Bedavaci Müvekkillerden Nasıl Kurtulunur?

Avukatların en önemli sorunlarından birisi de bedavacı müvekkillerdir. Özellikle mesleğin ilk yıllarında acemiliğin de verdiği etki ile bedavacı müvekkilleri tespit edemeyen meslektaşlar, ileri zamanlarda bu tip müvekkilerden asıl işlerini yapamaz konuma gelmektedirler.

Bedavacı müvekkilerden kurtulmak için neler yapılmalıdır? Deneyimli meslektaşların bu konuda ki fikirlerini bekliyorum....

Alıntı: Yazan hciyiltepe Avukatların en önemli sorunlarından birisi de bedavacı müvekkillerdir. Özellikle mesleğin ilk yıllarında acemiliğin de verdiği etki ile bedavacı müvekkilleri tespit edemeyen meslektaşlar, ileri zamanlarda bu tip müvekkilerden asıl işlerini yapamaz konuma gelmektedirler. Bedavacı müvekkilerden kurtulmak için neler yapılmalıdır? Deneyimli meslektaşların bu konuda ki fikirlerini bekliyorum....

Bedavacı müvekkillerden kurtulma yollarını bedavaya göstereceğimizi mi sanıyorsunuz?

Nede olsa danışma ücrete tabidir.

Alıntı: Yazan hciyiltepe Avukatların en önemli sorunlarından birisi de bedavacı müvekkillerdir. Özellikle mesleğin ilk yıllarında acemiliğin de verdiği etki ile bedavacı müvekkilleri tespit edemeyen meslektaşlar, ileri zamanlarda bu tip müvekkilerden asıl işlerini yapamaz konuma gelmektedirler. Bedavacı müvekkilerden kurtulmak için neler yapılmalıdır? Deneyimli meslektaşların bu konuda ki fikirlerini bekliyorum....

Ücret almadan iş yapmamak gerekir.

"Bir, sıfırdan büyüktür" anlayışı çoğu zaman önemli bir felsefedir.

Not: Cengiz Bey'in imzası da bu felsefeye işaret ediyor galiba= 4>2

direkt olarak reddedemiyorsanız, işlerini devamlı öteleyin işlerinizin yoğunluğunu bahane edin. bir müddet sonra en azından bir kısmı umursanmadıklarını düşünüp başka bir avukat (bedava iş yaptıracakları) arayacaklardır.

Ben de bir müddet bu sorundan mağdur oldum. Ancak şimdi şimdi önce işle ilgili bilgi verdikten sonra direkt işin değerini söylüyorum. İnanın etkili oluyor ya parayı veriyorlar ya da bir daha gelmiyorlar. yani ikisi de lehe

Ben, bu işler ihtisas alanıma girmiyor deyip şehrimizde bu şahıstan en yüksek parayı isteyeceğini tahmin ettiğim meslektaşlarıma yönlendiriyorum.

3 yıllık avukat olup kendi ofisimi açalı henüz bir yıl bile olmadı ancak gördüğüm o ki başlığa en içten cevabı verebilecek en yakın zamanda bu tip müvekkillerle karşılaşan avuakt ben olmalıyım

Doğrusunu söylemek gerekirse bir kaç müvekkilden sonra ben de bu bedavacıları tespit edebildim ancak belli bir yerden sonra direk vazgeçmek de çok mümkün olmuyor o müvekkilden.Şöyle ki davası kesin kazanılacaktır ve hayli hayli o para kazanılacaktır.Ya da o müvekkil aracılığı ile paralı bir başka müvekkil size gelmiştir.Vazgeçmeniz o kadar kolay olmaz... gibi
Avukatlık sabır işi... Buna sonuna kadar katılıyorum. Bazı parası olmayan müvekkillerin işini gördüktern sonra reklamınız da otomatik olarak yapılıyor.

