Yeni İstanbul ( Çağlayan) Adliyesi Maceralarımız

Alıntı: Yazan Av.Suat Ergin İstanbul Adliyesi'nin kafeterya ihalesi feshedildi. http://haber.gazetevatan.com/adliyed...34405/1/Gundem Şimdilik sadece 9. kattaki kafetarya açık.

Alıntı: Yazan Av. Engin EKİCİ Bu başlık altında da gündeme gelmişti ihaleyi alan şahsın basına yansıyan kar/zarar hesapları..

Kar/zarar hesabında bir gariplik vardı zaten:

Alıntı: Yazan hukukbilgisi Şu açıklamayı da eklemezsem kahrımdan giderim "Günde 60 bin lira kazanırım Bayburtlu olan ve liseyi eğitimini yarım bıraktıktan sonra ticarete atılan Demirhan önce müteahhitlik yapıyor. Sonra hizmet sektörüne giriyor ve son 6 yıldır Kartal Adliyesi’ndeki kantini işletiyor. Demirhan, Çağlayan Adliyesi ihalesinde izlediği stratejiyi ve işin püf noktalarını anlattı: “Kartal Adliyesi’ne günde 2 bin kişi gelir ve günlük ciro 3 bin 500 TL. Çağlayan’a ise 70 bin kişinin geleceği söyleniyor. 30 bin kişi gelse günde 55-60 bin TL ciro yaparım. Bu da beni kurtarır. Rakipler poğaça satarak ihaleyi hesapladılar ama hata yaptılar. Poğaça bellidir, 300 kuruşa alıp 750 kuruşa satarsınız. Ama çorbayı 300 kuruşa ekmeğiyle beraber mal edersiniz ama 2.5 TL’ye satarsınız. Tost da iyi para kazandırır. Benim amacım ise lahmacun satmak.”" -------------------------------------------------- İhale alanı, Uyap'ı hepsi hesabını kitabını yapmayı iyi biliyor da, bir biz bilmiyoruz.

Oysa 300 kuruş = 3 TL

Alıntı: Yazan Av.Cengiz Aladağ Kar/zarar hesabında bir gariplik vardı zaten: Oysa 300 kuruş = 3 TL

Abi tekerlek kırılmış sen yol gösteriyorsun. )))))

Baştan söyleseydin ya bu hesap bilmez adama... ))

Alıntı: Yazan Av.Cengiz Aladağ Kar/zarar hesabında bir gariplik vardı zaten: Oysa 300 kuruş = 3 TL

Burada aslında şahsın ne kadar iyi niyetli olduğu, strateji derken kastettiğinin halkı için kardan zararı geçiniz, direkt zarar etmek olduğunu anlamak mümkün.

Alıntı: Yazan Av. Engin EKİCİ Burada aslında şahsın ne kadar iyi niyetli olduğu, strateji derken kastettiğinin halkı için kardan zararı geçiniz, direkt zarar etmek olduğunu anlamak mümkün.

Ya da basit bir "maddi hata" diyebiliriz. 250 maliyet 300 satış demek istemiş de olabilir. Demiş olduğu halde haberi yazan yanlış yazmış da olabilir. İnsanlar hata noktasında neler neler yapıyor, bu ne ki?

İSTANBUL ADLİYESİNDE ÇANTA ARATMAMAYA TAKİPSİZLİK


İstanbul (Çağlayan) Adliyesinde avukat girişlerinde meslektaşlarımızın çanta ve eşyalarının X-Ray cihazından geçilerek kontrole tabi tutulması meslektaşlarımızın haklı şikayetlerine neden olmuştur. Bu şikayetler üzerine İstanbul Barosu Başkanlığı tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve Adalet Bakanlığı nezdinde girişimlerde bulunmuştur.

