Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Köylere Hizmet Götürme Birliği-Sözleşme-Davada Görev

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 25-03-2008, 23:29   #1
av.buğra

 
İnceleme Köylere Hizmet Götürme Birliği-Sözleşme-Davada Görev

Köylere Hizmet Götürme Birliği ile bir Ticari Bir Şirketin Taraf Olduğu Sözleşme Şartlarına riayet edilmediği iddiası ile açılan bir Davada Görev Adli Yargı da mıdır, yoksa İdari Yargı da mıdır ?
Old 26-03-2008, 09:25   #2
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
Hukuk Bölümü

Esas: 2006/214
Karar: 2007/8
Karar Tarihi: 05.02.2007

ÖZET: Sulama Birliğince davacı adına izinsiz su alma cezası tahakkuk ettirilmesinden doğan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-a. maddesinde belirtilen idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları kapsamında görüm ve çözümünde idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır.

(1580 S. K. m. 133) (5355 S. K. m. 3, 4, 5) (2004 S. K. m. 1, 42, 49, 58,60, 61, 62, 65, 67)

OLAY: Davalı Sulama Birliği tarafından, 2000 ve 2001 yıllarında şebeke dışı izinsiz su aldığı iddiası ile davacı adına para cezası kesilmiş; bu cezanın tahsili amacıyla Birlik Başkanlığınca 24.2.2004 tarih ve <İlamsız Takiplerde Ödeme Emri> başlığını taşıyan Örnek 49 nolu ödeme emri düzenlenerek davacıya tebliğ edilmiştir.

(Daha önce de Birlik tarafından; aynı alacak nedeniyle Malatya 1. İcra Müdürlüğünün 2001/8903 sayılı dosyası ile Mustafa Şahin hakkında yapılan takibe, adı geçenin itiraz etmesi nedeniyle itirazın iptali istemiyle Malatya 3.Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açıldığı; Mahkemenin, 10.6.2003 gün ve E:2002/226, K:2003/412 sayılı kararı ile; <(…) Dava konusu alacak davacı Sulama birliğinin izinsiz su kullanmaktan dolayı kestiği para cezalarına ilişkindir. Yukarıda belirtildiği gibi davacı taraf bir kamu kurumu olup, tüzüğünde de yer aldığı gibi alacaklarını 6183 sayılı yasa hükümlerine göre tahsil etme yoluna gitmelidir. Davacı tarafın 6183 sayılı yasa hükümleri uyarınca ödeme emri çıkartıp alacağını tahsil etme yoluna gitmesi gerekirken bu yola başvurmayıp özel hukuk hükümlerine tabi bir alacakmış gibi, önce icra takibine ve itiraz üzerine de mahkemeye başvurması alacağın niteliğini değiştirmez. Anılan yasaya göre, amme alacağının ödenmemesi üzerine yapılacak ödeme emrinin muhataba tebliğinden sonra tahsil dairesine ait itiraz işlemlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde muhatabın itirazda bulunabileceği ve itiraz komisyonunun bu konuda karar vereceği belirtilmiştir.

Açıklanan nedenlerle, mahkememiz olayda görevli değildir. Bu nedenle davanın görev yönünden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: 1- Davacı Sultansuyu Sağ Sahil Sulama Birliği tarafından dava konusu edilen alacağın 6183 sayılı yasa uyarınca tahsili yoluna gidilmesi gerektiğinden, dava dilekçesinin görev nedeniyle REDDİNE (…)> karar verilmiştir.)

