tabi.. Ya benim iş acele, muhafaza da yok benim haczi öne alabilir miyiz, sizi görürüm memure hanım. Bizim tahliye de çok yorucuydu beee, valla bi yemeği hak ettik, şöyle boğazda bir masa donatalım daireye öyle geçersiniz memur bey...

öte yandan idealist olsanız, taviz ve rüşvet vermeseniz: takip talebindeki virgül hatası bahane edilir. bir hacizde mimlenirseniz rüşvet vermeyen avukat diye ikinci haczi burnunuzdan getirirler. Basit bir tebligat, basit bir müzekkere için kaç defa git gel yaptırırlar adama... Git mercie şikayet et derle... orada işçi misiniz, amele mi, avukat mı nesiniz hiç belli değildir ilk okul mezunu icra müdürünün karşısında...

çook dertliyim çook... ne ideallerle okuduğum hukuk fakültesini bitirdiğime mi pişman olayım, hala bu mesleği sürdürdüğüme mi... kime dert açayım kima yanayım...

yani kral çıplak... bizim en büyük meselemiz de bu... bu anlattığım gerçeklerin en büyük müsebbibi mesleğin yüz karası bazı avukatlar... ve hakiminden savcısına, meclisinden cumhurbaşkanına herkes bu fiili ve kanun dışı durumu biliyor ve kimse de bir adım atmıyor. Herkes bunu adeta meşru görüyor.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne savunma verecektim. Dışişleri Bakanlığı çok ivedi dosya sureti ve hukuki mütalaamı bekliyordu. İcra Müdürlüğüne gittim ve durumun ciddiyetini aktarak dosyanın arşivden çıkarılmasını istedim. Gün perşembeydi ve iç işleri bakanlığı aynı günü son gün olarak tayin etmişti. Dosyayı çıkaran görevli, bugün çıkarırım ama 20 YTL masrafı olur dedi. Bu masrafın ne demek olduğunu biliyordum ama şimdi idealize ettiğim fikirleri o cahille tartışıp süreleri kaçırmak durumunda değildim. Dedim ki ne mazrafı dosyayı çıkar çok ivedi dedim. Yok aabi (nereden ağabeyi oluyorsam, avukat bey yok yani) dedi, o zaman haftaya geleceksin. Beynimden vurulmuşa döndüm adamın Rüşvet iştahı, A.İ.H.M , Dışişleri Bakanlığı hiç bir kurum ve kavram dinlemiyordu. Allahtan lise mezunu bir müdürdü dairenin amiri de gidip durumu ona izah ettim. durumun ciddiyetini anlayınca tecahül-ü arif yaparak çalışanına " ne masrafı oğlum, dosya çıkarmak için masraf almıyoruz karıştırıyorsun" dedi. hadi avukat beyin işini hemen haledin dedi. haftaya gelecek dosya 7 dk. içinde önüme geldi. yani her birgün 1 dakikaya sığdı. Dairede dosya çıkarmakla muvazzaf kişi de memur değildi galiba. hangi sıfatla ve kanuni dayanak ile orada o görev verilmişse kendisine, onu da anlamış değildim.

felan filan.. daha neler neler anlatabilirsiniz bu konuda sizler de kim bilir...

benim amacım bu mevzuu hikayeleştirmek değil...

rüşvet vermeyen, dürüst ahlaklı bir hukukçu jenerasyonun oluşması için bayraktarlık yapmaktır. Gelin canlar bir olalım, kurulu bu düzeni kökünden kazıyalım... bu düzen var oldukça hiçbirimiz hukuktan, hukukçuluktan, adaletten, ideallerden bahsedemeyiz. Buna hakkımız olamaz...
gelin yıkalım.. Ahlaktan, edepten, hukuktan ayrılmayalım. Rüşvet vermeyin. Vermediğiniz rüşvetten dolayı başınıza bir şey gelirse (işinizin sürüncemede bırakılması gibi) bu uğurda "varım" diyen arkadaşlar hemen o adliyeye gidelim ve varlığımızı toplu olarak hissettirelim. Toplu baskı oluşturalım.

