Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Soruları Arşivi THS Hukuk Soruları alanına 2000-2007 yılları arasında gönderilmiş eski soruların arşivlendiği forum alanımız. Bu alan yeni mesajlara ve yanıtlara kapalıdır ve sadece arşiv amaçlı olarak yayında tutulmaktadır.

Evlanme Şartları

 
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 02-03-2004, 22:51   #1
Av-Emre

 
Varsayılan Evlanme Şartları

Merhabalar ben hukuk 1. sınıf öğrencisiyim . Aile Hukuku dersinde aklıma takılan bir soruyu hoca yönelttim fakat tatmin edici bir cevap alamadım . Konu başlığımız evlenmenin şartlarıydı , yaş unsuru , başvuru yerleri derken söz nikah memuruna geldi ve Hocama " evlendirme sırasında nikah memurunun kendi nikahını kıyıp kıyamayacağını " sordum hocamız bu konu kanunda yok ama bence olabilir dedi. Sizinde fikirlerinizi merak ediyorum .
Old 02-03-2004, 23:07   #2
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Av.Emre,

Elbette kıyabilir. Neden tereddüt ettiğinizi anlayamadım ?

Bazen insanın başına gelenler ''bizzat'' kendisince yapılmaz mı ?

Saygılarımla

Bir Dost
Old 03-03-2004, 12:22   #3
ibrahimbey

 
Varsayılan

Sayın Av-Emre;

Bence evlendirme memuru, kendi nikahını kıyamaz.

Çünkü;

Türk Medeni Kanunu
Madde 137-
Başvurunun usulüne uygun olarak yapılmadığı veya evleneceklerden birinin evlenmeye ehil olmadığı ya da evlenmeye yasal bir engel bulunduğu anlaşılırsa, evlenme başvurusu reddolunur ve durum evleneceklere yazıyla hemen bildirilir.

Madde 138-
Evleneceklerden her biri evlendirme memurunun ret kararına karşı mahkemeye başvurabilir. İtiraz, evrak üzerinde incelenip kesin karara bağlanır.

Madde 141-
Evlenme töreni, evlendirme dairesinde evlendirme memurunun ve ayırt etme gücüne sahip ergin iki tanığın önünde açık olarak yapılır.

Madde 142-
Evlendirme memuru, evleneceklerden her birine birbiriyle evlenmek isteyip istemediklerini sorar.

Özellikle, 142. maddedeki şekli unsurun gerçekleşmesi için, üçüncük bir kişiye mutlaka gerek vardır.
Old 03-03-2004, 16:06   #4
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Terzi söküğünü dikemezmiş derler

Hukuken terzi söküğünü dikebilse de evlendirme memuru kendi nikahını kıyamaz.İtiraz konusu olabilen bir hususta (Mk 138)kişi kendi hakkında hem karar veren merci hem de bu karara itiraz edebilen taraf olamaz.
Old 03-03-2004, 17:20   #5
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Jus,

138. madde hakkındaki görüşlerinize katılmıyorum :
137.maddeye göre, evlendirme memuru evrakları inceler. Başvuruyu reddetmesi gereken koşullar bu maddede sayılmıştır.
Reddederse 138.maddede red kararına karşı mahkemeye itiraz yolu anlatılmıştır.

Özetle; itiraz "evlendirme memurunun evlendirmediği" kimse tarafından yapılacaktır. Evlilik ise tamamiyle rızaya dayanır. Eğer evlendirme memuru evlenmek istemiyorsa mahkemeye itiraz etmesi ile kendi evlenememe kararını kaldırsa bile sonuçta evlenmek istemiyorsa evlenmez. Sonuç değişmeyeceğinden sizin sözünü ettiğiniz ""kendi hakkında karar veren ve itiraz eden kişi olamaz"" kuralı geçerli olmaz kanısındayım.