Davacı vekili; Birliğin, müvekkili hakkında yapmış olduğu icra takibi ve çıkarmış olduğu 49 örnek ödeme emrinin, usul ve yasaya aykırı olduğu; kuruluşunu tamamlamış ve tüzüğünü oluşturmuş bir kamu tüzel kişisi olan birliğin, tüzüğünün 18. maddesinin son fıkrasında <Birliğin gelirlerinin tahsilinde 6183 sayılı Amme alacakları tahsil usulü hakkında kanun hükümleri uygulanır.> hükmünün yer aldığı; Davalı Birliğin, müvekkilinin izinsiz su kullandığı iddiasında ise, kesmiş olduğu para cezasını dayanakları ile birlikte 6183 sayılı yasa hükümlerince müvekkiline tebliğ ettirmesi, yasal süreleri geçtikten sonra 6183 sayılı yasanın öngördüğü şekilde icra takibinde bulunmasının gerektiği, oysa davalının daha önce herhangi bir tebligat çıkarmadığı gibi, müvekkili hakkında doğrudan icra takibine geçerek, özel hukuk adli işlemlerinde kullanılan <İlamsız takiplerde ödeme emri> başlığına havi örnek 49 no.lu ödeme emrini müvekkiline tebliğe çıkardığı; bu nedenle icra takibinin ve örnek 49 ödeme emrinin usul ve yasaya aykırı olduğu, ayrıca talep edilen para cezasının her türlü hukuki dayanaktan yoksun bulunduğu iddiasıyla; 24.2.2004 tarihli ve Örnek 49 nolu ödeme emrinin iptali istemiyle 3.3.2004 gününde idari yargı yerinde dava açmıştır.

MALATYA İDARE MAHKEMESİ TEK HÂKİMİ; 10.3.2004 gün ve E:2004/396, K:2004/360 sayı ile, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. maddesinin 3/a bendinde; dilekçelerin görev ve yetki yönünden inceleneceği, 15. maddesinin 1/a bendinde ise; adli yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddedileceğinin hükme bağlandığı; iptal davalarının, idari işlemlere karşı açılan davalar olduğu, idari işlemlerin ise, idarenin kamu gücüne dayalı olarak idare hukuku alanında tesis edilen, başkaca kişi veya organların iradesine gerek olmaksızın uygulama kabiliyetine haiz ve tek yanlı irade beyanı ile hukuk aleminde sonuç yaratan işlemler olduğu, idari işlemleri diğer işlemlerden ayıran özelliklerden birisinin de lazımül-icra, yani kesin ve yürütülmesi gereken işlem olmasının olduğu; bu tanımdan hareket edildiğinde, idari işlemin unsurlarının <idari makam ya da makamlarca yapılmış olması>, <tek yanlılık> ve <icrailik> nitelikleri olduğunun anlaşıldığı; bakılan davada, dava konusu ödeme emrinin İcra ve İflas Kanunu’nun 60. ve devamı maddeleri uyarınca düzenlenen bir ödeme emri olduğu, 6183 sayılı Kanun uyarınca düzenlenmediği anlaşıldığından, davanın görüm ve çözümünün özel hukuk hükümlerine göre adli yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; davacı vekilinin yaptığı itiraz, Malatya Bölge İdare Mahkemesinin 15.9.2004 tarih ve E:2004/200, K:2004/206 sayılı kararıyla reddedilerek karar onanmış ve kesinleşmiştir.

Davacı vekili, bu kez, söz konusu ödeme emri ile müvekkiline kesilmiş olan su alma cezasının iptali istemiyle, 8.10.2004 gününde adli yargı yerinde dava açmıştır.

