UyuŞmazlik Mahkemesİ Karari- KamulaŞtirmasiz El Atma

Bilindiği üzere, Hukuk Genel Kurulu tarafından 2010 yılında verilen bir kararda, süreye tabi olmaksızın dava açılabileceği ve fiilen el atmanın şart olmadığı kabul edilmişti.Buna göre, bu davalar adli yargının görevi içinde bulunmaktaydı. Ancak, Uyuşmazlık Mahkemesinin 09.04.2012 tarihinde vermiş olduğu karar ile bu konudaki uyuşmazlıkların idari yargıda görülmesine gerektiğine karar vermiştir. Söz konusu davalar çok eski yıllarda yapılan imar planına vb idari işlemlere dayanmaktadır. bilindiği üzere idari yargılama süreci çok farklıdır, süreler kısadır. bu durumda hangi süreler uygulanacak, bir süre uygulanacak mı, süre olmadan dava açılması mümkün mü? Teşekkür ederim.

Alıntı: Yazan AVUKAT ARZU Bilindiği üzere, Hukuk Genel Kurulu tarafından 2010 yılında verilen bir kararda, süreye tabi olmaksızın dava açılabileceği ve fiilen el atmanın şart olmadığı kabul edilmişti.Buna göre, bu davalar adli yargının görevi içinde bulunmaktaydı. Ancak, Uyuşmazlık Mahkemesinin 09.04.2012 tarihinde vermiş olduğu karar ile bu konudaki uyuşmazlıkların idari yargıda görülmesine gerektiğine karar vermiştir. Söz konusu davalar çok eski yıllarda yapılan imar planına vb idari işlemlere dayanmaktadır. bilindiği üzere idari yargılama süreci çok farklıdır, süreler kısadır. bu durumda hangi süreler uygulanacak, bir süre uygulanacak mı, süre olmadan dava açılması mümkün mü? Teşekkür ederim.

Sorunuzun yanıtı http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?p=566086 adresindeki 14. mesajda Sayın Av.Armağan Konyalı tarafından verilmiştir. O yanıtı buraya aktarıyorum:

Alıntı: Yazan Av.Armağan Konyalı Sayın Mefkure 1 yıllık ve 5 yıllık süreler olup biten haksızlıklar için geçerlidir. Bugün bile hâlâ süren bir haksızlık için süreler geçerli olmaz. Hukuki el atma mülkiyet hakkına karşı bugün de süren bir haksızlıktır. Saygılarımla

Değerli Meslektaşlarım;

Bu sayfada atıf yapılan Uyuşmazlık Mahkemesi kararları ilke kararı olmadığından dolayı tüm mahkemeleri bağlayacağına yönelik görüşün hukuki temeli bulunmamaktadır. Uyuşmazlık Mahkemesi mevzuatı incelendiğinden görüleceği üzere sadece "İlke Kararları"nın tüm mahkemeler açısından bağlayıcılığı bulunmaktadır. Kaldı ki Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarının yayın tarihinden sonra dahi Yargıtay 5.Hukuk Dairesi, yerel mahkemelerce verilen (yeşil alan, park vs.) kamulaştırmasız el atmaya yönelik tazminat davalarındaki onama uygulamasına devam etmektedir. Yargıtay 5.Hukuk Dairesi 14.05.2012 tarihinde verdiği 2012/3866 E., 2012/9673 K. sayılı ilamı buna bir örnektir. İlgili kararda yerel mahkemenin imar planında park alanı olarak gösterilen gayrimenkule ilişkin olarak verdiği tazminat kararı onanmıştır.

Bir diğer husus ile 5999 ve 6111 sayılı kanunlar ile getirilen haciz yasaklarıdır. Yargıtay 12.Hukuk Dairesi 2011/17671-3473 E-K., 2011/17672-3472 E-K. sayılı ilamında da "“….5999 sayılı yasanın yürürlük tarihi olan 30.06.2010 tarihinden ÖNCE AÇILMIŞ DAVALAR SONUCUNDA VERİLEN KARARLARIN İNFAZININ KAPSAMADIĞINA” yönelik karar verilmiştir. Yani eğer davanız 30.06.2010 tarihinden önce açılan bir dava ise yaptığınız icra takibinin 5999 ve 6111 sayılı kanun kapsamında getirilen haciz yasağı kapsamında olmadığı çok nettir. Diğer yandan bazı cesur mahkemeler kamu kurumlarının bu yönde yapmış olduğu haczedilmezlik şikayetlerini Anayasa'nın 90. maddesinin 2. fıkrası kapsamında değerlendirerek red etmektedirler. Daha açık ifade ile söz konusu kanunlar ile getirilen düzenlemelerin AİHS'ne aykırı olduğu değerlendirmesi yapılarak şikayetlerin reddi yoluna gitmektedir.

örnek olay:imar planında sağlık tesisi olarak ayrılmış bir alan vardır.bu alana belediyece taşınmaz yapılmıtır.bu binanın bir kısmını sağlık hizmetleri için bir kısmını belediye hizmetleri için bir kısmını vs için tahsis etmiştir.bu durumda;
-husumet kime yöneltilmelidir?
-burda belediye bina inşa etmiştir. ancak alan sağlık alanı olarak görülmektedir.hukuki el atma mı fiili el atma mı vardır? şimdiden teşekkürler

Fiili el atma, hukuki el atmaya göre daha önde olacaktır. Fiili el atmadan giderseniz görev konusunda da sıkıntı yaşamazsınız. Taşınmazın imar planında sağlık alanı olarak ayrılması çok önemli değil. Zira belediye (esasen kamulaştırmaya yetkili olmayan başka bir kurum) yerinize fiilen el atmış durumda. Yerinizin imar planında ne olarak görüldüğünün bu aşamada pekte bir önemi yok. Fiili el atmadan dolayı direkt olarak belediyeye tazminat davası açmanız kanımca daha uygun olacaktır.

Olaya uygun yargıtay kararı olan var ise ekleyebilirse çok sevinirm.hukuki el atmaya dair davalar yeni açılmaya başlandığından bu tarz bir durumda ne olacağına ilişkin emsal karar bulamadım. teşekkürler