Rüşvet vermemekten dolayı mağdur edilirsek, hepimiz birden mağdur edilen meslektaşımızın yanına koşalım, hemen o an o gün olay yerine damlayalım. Tavrımızı toplu olarak gösterelim.
Bu hem avukatlığın saygınlığı açısından mühim, hem de hukukun tecellisi bakımından önemli bir unsurdur.
Bu, samimi muzdarip olan ve yukarıya sayısız mesaj göndermiş arkadaşlarımızın hayır demeyeceği bir eylem biçimidir.
Koordinasyon için de telefon numaralarımızı verebiliriz.

Ne dersiniz?


Muhrem üstadım Av. Armağan KONAYLI;
Zaten suçun en büyüğü, rüşvet vererek işlerini hızlandırmak isteyen avukatlarda... Bunu dile getiren bir mesajdı yukarıda yazdıklarım. Bu meyanda, suçun büyüğünün bizde olmasından dolayı, yine biz ile işe başlamak gerektiğini belirttim. Rüşvet alma noktasındakilerin Rüşvet almalarını değil, rüşvet veren avukatın "rüşvet vermesini" eleştirdim ve sorunun büyüğünün bu olduğuna dikkat çektim. Çözümü de yine bizde, kendimizde buldum.

bu ayırımı zaten yapmış olduğumu ortaya koymak için, sizin temas ettiğiniz noktaları havi ifadelerimin altını çiziyorum yukarıda... teşekkürler...

Ve muhterem hukukçular;

"Rüşvet VERMEYELİM"

Rüşvet vermemeten dolayı mağdur ediirsek, toplu hareket ederek o yerde sorun (aslında sorun değil, doğruyu haykırmak) çıkaralım. Bu eylem biçimi yaygılaştıkça rüşvet verme iradesi ortadan kalkınca, alma iradesi kerhen de olsa kalkacaktır. Zira rüşvet alabilmeye müsait makamlar bundan korkacaktır.

Gelin bu bir kampanyanın başlangıcı olsun...:

"Rüşvet hiçbir yerde ve hiçbir adliyede!"

kampanyası...

Yahu ne olur... bu iş için şu yukarıda dert yakınma mesajı atan meslektaşlar gönüllü olsa yine yeter... Lütfen... hadi....
Old 16-10-2007, 15:50   #40
av.medine

 
Varsayılan

Arkadaşlar bence adli yargı sistemi içinde özellikle icra müdürlüklerinde rüşvetin önüne ancak biz avukatla engel olabiliriz. Bu konuda tüm avukatlar birlik içinde olur ve alınan karar uygulamaya konulur ise sorun nisbeten ortadan kalkar. Belki büyükşehirlerde bu kararlılık zor olabilir ama küçük ilçelerecde hele de tek adliye olan yerlerde hiçte zor değil. Yeter ki biz meslekdaşlarımız bunu yapabileceğimize ve birlik içinde bu mesleyi çözebileceğimize inananalım.Ben küçük bir ilçede 16 avukatın çalıştığı yerde avukatlık yapmaktayım. Nedense icra dairesine gelen görevli arkadaş ilk zamanlar gayet çalışkan iken sonralar birden değişmeye başlıyor . Bu değişkliğe sebep olan sadece biz meslekdaşalrız. Tanıdığım bir meslekdaşım var icra dairesinden dosyay gelen parayı çekerken alenen her sefarinde müdürle şu diyalog içindedir. " Sayın müdürüm ben de devlet memurluğu yaptım kasada açık olabilir. Al şunu da açığını kapatırsın. "Peki ondan sonra dosyasından para çekecek olan sonraki avukatlardan da ilgili müdür aynı tavrı beklemez mi sizce ? Hem de iki katını bekler. Şimdi de en rahatsız olduğum husus şu ki; CMK ücretleri savcılıklar tarafından tarafımıza ödeniyor ve savcılıkta bu husus istismar konusu yapılıyor. Bağlı olduğumuz barodan bu ücretler alınır iken bu güne kadar hiç problem olmuyordu. Biz avukatların derdi hiç bitmiyor ki;
Old 18-10-2007, 19:00   #41
SNOW

