Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Soruları Hukukçu olmayan üyelerimizin hukukla ilgili sorularına ayrılmış iletişim alanı. Lütfen Dikkat : THS bir hukuki danışmanlık sitesi değildir ve bu foruma da "hukuki danışma" niteliği taşıyan sorular yöneltilemez. Alanda soru sormadan önce lütfen Hukuk Soruları Alanı Kural ve İlkelerimizi okuyunuz.

Soybağı reddi davasııı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 28-08-2007, 17:58   #1
arzaplı

 
Varsayılan Soybağı reddi davasııı

A ile B evlidir.Evliik sırasında Ç adında bir çocukları meydana gelir.Aradan yıllar geçer ve Ç 25 yasına gelir.Anne B birgün açıklarki çocuğun babası aslında A değil D adında birisidir.D ide bu durumu öğrenmesiyle mahkemeye yazılı başvuru yaparak Ç yi tanıdığını beyan etmektedir..
SORULAR:
1)D nin aradan uzun yıllar geçtikten sonra tanıması geçerli midir?
Cevap:
Çocuk ile baba arasında soybağının kurulma yolarında biriside tanımadır.Tanıma için Medeni Kanunda herhangi bir süre öngörülmemiştir.Bu nedenle ardan uzun süre geçse bile yani olaydaki gibi 25 sene bu tanıma için engel oluşturmaz.Burada asıl sorun M.K 295/3 te yer alan; Başka bir erkek ile soybağı bulunan çocuk, bu bağ geçersiz kılınmadıkça tanınamaz hükmüdür.Bu nedenle Ç ile A arasına halen var olan soybağı olduğu için D nin tanıma beyanı kesin olarak geçersizdir.


2)Bu durumu öğrenen A çok sinirlenir ve 25 yıldır çocuğu bildiği Ç yi mirasından yoksun bırakmak için soybağının reddi davası açar.
Cevap:
A ile Ç arasında bir babalık karinesi mevcuttur.Çünkü çocuk evlilik devam ederken dünyaya geldiği için M.K 285 te yer alan düzenlemeye göre doğan çocuğun babası kocadır.Tabiki bu karine adi bir karinedir aksi iddaa edilip çürütülebilir.Nitekim M.K 286/1 de Koca, soybağının reddi davasını açarak babalık karinesini çürütebilir hükmüyle bu ifade edilmiştir.
Olayımıza dönersek ;A soybağının reddi davası açmıştır..Çünkü annenin açık ifadesi ve çocuğun asıl babasının ortaya çıkması A ile Çocuka arasıda bir soybağı ilişkisinin olmadığın delilleridir.Buraya kadar bir sorun buunmamakta:Sorun babanın dava açmasının bir süreye bağlı tutulmasıdır.

M.K 289/1 Koca, davayı, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl, her hâlde doğumdan başlayarak beş yıl içinde açmak zorundadır.
Burada düzenlenen süreler hak düşürücü sürelerdir.Yani hakimin resen dikkat etmesi gereken hususlardandır.Olayda dava doğumdan 25 yıl sonra açılmıştır.Halbuki yukardaki maddede yer alan düzenlemeye göre doğumdan başlayarak 5 yıl geçmekle bu kocanın bu hakkı ortadan kalkmaktadır.
Sonuç olarak; A bu davayı açar ama dava reddilecektir.

3)Çocuk Ç (çocukluk devri çoktan geçmiş ama ) ise bu olaylar karşısında hiç kılını bile kıpırdatmaz. Şimki babası A nın zengin olmasından dolayı ondan kalacak mirası hesaplamaktadır şimdiden.

Cevap:Ç nin bu durumda yapacağı tek şey kendininde şimdiki babası A ya ve annesine karşı doynağının reddi davası açar.Tabiki bu hak kişiye sıkı surette bağlı haklardandır.Kullanır veya kullanmaz kişinin takdirine kalmış birşeydir.

Çocuğun dava açacağını düşünürsek;Çocuk içinde dava açma hakkı bir süreye bağlanmıştır.M.K 289 Çocuk, ergin olduğu tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde dava açmak zorundadır . Gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa, bir yıllık süre bu sebebin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar.Burada bir haklı sebep düşünülebilri.Çünkü Çocuğun bu durumu daha önce bilmesi pekde olası bir durum değil.Yani eğer çocuk dava açmak isterse bu davayı sçası için önüne bir engel bulunmmaktadr.

Bu olay tamamen sahsım tarafından kurgulnmış bir olaydır.Soru- cevap şeklinde yaptığım bu pratikte benim cevabını bulmaya çalıştığım bir nokta var.Ama malesef o notanın cevabını bulmuş değilim.Sorum şudur:
A nın durumunu merak ediyorum.25 yıldır çocuğu olarak bildiği maddi manevi hertürlü fedakarlıkta bulunduğu Ç nin kendi öz çocuğu olmaması ve bunun kendinden saklanması onu son derece üzmüştür.Kendisine yapılan bu haksızlığı bertaraf etmesi için elinde yukardaki açıklamalardan başka yollar varmıdır.??
Yoksa bu durumdan sonra birde mükafat olarak mirastan pay hakkımı vercek çocuğa.
saygılarımlaaa.
Old 29-08-2007, 13:38   #2
akasya

