Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

1990 tarihli kardeşler arasındaki yazılı sözleşme

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 05-04-2010, 16:16   #1
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan 1990 tarihli kardeşler arasındaki yazılı sözleşme

Arkadaşlar kolay gelsin. 1990 tarihinde kardeşler arasında bir sözleşme yapılmıştır. Sözleşme aslı bizdedir. Sözleşmede açıkça plakası verilen bir ticari taksi ruhsatındaki hisselerin oranları da gösterilmek üzere kimlere ait olduğu yazılıdır. Toplam 4 kardeş ve hissedar bulunmaktadır ve sözleşmede yazılı 2 kardeş Almanya'da ikamet ettiklerinden o zaman hak talep etmemişler, 1 tanesi yaşı küçük olduğundan talepde bulunmamış. Bu nedenle son kardeş adına tescil yapmış ve bu zamana kadar da işletmiş. Soru şu; BK. 125 (10 yıllık zamanaşımı bu olayda uygulanır mı? Yoksa zamanaşımı süresi yok mudur? Talep ne olabilir, hangi hukuki sebeple (sözleşme, haksız fiil, sebepsiz zenginleşme?) talepte bulunulabilir? Teşekkürler, kolay gelsin.
Old 06-04-2010, 11:00   #2
Levent Cirit

 
Varsayılan

Kanımca burada hisselerin kardeşler adına tescili veya bedelinin tahsili konulu terditli bir dava açılabilir ancak zamanaşımı sebebi ile maalesef işiniz zor. Hukuki sebep de sebepsiz zenginleşme olur. 1990 yılında da uygulama öylemiydi bilmiyorum ama şuan için araç satışlarının noterde yapılması zorunlu olduğundan tarafların arasında yaptığı sözleşme bu anlamda hüküm ifade etmeyecektir, sadece bu nedenle karşı taraf sebepsiz zenginleşmiş olacaktır.
Old 06-04-2010, 22:38   #3
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Üstad zamanaşımı olayını aşmam mümkün görünmüyor. Diğer taraftan dayanak sebepsiz zenginleşme olsa bile talebi tescil veya bedelin (?) tahsili olarak tasavvur edemiyorum. Farazi aracın babadan -baba sağ iken- oğullardan biri adına bedelsi olarak tescil edildiğini ve kardeşlerin de hak kaybı olmasın diye böyle bir sözleşme yapıldığını varsayalım, bu durumda zamanaşımına takılmaksızın muris muvazaasına dayanılabilir mi?
Old 07-04-2010, 10:43   #4
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan yeshilim
Üstad zamanaşımı olayını aşmam mümkün görünmüyor. Diğer taraftan dayanak sebepsiz zenginleşme olsa bile talebi tescil veya bedelin (?) tahsili olarak tasavvur edemiyorum. Farazi aracın babadan -baba sağ iken- oğullardan biri adına bedelsi olarak tescil edildiğini ve kardeşlerin de hak kaybı olmasın diye böyle bir sözleşme yapıldığını varsayalım, bu durumda zamanaşımına takılmaksızın muris muvazaasına dayanılabilir mi?

Bence zamanaşımı sorununuz yok. Sözleşme, bir adi şirket sözleşmesidir. Adi şirket sözleşmesinden doğan alacaklarda zamanaşımı, alacağın muaccel olduğu tarihten başlar (BK 128) ve 5 yıldır (BK 126/4). Adi şirkette, ortakların alacaklarını isteme hakları, ortaklığın son bulması ile başlayacağından henüz muaccel olmuş bir alacak olmadığı gibi, zamanaşımı süresi de işlemeye başlamamıştır.
Old 07-04-2010, 15:57   #5
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Üstad sanırım bu kararı kastediyorsunuz. Bu durumda zamanaşımı süresini başlatmam için ihtarname keşide etmek gayet mantıklı görünüyor. Talep olarak da ticari taksi plakasının hissem oranında adıma tescilini ve kazancın aylık olarak hissem oranında hesabıma yatırılmasını talep etmeliyim gibi geliyor. Sizce?



T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 1992/6218

K. 1992/6892

T. 22.9.1992

• ŞİRKET AKDİ ( Ortaklar Arasında veya Şirketle Ortaklar Arasında Açılmış Davalarda Zamanaşımı )

• ZAMANAŞIMI ( Şirket Akdinden Doğan Davalarda )

• DAVA HAKKININ SAKLI TUTULMASI ( Zamanaşımını Kesmemesi )

