Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Hizmet Tesbiti Davasından Feragat

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 09-05-2003, 18:15   #1
Av.Kamil Altan

 
Varsayılan Hizmet Tesbiti Davasından Feragat

Arkadaşlar,
Hizmet tesbiti davalarından feragat mümkün müdür?
Lütfen 10 Hukuk dairesinin kararı var ise gönderin.
Bu konuda 10.Hukuk dairesinin feragat mümkün değildir
diye kararları var.1985,1990 ve 1992 tarihli .acaba bundan
sonra daire karar değiştirdi mi?
Old 09-05-2003, 19:56   #2
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Av.Kamil Altan,

Hizmet tespiti davaları da birer hukuk davasıdır. Her hukuk davasından feragat edilebilir. Hizmet tespiti davaları için neden tereddüt ettiğinizi anlayamadım.

Davadan vazgeçme: davadan, dava konusu talebi sonra tekrar dava edebilecek biçimde vazgeçmedir. Ve bu nedenle davadan vazgeçme karşı tarafa tebliğ edilmedikçe ve karşı tarafın vazgeçmeye rızası alınmadıkça hüküm doğurmaz.

Feragatta ise, vazgeçilen dava değil, davanın konusu olan taleptir. Feragat edildikten sonra bir daha dava açılamaz. Bu nedenle feragat mahkemeye ulaştığı anda hüküm doğurur. Karşı tarafın rızası aranmaz.

Saygılarımla

Bir Dost
Old 10-05-2003, 10:15   #3
Av.Kamil Altan

 
Varsayılan

Değerli arkadaşlar,
Hizmet tesbiti davaları kamu düzeninden olduğu için Yargıtay
Hizmet tesbiti davalarından feragat edilemeyeceğini,Çünkü çalışanların sigortalı olması yasal bir hak olduğundan
bu davadan feragat edilemeyeceği yargıtay kararlarında belirti
liyor Bunun davadan feragatin bir istisnası olduğu kabul edilmiş.
Bu konuda bir kanun maddesi zaten yok.
Old 10-05-2003, 10:36   #4
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Merhaba,

Hizmet süresi tespit davaları, eda davası değil, eda davalarının öncüsü niteliği taşıyan tespit davasıdır.

Feragat, bir davada davacının netice talebinden sarfınazar etmesidir. Tek taraflıdır.

Her nekadar tespit davası teknik manada bir dava değil ise de; feragatin istisanen bu tür talepler için de mümkün olması gerekir diye düşünüyorum. Zira; tespit isteyen tarafın gerekli harçları yatırmaması, talebini takip etmemesi halinde /haberi varsa karşı tarafın/ harcı ikmal ederek tespiti yaptırmasına engel yoktur.

Kaldı ki, hiç kimse dava açmaya zorlanamayacağı gibi açtığı davayı takibe de mecbur edilemez.

Bu konuda Yargıtay kararına rastlamadım.

Selam ve saygılarımla.
Old 10-05-2003, 13:04   #5
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Av.Kamil Altan,

Haklısınız. Herşeyin bir istisnası var.

Aşağıdaki bilgileri Araş. Gör. Ozgür Öztürk'ün 'hizmet tespit davaları' ile ilgili güzel bir çalışmasından;

www.cmis.org.tr/dergi/3mak981.htm

adresinden naklettim:


''''Sosyal güvenlik hakkının kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olmasının ve sosyal güvenlik hukukunun kamu hukuku içinde yer almasının sonucunda işverenin kabulü ya da davacının feragati tek başına hükme etkili olmaz (HUMK m. 95). Feragat veya kabule rağmen hakim delilleri hep birlikte değerlendirerek bir karara varacaktır. '''

'''Yine aynı nedenle bu davalarda yemin teklif olunamaz (HUMK m.346).''''

Konuyu açarak bir şey daha öğrenmemize fırsat yarattığınız için tesekkur ederiz.