 
Varsayılan soybağının reddi

T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi
Esas: 2003/4410
Karar: 2003/5601
Karar Tarihi: 17.04.2003
(4721 S. K. m. 285, 286, 287, 289, 291) (4722 S. K. m. 20) (743 S. K. m. 242, 246)
Dava: Yukar
ıda tarihi, numarası, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; Dairenin 13.1.2003 gün ve 14182-41 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Sözü geçen Dairemiz kararının düzeltilmesi istenilmekle, evrak okundu, gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: Davacı; Gonca ile 6.7.1992
’de evlendiğini, bu evlilikten 11.12.1992’de Uluhan isimli çocuğun doğduğunu, davalı ile evlilik öncesinde de ilişkisinin bulunduğunu, Uluhanın kendisinden olmadığını 3.10.2000 günlü raporla öğrendiğini, davalı tarafından iğfal edildiğini (kandırıldığını) ileri sürerek nesebin reddine karar verilmesini istemiştir.
1- 4722 sayılı Yasanın 20. maddesi; Türk Medeni Kanununun Yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan hak düşürücü ve zaman aşımı sürelerinin Türk Kanunu Medenisi hükümlerine tabi olmaya devam edeceğini ancak söz konusu sürelerin Türk Medeni Kanununun belirlediği süreden uzun ise, bu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra, bu kanunda belirlenen sürenin geçmesi ile dolmuş olacağını hükme bağlamıştır.
Maddi hadiseler, Türk Kanunu Medenisi zamanında gerçekleşmiştir. 743 sayılı Medeni Kanunun 246/2. maddesindeki hak düşürücü sürede işlemeye başlamıştır. Yeni Medeni Kanunumuz daha uzun bir süreyi benimsediğine göre yeni kanunun uygulaması gerekmektedir
2- Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içerisinde doğan çocuğun babası kocadır. (MK. m. 285) Koca soy bağının reddi davasını açarak babalık karinesini çürütebilir. Dava, anaya ve çocuğa karşı açılır. Çocukta dava hakkına sahiptir (MK. m.286). Çocuk evlilik içerisinde ana rahmine düşmüşse davacı, kocanın baba olmadığını ispat etmek zorundadır (MK. m. 287/1). Koca davayı doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkekle cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her halde doğumdan itibaren beş yıl içersinde açmak zorundadır (MK. m. 289/1). Gecikme haklı bir sebepten ileri geliyorsa bir yıllık süre haklı sebebin ortadan kalktığı tarihten işlemeye başlar (MK. m. 289/2). Dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi halinde kocanın alt soyu da soy bağının reddine isteyebilir. (MK. m. 291) Kocanın açacağı soy bağının reddi davasına ilişkin hükümler kıyas suretiyle burada da uygulanır. (MK. m. 291/son)
743 sayılı Medeni Kanun; Kocanın doğuma muttali olduğu tarihten itibaren bir ay içersinde davayı açabileceğini (m. 242) iğfal varsa sürenin öğrenme tarihinden başlayacağını (m. 246/2) muhik sebepten söz edilmişse sebebin ortadan kalktığı tarihin esas alınacağını açıklamıştır. Yeni Medeni Kanunumuz süreleri farklı düzenlemiş; davanın, doğumu ve baba olmadığını, ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkekle cinsel ilişki bulunduğunu öğrenmesini takiben bir yıl, her halde beş yıl içersinde açılacağını öngörmüştür. (MK. m. 289/1) Ayrıca gecikme hakkı sebebe dayanmışsa, sebebin kalktığı tarihten itibaren bir yıl içinde açılması zorunlu olduğunu vurgulamıştır.
Görüldüğü gibi önceki yasadaki üç ayrı dava açma süresi ikiye indirilmiş önceki yasadaki iğfal (kandırma) ile ilgili düzenleme haklı sebep içersine dahil edilmiştir. İğfal (kandırma) hali varsa, bir yıllık hak düşürücü sürenin, öğrenme tarihinden başlaması gerekir.
Doğumdan itibaren, Medeni Kanundaki beş yıllık süre geçtikten sonra dava açılmış olması sebebiyle davanın reddi isabetsizdir.
İşin esası incelenmelidir. Temyiz incelemesi sırasında bu yönün gözden kaçtığı, hükmün onandığı görülmekle, davacının karar düzeltme isteğinin kabulüne, onama kararının kaldırılmasına, açıklanan sebeple de hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Sonuç: Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 440-442. maddeleri uyarınca, davacının karar düzeltme isteğinin kabulüne, onama kararının kaldırılmasına ve hükmün açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, Orhan E.
’den alının temyiz harcının ve Tashihi Karar harcının kendisine iadesine, oybirliği ile karar verildi.


MK.289/III gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa, bir yıllık süre bu sebebin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar. diyor. iğfal(kandırma) haklı sebep içersine dahil edilmiştir. olayda da anne bildiği halde kocayı kandırmıştır. İğfal (kandırma) hali varsa, bir yıllık hak düşürücü sürenin, öğrenme tarihinden başlaması gerekir.Yani koca öğrendikten itibaren 1 yıl içinde davayı açabilecektir. Doğumdan itibaren, Medeni Kanundaki beş yıllık süre geçtikten sonra dava açılmış olması sebebiyle davanın reddi isabetsizdir. sanırım sorunuzun cevabı bu...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hakimin reddi talebinin reddi veya kabulü halinde bu kararın temyizi ultrantalya Meslektaşların Soruları 17 24-03-2021 16:26
Boşanmanın Reddi,nesebin Reddi,Velayet KONUK Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 02-08-2007 19:30
soybağı sorunu Burak Demirci Meslektaşların Soruları 4 27-02-2007 23:04
Yetki itirazının reddi kararından sonra dava davalı vekili tarafından takip edildiğinden karar düzeltme talebinin reddi dark Hukuk Soruları Arşivi 6 01-12-2006 00:58


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06070590 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.