818/m.101,128


ÖZET : Zamanaşımı her davanın açıldığı tarih itibariyle nazara alınması gerekir. Ticari olsun, olmasın bir şirket akdine dayanan ve ortaklar arasında veya şirketle ortaklar arasında açılmış bulunan bütün davalar hakkında beş yıllık zamanaşımı uygulanır. Önceki davada fazlaya ait bölüm için dava hakkının saklı tutulması zamanaşımını kesmez. İşlemeye devam eder.
Sözleşmeden doğan alacaklarda zamanaşımı, alacağın muaccel olduğu tarihten başlar. DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı; amcası davalı ile İstanbul'un çeşitli semt ve taşınmazları üzerinde binalar inşa ve ikmal etmek üzere adi ortaklık kurduklarını, binaları tamamlayarak üçüncü şahıslara sattıklarını, ortaklık payını davalının vermemesi üzerine Kadıköy Asliye İkinci Hukuk Mahkemesi'nin 1985/6 esas sayılı dosyası ile fazlaya talep ve dava haklarını saklı tutarak paylarına düşen 25.000.000 TL. sınırı tahsilini istediklerini, yargılamada alınan 21.10.1989 yönlü bilirkişi raporunda 26 nolu parseldeki inşaattaki payının 33.350.000 TL.sı olduğunun tesbit edildiğini ve istemle bağlı kalınarak 25.000.000 TL.sına hükmedildiğinden bakiye ve saklı tuttukları 8.350.000 TL.sının en yüksek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı; süresinde verdiği davaya cevap dilekçesinde, ortaklığın 1982 yılında fiilen sona erdiğini BK.nun 126/4. maddesince 5 yıllık zamanaşımı süresi geçirilerek davanın açıldığını, fazlaya ilişkin dava hakkının saklı tutulmasının ise zamanaşımını kesmeyeceğini savunmuş, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; bir alacağın sadece bir b,ölümünün davaya konu edilmesi halinde zamanaşımı alacağın ancak dava edilen bölüm hakkında kesileceği, dava dışı kalan yani dava edilmeyen bölümü için zamanaşımının kesilmeyeceği, ne varki BK.nun 128/5. maddesi hükmünce, zamanaşımının alacağın muaccel olduğu zamandan başlayacağı, dava içinde bilirkişi raporu ile alacağın saptandığı tarihte alacağın ancak muaccel hale gelebileceği, buna göre de zamanaşımının dolmadığı kabul edilmiş 8.350.000 TL.nın % 30 faizi ile davalıdan alınmasına karar verilmiştir.
Hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, adi ortaklıktan kaynaklanan ve paya tekabül eden alacaktan önceki davada saklı tuttuğu bölüm için bu davayı 26.11.1991 tarihinde açmıştır. Davalı, yasal süresinde zamanaşımı def'inde bulunmuştur. Zamanaşımı her davanın açıldığı tarih itibariyle nazara alınması gerekir. Önceki davada fazlaya ait bölüm için dava hakkının saklı tutulması zamanaşımını kesmez. İşlemeye devam eder. İlk davada fazlaya ilişkin isteğin saklı tutulması zamanaşımını kesen nedenlerden değildir. Ticari olsun, olmasın bir şirket akdine dayanan ve ortaklar arasında veya şirketle ortaklar arasında açılmış bulunan bütün davalar hakkında beş yıllık zamanaşımı uygulanır ( BK. m. 126/4 ). Sözleşmeden doğan alacaklarda zamanaşımı alacağın muaccel olduğu tarihten başlar ( BK. m. 128 ).
BK.nun 101. maddesince, borcun muaccel olması, ifa zamanının gelmiş olmasını ifade eder. Borcun ifası henüz istenemiyorsa muaccel bir borçtan da sözedilemez.
Adi ortaklıkta, ortaklığın son bulduğu tarihte davacının alacağını isteme hakkı, ( İFA ZAMANI ) doğar ve borç muaccel hale gelir ve bu tarihten itibaren zamanaşımı başlar. Kadıköy İkinci Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1991/ 102 esas, 1991/432 karar sayılı taraflar arasında sonuçlanan ve alacağın ilk bölümüne ilişkin Kadıköy İkinci Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1991/102 esas, 1991/432 karar sayılı hükmün de ortaklığın 1982 yılında son bulduğu kabul edilmiştir. Bu yön kesinleşmiş bulunmaktadır. Öte yandan, anılan dava dilekçesindeki açıklamalardan davacının ortaklığın 1982 yılında son bulduğunu kabul ettiği açıkça görülmektedir.
Yukarıda belirtilen yasal kuralların ışığı altında, dava 26.11.1991 tarihinde açıklığına göre alacağın muaccel hale geldiği 1982 tarihinden dava tarihine kadar beş yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği çok açıktır.
Mahkeme, alacağın muaccel olması ( ifa zamanı ) ile alacak miktarının belirlenmesi durumlarını birbirine karıştırmış, bu nedenle yanlış sonuca kavuşmuştur.
Bu durumda, davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken hukuki yorumlarda yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kabule karar verilmesi usule ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın davacı yararına ( BOZULMASINA ), peşin harcın istek halinde iadesine, 22.9.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kardeşler arasındaki inançlı işlemlere dayalı tapu tescil davası Av.F. Gürkan Meslektaşların Soruları 7 01-11-2018 11:42
taraflar arasındaki adi yazılı sözleşme tapu iptal davasında kesin delil olabilir mi? avukat.derviş.yıldızoğlu Meslektaşların Soruları 11 01-02-2010 22:13
Yükleniciden adi yazılı sözleşme ile konut alma Av. İlhan SALBAŞ Eşya Hukuku Çalışma Grubu 0 06-01-2009 17:13
Harca Esas Değer/Eski Tarihli-Döviz Bedelli Sözleşme Jeanne D'arc Meslektaşların Soruları 10 01-12-2008 14:30
Avukatlık Ücreti - yazılı sözleşme olmaması Av.İbrahim Hakkı KOÇ Hukuk Soruları Arşivi 1 04-02-2007 16:35


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03452802 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.