MALATYA SULH CEZA MAHKEMESİ; 12.7.2005 gün ve 2004/686 sayı ile; merkezi Malatya’da olup, Malatya’da faaliyette buluna Sultan Suyu Sağ Sahil Sulama Birliği’ne ait sulama kanalından motopomp ile su taşımak suretiyle sulama yapmak eylemi nedeni ile Mustafa Şahin hakkında, Birlik tarafından önce; 20.07.2000 tarihli tutanak ile 800.000.000.- TL ikinci defa; 12.08.2001 tarihinde ise 500.000.000.- TL idari para cezası kesildiği; Sultan Suyu Sağ Sahil Sulama Birliği’nce, borçlu olduğundan bahisle, 2000-2001 yılları arasında izinsiz sulama yapmak nedeniyle 1.300.000.000.- TL idari para cezası kesilmesi üzerine, borçlu olduğu anlaşılan Mustafa Şahin hakkında ilamsız takipte bulunulduğu; Mustafa Şahin’in Vekili tarafından Malatya İdare Mahkemesi’nde söz konu icra takibinin usul ve yasaya aykırı olduğu, 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun gereğince borçluya ödeme emri tanzim edilebileceği ve 6183 sayılı Kanun’un alacakların tahsilindeki usulünün izlenmesi gerekçe gösterilerek, iptal davası açıldığı, ancak; Malatya İdare Mahkemesi’nin, İcra İflas Kanunu’nun 60. ve devamı maddelerinde düzenlenen ödeme emri olduğu, bunun denetlenmesinin İdare Mahkemeleri’nin görevi dışında olduğundan bahisle görevsizlik kararı verdiği; Birlik tarafından Mustafa Şahin hakkında başlatılan adli icra takibine karşı borçlunun itiraz etmesi üzerine, Birlik Vekili’nce açılan itirazın iptali davasına bakan Malatya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin; 2002/226 Esas, 2003/412 karar sayılı ilamı ile söz konusu Birliğin kuruluşunu tamamlamış bir kamu tüzel kişiliği olduğu, yine Birlik tüzüğünün 18. Maddesindeki bu tip alacakların takibinde 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Hususundaki Kanun’un uygulanacağını hüküm altına aldığı ve görevsizlik kararı vermiş olduğu; Muteriz Vekili’nin Mahkemelerine verdiği itiraz dilekçesine konu oluşturan işlemin, esasen bir idari işleme dayandığı, İdari işlem ve eylemlere karşı kural olarak İdari Yargı Mahkemeleri’nde açılan iptal veya tam yargı davaları ile idarenin yapmış olduğu işlemin veya eylemin hukuka uygun olup olmadığının denetlenebildiği, Yasalar ile özel olarak idari yargının denetiminde bulunmayan bazı idari işlem ve eylemlere karşı, Adli Yargı Mahkemeleri’nde dava açılabileceği düzenlenmedikçe, genel görevli İdare Mahkemeleri’nin idari işlem ve eylemlere karşı açılan davalarda görevli olduğu, İdare Hukuku’nun yerleşmiş içtihatlarından olduğu; Mustafa Şahin’in, arazisini sulamak için Sultan Suyu Sağ Sahil Sulama Birliği’ne ait kanallardan izinsiz olarak şebeke dışına su taşıyarak sulama yaptığı ve bunun üzerine Birlik tarafından tutanak tutularak idari para cezası verildiği olayın, haksız bir fiil olduğu, buna karşılık idari bir işlem ile tutanak tutulduğu, tutanakla muteriz hakkında 1.300.000.000.- TL ceza kesildiği, Birlikten istenen tüzüğün 18. Maddesi’nde, Birlik gelirlerinin tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun’un uygulanacağının belirtilmiş bulunmasına karşısında, bu konuda İdari Yargı Mahkemeleri’nin görevli olduğu sonucunun çıkartıldığı; ayrıca, Birlik tarafından Mustafa Şahin hakkında adli icra makamlarında ilamsız takiplerde kullanılan Örnek:49 ödeme emri düzenlenmesinde dahi, bu durumun alacağın niteliğini değiştirmediği ve alacağın tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanmasını engellemediği; her ne kadar Malatya İdare Mahkemesi ile Malatya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıkmış olabileceğinden bahisle görevli mahkemenin belirlenmesi hususunun 2247 sayılı Uyuşmazlık Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 19. Maddesi’ne göre Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurulup, beklenilmesi düşünülebilir ise de; Uyuşmazlık Mahkemesi’nin dosyada fotokopisi mevcut, 01.11.2004 tarih, 2004/47-71 E-K. sayılı kararı ile <Benzer bir olay, Malatya Doğanşehir İlçe Sulama Birliği’nce davacı vekili ve davacının, müvekkilinin Çığlık Köyü, Değirmenocağı mevkiinde bulunan arazisini sulamak için Sulama Birliği’ne ait kanallardan kaçak su kullanarak sulama yaptığı olayı ile ilgili olarak, Sulama Birliği tarafından çiftçi adına sulama ücreti tahakkuk ettirilmesine ilişkin işlem, tahsili gereken kamu alacağını gösteren idari bir işlem niteliği taşıdığından, bu işlemin iptali istemi ile açılan davanın, idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği> şeklindeki kararı uyarınca bu hususun dikkate alınıp, önümüzdeki maddi uyuşmazlığa da emsal oluşturduğundan bahisle tekrar uyuşmazlık çıkartılmasına gerek görülmediği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Ahmet VELİOĞLU, Serap AKSOYLU, Z. Nurhan YÜCEL, Abdullah ARSLAN ve Levent ÖZÇELİK’in katılımlarıyla yapılan 5.2.2007 günlü toplantısında;

I- İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu ve adli yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak, davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece, içinde idari yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği anlaşılmaktadır.

Davacı vekilince, idari yargı yerinde yalnızca ödeme emrinin; adli yargı yerinde ise buna ek olarak, para cezasının da iptalinin istenildiği görülmüştür. Her iki yargı yerinde ödeme emri yönünden olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuştur. Sonuç itibariyle usule ilişkin herhangi bir noksanlık görülmediğinden, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II- ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun, davada idari yargının görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Dava, davalı Birlik tarafından, davacı adına düzenlenen toplam, 1.300.000.000.-TL tutarında 2000 ve 2001 yılları izinsiz su alma cezasına ilişkin, 24.2.2004 günlü Örnek No. 49 İlamsız Takiplerde Ödeme Emrinin iptali istemiyle açılmıştır.

Anayasa’nın <Mahalli İdareler> başlıklı 127. maddesinin son fıkrasında <Mahalli idarelerin belirli kamu hizmetlerinin görülmesi amacı ile, kendi aralarında Bakanlar Kurulunun izni ile birlik kurmaları, görevleri, yetkileri, maliye ve kolluk işleri ve merkezi idare ile karşılıklı bağ ve ilgileri kanunla düzenlenir…> kuralına yer verilmiş; Mülga 1580 sayılı Belediye Kanunu’nun 133. maddesinde <Belde ve köyler, vilayet idarei hususiyeleri kendilerine kanunlarla verilen mecburi veya ihtiyari vazifelerin bir veya bir kaçını müşterek tesisat ve idare ile ifa için birlik tesis edebilirler.> hükmü yer almış ve aynı Yasa’nın 138. maddesinde ise < Birlikler hükmi şahsiyeti haiz amme müesseseleridir. Vazifelerini ifa ettikleri mahalli idarelerin bu vezaifi ifa hususunda haiz oldukları hukuk ve salâhiyeti haizdirler…> denilmiş; İşlemin tesisinden sonra yürürlüğe giren 26.5.2005 tarih ve 5355 sayılı Mahallî İdare Birlikleri Kanunu’nun 3. maddesinde; Mahallî idare birliği, <Birden fazla mahallî idarenin, yürütmekle görevli oldukları hizmetlerden bazılarını birlikte görmek üzere kendi aralarında kurdukları kamu tüzel kişisi> şeklinde tanımlanmış; 4. maddesinde, Birliğin, birlik tüzüğünün kesinleşmesinden sonra Bakanlar Kurulunun izni ile kurulacağı ve tüzel kişilik kazanacağı ifade edilmiş; 5. maddesinde de Tüzüğün kabul edilmesi koşulları ve tüzükte yer alacak hususlar belirlenmiştir.