Yine bu kapsamda Baromuz Geçmiş dönem Yönetim Kurulu üyesi Av. Berrin Adıyaman’ın adliyenin B kapısından geçişi sırasında çantasını aratmaması üzerine kapıdaki güvenlik görevlileri tarafından hakkında tutanak tutulmuş ve Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmuştur.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca meslektaşımız hakkında “görevi yaptırmamak için direnme” iddiasıyla soruşturma başlatılmıştır. Yapılan soruşturma sırasında meslektaşımızın ifadesi alınmış olup Baromuz Başkan Yardımcısı Av. Mehmet Durakoğlu müdafi olarak katılmıştır.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca Soruşturma sonucunda suçun unsurlarının oluşmadığı sebebiyle “kovuşturmaya yer olmadığına” karar verilmiştir

http://www.istanbulbarosu.org.tr/Det...atID=1&ID=6880

Alıntı: Yazan Av.Suat Ergin İSTANBUL ADLİYESİNDE ÇANTA ARATMAMAYA TAKİPSİZLİK İstanbul (Çağlayan) Adliyesinde avukat girişlerinde meslektaşlarımızın çanta ve eşyalarının X-Ray cihazından geçilerek kontrole tabi tutulması meslektaşlarımızın haklı şikayetlerine neden olmuştur. Bu şikayetler üzerine İstanbul Barosu Başkanlığı tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve Adalet Bakanlığı nezdinde girişimlerde bulunmuştur. Yine bu kapsamda Baromuz Geçmiş dönem Yönetim Kurulu üyesi Av. Berrin Adıyaman’ın adliyenin B kapısından geçişi sırasında çantasını aratmaması üzerine kapıdaki güvenlik görevlileri tarafından hakkında tutanak tutulmuş ve Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmuştur. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca meslektaşımız hakkında “görevi yaptırmamak için direnme” iddiasıyla soruşturma başlatılmıştır. Yapılan soruşturma sırasında meslektaşımızın ifadesi alınmış olup Baromuz Başkan Yardımcısı Av. Mehmet Durakoğlu müdafi olarak katılmıştır. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca Soruşturma sonucunda suçun unsurlarının oluşmadığı sebebiyle “kovuşturmaya yer olmadığına” karar verilmiştir http://www.istanbulbarosu.org.tr/Det...atID=1&ID=6880

Güzel ama olağan bir gelişme.
Görevi yaptırmamak için direnme, son zamanlarda, kamu görevlilerinin adeta refleks haline getirdiği ve inandırıcılığını giderek yitirmeye başlayan bir şikayet/suç halini aldı zaten.

Saygılarımla.

Alıntı: Yazan Av.Ömer Güntay Güzel ama olağan bir gelişme. Görevi yaptırmamak için direnme, son zamanlarda, kamu görevlilerinin adeta refleks haline getirdiği ve inandırıcılığını giderek yitirmeye başlayan bir şikayet/suç halini aldı zaten. Saygılarımla.

Çantasını müdafa eden avukat da aslında görevini yapıyordur. İnatla o çantayı aramaya çalışan kişi de avukata "görevi yaptırmamak için direnmiş" olmuyor mu acaba?

Alıntı: Yazan Av. Fatih KARACA Çantasını müdafa eden avukat da aslında görevini yapıyordur. İnatla o çantayı aramaya çalışan kişi de avukata "görevi yaptırmamak için direnmiş" olmuyor mu acaba?

Doğru!

Alıntı: Yazan Av. Fatih KARACA Çantasını müdafa eden avukat da aslında görevini yapıyordur. İnatla o çantayı aramaya çalışan kişi de avukata "görevi yaptırmamak için direnmiş" olmuyor mu acaba?

Karşı tarafın argümanından daha güçlü, daha mantıklı ve daha meşru bir görüş.

Geçtiğimiz günlerde 21.Asliye Ticaret'te sabah 10.00 civarı duruşma beklerken mübaşir'in duruşma salonu dışında kapanın arkasında çakmakla bir şeyle yaptığını gördüm.İlk başta farkedemesemde sonra çıkan dumandan anladım kı vatandaş SİGARA içiyor. İlk başta şok oldum bir kaç saniyelik duraksamanın ardından kendisini sert bi uslupla uyardım ancak özürü kabahatinden de beter. " Napalım avukat bey 10 kat aşağımı inelim" neyseki zorlada olsa sigarayı söndürttüm. Ama asıl acı olan ben o sigarayı yakarken kendisini görmedim ama o anda en az 4-5 meslektaşım bu durumu görüyorlar ve hiç biri en ufak bir tepki bile vermiyorlar. Nasıl bir vurdumduymazlık anlamadım..