 
Varsayılan

Rüşvetin kökü kurutulamaz. Mutlaka bu suçu işeyen birileri olacaktır. eğitim ve toplumsal değerlerin değişmesiyle en aza indirgenebilir. insanları öyle eğitmeli ve toplum içerisinde öyle bir tepkisel refleks oluşturulmalı ki rüşvet olarak aldığı para kişiyi fazlasıya rahatsız etmeli. aldığı o para tabiri caizse beynini kemirecek şekilde onu düşündürmeli. ayrıca toplum zengin olana çok fazla pirim vermemeli. Kim zenginse kendine zengin. Zengin diye ayrı bir ilgiye ve ayrı bir saygıya layık olmamalı. ilgi ve saygıya layık olan: işini hakkını vererek yapan, parasını alnının teriyle kazanan, insanlara insan oldukları için saygı duyan, çıkar peşinde olmayan, insanlara zararı olmayan yararı olan, üstün ahlaklı, üstün karakterli insan olmalı. Bu tip toplumda örnek gösterilmeli. Bu halde rüşvet en aza inebilir, para kazan ve zengin ol da nasıl olursan ol kanaati oturmuş, ahlak kuralları ayaklar altına alınmış bir ülkede rüşvet azalmaz.
Saygılarımla...
Old 22-10-2007, 13:29   #42
SINIRSIZ

 
Varsayılan

Bu konuyu günlük hayatta da meslektaşlarımızla konuşuyoruz.. fakat günlük hayatta daha cesuruz ya da burda söylemeketen gerçekten çekiniyoruz bazı şeyleri.. 'İst. gibi bir şehirde bütün gününü senin haczin için geçiren memura para vermek rüşvet olmaz.... hatta yargıtay da artık yapılması gereken bir işi yapmış olmasından dolayı ceza vermiyor ' şeklinde savunmalar vicdani rahatlatmalar duyuyorum... Zaten verilmesi gerekir.. çünkü ist. gibi bir yerde böyle maaşlara yaşanmaz diyorlar.. geçinemeyeceklerini düşünerek hırsızlık yapıyorlar mı hayır o zaman bu işi yapmayacaklar diyorum... aldığım cevap aynı kefeye koymazsın.. bir 'hayır olarak' düşünün vs.diyorlar. hayırlı bir iş yani. Avukatların böyle düşünenlerinin var olduğunu hepimiz biliyoruz.. evet bence de böyle bir avukat zihniyeti yada para vererek işini halleden avukatı başarılı görme zihniyeti aşıılmadan ne rüşvetin kökü kurutulur ne de ne de neyse.... bu düzen böyle gelmiş böyle gider gibi..
Old 12-11-2007, 17:46   #43
lawyer_721

 
Varsayılan

CMK dan müdafii olarak bir ilçeye gittim. mesleğe başlayalı 1-2 ay olmuştu. durşma tutanağını istediğimde; hakim, mübaşire "git fotokopisini avukat beye çek" dedi. (yahu niye mahkemenin bilgisayar çıktısı oluyor da avukatın fotokopi oluyor. başımız kel midir?) dışarı çıktığımızda mübaşir hemen tek sayfalık duruşma tutananğının fotokopi parasını istedi. ben de 10 kuruş ancak eder; ama 25 kuruş verdim. bunun üzerine mübaşir gerek yok avukat bey dedi. ben de tamam dedim.

maalesef bu tavrımızı bulunduğumuz adliye de yapamıyoruz.

elbette rüşvet önlenebilir. nasıl mı?

sadece ağır ceza mahkemesi reisi: "bundan böyle bu adliye de rüşvet verenin ve alanın anasını ağlatırım" diye bir yazı göndersin. bakalım nasıl rüşvet olayı devam edecek?
Old 14-11-2007, 10:09   #44
SINIRSIZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan lawyer_721
sadece ağır ceza mahkemesi reisi: "bundan böyle bu adliye de rüşvet verenin ve alanın anasını ağlatırım" diye bir yazı göndersin. bakalım nasıl rüşvet olayı devam edecek?