Ayrıca MK.145 ve devamında evliliğin butlanı konusunda ilgili herkesin ve C.Savcısının dava hakkı vardır. Eğer memur kendi nikahını kanuna aykırı biçimde evlenme şartları bulunmadan kıyarsa başta kayınvalidesi olmak üzere "ilgili" herkes evliliği yargıya götürebilir. Bu yargılama aşamasında memurun hiç bir yetkisi bulunmamaktadır.

142. madde hakkındaki görüşlerinize de katılamayacağım:
Başkalarının iradesini bir tek soru ile ve aldığı EVET yanıtı ile anlayıp deftere kaydeden memur, kendi iradesini de kaydedebilir kanısındayım. En azından hiç bir yanlış anlama olmaz.

Eğer bu mantıkla gider de memurlara kendi işlerini yaptırmazsak nufus memuru yeni doğan çocuğunu deftere kaydetmek için başka ilçeden birini çağırmak zorunda kalır.

Kendi nikahını kıyan bir memur olduğunu varsayalım :
İki çocuğu olduktan sonra evliliğini geçersiz mi sayacaksınız ? Evliliği geçersiz saymak için 138. madde ve 142.madde yeterli olmaz kanısındayım. Sadece MK 155 de şekil şartlarına uymama hali düzenlenmiştir ki, bu madde de memura kendi nikahını kıyma yasağı getirmemektedir.

Saygılarımla

Bir Dost
Old 03-03-2004, 21:38   #6
ibrahimbey

 
Varsayılan

yasa çok açık.

evlenme aktinin tamam olması için, evlenmek isteyenler dışında en az 3 kişi olması gerekir. (Evlendirme memuru ve iki tanık)

Bu iş için özellikle bir evlendirme memuru diye bir memurun gösterilmesi de bir başka gerekçedir.

Evlenmek isteyen kişiler dışında bir memurun evlenme şartlarının kontrol etmesi kamusal zorunluluktur.
Old 04-03-2004, 18:34   #7
Gemici

 
Varsayılan

Aklıma gelmişken,

bir soruda benden.
Bir hakim kendi evliliği konusunda karar verip kendi kendisini boşayabilirmi?

Saygılarımla
Old 04-03-2004, 19:15   #8
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Gemici,

İğneden ince sorunuzu gülümseyerek yanıtlıyorum :

Hakimin kimlerin davalarına bakamayacakları kanun hükmü olarak açıkça yazılıdır. Tartışmasızdır. Kendi işlerine ve yakınlarının işlerine bakamazlar.

''Karar veren'' hakimler ile
''başkalarının evlenme kararlarını kaydeden ve ilan eden'' evlendirme memurlarını
karşılaştırmamak ve karıştırmamak lazım düşüncesindeyim.

Şimdi de ben soru sormak istiyorum :
Kendi nikahını kıymasına izin vermediğiniz evlendirme memuru, aralarında velayet, nafaka ve eşya davaları ile husumet bulunan eski karısının yeni eşi ile olacak nikahını kıyabilir mi ?

Ya da canı kadar çok sevdiği kızının nikahını kıyabilir mi?

Her iki sorunun yanıtı da ''evet'' olacaktır.

Çünkü ''evlendirme memurunun reddi'' diye bir kavram yoktur.
Çünkü evlendirme memuru hakkında ''yasak iş'' kavramı yoktur.

Evlendirme memuru ''memurdur'' yargı mercii değildir. Evlenme şartlarının bulunmadığı konusunda verdiği karar, teknik anlamda karar değildir. İdari bir işlemdir ve bu ''karar'' aleyhine mahkemeye başvurulduğunda idari işlemin ''yargı denetimi'' mahkemece yapılır.

Hukukçu olmadığınız için sorunuzu zevkle yanıtlıyorum

Saygılarımla

Bir Dost
Old 04-03-2004, 20:29   #9
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Yeni Fikir

Sayın Bir Dost,

Meraklı ve okuduğu konuya farklı bir açıdan yaklaşarak tartışma ortamı yaratan öğrenci arkadaşımızın sorusu gerçekten ilginç.