Alıntı: Geçtiğimiz günlerde 21.Asliye Ticaret'te sabah 10.00 civarı duruşma beklerken mübaşir'in duruşma salonu dışında kapanın arkasında çakmakla bir şeyle yaptığını gördüm.İlk başta farkedemesemde sonra çıkan dumandan anladım kı vatandaş SİGARA içiyor. İlk başta şok oldum bir kaç saniyelik duraksamanın ardından kendisini sert bi uslupla uyardım ancak özürü kabahatinden de beter. " Napalım avukat bey 10 kat aşağımı inelim" neyseki zorlada olsa sigarayı söndürttüm. Ama asıl acı olan ben o sigarayı yakarken kendisini görmedim ama o anda en az 4-5 meslektaşım bu durumu görüyorlar ve hiç biri en ufak bir tepki bile vermiyorlar. Nasıl bir vurdumduymazlık anlamadım..

Sayın Av.A.Prc;

O durumda mübaşirle muhatap olarak yakışıksız bir yanıtla karşılaşmak yerine görevli olduğu mahkeme hakimine/kalem müdürüne bildirimde bulunmanın daha yerinde olduğunu düşünüyorum.

Saygılarımla..

Sayın Av. Engin EKİCİ;

O duruma gelmedi ki sadece uyarı ile söndürüldü. Kaldıki kalemde sigara içen müdürlerde mevcut.Şikayet edilmedi mi edildi ama değişen bir şey yok..

Alıntı: Yazan Av.A.Prc Sayın Av. Engin EKİCİ; O duruma gelmedi ki sadece uyarı ile söndürüldü. Kaldıki kalemde sigara içen müdürlerde mevcut.Şikayet edilmedi mi edildi ama değişen bir şey yok..

Sayın Meslektaşım;

Koridorda, kalemde sigara içen personel dışında, odalarında sigara içen hakim ve savcılara da rastladığımız bir vakıadır. Ancak şahsen ben, bu durumlarda kimseyi uyarma gereği duymamaktayım. (Bir zamanlar çok fazla sigara içen biri olarak empati kuruyor olabilirim)

Nasıl ki kalemde/koridorda sigara içen memurları uyarmanın gerekliliğinden bahsediyorsunuz, aynı şekilde odalarında sigara içen hakim ve savcıları da uyarmalı değil midir? Bana sorarsanız, kapalı alanlarda aleni olarak ve insanları rahatsız edecek şekilde sürekli bir sigara kullanımı söz konusu ise bu duruma müdahale edilmelidir ancak kısıtlı zaman dilimlerinde açık havaya ulaşabilecek fiziki imkanların kısıtlı olduğu durumlarda müsamaha gösterilebilir.

Müsamaha gösterilmeyecek ise de yetkili mercilere yazılı olarak bildirimde bulunulması mümkündür. "Şikayet edilmedi mi edildi" derken sanırım yazılı bildirimde bulunmaktan değil, -af buyurun- bir nevi sızlanmadan bahsediyorsunuz. "Söz gider yazı kalır" ve şikayet yazılı yapılmalıdır.

Saygılarımla..

Canımın içi, gözümün nuru...

Avrupa'nın en büyüğü...

Sen açılalı neredeyse bir yıl olacak değil mi?

YETER AMA!

HALA MAHKEMELERİ GÖSTEREN TABELALARDA YANLIŞLIK VAR!

YETER!

Zor birşey değil yav; gerçekten çok zor değil. Her mahkemeye yazı yaz (UYAP üzerinden tabii ki) bir personel yarım saatini ayırıp kendi mahkemesinin / kaleminin koridordaki tabelasını kontrol etisn. Doğru mu yanlış mı eksik mi diye...

Gerçekten zor değil...

Hadi aslanım, hadi kaplanım... Göreyim seni. Birinci yaşın dolmadan hallet şu işi...

Canımsın...