Tüm bu söylediklerim elbette benim gibi yeni ofis açmış ve tutunmaya çalışan meslektaşlarım için geçerli olacaktır. İşini oturtmuş, meslekte yerini sağlamlaştırmış bir avukat asla bu kadar eziyete katlanmayacaktır. O nun müvekkil potansiyeli artık bellidir. Bir boşanma davasına dahi 7000TL ye bakabilecektir ve müvekkili de onu üzmeden bu meblayı ödeyecektir. Çünkü artık onun ismi marka olmuştur. Oysa ben bir boşanma davasından 1000-1500 isterken bile müvekkil taksit imkanlarını düşünmeye başlıyor hemen.Bu miktarı alabilsem bile masraf konusund asıkıntı yaşıyorum bu defa.

Meslekte yeni olan herhangi bir meslek gurubunun gençleri elbette ilk zamanlarında bu tarz sorunlarla kesinlikle karşılaşıp sonra tecrübe edinebiliyor. Ama önce çırak olmak lazım.

Dün benim başıma çok traji komik bir olay geldi. Adli yardımla iş davasına baktığım müvekkilin boşanma sonrası nafaka ile ilgili talebin icrası ile ilgili derdi vardı. Yukarda Allah var, gerçekten almak istemedim. Karşı taraftan tahsilat imkansız gibi, ayrıca müvekkilin de hiçbir icra masrafını karşılamaya yönelik gücü yok. Birikmiş nafaka alacağı. İlçemizin adli yardım bürosuna yönlendirdim. Gİt dedim,ordan sana avukat verirler. Neyse bir şekilde yine geldi rica minnet aldım.Çıkardı bir miktar bıraktı ,bununla davayı açarsın dedi.Teşekkür ettim zira onu da beklemiyordum .Ama en beklemediğim, kapıdan çıkarken,
Söz sana bir ara 50-100 birşeyler ayarlayacağım sünnettir, dedi..
Kadıncağız çok iyi niyetli ama ne yapsın yok işte,parası yok,
Ben de masa'lı dilenci durumunda kalmak zorunda kaldım

''Bedavaya yapılan iş, aslında en pahalıdır.''

Adli masrafları karşılayamayacak güçte olanlara zaten adli yardım yapılıyorken bu şekilde rica minnet gelenleri geri çevirirken bu konu anlatılabilir.

Hatırla gelenlere ne yapacaksınız?

Bedel ödenmeden alınan hizmette, verilende her zaman birkaç soru işareti kalacaktır, kalmalıdır.

''Ben bu hizmetin karşılığında bir ücret ödemedim, acaba avukat işimi savsakladı mı?'' bu şüpheye düşerlerse her alanda bedavacı insanlar, o zaman ceplerindeki akrep daha kolay kaçar.

''Bedavacı'' ile ''Durumu olmayanı'' ayırt etmekte yarar var.

Verilen birkaç örnek, ya yol yordam bilmeyen insanlara, ya da yol yordam bilse de durumu olmayanlara işaret ediyor.

Gerçekten ''Bedavacı müvekkil'' örneğini göremedim.

En kötüsü nur hanımın bahsettikleri, benim elimde birakaç davam var hatır için baktığım kazanırsam karşı taraftan alırım dediğim ve kendi müvekkillerime hiçççç dokunmadığım..Ne yapıyor bu müvekkiller günde enaz dört kez arıyor her duruşmaya benle geliyor,herşeyi sorup sorguluyor...parasını ödeyen adamla karar çıktıktan sonra bir kez neticeyi görüşüyoruz sadece..o parasını ödedi nasılsa yapacak benim iimi diyor.diğeri para ödemiyor ya benim işimi yapmıyorsa diyor...ki biz zaten mesleki sorumluluk anlamında bıçak sırtındayız bir de bunun stresi ekleniyor..günler gelip geçiyor..