İlk bakışta kanundan yola çıkarak ve genel bir hukuk ilkesinden de destek alarak evlendirme memurunun kendi nikahını kıyamayacağını yazmıştım.Biraz daha beyin jimnastiği yaptım, yazmış olduğunuz karşı görüşleri değerlendirdim .

MK 137, 138, 141 ve 142 Maddeler, Evlendirme Yön. Md.15,23 ve 24 ve ilk mesajımdaki "karar veren merci-itiraz eden merci olamaz" genel hukuk prensibi çerçevesinde vardığım sonuç aynı oldu.Yönetmeliğin 23. maddesi "memur evlenme manilerinden birinin dahi olduğunu tespit ederse evlenme yapmayı reddeder ve bu hususu gerekçeli ve yazılı olarak taraflara tebliğ eder diyor.Bir diğer maddede evlendirme başvurusu sözlü de yapılabilir hükmü var.Burada tebligat ve sözlü beyanın kime yapılabileceği akla geliyor.
Dahası memura bu yetki verilirse, örneğin geliniyle evlenmesi yasak olan memurun (köylerde muhtarlar) bu evlenme manisini yoksayıp kanuna aykırı bir evlilik yapabilmesi mümkün.3.kişinin veya savcılığın itiraz hak ve yetkisi olsa da bu olasılık memurun kendi nikahını kıyabilmesine geçerlik kazandıramaz diye düşünüyorum.Bir diğer dayanak noktası da temelini TCK. 237 Md. bulan "kanuni şartlara aykırı olarak evlendirme belgesi verilmesi yasağı" oluşturuyor.
MK 155 de, butlanı gerektirmeyen durumlardan şekil eksikliğinde evlendirmenin memur önünde(huzurunda) yapılmaması haricindeki sebepler butlana sebebiyet vermez demekte.Ama zaten kendi nikahını kıymak probleminde, "memurun huzuru" şartının mevcut olmadığı iddiası var .Yani mutlak butlan durumu sözkonusu.Aradan süre geçmiş çocuklar doğmuş ama bu evlilik geçersiz mi sayılacak? Aile hukukundaki mutlak butlan sonucu evlilik geriye etkili olmadan sona eriyor.Bu sebeple böyle bir mağduriyet de olmayacaktır.


Saygılar Sunarım
Old 05-03-2004, 01:45   #10
Gemici

 
Varsayılan

Sayın Bir Dost,
Düşünüyorum, hukukçuyum deyip zevkinizi kaçırayım mı, yoksa sesimi çıkarmayıp verdiğiniz yanıtın zevkini tatmanızımı sağlıyayım?

Olayı kısa kesmek için belirteyim, doktora yapmak için Münihte üniversiteye kayıtlı olduğum süreleride eklersek en azından 20 sömestrelik hukuk fakültesi hayatım var.

Soruyu zaten gülümsensin diye, ama birazda düşündürsün diye sormuştum.

Şu bakımdan düşündürsün diye:
İster idari olsun, isterse adli olsun, hakimin ve evlendirme meumurunun ortak bir yanları var, yaptıkları ne olursa olsun ikiside devlet adına hareket ediyor ve kanunların kendilerine verdiği bir yetkiyi kullanıyor. Birisi idarenin bir elemanı olarak diğeri yargının bir elemanı olarak. Hakimin reddi müessesi olmasa bile, eğer bir hakim kendi işinde aynı zamanda hem yargı organının objesi hemde sübjesi, yani hem karar veren hemde karardan etkilenen olursa, durum hepimizin acaibine gider. Aynı şey bence evlendirme memurunda var, bir taraftan nikah kıyan, diğer taraftan nikahı kıyılan olursa, bir kişide iki sıfat birleşmiş olur. Nasıl yapacak bu memur,
- önce masanın arkasında ve soracak “bu kişi ile, evlenmek istiyormusun”,
- masanın önüne geçti “evet”,
- masanın arkasına geçti ve soruyor "
"bu kişi ile, pardon benimle, evlenmek istiyormusun
- diğeri “evet”,
- masanın arkasında ve koltuğunda oturuyor “kanunların bana verdiği yetkiye dayanarak sizi karı koca ilan ettim, hadi öpün birbirinizi”.
- 142. maddenin aradığı şartlar yerine getirildi
- Şimdi masanın arkasında kalıp devlet memuru olarakmı karısını/kocasını öpsün, yoksa sivilleşip önemi geçsin. Birisinde biraz resmilik ve saygı unsuru var diğerinde samimiyet.