Alıntı: Yazan Av. Hakan EREN Canımın içi, gözümün nuru... Avrupa'nın en büyüğü... Sen açılalı neredeyse bir yıl olacak değil mi? YETER AMA! HALA MAHKEMELERİ GÖSTEREN TABELALARDA YANLIŞLIK VAR! YETER! Zor birşey değil yav; gerçekten çok zor değil. Her mahkemeye yazı yaz (UYAP üzerinden tabii ki) bir personel yarım saatini ayırıp kendi mahkemesinin / kaleminin koridordaki tabelasını kontrol etisn. Doğru mu yanlış mı eksik mi diye... Gerçekten zor değil... Hadi aslanım, hadi kaplanım... Göreyim seni. Birinci yaşın dolmadan hallet şu işi... Canımsın...

Olmaz!
Bu iş ihale ile verilsin. İhaleyi alan önce tüm tabelaları söksün, karıştırsın, yapboz gibi yapmaya çalışsın. Olursa olur, olmazsa bir daha ihale yapılır.

Alıntı: Yazan Av.Cengiz Aladağ Olmaz! Bu iş ihale ile verilsin. İhaleyi alan önce tüm tabelaları söksün, karıştırsın, yapboz gibi yapmaya çalışsın. Olursa olur, olmazsa bir daha ihale yapılır.

Ol-maz ! bu iş kimseye verilmesin. Hatalı tabelalar olduğu gibi bırakılsın.

Biz bu yanlış tabelalar sayesinde her seferinde upuzun koridorların dibine kadar gidip geri dönelim.

Ben avukatın zeki çevik aynı zamanda sportmenini severim.
Hafif yürüyüş en iyi spordur.

Hele birde duruşmaya geç kalmışsanız yanlış koridordan duruşma salonuna doğru evrak çantasıyla yapılan tempolu koşu fazla kilolarınızdan kurtulmanın en iyi yoludur.

Herkese günaydın

Burada yazılanlardan dolayı en gitmek istemediğim adliye Çağlayan adliyesi oldu. Ama yarın duruşmam var.

Meslektaşlarım bana İstanbul 14. Asliye Hukuk Mah. ve 20. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin yerini söyleyebilir misiniz? çünkü bu başlıkta tabelalara güvenilmeyeceğini sayenizde öğrendim

Alıntı: Yazan avpınar Herkese günaydın Burada yazılanlardan dolayı en gitmek istemediğim adliye Çağlayan adliyesi oldu. Ama yarın duruşmam var. Meslektaşlarım bana İstanbul 14. Asliye Hukuk Mah. ve 20. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin yerini söyleyebilir misiniz? çünkü bu başlıkta tabelalara güvenilmeyeceğini sayenizde öğrendim

14.AHM: 6.Kat B-2 blok.
20.SHM. 4.Kat. B-2 Blok.

diye biliyorum. Bir de sulh ve asliye hukuk tabelalarında sorun yok.

Alıntı: Yazan AV.ARZU KILIÇ örneğin şişli iki asliye hukuk mahkemesinde bir dosyam var... çağlayan da bu mahkemenin kaç asliye hukuk olduğuna/olacağına dair bir bigilendirmeye rastlayanınız var mı acaba..ben baronun sitesinde bu yönüyle bir bigilendirmeye rastlayamadım....

Evet ne yazık ki böyle bir bildirim çalışması yapılmamış.
Çağlayan'a diğer adliyelerden gelen dosyaların hangi mahkemeye düşeceği bilinemez. Ancak Tevzi Bürosu tarafından bir değerlendirme yapıldığını da sanmıyorum. İş yoğunluğuna göer,ya da mesafe yakınlığına göre ... gibi kriterlerin dikkate alınması gerektiği düşüncesindeyim.
Karmaşayı önlemek için bir ön bilgilendirme sürecinin bşlatılması gereği üzaeinde durulacak bir husustur. Bu konuya parmak bastığınız için teşekkürlerimi sunuyorum
Saygılarımla
Recep Gürkan Karakaş

Alıntı: Yazan Avukat Hakan Eren SİTİ ANA - Ula Emin kafandaki ne? DELİ EMİN - E göz içindir... (Vizontele) Yaşadığınız olayı okuyunca aklıma geldi... "E bu ne?" "Ağız içindir!" Paylaşım için teşekkürler...

