Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

hırsızlık sigortası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 21-03-2007, 11:40   #1
Av.Derya Onatlı

 
Varsayılan hırsızlık sigortası

Herkese merhabalar;
Hırsızlığa karşı sigortalanmış işyerinde hırsızlık yapılıyor ve x değerde mal çalınıyor. İşyeri sahibi sigorta şirketine başvuru yapıyor, bu arada savcılık tarafından hazırlık tahkikatı da başlıyor. Sigorta şirketi hırsızlık yapıldığına dair delil elde edilemediğinden poliçe kapsamında saymıyor ve(parmak izi yok, kırılan kilit bulunamamış vs.) ödemede bulunmuyor. Bunun üzerine dava açtık. Çalınan mallara ait faturaları ibraz ettik. Mahkeme savcılık tarafından yürütülen tahkikatın sonucunu bekledi. 2. celse de takipsizlik kararı geldi. Bunun üzerine hakim, takipsizlik kararı verildiği için davayı reddetti ve bilirkişi incelemesi bile yapılmadı. Şuan temyiz aşamasındayız. Kararın bozulma ihtimali varmıdır? (Bilirkişi incelemesi yapılmadığı için)
Old 21-03-2007, 13:31   #2
Av.Turhan Demiroğlu

 
Varsayılan

T.C.YARGITAY HUKUK DAİRESİ 11
Esas No.2004/4725Karar No.2005/1372Tarihi17.02.2005
KARAR : ...Davalı vekili, hırsızlık olayının hayatın olağan akışı içerisinde mümkün gözükmediğini, sigortalının ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğini, poliçe prim taksitlerinin ödenmediğini, olayda aşkın sigorta bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, 4 adet fatura içeriği malların davacı dükkanına hacim itibariyle sığacak nitelikte olmadığı, davacının defter ve kayıtlarını ibraz etmediği, bu nedenle söz konusu faturaların davacının resmi kayıtlarına işlenip işlenmediğinin belirlenemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, tüm işyeri sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davalı TTK.nun 1283 ncü maddesi uyarınca, gerçek zararı ödemekle yükümlü olup, davalı vekili hırsızlık olgusunun hayatın olağan akışı içerisinde mümkün gözükmediğini, faturalarda yazılı mal adetlerinin bu kapasite de çalışan bir işyerinde olmasının mümkün olmadığını ve yazılı diğer gerekçelerle davanın reddini savunmuş, mahkemece yazılı gerekçelerle, davanın kanıtlanamadığı sonucuna varılarak reddine karar verilmiştir.
Oysa, somut olayda, bilirkişi kurulunca dört adet fatura içeriği malların davacı işyerine sığacak nitelikte olmadığı, resmi defterlerin ibraz edilmemesi nedeniyle anılan faturaların kayıtlara işlenip işlenmediğinin tespitinin yapılamadığı belirtilmiş, diğer yandan, davacı işyerine sığabilecek malların değeri ile hırsızlık sonucu işyerinde kalan malların değeri tesbit edilerek, tazminata konu malın değerinin 3.449.212.839-lira olarak belirlenmiş olup, mahkemece itibar edilmeme nedenleri dahi tartışılmaksızın yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Bu durumda, mahkemece, davalı sigortaca hırsızlık eyleminin aksinin kanıtlanamadığı gözetilmek, davacı tarafa, iddia ettiği miktarın ispatı bakımından başkaca ( her türlü ) delilleri varsa ibraz ettirilmek, ibraz ettiğinde değerlendirilmek, bu arada davalı tarafın diğer savunmaları üzerinde durulmak, bu yolla dahi gerçek zararın miktarı kesin olarak saptanamaz ise, BK.nun 42 nci madde son cümle hükmü uyarınca mahkemece, uygun bir tazminata hükmedilmek gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı gerekçelerle hüküm tesisi doğru olmamıştır.

(Bence de münhasıran takipsizlik kararı gerekçe gösterilerek, hiçbir inceleme yapmaksızın, -büyük ihtimal-deliller bile toplanmaksızın davanın reddi hatalıdır. Hırsız mahirse ve iz bırakmamışsa sigortalı ne yapsın? Yukarıdaki karara bakılırsa hırsızlığın vuku bulmadığını ispat yükü sigortacıda.. Umarım karar bozulur.)
Saygılarımla...
Old 21-03-2007, 16:31   #3
Av.Yüksel Eren

 
Varsayılan

Merhaba,

Olaya BK 53. md açısından bakıldığında Yargıtay kararlarında "her iki yargılamanın ilkelerinin farklı olduğu ancak ceza yargılaması sırasında tespit edilen maddi olguların hukuk hakimini bağlayacağı" belirtilmekte. C. Savcılığı dosyasında tespit edilen -eğer kesinleşmişse- kesinleşen maddi olguların - parmak izi olmaması, kırılan kilidin bulunmaması gibi- bağlayıcı olduğu düşünülebilir. Ancak mahkeme tarafından tüm deliller toplanarak bilirkişi incelemesi yapıldıktan sonra karar verilmesi gerektiğini düşünüyorum.