Bir gün büromda otururken bir bey geldi,odamın kapısında durup "Danışma ücrete mi tabidir? "diye sordu.Ben de bir dosyaya gömülmüş,içinden çıkmaya çalışıyordum.
"Evet ücretlidir" dedim ve işime geri döndüm zaten halinden duruşundan kesinlikle ücret ödemeyeceği belliydi.
"Ücretli olmasaydı birşey soracaktım" dedi.
"Ama ücretli " dedim inatla ve tekrar işime döndüm.
"Şurda oturabilir miyim salonunuzda oturacak yer yok ayakta kaldım. " dedi.Gösterdiği yer benim odamda!
"Buyrun ayakta niye bekleyesiniz" dedim.Ve tekrar dosyamı incelemeye devam ettim,kafamı da iyice gömdüm ki muhatap olmayayım diye.Birden gözgöze geldik adamla kafasını yere doğru eğmiş benim görüş alanıma girerek "Sormayayım mı şimdi " demez mi!!!!!
"Tamam!! "dedim "Ama en ince ayrıntısına kadar anlatmanızı istiyorum olayı " dedim.Anlattı da anlattı,kaçırdığı yerleri döndü döndü tekrar anlattı.En son bitirdiğinde ;
"Ne yapmalıyız avukat hanım bu durumda ?"dedi.
"Bilmiyorum ki" dedim.Adamın suratını görmeliydiniz)
Berberde saç kestirirler 5 lira verirler,bizden bilgi alırlar,iki cümle söyledi ne var ki "derler!!

Tuğba hanım ,fıkra gibi yaşadıklarınız ne kadar güldüğümü anlatamam . Tebrik ediyorum sizi

Denizli'de birlikte çalışan iki genç kadın avukat arkadaşımın anısını ödünç alıp paylaşayım.
Aynen vakidir.
Yaşlı bir amca gelir paldır küldür içeri girer:
-Kızım size bir şey soracağım
-Amca danışma ücretli
-Allah belanızı versin !!!

leyla hanım,

yazdıklarınız kısa ve öz olmuş. gülmekten gözümden yaş geldi. selamlar

Alıntı: Yazan Av.Tuğba Y.G. Bir gün büromda otururken bir bey geldi,odamın kapısında durup "Danışma ücrete mi tabidir? "diye sordu.Ben de bir dosyaya gömülmüş,içinden çıkmaya çalışıyordum. "Evet ücretlidir" dedim ve işime geri döndüm zaten halinden duruşundan kesinlikle ücret ödemeyeceği belliydi. "Ücretli olmasaydı birşey soracaktım" dedi. "Ama ücretli " dedim inatla ve tekrar işime döndüm. "Şurda oturabilir miyim salonunuzda oturacak yer yok ayakta kaldım. " dedi.Gösterdiği yer benim odamda! "Buyrun ayakta niye bekleyesiniz" dedim.Ve tekrar dosyamı incelemeye devam ettim,kafamı da iyice gömdüm ki muhatap olmayayım diye.Birden gözgöze geldik adamla kafasını yere doğru eğmiş benim görüş alanıma girerek "Sormayayım mı şimdi " demez mi!!!!! "Tamam!! "dedim "Ama en ince ayrıntısına kadar anlatmanızı istiyorum olayı " dedim.Anlattı da anlattı,kaçırdığı yerleri döndü döndü tekrar anlattı.En son bitirdiğinde ; "Ne yapmalıyız avukat hanım bu durumda ?"dedi. "Bilmiyorum ki" dedim.Adamın suratını görmeliydiniz) Berberde saç kestirirler 5 lira verirler,bizden bilgi alırlar,iki cümle söyledi ne var ki "derler!!

Çok iyi ... Anlatımınıza , paylaşımınıza sağlık...

tetkik etmek lazım

bu söz çok önemli

bi bakıyım

değil

araştırıyım

değil,

kitaba bakıyım

hiç değil


tetkik etmek gerekir,

hımmmm

bu işin kağıtları varmı

sen onları bi getir

böööle sürer gider

kiminin parası
kiminin duası


şunun da altını çizmek isterim.