Evet evlenme memurunun yaptığı idari bir işlemdir, fakat bu işlem hiç bir zaman evlenme dairesine gelipte, ben evlenmek istiyorum, hadi nikahımı kıl diyen kimsenin nikahını kıymak ve bunu kayıtlara geçirmek değildir. Evlenme memuru herşeyden önce evliliğin kaydı işin gereken hukuki şartların yerine getirilip getirilmediğini inceleyip ona göre kaydı yapmak veya isteği geri çevirmek zorundadır.

Kısacası dilekçe sahibi ile o dilekçeyi devlet adına inceleyip bir karara bağlamsı gereken kişinin aynı olması bir yerde hakimle boşanan kimsenin aynı olması anlamına gelir. Yaptıkları işlem ister idari ister adli olsun. Yaptığımız tartışma belkide bir yerde sadece akademik bir tartışma. Ama devlet adına karar verenle bu karardan yararlananın aynı kişi olması vatandaşın devlet düzenine olan saygısını ve güvenini azaltır.

Marangoz keserinin talaşları her zaman sahibine doğru yonttuğunu bilen kanun koyucunun ve mahkemelerin böyle bir durumu benimsiyeceklerini zannetmiyorum. Özellikle 142 madde hükmünün bu konudaki açıklığı göz önünde bulundurulursa. 142 madde hükmü bence şu bakımdan açık, çünkü evlenme memurunun sorusu, evlenenlerin dışında ki üçüncü bir kimsenin yanı bir devlet memurunun devlet adına yapılan beyanları değerlendirip kaydetmesini öngörüyor.

Alman kanununda bu konuda bir açıklık varmı diye araştrıdım, hiç bir şey bulamadım. Alman kanunun başka bir özelliği var; son birkaç senedir nikahlarda şahit bulundurma mecburiyeti yok. Diğer hükümler neredeyse bizim medeni kanunla aynı. Bu da şu anlama geliyor, eğer evlendirme memuru kendi nikahını kıyabilecek olsa nikahta sadece memur ve evleneceği kimse bulunur, bu da suistimallere açık. Birde bakarsınız adam evinde evlenmiş, pardon kadında olabilir, nasıl olsa şahide gerek yok üçüncü bir kişinin hazır bulunmasına gerek yok.


Saygılarımla
Old 05-03-2004, 08:58   #11
aytenagirdemir

 
Varsayılan

Merhaba,

Evlendirme memuru kendi nikahını kıyarsa, onunla evlenecek kişinin özgür iradesini açıklayıp açıklamadığını kim değerlendirecek?
Madde 142-
Evlendirme memuru, evleneceklerden her birine birbiriyle evlenmek isteyip istemediklerini sorar.

Burada tarafların özgür iradelerinin açıklanıp açıklanmadığının değerlendirilmesi 3. şahıs olması gereken evlendirme memuru tarafından yapılır.