Gerçekten çözüm olur mu acaba ? hakimler böyle bir şey yapmalarının, adliye personelini sözde zan altında bırakmak olduğunu düşünüp, yazmazlar mı acaba ?sitemize üye Sayın Hakimlerimiz ne düşünürler bu konuda ? Böyle bir yazı göndermek gerçekten çözüm olabilirse neden denenmesin ?
Old 15-11-2007, 18:31   #45
lawyer_721

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan SINIRSIZ
Gerçekten çözüm olur mu acaba ? hakimler böyle bir şey yapmalarının, adliye personelini sözde zan altında bırakmak olduğunu düşünüp, yazmazlar mı acaba ?sitemize üye Sayın Hakimlerimiz ne düşünürler bu konuda ? Böyle bir yazı göndermek gerçekten çözüm olabilirse neden denenmesin ?

rüşvetin önlenmesine yönelik yapılacak faaliyetler adliye personellerini zan altında bırakmaz. aksine adliye personellerini zan altından kurtarır. inanıyorum ki rüşveti önlemek isteyen her bir hakim, en azından bulunduğu kalemde (zaten rüşvet olayı genelde kalemler de gerçekleşiyor) rüşveti önleyebilir. saygılarımla
Old 16-11-2007, 13:41   #46
SINIRSIZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan lawyer_721
rüşvetin önlenmesine yönelik yapılacak faaliyetler adliye personellerini zan altında bırakmaz. aksine adliye personellerini zan altından kurtarır. inanıyorum ki rüşveti önlemek isteyen her bir hakim, en azından bulunduğu kalemde (zaten rüşvet olayı genelde kalemler de gerçekleşiyor) rüşveti önleyebilir. saygılarımla

Size tamamıyla katılıyorum... Ve umuyorum bunun için hakimlerimiz adım atarlar.
Old 27-11-2007, 15:17   #47
balkandemirdal

 
Varsayılan

Hiçbir şekilde önüne geçilemez diye düşünüyorum. Bugün bir avukatla iş görüşmesi yaptım. Avukat Bey bana icrada tecrübem olup olmadığını sordu ve "pratik teorik bilgiden farklı" dedi... Sonuç olarak laf döndü dolaştı ve" hayatında bir memura hiç 10 milyon verdin mi ?" dedi... Ben de vermediğimi söyledim... Görüşme orda bitti galiba büroya giremeyeceğim ... Sonuç olarak alan razı veren razı.... Maalesef herşey kokuşmuş durumda...
Old 01-01-2008, 23:13   #48
ŞEMİSTAN

 
Varsayılan Rüşveti Meşru Yapan haller

Rüşvet bir kişimnin belli bir iş karşılığında yasal yetkisini kullanmaması veya haklı bir konuyu haksız sınıra haksız bir konuyu haklı bir sınıra taşıyarak yapılan yasa dışı işlemdir. Ülkemizde rüşvet tartışması sadece o memurun hal ve hareketiyle sınırlı kalır oysa bir memur bir yerde rüşvet alıyorsa onu koruyan kollayan hatta teşvik edenlerin sayessinde bu eylemine devam eder. Hatta öyle kurumlar varki ne kadar dürüst olursanız olun sistemdeki bu usülsüzlüğe uymadığınız zaman en kötü yıldırma hareketiyle karşı karşıya kalırsınız Birak huzurunuzun bozulmasını ruh sağlığınızda bozulur.
Bütün bu olumsuzlukların ortadan kalkmasının en önemli ayağı memurun özlük haklarının moderinleştirilmesi gerekmektedir. Örneğin Amerikada bir memur a sokağında göreve başlarsa yine o sokaktan emekli olur. Bizde bir memur a dairesinde şaibeli hale gelince b dairesine gönderilir ordada düzelmez. oysa bu konunun mantığı ve temel kuralı Bir memur seçtiği memuriyet dalını ya yapar yada yapamaz. caklı cıklı hiçbir konu memuru düzeltmez ve rüşvetide ortadan kaldırmaz.
Rüşvet alan ekonomik yapısını elde ettiği paraya göre ayarlar burdan alınan memur gittiği yerdede masrafını karşılamaya çalışacak maaşının üstünde bir girdi elde etmeye çalışacaktır. gittiği yerde bu ortamı bulamaması halinde amca dayı vs. kalabalık etki grubunu devreye sokarak amacına devam eder.
Oysa Her memur yaptığı işin hesabını vereceğini yaptığı işin fateurasının kendine kesileceğini bilir ve yasa karşısında en güvendiği arkadaşı amiri vs. yanıda değil karşısında olacağını bilirse zaten bu işleme teavasul etmez. Oysa rüşvet bir kişilik değil. en ufak bir girdi sitemli olarak en aşağıdan en yukarıya kadar gider zaten münferit bir olay iki veya üç tekrarı olur sonunda sisteme takılır.
Toplum olarak memuru parayla satın almayı kuyruğa girmeden kafadan iş yaptırmayı severiz bunun karşılığındada rüşvet vermeden kaçınmayız.
Rüşvetin önünü kesmenin bir diğer yanıda bilgisayarlı takip sistemidir. Rüşvet dönen dairelerde bilgi akış sistemi sınırlıdır. rüşvetin döndüğü birim en son bilgisayara dahil edilir tabi birçok denetim kısıtlamalarıyla. Mesela belediyelerde imar müdürlüğü en son sisteme girer.Gerekçesi imar pilanlarındaki varsayımlardır. oysa bir işyerinin ruhsat alıp almayacağı ruhsat memurunun masaındaki bilgisayardan belli olursa İmar müdürlüğne git gel olmaz. Bir Mahalle karakoluna veya bir birime yapılan müracaatı ve neticelerini amir ve müdür masaındaki monitörden gördüğü bir sistemde kim kimi kayırabilir. örnekleri çoğaltmak mümkün,Yinede Toplum olarak elektironik gelişme Toplumsal bilinç, ve Yasaları uygulamada tarafsızlığın tam sağlandığı bir idarede rüşveti fazla barındıramasınız
saygılarımal
Old 30-01-2008, 20:14   #49
Av. Rak