para kısmet işi,

çalışıcaz

hımmm tetkik etmek lazım

Mezun insanlar içimi kararttınız desem abartmış olmam sanırım =)Parasını ödeyen müvekkille daha çok ilgilenmek gerekirken maddi yönden zayıf insanlarla ilgilenmek (ya da ilgilenmemeyi vicdanen kabul edememe durumu )şu düşünceden dolayı olabilir mi? "Parası olan birşekilde davasını açtırır ben olmasam başkası yapar bu işi ama durumu kötü olan biraz bana muhtaç" tabi vicdan da devreye girince ..

merhaba..!sayın meslektaşlarım, ilginçbir konu''Bedevacı müvekkil ve kurtulma yolları'' bence,büroya girdiğinde,yukarıdan aşağı bir süzgeçten geçir,sonra karşına al ve oturt,bir çay-kahve ısmarla ve önüne sözleşmeyi koy imzalat..iş bitmiştir.çünki, artık tarifeler,konuşur...kolay gelsin.

sayın echokosmos

siz bunu yapabiliyormusunuz

Paylaşımda bulunan meslektaşlara teşekkürler.

Ben en çok adli yardımdan gelen müvekkillerce kullanıldığımı hissediyorum. Size tevdi edilmiş tek bir dava vardır ama onların aslında bir dolu sorunu vardır. Akrabalarıyla, tanıdıklarıyla gelirler. Kendileri anlamadığından onlara da anlatmanızı isterler. Müvekkil tektir ama muhatap olunulan ve hesap verilen onlarca kişi peyda oluverir. Bir noktadan sonra onlar da sorunlarını akıllıca(?) anlatırlar ve siz de çocunlukla farkında olmadan bedava danışmanlık hizmeti verirken buluverirsiniz kendinizi.

Gece gündüz telefon etme hakkları vardır. İş kanununa tabi olsak mesai ücreti, hafta tatili, senelik izin, bayram tatili, genel tatil ücreti haklarımız olurdu, ama müvekkillere karşı ekstra hiçbir talebimiz olamaz. Ultra herşey dahildir minimum ücret alacağımız.

Bedavacıların klasik bir söylemleri vardır bence. "Size şu kadar senet, şöyle büyük bir dava getireceğim." sakın ha! Ya tahsil imkanı yoktur o senedin, ya öyle bir senet yoktur, ya öyle bir dava yoktur, ya da anlattığından fersah fersah uzaktır davanın gerçeği.

Üst mevkilerde pek fazla tanıdığı vardır böylelerinin, ya falanca savcı akrabasıdır, ya filanca kurumun genel müdürü yakın arkadaşı, Yargıtay ... dairesi başkanı okul arkadaşı. Sırtı bu kadar sağlamdır ama bedavaya bakacak avukata ihtiyacı vardır.

Avukat Kullanma Sanatını ezbere bilirler. Bilmekle kalmaz her yeni avukatla bu kitaba dahiyane maddeler eklerler.

Tehlikeli tarafları çoktur, zira isminizi çok kolay karalayıverirler. Masraf ödemedikleri için kaçırdığınız bir kesin süre asla onların suçu olamaz. Para talep etmeniz azil sebebiniz de olur, Baroya şikayet sebebinin altındaki asıl sebep de.

İlk avukatlardan birinin (sanırım Fransızdı) mealen şuna benzer bir sözü vardı. En çok vaktinizi alan en az kazandırandır.

O halde öncelikle en çok vaktimizi alanlardan bir şekilde kurtulmak gerek.

Aylık, üç aylık, altı aylık süreçlerde en çok vaktimizi kimin / kimlerin aldığını tespit edip, bu dönemlerde onlardan kazandıklarımıza orantılayalım. Aynı şeyi diğer müvekkiller için de yapalım. Kimlerin müvekkil olarak kalması gerektiği ortaya çıkacaktır.

Yukarıda sayın MEHAVU "Ben, bu işler ihtisas alanıma girmiyor deyip şehrimizde bu şahıstan en yüksek parayı isteyeceğini tahmin ettiğim meslektaşlarıma yönlendiriyorum." demiş. Bu gerçekten etkili bir yöntem. 2 yıl kadar kurtulamadığım, vekalet çıkarmayıp önceki avukatından "yetki belgesi" alarak işini gördürmek isteyen, beni de epeyce masrafa sokan bir müvekkilden böyle bir yönlendirmeyle kurtuldum. Hatır için gelenlere de uygulanabilir bir yöntem.