Saygılarımla

Bir Dost
Old 10-05-2003, 13:14   #6
Av.Kamil Altan

 
Varsayılan

Değerli arkadaşlar,
Ben bu siteye ve forum alanına yeni katıldım.Verdiğiniz cevaplar
ve ilginiz için çok teşekkür ediyorum.
Yine bu davadan, feragat de istisna kabul edilerek Hizmet tesbiti
davalarında feragatın davayı bitirmeyeceği Yargıtay 10 Hukuk
Dairesinin 1985/223 esas sayılı kararına dayanmaktadır.Bu karar
da muhalefetli olarak verilmiş ama bana açıkcası mantıksız geliyor
çünkü dava açmak veya davayı bitirmek anayasal bir haktır.Kanun
maddesi yokken buna yargıtay kararı ile istisna getirilmesi ve yorum yapılması açıkça hukuk devleti prensibine aykırıdır.
Old 11-05-2003, 12:52   #7
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Merhaba,

Bence sorun daha çok ''tespit'' talebinin dava niteliği ile ilgilidir.
Old 15-05-2003, 21:45   #8
rüzgar

 
Varsayılan

Öncelikle merhaba,
değerli meslektaşlarım,
'Feragat' karşı tarafın kabulüne bağlı olmaksızın davayı sonuçlandıran bir usulü işlem olmasına karşın bunun da bazı istisnaları var.Örneğin ortaklığın giderilmesi davası davalınında menfaatine olabileceği için bu davada feragat davalının kabulüne bağlıdır. Hizmetin tespiti davası da salt feragat nedeniyle reddedilemez zira sosyal güvenlik hakkı Anayasamızda da düzenlenmiş olan KİŞİNİN temel sosyal haklarındandır.506 sayılı SSK yasasının 6/3 maddesi 'sigortalı olma hak ve yükümlülüğünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez' hükmü ile bu haktan FERAGATİ yasaklamıştır.vazgeçilemez bir hak olduğu için devri de mümkün değildir.Sosyal güvenlik hakkı kişisel bir hak olmanın yanısıra kamu düzeniyle de ilgili olduğu için sadece tarafların iradesine bağlı kılınmaması yerinde bir düzenlemedir.
Hizmetin tespiti davasında davalının kabulü davanın kabulü için yeterli olmadığı gibi davacının feragatide davanın reddi için yeterli değildir.
Bildiğim kadarı ile yargıtay 21. HD nin de bu yönde kararları mevcuttur.
NOT:506 sayılı yasaya göre vazgeçilemez bir hak olduğu kabul edilen sosyal güvenlik hakkının aynı yasada 5 yıllık hakdüşümü süresine tabi kılınması bir garabettir.
saygılarımla
Old 30-05-2003, 18:15   #9
Av.Kamil Altan

 
Varsayılan

Değerli arkadaşlar,
son noktayı koyuyorum.Gerçi hukukta hiçbir zaman son nokta
yoktur ama.
506 sayılı kanun.md.6 uygulamasında sosyal güvenliğe ilişkin
haklar vazgeçilemeyen ve başkasına devredilemeyen haklardandır.
(bu haklar 506 sayılı yasanın 6.maddesininde belirtildiği üzere vazgeçilemeyen ve devir edilemeyen haklardandır.Mahkemece davanın hukuksal niteliği gözönünde bulundurulmaksızın feragat nedeniyle sonuca gidilmesi ve işin özüne inilmeden davanın
reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Yarg.21.H.D.
2002/2631 E.2002/2762 K.Sayılı kararı.)

Ama açılmış davayı Humk.409 gereğince müracaata bırakmak
mümkün.
Old 30-05-2003, 18:54   #10
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Av. Kamil Altan,

Bu durumda hakimin ya da davanın zorunlu tarafı olan SSK vekili avukatın davaya devam etmesi gerekir mi?