Efendim "Ne işi var tünelin Çağlayan Adliyesinde?" demeyin
09.10.2012 tarihinde Bilirkişilik için 2013 belgelerimi Adalet Komisyonu Başkanlığı'na teslim etmek üzere gelmiştim.
Güvenlikten her zamanki gibi sıkıntısız geçmek için saatimi kemerimi çantama tıkmıştım. Geçtim ama geçer geçmez bir güvenlik görevlisi avucunda siyah, bordo, kahverengi bej kemer tünellerini bana uzatarak"ister misiniz?" diye sordu
Önce anlam veremedim. Satıyor olamayacağını düşündüm ve buluntuları koyacak bir yer olmadığından dağıtmaya çalıştığını hemen anladım. Gülmemek için kendimi zor tutarak teşekkür edip geçtim
Demek ki günde kaç kişi kemerinin tünelini düşürüyor ki eleman bunları toplayıp ilgilenenlere dağıtmaya çalışıyor.
Komik ama gerçek Şaka gibi Fıkra gibi

Bir çok avukat arkadaşımız ile bazı yayın organları, gazete İstanbul adliyesini, Çağlayan adliyesi olarak adlandırıyor. Bunun sonu gelmeyecek gibi.

Cevap : Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi

İstanbul Adliyesinde çanta aramasını destekleyen meslektaşlar gözünüz aydın Bakırköy Adliyesi de artık avukatlardan korunuyor. Daha güvenli Adliyeler için çantalar x- ray cihazlarına. (!!!!!)

Alıntı: Yazan av.ankarahukuk İstanbul Adliyesinde çanta aramasını destekleyen meslektaşlar gözünüz aydın Bakırköy Adliyesi de artık avukatlardan korunuyor. Daha güvenli Adliyeler için çantalar x- ray cihazlarına. (!!!!!)

Afedersiniz...
Çanta aranıyor mu yoksa, cihazdan bant üzerinde mi geçiyor?
Saygılarımla...

Alıntı: Yazan iemrah Bir çok avukat arkadaşımız ile bazı yayın organları, gazete İstanbul adliyesini, Çağlayan adliyesi olarak adlandırıyor. Bunun sonu gelmeyecek gibi. Cevap : Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi

Maksat hasıl olduktan sonra çok da önemli olmadığı kanaatindeyim. Önemli olan, dev yapıların içinde adalete ulaşmaya çalışmanın zorluğu.

Saygılarımla..

Alıntı: Yazan C_OKYAY Afedersiniz... Çanta aranıyor mu yoksa, cihazdan bant üzerinde mi geçiyor? Saygılarımla...

Halihazırda Bakırköy Adliyesi'nde avukat kimliğinin gösterilmesi -ki simaen tanıyor olduklarından kimlik sormuyor görevliler- durumunda mevzuata uygun şekilde direkt geçiş söz konusu.

Çağlayan Adalet Sarayı ile ilgili (bilirkişileri ilgilendiren) aşağıdaki gazete haberini görmemiş olabilirsiniz düşüncesi ile dikkatlerinize sunuyorum
20 milyon liralık bilirkişi vurgunu

Nazif KARAMAN
01.01.2013 Tarihli Sabah Gazetesi

"Adalet Bakanlığı müfettişleri, İstanbul Adalet Sarayı'nda bazı bilirkişilerin hak edişlerinin çok üzerinde dosya alıp 20 milyon TL haksız çıkar sağladığını tespit etti. Diğer adliyelerde de incelemeler yapılacak
Adalet Bakanlığı İstanbul Adliyesi'nde bazı bilirkişilerin hak edişlerinin çok üzerinde dosya alarak haksız kazanç sağladıklarına yönelik ihbarlar üzerine soruşturma başlattı. İki Adalet Bakanlığı müfettişi tarafından yürütülen soruşturma çerçevesinde İstanbul Adalet Komisyonu Başkanlığı'nda yapılan inceleme sonucu korkunç bir tablo ortaya çıktı. Komisyon bünyesinde görevli 10 uzman personelin 4 ay süren incelemeleri sonucu bazı bilirkişilerin hak edişlerinin neredeyse 3 katı dosya aldıkları mahkemelerce bu kişilerin adeta kayırıldıkları belirlendi. Bilirkişilere yönelik haksız hak edişin faturası 20 milyon TL olarak belirlendi. Soruşturma sonucunda hazırlanan raporda bilirkişilik işinin maddi vurgun basamağı haline dönüştürüldüğü belirtildi. Yapılan tespitlerde bilirkişilerden K. A. A.'nın bin 827 adet dosya karşılığı toplam 304 bin TL, İ.D.'nin bin 255 adet dosya karşılığı 482 bin TL, Z. Y.'nin bin 235 TL adet dosya karşılığı toplam 590 bin TL, M. T. Ö.'nün bin 85 adet dosya karşılığı 380 bin TL ödeme aldığı tespit edildi. Bilirkişi listesinde adı bile bulunmayan A. D. isimli kişiye bile 150 adet dosya verildiği ve 40 bin TL ödeme yapıldığı belirlendi. Yapılan araştırmada mahkemelerden hak edişlerinin çok üzerinde dosya alan bilirkişilerin bu işi sektör haline getirdikleri taşeron olarak tabir edilen bilirkişilere dosyayı inceletip altına imza attıkları belirlendi.

