Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

1 ekimden önce açılan kısmi davaların durumu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 24-09-2011, 20:20   #1
hüsnü gökulu

 
Varsayılan 1 ekimden önce açılan kısmi davaların durumu

Selam,
Müvekkil aleyhine müvekkilin imzasını taşımayan bir sözleşmeye dayanılarak aleyhine 100.000 TL lik icra takibi yapıldı.İlamsız yapılan takibe itiraz ettik takip durdu.Karşı taraf icra hukuk mahkemesinden itirazın kaldırılmasını talep etti ise talebi red edildi.
Bu arada geçen ay alacaklı asliye hukuk mahkemesinde 'fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 20.000 TL için itirazın iptali istemi ile dava açtı.
Olayla ilgili sorularım şunlardır.
1-İtirazın iptali davası (fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak ) kısmi dava olarak açılabilir mi Emsal karar varmıdır.
2-6100 sayılı yasa da belirli olan alacaklar için kısmi dava açılamayacağı düzenlenmiş,geçici madde de ise bu yasanın yürülüğü öncesinde açılan davalarda yasa hükümlerinin hemen uygulanacağı belirtilmiştir.
Bu durumda,dava konusu alacak karşı tarafca geçerli olduğu ileri sürülen bir sözlşeme ile belirlenmiş bir alacağa 100.000 TL ye ilişkin olduğundan geçen ay açılan işbu davada 6100 sayılı yasa uygulanarak kısmi dava açma yasağı kapsamına girer mi.
Yardımlarınız için şimdiden teşekkür.
Old 25-09-2011, 13:13   #2
Av.MB

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım. ben itirazın iptali davalarının kısmi açılamayacağını düşünenlerdenim. Sanıyorum kararlar da bu yöndedir. Ancak Y.9 HD. E:2009/3685-K:2011/4410 sayılı kararında, kısmi itirazın iptali davası açılabileceği, ıslahla artırılan kısım yönünden tahsil davası olarak hüküm kurulacağı belirtilmiştir. Karar için İstanbul Barosu'nun 2011/4 dergisine bakabilirsiniz.
Old 25-09-2011, 19:05   #3
wellan

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım;

Öncelikle bilindiği üzere itirazın iptali davaları bir eda davası niteliğindedir.Yani itiraz üzerine durmuş olan takipte;İTİRAZIN İPTALİ ile TAKİBİN DEVAMINA ve alacağın tahsiline yönelik bir davadır.Buna göre;6100 sayılı yasa açısından ve ESKİ HUMK açısından durumu inceleyecek olursak;
  1. 6100 sayılı yasanın 109.maddesi "talep konusunun miktarı niteliği itibariyle bölünebilir olduğu durumlarda kısmi dava açılabilir."Buna göre talep konusu para alacağına ilişkin olduğu için ve para alacağı da bölünebilir alacaklardan olduğu için kısmi dava açılmasında bir engel yoktur.Büyük meblağlı takiplerde davanın reddedilme olasılığına(ihtimaline karşılık) pilot dava olarak kısmi dava açarak alacağın geri kalan kısmını ve fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak dava açılır.Eski HUMK da kısmi dava düzenlenmediğinden dolayıdır ki uygulamada ve lafzi olarak kanunun yorumunda yola çıkılarak kısmi davanın açılabileceği görüşündeyim.
  2. 6100 sayılı yasanın geçici 1.maddesi "bu kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri bu kanunun yürürlüğünden önce açılmış olan davalar hakkında uygulanmaz." hükmü getirmiştir.Bu sebeple;somut olaydaki dava 1/10/2011 tarihinden önceki bir dönemde açılmış olduğundan dolayı 6100 sayılı HUMK uygulama alanı bulmayacaktır.Somut olaydaki bu dava eski HUMK hükümlerine göre karara bağlanacaktır.
SAYGILARIMLA.Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
Old 25-09-2011, 20:20   #4
tiryakim

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.MB
Sayın meslektaşım. ben itirazın iptali davalarının kısmi açılamayacağını düşünenlerdenim. Sanıyorum kararlar da bu yöndedir. Ancak Y.9 HD. E:2009/3685-K:2011/4410 sayılı kararında, kısmi itirazın iptali davası açılabileceği, ıslahla artırılan kısım yönünden tahsil davası olarak hüküm kurulacağı belirtilmiştir. Karar için İstanbul Barosu'nun 2011/4 dergisine bakabilirsiniz.

