Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tasarrufun İptali Davası konusuz kalırsa vekalet ücretine hükmedilir mi?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 15-01-2015, 23:17   #1
Ahmet Merve Argun

 
Varsayılan Tasarrufun İptali Davası konusuz kalırsa vekalet ücretine hükmedilir mi?

Müvekkil aleyhine icra takibi başlatılıyor.Müvekkil takibe itiraz ettikten sonra alacaklı İptal Davası açıyor ardından da tasarrufun iptali davası açıyor.Tasarrufun İptali davası açılan mahkeme İtirazın İptali davasının bekletici mesele yapılmasına karar veriyor. İtirazın İptali davası borçlu-müvekkil aleyhine sonuçlanıyor ve borç ödeniyor. Böylece tasarrufun iptali davası konusuz kalıyor fakat mahkeme borç miktarı üzerinden müvekkil aleyhine tarifeye göre vekalet ücretine hükmediyor. Karar doğru mudur ya da borç miktarı üzerinden tarifeye göre vekalet ücretine hükmedilmesi doğru mudur?
Old 15-01-2015, 23:28   #2
av.gokcen

 
Varsayılan

Merhaba,

Konusuz kalan davalarda, dava konusuz kalmasa idi, hangi taraf davada haklı çıkacak idi ise o taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmektedir.

Dava tasarrufun iptali davası olup takip konusu alacak ile tasarruf konusu malın tasarruf tarihindeki gerçek değerinden hangisi az ise o değer üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği yönünde Yargıtay içtihatları bulunmaktadır.

İyi çalışmalar
Old 16-01-2015, 11:37   #3
tiryakim

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

17.Hukuk Dairesi
Esas: 2013/12821
Karar: 2013/13236
Karar Tarihi: 03.10.2013


TASARRUFUN İPTALİ DAVASI - DAVALILAR YARARINA NİSPİ VEKALET ÜCRETİNE HÜKMEDİLMESİ GEREĞİ - FARKLI TASARRUFLAR İÇİN TEK VEKALET ÜCRETİNDEN TÜM DAVALILARIN BİRLİKTE SORUMLU TUTULMALARININ İSABETSİZ OLMASI - KARARIN BOZULMASI

ÖZET: Somut olayda davacının delillerin toplanmasından sonra adı geçen davalılar hakkındaki davadan feragat etmesi nedeniyle yine adı geçen davalılar yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, dava konusu tasarrufların birden fazla olduğu, borçlu davalının kendisine ait taşınmazları farklı kişilere sattığı anlaşılmakla her bir tasarruf için ayrı vekalet ücretine hükmedilip davacı ve davalıların sorumlu oldukları miktarların ayrı ayrı belirlenmesi gerekirken farklı tasarruflar için tek vekalet ücretinden tüm davalıların birlikte sorumlu tutulmaları doğru değildir.

(2004 S. K. m. 277) (1136 S. K. m. 164)

Dava: Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı M. O. (S.) ve Y. S. A. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, davalı M. O.’ın müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcunu karşılayacak haczi kabil malının bulunmadığını ancak alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla kendisine ait taşınmazları diğer davalılara sattığını öne sürerek yapılan tasarrufun iptalini talep etmiştir.

Davalı M. O. cevap vermemiş, diğer davalılar ise davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece davanın davalılar M. O. (S.) ve C. D. yönünden feragat nedeniyle, diğer davalılar yönünden ise esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından davanın esasına ilişkin olarak ve davalılar M. O. (S.) ve Y. S. A. vekilleri yönünden ise vekalet ücretine ilişkin olarak temyiz edilmiştir.

1) Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden; Dava İİK. nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarında kural olarak, tasarrufun iptal edilebilmesi için borcun doğum tarihinin iptali istenilen tasarruf tarihinden önce olması gerekir. Somut olayda davacı alacaklı Hatay 2. icra müdürlüğünün 2006/2787 sayılı dosyası ile icra takibine girişmiş takibin dayanağı olarak 14.06.2002 tarihli ipotek akit tablosunu göstermiş olup davaya konu edilen taşınmazlar ise borçlu tarafından diğer davalılara 27.01.2003 ve 27.02.2003 tarihinde satılmıştır. Davacı alacaklı ile borçlu davalı M. O. arasında ilk hukuki ilişki davacının borçlu davalının bankadan almış olduğu kredi nedeniyle kendisine kefil olduğu 14.06.2002 tarihinde başlamış olup bu kredi borcunun asıl borçlu Mehmet tarafından ödenmemesi nedeniyle davacı tarafından ödenmiş olduğu, daha sonrada yapılan bu ödemeler nedeniyle borçlu davalı M. O. aleyhine icra takibine başlandığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Böylece davacının alacağı dava dışı banka ile 2002 yılında imzalanan kredi sözleşmesi ile doğmuş olup bu tarihten sonraki borçlu tasarrufları için iptal davası açılması mümkündür. Bu durumda mahkemece borcun tasarruf tarihinden önce doğmuş olduğunun kabulü ile işin esasına girerek tarafların delillerinin toplanması ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar vermesi gerekirken yazılı olduğu üzere davacının davasının reddine karar vermesi doğru bulunmamıştır.