 
Varsayılan Amir , memur.

Rüşvet engellenir. Hem de çok güzel. Birincisi , kamu yönetimi bilimine göre amir memurunu denetleyemez. Çünkü aralarında bir empati oluşur. Amir de o yollardan geçmiştir. Kendi personelini korumak ister. Sadece icra memurları veya polisler için değil , bütün memurlar için geçerlidir. Çoğu batı ülkesinde bakanlıklar hizmet yapmaz , en basiti içişleri bakanlığı. Bizde içişleri bakanlığı , ilgili genel müdürlükler aracılığıyla tapu , emniyet , nüfus gibi müdürlüklerin amiridir. Halbuki batı ülkelerinde bu hizmetlerin çoğu , asayiş (polis) dahil yerel yönetimlerdedir. Polisin amiri bakanlıktaki emniyet genel müdürü değildir. Belediye başkanıdır. New York belediye başkanının suçla mücadelesini hatırlayın. İçişleri bakanlığı ise sadece bu hizmetleri denetler. Yani denetleyen , denetlenenin amiri olamaz. Yabancı filmlerde , polisin içişlerinden bahsedilince nasıl ödlerinin patladığını veya sinirlerinin bozulduğunu hatırlayın. AMİR , MEMURUNU DENETLEYEMEZ. Ama bizdeki Osmanlı'dan kalma merkezi yönetim anlayışı rüşvete izin veriyor. İnsanlar menfaatleri için rüşvet alır da , verir de. Ama yakalanacağı korkusu olursa bu iş biter. Ayrıca siyasetçiler veya yüksek memurlar için bile tam uygulanmayan mal bildirimi icra memurları için de tam uygulanamıyor. Adamın baldızı bekar ve evde oturuyor. Ama 3 tane evi 2 tane villası ve bankada yüklü hesabı var. Unutmayın icra memurları sadece avukatlardan rüşvet almıyor. Yedieminlerden , taksicilerden , gayrimenkul ve araç satışlarında alıcılardan vs. Rüşvet konusunda avukatlar kusurlu ama tek başlarına değiler.
Old 11-02-2008, 09:27   #50
AHMET ŞEREMET