- "Hayır" demeyi öğrenin.
- "Olmaz" demeyi öğrenin.
- Bu ikisini anlamayana "avukatlar taş yemiyor" deyin.

Bir gün büroma aceleyle bir bey girdi;
"Annem savcılıkta bekliyor acil bize bir dilekçe lazım,ben sizin ortağınızı tanıyorum ,yazar mısınız "dedi.
"Ücretlidir." dedim başıma geleceği bildiğimden.
Ne kadar olduğunu bile söylememe fırsat vermeden;
"Olsun neyse veririz sorun değil." dedi.
Ben de özene özene yazdım tabi .
Ceplerini karıştırmaya başladı ben yazarken , masanın üzerine bişey bıraktığını gördüm .Ben de ben istemeden ücret veren birini görmenin şaşkınlığıyla dilekçeyi verdim.Gitti.
Masanın üzerine baktığımda şoka girdim.
2TL vardı evet evet 2 tane 1 TL!!!!
Hızla odamdan çıktım,adamın elindeki dilekçeyi geri alacak,adamın gözü önünde konfeti haline getirecektim ..Ama ben şoktan çıkana kadar gitmişti..

Birgün büromun tabelası için bir usta çağırdık.Ne kadar borcumuzun olacağını sorduğumda önce görmem gerek dedi telefondan birşey söylemek yeterli olmaz dedi. Peki dedim.Geldi, tabela ile ilgili problemi halletti ve biz de sorduk ne kadar diye.Yaptığı işe göre biraz abartılı bir meblağ söyledi.Pazarlığımız ilk söylediği miktarın biraz altında sonuçlandı. Ama adam yaptığı işi nasıl abartıyor.Sonra parasını verdik.Avukat hanım gelmişken şunu da öğrenivereyim dedi ve başladı soluksuz miras meselelerine.Neymiş babası ölmüş de borç bırakmış da ne yapılabilirmiş..Ben de miras ilgili elinde ne varsa bilgi belge ne varsa getir bi daha görüşelim,görüşme sonucu bilgi belgen incelendikten sonra ücrette anlaşırsak probleminin çözümünü öğrenirsin dedim.Ne var ki söyleyiversen dedi ve gitti ve gelmedi.Adama bak dedim içimden ne kadar rahat,kendisinin bir merdiven dayayıp,iki vida sıkıştırmasını nasıl da abarttı ve emeğini kuruşuna kadar savundu.Gördüm ki insanlar avukatın emeğine karşı gerçekten saygısız ve teklifsiz-kocaman puntolarla yazılmış "danışma ücrete tabidir." yazısına rağmen-oluyorlar ve bunlara meydan vermemek biz avukatların elinde.

başka bir davasına baktığım bir müvekkil, idari bir dava için 4-5 kez geldi. sayısız kez aradı. söylediği şey yasaya tamamen aykırı olduğu için her defasında kazanamazsın dedim. ne kadara malolur diye bir kaç kez sordu. masraflarla bir kendi ücretimi ekleyip söyledim. tamam sen aç dedi ama paradan bahseden yok. dava açma süresinin bitmesine 3 gün kala bi hışım geldi. açmadın mı diye. açıkça ve kabaca masrafı cepten mi yatıracam dedim. nereye ne yatacaksa yaz bana ben yatırayım dedi. o zaman bi zahmet davayı da sen aç dedim. iyi, yarın işyerime uğra vereyim masrafını dedi. (ayağına çağırıyor masraf için!!!) tamam dedim. ertesi günü çok acil ve önemli işlerim çıktı. telefonda iyi ben geleyim evraklarımı alayım dedi. geldi evrak dediği 3 fotokopiyi aldı gitti.

