İmzaya İtirazın Alacaklı Tarafından kabulü..

Sevgili Meslektaşlarım, Müvekkil borçludan bir senet alıyor ve borçlu o anda huzurda imzayı atıyor ancak kefil o anda orada yok. Borçlu ben kefile imzalatıp getireyim diyor ve senedi daha sonra kefil tarafından imzalanmış şekilde müvekkile teslim ediyor. Takip yaptık ve kefil olan kişi imzaya itiraz etti, ve vekalette bulunan imzayla mukayese edince açıkça farklı olduğu belli..Bu durumda biz yani alacaklı taraf ilk duruşmada imzanın asıl borçlu tarafından atıldığını yani sahtecilik yapıldığını beyan edip kefil aleyhine takipten vazgeçiyoruz diyebilirmiyiz.? Bir nevi imzaya itirazı kabul etsek, kötü niyet tazminatına hükmedilirmi?

Sayın meslektaşım;
Madem imzayı kefilin atmadığını biliyordunuz neden kefil aleyhine takip başlattınız?Eğer bilmiyorsanız ki doğru olanı yaparak takibi başlatmışssınız o da itiraz ederek takibi durdurmuş.Bu durumda kefil aleyhine takipten vazgeçmenize gerek yok.Hak yerini bulmuştur.
Kötüniyet tazminatının amacı hakkını talep edeni cezalandırmak değil;hakkı olmadığı halde açıkça hukuka aykırı durumda olan talepleri cezalandırmaktır.
Sonuç olarak hakim tarafından imzanın sahte olduğu yönünde karar verildikten sonra suç duyurusunda bulunmanızı ve ceza davası açmanızı tavsiye ederim.

av.sercan35;
cevabınız için teşekkürler..İmzanın sahte olduğunu bilmiyorduk zira senedi imzalattırmaya götüren kefilin oğlu..Henüz kesinlik kazanmış bir durum yok fakat hem alacağımızı alamıyoruz, üstüne birde kötüniyet tazminatı ödemek istemiyoruz. Zira meblağ yüksek..

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 2006/9526
Karar: 2006/12082
Karar Tarihi: 06.06.2006
　
İMZAYA İTİRAZ DAVASI - LEHTARIN BONODAKİ İMZANIN AİDİYETİNİ BİLEBİLECEK DURUMDA OLMASI - İMZAYA İTİRAZI KABUL EDİLENLER KARŞISINDA ALACAKLININ AĞIR KUSURLU KABUL EDİLMESİ GEREĞİ - İCRA İNKAR TAZMİNATI
ÖZET: İİK' nun 170/4. maddesi gereğince itirazın kabulüne karar verilmesi halinde senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklının takip konusu alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminatla sorumlu tutulacağı hüküm altına alınmıştır.Somut olayda, takip alacaklısı, söz konusu bonoda lehtar sıfatını taşımakta olup, lehtar, bonodaki imzanın keşideci borçluya ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır. Bonodaki imzaların borçluların eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzaların huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklı imzaya itirazları kabul edilenlere karşı başlattığı takipte ağır kusurlu kabul edilmelidir.
(2004 S. K. m. 170)
Mahalli mahkemesinden verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki taraf vekilleri tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının (REDDİNE),
2- Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
İİK' nun 170/4. maddesi gereğince itirazın kabulüne karar verilmesi halinde senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklının takip konusu alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminatla sorumlu tutulacağı hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, takip alacaklısı, söz konusu bonoda lehtar sıfatını taşımakta olup, lehtar, bonodaki imzanın keşideci borçluya ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır. Bonodaki imzaların borçluların eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzaların huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklı imzaya itirazları kabul edilenlere karşı başlattığı takipte ağır kusurlu kabul edilmelidir. O halde, Mahkemece alacaklının takip konusu asıl alacağın %20'si nispetinde icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerekirken bu konuda olumlu olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir.
Sonuç: Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda 2. maddede yazılı nedenlerle İİK 366. ve HUMK 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 06.06.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı

Konuya cevap veren tüm meslektaşlarıma teşekkürler. Asıl borçlu aynı zamanda kefilin oğlu. İmzaya itiraz davası henüz devam ediyor. Bu sırada biz asıl borçlunun kefilin imzasını taklit ettiğinden bahisle C.Savcılığına şikayette bulunabilirmiyiz? Henüz imza incelemesi yapılmadı..

Tabi bulunabilirsiniz imzayı taklit suretiyle dolandırıcılık suçu söz konusudur.Fakat tekrar imza incelemesi söz konusu olacak bu durumda kendisi de imzayı atmamış olabileceğinden ispatı zor gibi.