MAHKEMELER MERCEK ALTINDA
Müfettişler bilirkişilerin kim ve kimler kanalı ile hangi yöntemleri kullanarak fazla dosya aldıklarını araştırıyor. Özellikle Ticaret Mahkemeleri'nde yoğunlaşan şüpheler üzerinde titiz bir inceleme sürdürülüyor. Şimdilik sadece İstanbul Adalet Sarayı bünyesindeki bilirkişiler çerçevesinde yapılan incelemenin önümüzdeki günlerde İstanbul'daki diğer adliyeleri de kapsayacak şekilde güncelleştirileceği belirtiliyor."
Bilgilerinize yorumsuz sunuyorun

Alıntı: Yazan Recep Gürkan KARAKAŞ Çağlayan Adalet Sarayı ile ilgili (bilirkişileri ilgilendiren) aşağıdaki gazete haberini görmemiş olabilirsiniz düşüncesi ile dikkatlerinize sunuyorum 20 milyon liralık bilirkişi vurgunu Nazif KARAMAN 01.01.2013 Tarihli Sabah Gazetesi "Adalet Bakanlığı müfettişleri, İstanbul Adalet Sarayı'nda bazı bilirkişilerin hak edişlerinin çok üzerinde dosya alıp 20 milyon TL haksız çıkar sağladığını tespit etti. Diğer adliyelerde de incelemeler yapılacak Adalet Bakanlığı İstanbul Adliyesi'nde bazı bilirkişilerin hak edişlerinin çok üzerinde dosya alarak haksız kazanç sağladıklarına yönelik ihbarlar üzerine soruşturma başlattı. İki Adalet Bakanlığı müfettişi tarafından yürütülen soruşturma çerçevesinde İstanbul Adalet Komisyonu Başkanlığı'nda yapılan inceleme sonucu korkunç bir tablo ortaya çıktı. Komisyon bünyesinde görevli 10 uzman personelin 4 ay süren incelemeleri sonucu bazı bilirkişilerin hak edişlerinin neredeyse 3 katı dosya aldıkları mahkemelerce bu kişilerin adeta kayırıldıkları belirlendi. Bilirkişilere yönelik haksız hak edişin faturası 20 milyon TL olarak belirlendi. Soruşturma sonucunda hazırlanan raporda bilirkişilik işinin maddi vurgun basamağı haline dönüştürüldüğü belirtildi. Yapılan tespitlerde bilirkişilerden K. A. A.'nın bin 827 adet dosya karşılığı toplam 304 bin TL, İ.D.'nin bin 255 adet dosya karşılığı 482 bin TL, Z. Y.'nin bin 235 TL adet dosya karşılığı toplam 590 bin TL, M. T. Ö.'nün bin 85 adet dosya karşılığı 380 bin TL ödeme aldığı tespit edildi. Bilirkişi listesinde adı bile bulunmayan A. D. isimli kişiye bile 150 adet dosya verildiği ve 40 bin TL ödeme yapıldığı belirlendi. Yapılan araştırmada mahkemelerden hak edişlerinin çok üzerinde dosya alan bilirkişilerin bu işi sektör haline getirdikleri taşeron olarak tabir edilen bilirkişilere dosyayı inceletip altına imza attıkları belirlendi. MAHKEMELER MERCEK ALTINDA Müfettişler bilirkişilerin kim ve kimler kanalı ile hangi yöntemleri kullanarak fazla dosya aldıklarını araştırıyor. Özellikle Ticaret Mahkemeleri'nde yoğunlaşan şüpheler üzerinde titiz bir inceleme sürdürülüyor. Şimdilik sadece İstanbul Adalet Sarayı bünyesindeki bilirkişiler çerçevesinde yapılan incelemenin önümüzdeki günlerde İstanbul'daki diğer adliyeleri de kapsayacak şekilde güncelleştirileceği belirtiliyor." Bilgilerinize yorumsuz sunuyorun