T.C. YARGITAY
9.Hukuk Dairesi
Esas: 2009/3685
Karar: 2011/4410
Karar Tarihi: 21.02.2011
 
İTİRAZIN İPTALİ DAVASI - KARAR VERİLEN MİKTARIN DAVALININ BELGELERİNE GÖRE HESAPLANDIĞI - DAVALININ HESAPLAYABİLECEĞİ BİR MİKTAR SÖZKONUSU OLDUĞUNDAN ALACAĞIN LİKİT OLARAK KABULÜNÜN İSABETLİ OLDUĞU - TAZMİNAT MİKTARININ AÇIKÇA YAZILMASI GEREĞİ
ÖZET: İtirazın iptaline karar verilen miktar davalının belgelerine göre hesaplanan ve bu nedenle davalının hesaplayabileceği bir miktar olduğu için likit olarak kabul edilip, icra inkar tazminatına karar verilmesi isabetlidir. Ancak hükmedilen tazminat miktarının muğlak bırakılmaması gerekir.
(2004 S. K. m. 67, 68, 68/A) (818 S. K. m. 104) (3095 S. K. m. 3) (YHGK. 04.03.2009 T. 2009/9-57 E. 2009/110 K.)
Dava: Davac
ı vekilince, davacının davalı tarafından 01.12.2003 tarihinde geçerli sebep olmadan ve hakları ödemeden işten çıkarıldığını ve İstanbul 6. İş Mahkemesi’nin 2004/64-367 Sayılı Kararı ile davacının işe iadesine ve davalıdan işe başlatılmama halinde 6 aylık ücret tutarında tazminat alınmasına ve 4 aylık ücret alacağının alınmasına karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini ve davacının işe başlatılma talebinin kabul edilmediğinin ve davalıdan ücret ve tazminat haklarının dilekçe ile talep edildiğini ve davalının davacı adına 12.626,88 YTL.nin 23.03.2005 de bankaya yatırıldığını bildirdiğini ancak tazminat alacağının ve ücret alacağının eksik ödendiğini ihbar ve kıdem tazminatlarının ödenmediğini ve bunun üzerine Bakırköy 1. İcra Müdürlüğü’nün 2006/9735 E. sayılı dosyasında yapılan icra takibinde davalıdan 4 aylık ücret alacağı 6 aylık tazminat alacağı talep edildiğini ve kıdem tazminatı ile ihbar tazminatı da talep edildiğini ancak davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğunu açıklayarak davalının itirazının iptaline ve % 40 dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekilince, davacının iş akdinin feshinde kendisine defalarca kıdem tazminatı ile ilgili çekini almasının belirtildiğini ancak davacının çeki gelerek almadığını ve davalının noter kanalı ile davacıya ihtarname göndererek çeki almasını belirttiğini ancak davacının kötü niyetli davranarak Bakırköy İcra Müdürlüğü
’nün 2006/9735 E. sayılı dosyasında icra takibi açtığını, kıdem ve ihbar tazminatı ile ilgili faiz talebinin hukuk ve nesafet kurallarına aykırı olduğunu, davacıya 10.475.287.644 TL.lik ödeme yapıldığını ve İstanbul 6. iş mahkemesinde açılan işe iade davasının sonunda tüm yasal alacaklarının Banka aracılığı ile ödendiğini açıklayarak haksız ve dayanaksız açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, icra takibinin 7.041,63 TL üzerinden devamına ve % 40 dan aşağı olmamak üzere icra inkar ödencesi alınmasına karar verilmiştir.
Genel haciz yoluyla ilamsız icra takiplerinde borçlunun itirazı üzerine takip durur ve alacaklının takibin devamını sağlamaya yarayan imkanlarından biri İcra İflas Kanunu
’nun 67. maddesinde öngörülen itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılır. İcra takibinde yer alan ve borçlu tarafından itiraza uğrayan kısım davanın konusunu oluşturur. Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir.
İcra İflas Kanunu
’nun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir.
Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukuki yarar yoktur.
İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde davayı açabilir.
İcra takibi konusu alacak (davası) iş mahkemesinin görevine girmekte ise, itirazın iptali davası da iş mahkemesinde açılır (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku, İstanbul Kasım 2004, s. 223.). Buna göre davada 5521 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu
’nun 7. maddesi uyarınca sözlü yargılama usulü uygulanır.
İtirazın iptali davasında, işçilik alacaklarıyla ilgili olarak tahsil hükmü kurulması mümkün olmaz. Yargılama sonunda icra takibine itirazın kıdeme ya da tamamen iptali ile takibin devamına ya da davanın reddine dair karar verilmelidir.
İtirazın iptali davasında dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması mümkün olup, arttırılan kısım yönünden tahsil davası olarak hüküm kurulmalıdır. Davaya konu miktarın ıslah yoluyla arttırılması itirazın iptali davasının niteliğini değiştirmez ve tamamını tahsil davasına dönüştürmez.
İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının Yasada gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilir. İcra inkar tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Özellikle, işçinin kıdemi, ücreti gibi hesap unsurları, işverence bilinen ya da belirlenebilecek hususlardır. 4857 sayılı İş Kanununun 8 ve 28. maddelerinin işverene bu gibi konularda belge düzenleme yükümü yüklediği de gözden uzak tutulmamalıdır. Ancak, hak tartışmalı ise icra inkar tazminatına hükmedilemez(Yargıtay HGK. 4.3.2009 gün 2009/9-57 E, 2009/110 K).
Borçlu belirli bir alacak için yapılan icra takibinde borcun bir kısmına itiraz etmek istediğinde, itiraz ettiği kısmı açıkça göstermek zorundadır. Borçlu buna uymaz ve borcun tamamına itiraz ederse, itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduğu miktar bakımından icra inkar tazminatı ödemekle yükümlüdür (Yargıtay 9. HD. 4.4.2008 gün 2007/14360 E, 2008/7511 K.).
Alacağın likit olması şartıyla itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkar tazminatına hükmedilmelidir.