2) Davalı M. O.'ın temyiz itirazlarına gelince; Dava İİK. nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin olup mahkemece davalılar M. O. ve C. D. yönünden davacının feragati nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesinin 6. maddesi uyarınca vekalet ücreti, anlaşmazlık davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulh nedeniyle delillerin toplanmasına ilişkin ara kararının yerine getirilmesinden önce giderilirse tarife hükümleriyle belirlenen ücretin yarısına, karar gereğinin yerine getirilmesinden sonra giderilirse tamamına hükmedileceği ön görülmüştür. Bu durumda somut olayda davacının delillerin toplanmasından sonra adı geçen davalılar hakkındaki davadan feragat etmesi nedeniyle yine adı geçen davalılar yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, dava konusu tasarrufların birden fazla olduğu, borçlu davalının kendisine ait taşınmazları farklı kişilere sattığı anlaşılmakla her bir tasarruf için ayrı vekalet ücretine hükmedilip davacı ve davalıların sorumlu oldukları miktarların ayrı ayrı belirlenmesi gerekirken farklı tasarruflar için tek vekalet ücretinden tüm davalıların birlikte sorumlu tutulmaları doğru değildir.

Sonuç: Yukarda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı M. O. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı Yıldız S. (Arslan) vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılar M. O. (S.) ve Y. S. A.'a geri verilmesine 03.10.2013 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 16-01-2015, 15:32   #4
lawyer_6565

 
Varsayılan

Esas No :2013 / 8411
Karar No:2013 / 9789
Merci : Yargıtay 17. Hukuk Dairesi
Tarih : 24/06/2013

DAVA : Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı mirasçıları N. B., M. B., C. B., E. Ç., İ. K. ve F. B. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:


KARAR : Davacı vekili, davalı borçlu C. B.'nın amme alacağının tahsilini imkansız hale getirmek amacıyla adına kayıtlı altı taşınmazı 6.8.2004 tarihide davalı N. A.'a bir taşınmazı da 6.2.2006 tarihinde davalı D. Y.'a sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptalini dava ve istemiştir.

Davalı borçlu vekili, takip konusu borçlarla ilgili vergi Mahkemesine ve Danıştay'a dava açtıklarını, borcun kesinleşmediğini, taşınmazların hastalık sebebiyle satıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Diğer davalılar vekili, davanın süresinde açılmadığını, davalı borçlu hakkındaki takibin iptal edildiğini, taşınmazların alacağa mahsuben alındığını ve müvekkilleriyle kiracıları tarafından kullanıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, davaya konu taşınmazların halen borçlunun oğlu tarafından kullanıldığı, davalılar arasındaki temlik işleminin muvazaaya dayandığı bu sebeple davaya konu tasarrufların İ.İ.K.277 vd. maddeleri gereğince iptale tabi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı borçlunun mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava 6183 Sayılı aatühk.nun 24 vd. maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

1-) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı borçlu mirasçıları N. B., M. B., C. B., E. Ç., İ. K. ve F. B. vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2-) Takip konusu borcun karardan sonra 30.6.2011 tarihinde ödendiği ve davacı idare tarafından 3.4.2013 tarihli yazı cevabından takip borçlusu muris C. B.'nın 1.4.2013 tarihi itibarıyla vergi borcunun bulunmadığı belirtildiğinden takip konusu borcun ödeme sebebiyle konusuz kaldığı anlaşıldığından konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.

3-) 1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168. maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı Kanunun 35. maddesi "6183 Sayılı Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir' şeklindedir. Anılan yasal düzenleme gereğince davacı yararına maktu vekalet ücreti takdiri yerine nispi vekalet ücreti takdiri de doğru görülmemiştir.


SONUÇ : Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan sebeplerle davalı borçlu mirasçıları N. B., M. B., C. B., E. Ç., İ. K. ve F. B. vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 numaralı bentlerde açıklanan sebeplerle hükmün adı geçen davalı mirasçılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istenmesi halinde temyiz eden davalı mirasçıları N. B., M. B., C. B., E. Ç., İ. K. ve F. B.'a iadesine, 24.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tasarrufun İptali Davası mı yoksa muvazaa nedeni ile tasarrufun İptali mi açılır ? tiryakim Meslektaşların Soruları 15 28-01-2021 19:57
yaş büyültme-küçültme davasında avukatlık vekalet ücretine hükmedilir mi? Av.Can Güzel Meslektaşların Soruları 4 01-01-2015 01:07
Tasarrufun İptali Davası Vekalet Ücreti tiryakim Meslektaşların Soruları 3 23-06-2014 14:58
Taahhüdü İhlalde Düşme Kararında Şikayetçi Vekiline Vekalet Ücretine Hükmedilir mi ? tiryakim Meslektaşların Soruları 4 08-01-2013 16:28


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03801489 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.