Haksız hakedişin faturası 20 milyon lira olarak belirtilmekle beraber, yapılan toplamada, ödemelerin toplam tutarı. ne var ki, 1.796.000 TL (2 milyondan az)olarak çıkmaktadır.

Alıntı: Yazan Av. Engin EKİCİ Halihazırda Bakırköy Adliyesi'nde avukat kimliğinin gösterilmesi -ki simaen tanıyor olduklarından kimlik sormuyor görevliler- durumunda mevzuata uygun şekilde direkt geçiş söz konusu.

Üstad bilmiyorum kaç gündür Bakırköy Adliyesine uğramıyorsunuz ama 2-3 gündür ÖGB'ler Bakırköy Adliyesini kuşatmış durumda. (sanırım artık simaen tanınmayacaksınız ) Adliyeye giriş yspsn svukstlsra çoban misali yol göstermeye çalışıyorlar. Sanki avukatlar yıllarını orada geçirmemiş gibi yabancı muamelesi görüyor. Bu da insanı gerçekten çok üzüyor. Adliyenin en büyük savunucuları ve koruyucuları AVUKATLARDIR. Saygılarımla.

Alıntı: Yazan C_OKYAY Haksız hakedişin faturası 20 milyon lira olarak belirtilmekle beraber, yapılan toplamada, ödemelerin toplam tutarı. ne var ki, 1.796.000 TL (2 milyondan az)olarak çıkmaktadır.

Ben zaten yorumsuz iletmiştim. Toplamın düşüklüğünün farkındayım. Belki bazılarını habere koymuşlardır diye düşündüm.ancak o zaman haberin bunlardan bazıları .... biçiminde verilmesi gerekirdi.
Bu soruyu Sabah gazetesine sordum gelecek yanıtı burada paylaşacağım.Gerçek ne ise teftiş raporlarında mevcuttur.
Eleştirinize teşekkürler

Geçen hafta Çağlayan Adalet Sarayı girişindeyim. Her şey yolunda kemerimi saatimi çıkartmışım, Eşyalarımı beyaz kutulara itina ile yerleştirdim cihaza verdim. Cihazdan ötmeden geçmeyi başardım. .....Ve çağırdılar. bu cihazın faydasını görüyor musunuz? (ekranda bir şey işaret ederek) diye bir soru yöneltti ekran başındaki güvenlik görevlisi. Hangi cihaz olduğunu anlayamadım ve tereddütle baktım... Sigarayı bırakmanıza yardımcı oluyor mu diye bir soru daha. artık dayanamadım ve sordum. "hangi cihazdan bahsediyorsunuz?" diye. Yanıt: "şu ekrandaki yeni çıkan elektronik sigara bırakma aleti" dedi. Benim öyle bir aletimin olmadığını söyleyince "şu uzun pilli aletten bahsediyorum" dedi İyice endişelendim. Ceplerimi yokladım bir kalem ve yanında lazer pointer var. Hemen çıkarıp görevliye teslim ettim. Evirdi, çevirdi, ışığı karşıya tuttu, içini açtı pillerini çıkarttı, kapattı ve sordu "nedir bu ne işe yarar?" "Bu ders verirken tahtayı ışıkla göstermek için kullanılır" dedim. "Siz bilirkişi misiniz yoksa?" Dedi ve "evet" deyince "buyurunuz geçiniz" dedi, beylece bir uzun maceralı geçiş daha sona ermiş oldu. Bakalım daha neler göreceğiz...