 
Varsayılan

Ben 2 sene 2 ay İstanbul adliyesinde ticaret mahkemesinde çalıştım. daha yeni memurum ve bu zaman zarfı içinde hiç bir avukattan para talep etmedim. ama sürekli olarak bana meslektaşlarınızdan para verilmeye çalışıldı. üstelik ben yeni memurum. sürekli direnmeme rağmen her gün para teklifiyle karşılaşıyordum. yani suç sadece memurlarda mı. soruyorum sizlere. hem diyelim ki memur avukattan para istedi. avukat çocuk mu ki hemen parayı çıkarsın versin. yeri geldi mi "Bizler Hakim ve Savcı ile aynı statüdeyiz" diyorlar. Gitsinler ilgili makama şikayet etsinler. Yani bir memura boyun mu eğiyorlar. İşte buna inamamam. Bence bu işler karşılıklı. Yok para vermedim memur işimi yapmadı. yok parayı az buldu. bunlar bir avukata, yani bir hukukçuya yakışan cümleler değil.
Old 12-02-2008, 00:19   #51
kağanulaş

 
Varsayılan

Sayın Şeremet,
Umarım mesleğinizi başladığınız gibi icra etmeye devam edersiniz. Ancak herşey sizin sandığınız gibi (ve bizim olmasını istediğimiz gibi) değil. Dilerseniz birgün bana eşlik edin; para almadan talep ettiğiniz işi yapmayacağını ima eden meslektaşlarınızla sizi tanıştırayım. Para vermeden önce tümüyle yasalara uygun olmasına rağmen "kesinlikle olmaz" dediği işi parayı alınca (ya da alacağına kanaat getirince) nasıl da yaptığını, önce asık olan yüzünde nasıl güller açtığını, o somurtan insanın nasıl arka arkaya espriler patlattığını izleteyim size. Sonra bir başka mahkeme kalemine ya da icra müdürlüğüne gidelim, bu kez isteneni vermeyelim, şikayetçi olalım bir de o zaman aldığımız cevapları görün. Benim bizzat aldığım birkaç cevabı söyleyim isterseniz size:
"Avukat Bey, kalemin işleyişine karışmıyorum ben, lütfen işinizi onlarla halledin"
"Avukat Bey siz de biraz anlayışlı olun, onların işi de zor"
"Avukat Bey, bir yılda kaç tane gasp dosyasına bakıyorum ben biliyor musunuz? Yapmayın lütfen, hallediverin işinizi"

Biz iyi onlar kötü şeklinde saçma bir meslektaş dayanışmasına girmeyeceğim. Tabii ki bizde de çok kötü örnekler var ama sizin meslektaşlarınız da sandığınız kadar masum değil. Sonuç olarak her iki cenahta da kötü ve iyi örnekler var. Herkes kendi üstüne düşeni yapsa, diğer taraf daha kötü demeyi bırakıp ben kendi adıma iyi olanı yapayım dese önemli bir adım atılmış olacak. Tüm konuyu özetleyecek mahiyette olduğuna inandığım bir söz var:

İyiler iyi olanı yapmadığında dünyanın beter bir yer olması için kötülerin fazla birşey yapmasına gerek yoktur.
Old 14-02-2008, 20:30   #52
AHMET ŞEREMET

 
Varsayılan

Sayın Kağanulaş,
Ben sizlerin adliyelerde personelle ilgili olarak ne kadar sıkıntı çektiğinizin farkındayım. Benim meslektaşlarımdan bana "Avukatlardan parayı sen kabul etmeyeceksen. bize ver" diyenler oldu. öncelikle şunu söyleyeyim. Bana bu konuda destek çıkan Meslektaşlarınız oldu. ve hepsine ne kadar teşekkür etsem azdır. Ben Avukatlar daha kötü, memurlar tamamen suçsuz diye belirtmedim. Sadece diğer okuduğum mesajlarda sürekli olarak memurlar eleştirilmişti. yani "Veren el, alan elden üstündür" deyip Avukatları işin içinden çıkarmışlar. Bir de şu var Sayın Kağanulaş, normal bir vatandaş rüşvet verir, kötüdür. ama Avukat verirse nasıl tabir etmek gerekir bilemiyorum. Meslektaşlarıma gelince, Avukatları soymaya çalışan meslektaşlarımla çok mücadele ettim. Ancak Dayanamayıp Ankara adliyesine tayin talep ettim. ve çok şükür halen Ankara dayım. (İstanbul da rüşvet, Ankara da Siyaset hangisi daha kötü bilemiyorum. )