Saygılarımla

Bir Dost
Old 28-07-2005, 20:11   #11
MGDurbin

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım bu çok eski bir konu biliyorum ama ibrada feragat araken buldum belki ilginiz çeker 2004 tarihli

TC YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

Esas No : 2004/21 – 54

Karar No : 2004/54

Tarihi : 11.02.2004

Özü :

KAMU DÜZENİ - HİZMET TESPİTİ - İŞÇİLİK ALACAKLARI - FERAGAT

DAVA :

Taraflar arasındaki “hizmet tespiti ve işçilik alacakları” davasından dolayı yapılan yargılama sonucunda; Uşak İş Mahkemesi’nce davanın feragat nedeniyle reddine dair verilen 27.08.2002 gün ve 2002/394 E, 465 K. sayılı kararın incelenmesi davalı Sosyal Sigortalar Kurumu vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 28.01.2003 gün ve 2002/358 E, 500 K. sayılı ilamı ile; ... Dava hukuksal nitelikçe; çalışılmasına rağmen kuruma bildirilmeyen hizmetlerin tespitine ilişkindir. Bu yönüyle dava konusunun doğrudan 506 sayılı Yasa’da öngörülen sigortalılık hak ve yükümlülüklerini etkileyeceği ortadadır. Bu haklar ise, 506 sayılı Yasa’nın 6. maddesinde belirtildiği üzere vazgeçilemeyen ve devir edilemeyen haklardandır. Mahkemece davanın hukuksal niteliği gözönünde bulundurulmaksızın feragat nedeniyle işin özüne inilmeden davanın reddine dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır... gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonucunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz Eden : Davalı Sosyal Sigortalar Kurumu vekili.

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR :

Dava, sigortalı hizmet süresinin tespiti ve işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.

Davacı, davalı işyerinde 17.07.1993 – 22.07.2002 tarihleri arasında devamlı çalıştığı halde kuruma noksan bildirildiğini beyanla, belirtilen tarihler arasında devamlı çalıştığının tespiti ile kıdem tazminatı ve fazla çalışma ücretinin tahsili için işveren ile Sosyal Sigortalar Kurumu aleyhine dava açmış, 27.08.2002 tarihli dilekçe ile davasından kayıtsız şartsız feragat ettiğini bildirmiş, mahkemenin feragat nedeniyle davanın reddine karar verdiği karar davalılardan kurum vekilinin temyizi üzerine yukarıda belirtilen nedenle bozulmuş, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Uyuşmazlık, hizmet tespiti davasından feragat edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.

Davaya son veren taraf işlemlerinden biri olan feragat, davanın taraflarından birinin (davacının) netice-i talebinden vazgeçmesidir. (HUMK. 91). Hiç kimse kendi lehine olan bir davayı açmaya zorlanamayacağı gibi (HUMK. 79), davacı da açmış olduğu bir davayı sonuna kadar takip etmeye zorlanamaz. Usul hukukumuzda kural olarak hüküm kesinleşinceye kadar her davadan feragat edilebilir. Ancak bazı istisna hallerinde feragat davayı sona erdirmez. Hakim, feragate rağmen davaya devam etmekle yükümlüdür.

Bu istisnalardan biri de sigortalılık süresinin tespiti için açılan hizmet tespiti davalarıdır. ( Kuru Baki, İst. 2001, C: IV sh. 3654 )

Bilindiği gibi feragat yalnız mevcut davadan değil, o dava ile istenen haktan da vazgeçme anlamına gelir. Davadan feragat neticesinde feragate konu teşkil eden hak tamamen düşer ve artık bir daha dava konusu yapılamaz ( Prof. Dr. İ. E. Postacıoğlu, Medeni Usul Hukuku Dersleri İstanbul 1975 Altıncı bası, sh. 479 )

1982 Anayasası’nın 12. maddesine göre “Herkes kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilemez, temel hak ve hürriyetlere sahiptir”. 60. maddede ise “Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir” hükmüne yer verilmiştir. Bu iki hüküm birlikte değerlendirilecek olursa sosyal güvenlik hakkının kişiye sıkı sıkıya bağlı dokunulmaz ve feragat edilemez bir hak olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.