Öte yandan, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun <İlamsız takip> başlıklı Üçüncü Bap’ta yer alan 42 ilâ 49. maddelerinde takip yöntemleri; 58. maddesinde, takip talebinin icra memuruna yazı ile veya sözlü olarak yapılacağı; 60. maddesinde takip talebi üzerine icra dairesince, ödeme emri düzenleneceği; 61. maddede, ödeme emrinin borçluya takip talebinden itibaren 3 gün içinde tebliğe gönderileceği; 62 ilâ 65. maddelerinde itirazın süresi ve şekli, itiraz sebepleri, alacaklıya verilecek nüsha ile borçlunun kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muameleleri bitinceye kadar itiraz edebileceği; 66. maddesinde, müddeti içinde yapılan itirazın takibi durduracağı, itirazın müddetinde yapılmaması halinde alacaklının talebi üzerine icra memurunun takip muamelelerine alacağın tamamı için devam edeceği belirtilmiş olup; Yasanın 1. ve 67. maddelerindeki düzenlemeye göre, takip hukukuna özgü iptal davasının asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği kurala bağlanmıştır.

Olayda; Birlikçe, kamu alacağı niteliğini taşıyan alacağın, 6183 sayılı Yasa’da öngörülen usule göre tahsili amacıyla Birlik Başkanı ve Saymanın imzasını taşıyan <Örnek No. 49 - İlamsız Takiplerde Ödeme Emri> düzenlenerek ilgilisine gönderilmiştir. İcra memurluğu antentini taşıyan ödeme emrinin düzenlenmiş olması, ilamsız takiplerde icra memurunca düzenlenen ödeme emri niteliğini kazandırmadığı sonucuna varılmıştır.

Anılan yasal düzenlemelere göre kurulan Davalı Sultan Suyu Sağ Sahil Sulama Birliğinin, kamu tüzel kişiliğine sahip yerel yönetim birimi olduğu kuşkusuzdur. Birlik Tüzüğü’nün, Birlik Gelirleri başlığını taşıyan 18. maddesinde, kanun, tüzük ve yönetmeliklere aykırı hareket edenlerden alınacak cezaların tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri veya genel hükümlerin uygulanacağı öngörülmüştür. Davalı Sulama Birliğinin, takibi 6183 sayılı Yasa hükümlerine göre yürütmesi karşısında, takibe konu cezanın, idarenin kamu gücüne dayanarak resen ve tek yanlı tesis edilen bir idari işlem niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.

Bu durum karşısında, Sulama Birliğince davacı adına izinsiz su alma cezası tahakkuk ettirilmesinden doğan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-a. maddesinde belirtilen idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları kapsamında görüm ve çözümünde idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle İdare Mahkemesi Tek Hakimi’nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

Sonuç: Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Malatya İdare Mahkemesi Tek Hakimi’nce verilen 10.3.2004 gün ve E:2004/396, K:2004/360 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 5.2.2007 gününde Üye Serap AKSOYLU’nun KARŞI OYU ve OYÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 26-03-2008, 13:27   #3
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Av.Buğra

Sözleşmenin imzalandığı andan sonraki anlaşmazlıkların çözümü adli yargının görevidir. Sözleşme özel hukuk sözleşmesidir.

Her ne kadar sözleşme ihale ile yapılıyorsa da ihale ile belirlenen husus sözleşmenin KİMİNLE yapılacağıdır. Sözleşme yapıldıktan sonra artık ticari ilişkinin kamu hukuku ile ilgisi kalmaz.

Sayın sinerjigroup

Aktardığınız kararın konusu bir sözleşmeden kaynaklanmamakta; idarenin verdiği cezadan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle idari yargının görevli olduğuna karar verilmiştir.

Saygılarımla
Old 26-03-2008, 14:49   #4
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

Sayın Konyalı,

Uyarınızda haklısınız. Karar birliğin hukuki statüsüne ilişkin bilgi içermesi sebebiyle paylaşılmış olsa da, "Sözleşme özel hukuk sözleşmesidir." tespiti yapıldıktan sonra anlamı kalmıyor. Teşekkür ederiz.

Saygılarımızla...
Old 22-05-2009, 15:52   #6
av.derya27

 
Varsayılan

sulama birliklerinin su dağıtımından kaynaklanan alacaklarında hangi takip usulünün uygulanması gerekir? 6183 e göre takip yapılırsa birliğin normal icra takibindeki gibi menkul ve gayrımenkul hacziyapabilme yetkisi varmıdır?
Old 26-05-2009, 20:35   #7
av.buğra

 
İnceleme

Adli yargıda dava açtık , derdest durumdadır.
Old 27-05-2009, 07:48   #8
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın av.derya27

Aşağıdaki kararı yararlı olması umuduyla görüşlerinize sunuyorum:

T.C.