HG 00 <> E: 2004/4-290 <> K: 2004/289 <> Tarih: 12.05.2004

Hukuk ve ceza davalarının konuları, tarafları ve amaçları farklı olduğundan ceza mahkemesi kararları kural olarak hukuk mahkemesi için kesin hüküm oluşturmaz. Ancak aslında medeni yargıya tabi olan ve fakat özel yasa hükümleri ile ceza mahkemelerinde görülebileceği kabul edilmiş olan davalarda, ceza mahkemesi kararları hukuk mahkemesinde kesin hüküm oluşturur. Hukuk hakimi kural olarak kesinleşen ceza kararı karşısında, maddi hukuk bakımından bağımsızdır. Ancak bu bağımsızlık sınırsız bir bağımsızlık değildir.Her ne kadar, ceza hakiminin delil yetersiz beraate ilişkin olarak verdiği karar, kusurun var olup olmadığı, ölçüsü, miktarı, temyiz kudreti ve illiyet bağı gibi hususlarda hukuk hakimini bağlamaz ise de,her mahkumiyet kararı o eylemin hukuka aykırılığını tespit etmesi bakımından hukuk hakimini bağlayıcı niteliktedir. Hukuk hakimi şekli gerçeği arayacak, maddi gerçek öncelikli hedef olmayacaktır. Ancak ceza hakimi bunun tersine öncelikli hedef olarak maddi gerçeğe ulaşmaya çalışacaktır. O halde ceza mahkemesinin maddi nedensellik bağını (illiyet ilişkisi) tespit eden kesinleşmiş hükmünün hukuk hakimini bağlamasına, Borçlar Yasasının 53.maddesi bir engel oluşturmaz

HD 11 <> E: 2004/6883 <> K: 2004/8761 <> Tarih: 23.09.2004

* YURT İÇİ TAŞIMA SÖZLEŞMESİ
* MADDİ TAZMİNAT TALEBİ
* HİZMET NEDENİ İLE EMNİYETİ SUİSTİMAL
* BEKLETİCİ MESELE / ÖN MESELE
* CEZA MAHKEMESİ KARARININ HUKUK HAKİMİNİ BAĞLAYICILIĞI

Ceza ve hukuk mahkemeleri kararları arasındaki ilişkiyi düzenleyen BK.nun 53. maddesi hükmü hukuk hakimini, ceza mahkemesinin kesinleşen kararı karşısında maddi hukuk bakımından kural olarak bağımsız kılmaktadır, ancak hukuk hakiminin bu bağımsızlığı sınırsız değildir. Her mahkumiyet kararı o eylemin hukuka aykırılığını tespit etmesi bakımından hukuk hakimini bağlayıcı niteliktedir. Ceza hakiminin saptadığı maddi olaylar ve özellikle fiilin hukuka aykırılığı ve davalılar tarafından işlenmiş olup olmadığı hukuk hakimini tamamen bağlayıcıdır.

[[
Old 22-03-2007, 12:42   #4
Av.Derya Onatlı

 
Varsayılan

Mesajlarınız için teşekkürler, ben de ispat külfetinin davalı sigorta şirketine ait olduğuna dayanmıştım ama dava reddedilince şaşırdım. Bakalım ne olacak?
Old 11-10-2010, 09:04   #5
ADVOCATEMHC

 
Mutlu

Alıntı:
Yazan Av.Derya Onatlı
Mesajlarınız için teşekkürler, ben de ispat külfetinin davalı sigorta şirketine ait olduğuna dayanmıştım ama dava reddedilince şaşırdım. Bakalım ne olacak?

DAVANIN SONUCUNU MERAK ETTİM.
UMARIM SİTEDE PAYLASIRSINIZ.
KOLAY GELE
Old 11-10-2010, 19:59   #6
Malik Eskişehirli

 
Varsayılan

Merhaba.
İspat Külfetinden Önce, Keşif ve Bilirkişi Raporu eksikliğinden bozma gelebileceğini düşünüyorum.
İyi Çalışmalar.
Old 11-10-2010, 20:29   #7
Malik Eskişehirli

 
Varsayılan

Ek Görüş:
Sn. Onatlı.
Anlatımınız Çerçevesinde; Öncelikle İspat Yükü Sigortalıda. Çünkü; Poliçede Yazılı Klozda Çalınma / Çalınmaya Teşebbüs Halleri Hükümle belirlenmiş olmasına karşın, sayılanlardan hiç birinin gerçekleşmediği anlaşılmaktadır.Var ise, Emniyeti Suistimal Hali de Hırsızlık Sigortası Teminat Kapsamı Dışındadır.
İyi Çalışmalar.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
2004 yılı Hırsızlık Ceza Tarifesi Armağan Konyalı Hukuk Haberleri 0 25-01-2004 17:35
Hırsızlık sinem Hukuk Soruları Arşivi 1 27-02-2002 21:02
Hırsızlık esra Hukuk Soruları Arşivi 1 26-02-2002 17:56
Hırsızlık zehra Hukuk Soruları Arşivi 1 13-02-2002 18:36


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03321600 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.