506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 6. maddesinde de bu ilke aynen benimsenerek, çalışanların işe alınmalarıyla kendiliğinden sigortalı olduğu, bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği, sözleşmelere sosyal yandım ve yükümlerini azaltmak veya başkasına devretmek yolunda hükümler konulmayacağı belirtilmiştir. Bu haliyle sigortalı olmak, kişi bakımından sadece bir hak olmayıp aynı zamanda bir yükümlülüktür. ( M. Çenberci Sosyal Sigortalar Kanunu Şerhi, 1985, sh. 90 ) .

Bu nedenle, sigortalılık hakkından feragat edilemez. Kamu düzenini ilgilendiren bu tür tespit davalarında hakimin feragat nedeniyle davayı reddetmeyip özel bir duyarlılık göstererek delilleri toplaması ve sonuca göre karar vermesi gerekir. Zira, sigortalı hizmet tespiti davasının açılması ile Sosyal Sigortalar Kurumu bir çalışma ilişkisinden haberdar olacak gerektiğinde müfettiş incelemesi yaparak re’sen prim tahakkuk ettirip, tahsil edecektir. Görüldüğü gibi hizmet tespiti davaları kurumun hak alanını da doğrudan ilgilendirmektedir.

Öte yandan, hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Bu nedenle, bu davadan feragat eden davacı sadece açtığı davadan değil, “sigortalı olduğunun tespitinden” yani “sosyal güvenlik hakkından” vazgeçmektedir.

(Barış Duman, Ankara 2002, 506 sayılı SSK. Göre Hizmetlerin Tespiti, Yüksek Lisans Tezi, sh. 108) .

Somut olayda davacı, işçilik alacakları talebinden vazgeçtiği gibi hizmet tespiti davasından da feragat ettiğini bildirmiştir. Dosyaya sunulan ibraname sigortalı olmak hak ve yükümlüklerinden kaçınmak ve vazgeçmek amacıyla düzenlenmiş olup davadan da feragat edildiği açıkça anlaşılmaktadır.

Oysa bu nitelikteki bir feragat uluslararası hukuk belgelerinde ve Anayasa’da yer alan ilkeler ile Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 6. maddesinin emredici hükmüne ters düşmektedir. (10. HD. 01.02.1985, 85/223 E. 418 K. , 10. HD. 01.06.1992 tarih, 92/301 E. 61, 64 K.) .

O halde mahkemece, davanın yukarıda belirtilen bu hukuksal niteliği gözönünde bulundurulup, işin esasına girilip sonucuna göre karar vermek gerekirken feragat nedeniyle tespit davasının reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davalı Kurum vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK. nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 11.02.2004 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Bozma kararı hizmet tespiti ile ilgili dava yönünden doğrudur. ( 506 s. K.. md. 6/3 ).

Ancak davacı bu istek yanında kıdem tazminatı ve fazla çalışma ücreti de talep etmiş, davalı Kurum vekili, hizmet tespiti davalarının kamu düzenine ilişkin oluşu yanında, feragat nedeniyle yargılama giderlerine hükmolunması gerektiği yönünden de temyiz etmiştir.

Bozma ilamında, hüküm sadece hizmet sürelerinin tespiti yönünden bozulmuş, yargılama giderleri yönünden açıklama yapılmıştır.

Direnme kararı ise, yargılama giderlerine hükmolunmaması gerekçesini de içermektedir.

Direnme kararı kurum vekili tarafından yargılama giderleri yönünden de temyiz edilmiştir.