-Alo!...
-Efendim.
-Hani senin falanca bir konuda bir sorunun vardı da çözmüştün ya, bir arkadaş var yanımda telefona vereyim nasıl çözdüğünü anlat.
-Avukata gitsin danışsın, danışmanlık ücrete tabi...
-Senin avukatların yardımcı olur mu?
-Olmaz...

Düşünceler;Bu saatte arıyorsa ya sorumsuz biri ya da çok sıkıntısı var, ama ben sıkıntısına yardımcı olamam, ya da daha çok sıkıntıya girmesine neden olurum. Durum çok acil olsa bu saate kalmaz çoktan bir hukuki yardım alırdı.

-Senin avukatların yardımcı olur mu?
-Evet.
-Beraber gitseniz olur mu?
-...
-Konuş da ücretde de yardımcı olsunlar.
-...
-Ya da sen anlatıver, nasılsa sana cevap verirler.
-...

Düşünceler:Hiç gereği yokken başkasının sorunu için diyelim ki kendi avukatlarıma bir danışman götürdüm. Saçma sapan bir konu çıktı, alsa olmaz, almasa olmaz. Bir sürü soru işareti...

Hayır diyelim, başkasının hatırına eğer varsa kendi hatırımızı sarsmayalım. Evet demek nasıl bir bela, küçük bir örnek. (Müvekkiller de hayır desin... )

Zordur kurtulmak bazen, çünkü ücret almadan danışmak o kadar kolay gelir ki insanlara, çok ısrarcı olanlara, peki tanıdığınız bir eczaneye girip hal hatır sorup, sonra yahu yanıma bir kağıt mendil alayım, sahi bak şu pastil de bugünlerde bana iyi gelebilir deyip, cebinize koyup çıkıyor musunuz dersiniz, olmaz bir de darılır ilgili kişi.

Hem Avukatsındır bu nedenle mutlaka kazancın yerindedir görüşü vardır, hem de o ödemezse, diğeri hatır için derse, bir diğeri yakınınsa ve çok ayıpsa tanıdıklar ve akrabalardan para almak, peki o geçimi nasıl kazanacağın akla gelmek istenmez.

Sonuçta açıkça bunun bir iş olduğu ve ücrete tabi olduğu belirtilmek için, görüşmede konu detaylanmadan, bu işin tarafınızca ne ücretle görülebileceği ifade edilmelidir bence. Bunu başarıncaya dek ücret tarifesini masamda tutmuşumdur.

Bu konunun tartışmaya sunulmadığı gün gelince ; bedavacı müvekkillerden kurtulacağız.

Aslında bütün avukatlar ortak payda da buluşsa ,kimse tabiri caizse bedava danışmaya imkan vermese bu konuda devlet düzenlemeler yapsa ve bunu sıkı müeyyidelere bağlasa ,mesela avukatın yanına sürekli gelip defalarca soru soran kişilere avukat tarafından şikayet olması halinde hiç olmazsa para cezalarına hükmedilse , ve barolar bu konuda hassas olsa ve teklifte bulunsa bu bedavacılardan kurtulunabilir.

Kötüleme mevzusunda bence avukat diğer tarafa karşı zaten hep kötüdür ,bundan dolayı zaten tavizlerden bu hale geldik, bence daha titiz olup kimseye aldırmadan yolumuza devam etmeliyiz.

Alıntı: Yazan AV.LEYLA ÖZGÜR Denizli'de birlikte çalışan iki genç kadın avukat arkadaşımın anısını ödünç alıp paylaşayım. Aynen vakidir. Yaşlı bir amca gelir paldır küldür içeri girer: -Kızım size bir şey soracağım -Amca danışma ücretli -Allah belanızı versin !!!

hakikaten harika

Konuyu saptırmak gibi olmasın ama yukarıda yazılanların aklıma getirdiği fıkrayı buraya yazmadan geçemeyeceğim.

Avukata danışmak üzere giden adam "2 soru 300 liradır" yazılı tabelayı görünce:
-İki soruya 300 lira çok değil mi?
Avukat:
-Hayır, değil. İkinci sorunuzu alayım.