Sayın Kağanulaş, bildiğiniz gibi Adliye Personeli kadar çalışan bir kurum personeli yoktur. bir SSK Da, Bağ Kur da, Emekli Sandığında vs. gibi kurumlarda çalışan personelin maaşı yaklaşık 1.200 YTL, ikramiye ile birlikte 1.600 YTL yi buluyor. ben 6 yıllık memurum ve halen 750,00 YTL maaş alıyorum. ayrıca ben Yüksekokul bitirdiğimde maaşıma 10,00 YTL farkediyor. diğer kurumlarda 150-200 YTL farkediyor. başlarında amir olarak bizimki gibi Savcı, Hakim, Komisyon Başkanı, CUmhuriyet Başsavcıları yok. ayrıca fazla mesaimiz bile yok. son anda çıktı ama çok cüz i bir miktar. biz 120 YTL fazla mesai alırken, Maliye Bakanlığı personeli ise 600,00 YTL alıyor. bizde yeni başlayan bir memurun maaşı ile 15 yıllık memurun maaşı arasında 25-30 YTl fark var. ama diğer kurumlarda 200-250 YTL fark var. bu nasıl adalet Sayın Kağanulaş sizin takdirinize bırakıyorum. Meclis Kanun çıkartıyor bizlerle ilgili ama Komisyon Başkanlığı Kanunu çiğneyerek Yönetmelikle o kanunun önünü kapatıyor. mesela Banka Promosyonları konusunda, Maliye Bakanlığı personeline 750,00 YTL para veriliyor. bizdeki haksız yönetmeliğe göre maaşının %10 u artı 100,00 YTL . bu nasıl adalet Sayın Kağanulaş. diyeceksiniz ki, Amirleriniz sizlere haksızlık yapıyor ancak dışarıda o kadar işsiz insan var. maaşınız garanti. peki ben size soruyorum, bir işçi bir avukatın yanına dava açmak için geldiğinde, mesela "ben 3 aydır maaş alamıyorum almak için dava açacağım" dediğinde o Avukat "git kardeşim o yerden ayrıl başka bir işyerine girmeye çalış. Somali de o kadar çok insan var aç gezen haline şükret " mi diyor. her zaman daha kötüsünü gösterip insanlara tesellimi veriyor.
Lütfen Sayın Kağanulaş. bunlar rüşvet almak için bahane değil biliyorum. buna inanmasaydım bende eleştirdiğim meslektaşlarım gibi olurdum. ama her sorunun maddi ve manevi sebepleri var. Birileri Adliyelerin güçlü olmasını istemiyor. bu apaçık ortada. Ayrıca bir katibe bir hakim odacılık yaptırırsa, elmasını yıkatırsa, çöpünü döktürürse, Avukatların yanında salak, dangalak derse (o katip, Avukatlıktan tanıklık yapmasını istediğinde o Avukat "Beni Hakimle uğraştırma" derse) bu katibin çalışma şevkini bir düşünün.

Sayın Kağanulaş son olarak şunu belirteyim, Savcı İddia eder, Avukat Savunma yapar, Hakim karar verir. değil mi. peki memur bunun neresinde, rüşvet veren kim, alan kim siz söyleyin. Rüşvet konusunda Yargının ayakları ve elleri ile uğraşılmamalı, Hayati organları düzene sokulmalı. Kalp çalışmazsa el ve ayak zaten çalışmaz. Sözlerim yanlış anlaşılmasın, ama bir memur yalnızca kendisine güvenip rüşvet işine devam etmez. Klasik bir deyim olacak ama balık baştan kokar.

Sayın Kağanulaş, umarım bir gün yüz yüze tanışırız ve uzun uzun konuşuruz. Saygılar.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Avukatlar Nasıl Kurtulur? avukatlıkta Kalite Nasıl Artar? işte Bana Göre Çözümü: ibrahimbey Hukuk Sohbetleri 87 26-05-2010 22:11
Bu Nasıl İş? Kıvılcım Meslektaşların Soruları 5 13-09-2006 23:06
Noterlik Hakkında Bilgi(Nasıl Olunu,işleyiş Nasıl Vs Vs) fatih Hukuk Soruları Arşivi 2 04-03-2002 20:39


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07324696 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.