Bence evlendirme memuru kendi nikahını kıyamaz.
Saygılar
Old 05-03-2004, 15:21   #12
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım,

Alıntı:
Evlendirme memuru ''memurdur'' yargı mercii değildir. Evlenme şartlarının bulunmadığı konusunda verdiği karar, teknik anlamda karar değildir. İdari bir işlemdir ve bu ''karar'' aleyhine mahkemeye başvurulduğunda idari işlemin ''yargı denetimi'' mahkemece yapılır


Alıntı:
Evet evlenme memurunun yaptığı idari bir işlemdir


Bu görüşlere katılamayacağım.Şöyle ki, Türk-İsviçre ve Alman hukuklarında evlenmenin bir özel hukuk sözleşmesi niteliğinde olduğu görüşü bugün yerleşmiş bulunmaktadır. Bu nedenle evlendirme memurunun evlenme merasimine katılmasından, yaptığı işlemin idari nitelik taşıdığı sonucu çıkarılamaz. Bir akdin idari sayılabilmesinin temel koşulu, akdin tarafının idare olmasıdır (Sıddık Samir Onar, İdare Hukukunun Umumi Esasları, İstanbul-1966, 3. Bası, Sayfa: 1599)

Aynı şekilde evlenmeyi, idari tasarruf olarak nitelendirmek de mümkün değildir. Çünkü idari tasarruflar, tek taraflı işlemler olup idarenin kamu gücüne dayanarak kendiliğinden icra yeteneğini haiz olmak ve üçüncü kişilere etkili sonuçlar doğurmak üzere gerçekleştirilen irade açıklamalarıdır. Evlenme işleminin tam bir özel hukuk sözleşmesidir.Zaten evlendirme memurunun evlendirmeyi red kararına karşı MK 138 de" Evleneceklerden her biri evlendirme memurunun ret kararına karşı mahkemeye başvurabilir. demektedir .Buradaki mahkeme ibaresi idari yargıyı değil Asliye hukuk Mahkemesini kastetmektedir.

Not:Bazı bölümler E. 1985 / 4 K. 1985 / 9 T. 13.12.1985 İBK dan alınmıştır.

Saygı ve sevgi dileklerimle
Old 05-03-2004, 19:29   #13
Gemici

 
Varsayılan

Sayın Jus,

Bir açığınızı yakaladım diye düşünmüştüm. Yanılmışım.
Şöyleki, benim görüşüme göre evlenme akdi iki kısımdan oluşuyordu, birincisi evlenmek istiyenlerin bir evlilik sözleşmesi yapmaları. Bu sadece özel bir hukuk sözleşmesidir; ikincisi evlenme memurunun bu sözleşmeyi teyit etmesi. Buda idari bir işlemdir.

Yazdıklarınızın sonucunda olayı bir daha gözden geçirdim ve evlenmenin “...bir özel hukuk sözleşmesi niteliğinde olduğu..." görüşünüze hak veriyorum ve son mesajımda belirttiğim bu konudaki iddialarımı geri alıyorum.

Alman Medeni Kanunun “Palandt” isimli Şerhinden aldığım bilgilere göre, “evlilik akdi evlenmek istiyen değişik cinsiyetten iki kişinin evlenme memuru önünde, gerçekleştirdikleri bir sözleşmedir. Evlenmek istiyen iki kişi şahsen ve aynı anda evlenme memurunun önünde bulunmak zorundadırlar. Evlenme özel bir şekle bağlı bir aile hukuku sözleşmesidir. Evlilik devlet adına yapılan idari veya adli bir tasarruf neticesinde değil tarafların iradesi ile gerçekleştirilen bir sözleşmedir. Evlenme memurunun çiftlerin bu andan itibaren evli olduklarını bildirmesi ve bunu aile defterine işlemesi sadece bir beyandan/deklarasyondan ibarettir”.

Alman Medeni Kanunun 1310. Maddesine göre, kanunun aradığı evlilik şartları yerine getirilimişse, evlenme memuru evlenme sözleşmesinin oluşmasında yardımını esirgeyemez.

Saygılarımla
Old 05-03-2004, 23:11   #14
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Jus,

Her zamanki atletik yapınızla ''jimnastikte'' yine öndesiniz. Kutlarım.