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/961

K. 2002/1362

T. 11.2.2002

• ÖDEME EMRİNİN İPTALİ ( Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna Binaen Gönderilen Ödeme Emri )

• SU BİRLİĞİ BAŞKANLIĞINCA GÖNDERİLEN ÖDEME EMRİ ( Ödeme Emrinin 6183 Sayılı Yasa Uyarınca Çıkartılması Nedeniyle İtirazın Ancak Vergi Mahkemesine Yapılabilmesi )

• GÖREVLİ MAHKEME ( 6183 Sayılı Yasaya Göre Gönderilen Ödeme Emrinin İptali İçin Açılacak Davanın Vergi Mahkemesinde Görülmesi )

• 6183 SAYILI YASAYA GÖRE GÖNDERİLEN ÖDEME EMRİ ( Ödeme Emrine İtirazın Vergi Mahkemesine Yapılabilmesi )

1086/m.7

2576/m.6

ÖZET : Davaya konu alacak; Su Birliği Başkanlığınca, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca çıkartılan ödeme emri ile alacağın tahsiline ilişkin olduğundan; muhatap, ancak görevli Vergi Mahkemesine itirazda bulunabilir. Davacının bu yola başvurmayıp, Özel Hukuk hükümlerine tabi bir alacakmış gibi mahkemeye başvurması durumunda; alacağın niteliği değişmeyeceğinden, böyle bir başvuruyu Adli mahkemenin usul yönünden reddetmesi gerekir.
DAVA : Dava dilekçesinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna binaen gönderilen ödeme emrinin iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı dava dilekçesinde; davalı Kocaköy Ovası Su Birliği Başkanlığı adına Kocaköy Muhtarı tarafından su alacağının tahsili için, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre çıkartılan ödeme emrinin iptalini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporuna göre; davacının evinde bulunan su sayacında herhangi bir anormal durumun bulunmadığı, suyun davacı tarafından kullanıldığı ve de davalı köyün haksız ve fahiş bir borç tahsisi yapmadığının anlaşıldığından bahisle, subut bulmayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Davaya konu alacak; Su Birliği Başkanlığınca, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca çıkartılan ödeme emri ile alacağın tahsiline ilişkin olduğundan; Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanunun 6.maddesine göre muhatap, ancak görevli Vergi Mahkemesine itirazda bulunabilir.
Davacının bu yola başvurmayıp, Özel Hukuk hükümlerine tabi bir alacakmış gibi mahkemeye başvurması durumunda; alacağın niteliği değişmeyeceğinden, böyle bir başvuruyu Adli mahkemenin HUMK.'nun 7.maddesi gereğince usul yönünden reddetmesi gerekir.
Mahkemece, davanın esası incelenerek, alacağın haklılığından bahisle davanın reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.2.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.


(Kaynak: Kazancı İçtihat Bilgi Bankası)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Üniversite Hsatanesine Karşı Açılacak Davada Görev ve Yetki ARN Meslektaşların Soruları 8 18-07-2013 12:32
Hizmet Satın Almak - Hizmet Satmak Av. Hulusi Metin Meslektaşların Soruları 6 03-08-2012 13:31
C.Savcılığının Bilirkişi Ücret Kararına karşı açıla davada yargı yolu / görev sorunu BaharB Meslektaşların Soruları 5 26-09-2011 23:17
Mevsimlik İşçilerin Açtığı Hizmet Tesbiti Davasında Hizmet Alımı Yapıldığı iİddiası altiokebru Meslektaşların Soruları 0 17-09-2007 15:29
Doktora Ve BaĞli BulunduĞu Devlet Hastanesİne AÇilacak Davada GÖrev olgun Meslektaşların Soruları 7 16-11-2006 18:34


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07479191 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.