İcra inkar tazminatı, asıl alacak bakımından söze konu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir.
İcra takibinde işlemiş faiz için de takip tarihinden itibaren faiz talep edilmiş olması durumunda, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi, faize faiz yürütülmesi anlamına gelir ki, Borçlar Kanunun 104/son ve 3095 Sayılı Yasanın 3. maddesi uyarınca faize faiz yürütülmesi mümkün olmaz. Bu halde, asıl alacak bakımından takip tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmek suretiyle, faize faiz yürütülmeyecek şekilde hüküm kurulmalıdır.
Somut olayda itirazın iptaline karar verilen miktar davalının belgelerine göre hesaplanan ve bu nedenle davalının hesaplayabileceği bir miktar olduğu için likit olarak kabul edilip, icra inkar tazminatına karar verilmesi isabetli ise de hükmedilen icra inkar tazminatı miktarının muğlak bırakılması hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün HUMK
’un 436/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararda hüküm fıkrasında 2. paragrafında yazılı olan <davalıdan. .. %
’40 dan az olmamak üzere icra inkar ödencesi alınmasına ...... > kelimelerinin çıkarılarak yerine <... Alacağın %’40’ı olan 2.816,65 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine...> kelimelerinin eklenmesine, hükmün bu şekilde düzeltilerek ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin 4.40 TL’sinin davacıya arta kalanın davalıya yükletilmesine, 21.02.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İcra takibinden önce açılan menfi tespit davası cihatozmen Meslektaşların Soruları 2 17-02-2015 11:20
dava açılmadan önce kısmi kabul avgubse Meslektaşların Soruları 4 14-03-2012 10:49
Takipten Önce Açılan Menfi Tespit Davasında Teminat Bedeli av.tamer cengiz Meslektaşların Soruları 2 22-02-2010 15:36
avrupa insan hakları mahkemesindeki davaların durumu petroçelli Meslektaşların Soruları 1 11-05-2009 21:44


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03427291 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.