Evlilik sözleşmesinin bir özel hukuk sözleşmesi olduğunda hepimiz hemfikiriz. Ancak, ben hala, evlendirme memurunun yaptığı izin verme, ilan ve kayıt işlemlerinin idari nitelikte olduğunu düşünüyorum . En azından, memurun yargı alanında olmadığı açıktır. Bu nedenle evlendirme memuru hakimlere benzetilemez kanısındayım.

Evlendirme memuru belediye başkanı veya muhtardır. Bunlar mahalli idarenin unsurlarıdır. Mahalli idareler İçişleri Bakanlığının vesayeti ve denetimi altındadır. İçişleri Bakanlığı da idarenin ta kendisidir.

İşlemler ''Evlendirme Dairesi'' nde yapılır. Daireler idarelerin çalışma yerleridir. Dairelerde 'Memurlar'' çalışır.

Teoride söylenenler ''evlilik sözleşmesi '' hakkındadır. Evlendirme memurunun sözleşmeye katılması ile sözleşmenin özel hukuk niteliğine zeval gelmeyeceği hakkındadır. Yoksa hiçbir teorisyen beni '''evlendirme memurunun idarenin dışında biri'' olduğuna inandıramaz. Sözleşmeye katkısı ''yardım'' olarak nitelendirilse de izin, ilan ve kayıtların tutulması apaçık idari görevlerinden kaynaklanan işlemlerdir. Hiç bir memur bunları ''hayır işlemek'' adına yapmamaktadır. ''Yardımcı olmak'' sözcüğü bana zorlama gibi gelmektedir.

''Aile toplumun temelidir '' Bu cümle eskiden anayasa hükmüydü.
Bu nedenle idare ''kimin kiminle evli olduğunu'' bilmek ister. Hatta ''kimin kiminle evleneceğine izin vermek'' de ister. Evlenme yasakları koyar ve bu yasakları evlendirme memurlarına uygulatır. Evliliğe izin vermek, ilan etmek ve kayıtlarını tutmak işlemlerini yapmak üzere mahalli idarelerin unsurları olan belediye başkanları veya muhtarlar ''memur'' edilmiş, ''evlendirme daireleri'' kurulmuştur. Pratikte olan budur.

Evlilik sözleşmesi elbette bir idari işlem değildir. Elbette bir idari tasarruf değildir. Ama evlendirme memurunun evlendirme dairesinde yaptıkları da idarenin ''ben yapmıyorum'' diye inkar edeceği şeyler değildir.

Evlilik bir özel hukuk sözleşmesi olduğu içindir ki Medeni Kanuna göre izin verilmesi hakkındaki memurun kararına itiraz asliye hukuk mahkemesine yapılmaktadır. Özel hukuk sözleşmesi yapmak için idari yargıya gidilmeyeceği için asliye hukuk mahkemesine gidilir.

Burada memurun idari görevi, özel hukuk sözleşmesinin arkasına gizlenmiştir. Gizlenmiş olması bizim onu görmemize engel olmamalıdır.

İdare ''VAR''dır, evlendirir ve evlendirme memurları idarenin uzantısıdır.

Saygılarımla

Bir Dost
 


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
aciz vesikası şartları tamtesebbus34 Meslektaşların Soruları 14 07-02-2015 12:52
A.Ş'te Yönetim Kurulu Seçilme Şartları MGDurbin Meslektaşların Soruları 2 20-11-2008 16:17
Evliliğin iptali davasının şartları nelerdir? askeri hakim Meslektaşların Soruları 2 14-10-2006 22:48
senette şekil şartları nelerdir? mkaraca Meslektaşların Soruları 2 10-10-2006 08:29
Nafakanın Azaltılması/kaldırılması Şartları.. omertcan Hukuk Soruları Arşivi 2 16-02-2004 22:53


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05594897 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.