Hüküm yargılama giderleri yönünden de kurum yararına alacak hakları ile ilgili bozulması gerektiği görüşü ile değerli çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
Old 29-07-2005, 11:41   #12
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

_ T.C.
__ YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ

Esas : 2003/358
Karar: 2003/500
Tarih: 28.1.2003 _

HİZMET TESPİTİ DAVALARINDA FERAGAT NEDENİYLE DAVANIN REDDİNE KARAR VERİLEMEZ

506.SSK/ 6/79 – 1086.HUMK/91/95

ÖZET: DAVA, HİZMET TESPİTİ TALEBİNE İLİŞKİNDİR. SİGORTALILIK, TEMEL SOSYALHAKLARDAN OLAN SOSYAL GÜVENLİĞE İLİŞKİNDİR. BU HAKLAR İSE VAZGEÇİLEMEYEN VE
DEVREDİLEMEYEN HAKLARDANDIR. DAVANIN HUKUKSAL NİTELİĞİ DİKKATE ALINMADANFERAGAT NEDENİYLE DAVANIN REDDİNE KARAR VERİLMESİ USUL VE YASAYA AYKIRIDIR.

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 17.7.1993-22.7.2002 tarihleri
arasında geçen çalışmalarının tesbitine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin feragat nedeniyle reddine karar
vermiştir.

Hükmün, davalılardan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz
isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hâkimi tarafından
düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü
ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

Karar

Dava hukuksal nitelikçe; çalışılmasına rağmen kuruma bildirilmeyen hizmetlerin
tesbitine ilişkindir. Bu yönüyle dava konusunun doğrudan 506 Sayılı Yasada
öngörülen sigortalılık hak ve yükümlülüklerini etkileyeceği ortadadır. Sözü
edilen sosyal sigortalılık, kişinin Anayasa'da ifadesini bulan temel sosyal
haklardan sosyal güvenliğine ilişkindir. Bu haklar ise 506 Sayılı Yasanın 6.
maddesinde belirtildiği üzere vazgeçilemeyen ve devir edilemeyen haklardandır.
Mahkemece davanın hukuksal niteliği göz önünde bulundurulmaksızın feragat
nedeniyle sonuca gidilmesi ve işin özüne inilmeden davanın reddine karar
verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve
hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozmanın niteliğine
göre sair yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına 28.1.2003 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
Old 14-10-2008, 15:25   #13
avukat2007

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşlarım,
konu ile ilgili bir husus kafama takıldı ve kaynaklarda da ilgili hususu bulamadım.Davadan vazgeçme halinde karçı tarafın vekalet ücreti feragattaki gibi delil tespitinden önce 2/3 ü oranındfa mı kararlaştırılmaktadır.
Saygılarımla
Old 03-11-2009, 16:22   #14
Av. Aylin Kaya

 
Varsayılan

Müvekkilim açmış olduğu hizmet tespit davasından para karşılığında vazgeçmişti dava dosyasına feragat dilekçesi koymuştu, o dönem bizde ücretimizi alıp davadan çekilmiştik.Şimdi yeniden açmak istiyor.Yeniden aynı davayı açarsak Müvekkilimin aleyhine bi durum olur mu veya avukat aleyhine bi durum olur mu?
Old 31-03-2017, 15:52   #15
neziha

 
Mutsuz yardımlarınızı bekliyorum:)

sevgili meslektaşlarım, aylin hanımın 2009 yılında yazdığı problemle karşı karşıyayım. Hizmet tespiti davası ile ilgili sorunumuz doğdu. Öncelikle işveren hizmet tespiti davası açacağımızı ihtarname ile bildirdik ve ihtarname sonucunda uzlaşmak istendi fakat tekrar dava açmayacağımızı resmiyette netleştiremediğimiz için İşveren hizmet tespiti davasını açın ama feragat edin ya da ispat edememiş durumda davayı kaybedin bende paranızı ödeyim diye öneri ile geldi. Sizler de bu durumu zamanında yaşamış iseniz olayı ne şekilde yürüttünüz acaba bilgilendirebilir misiniz. Bir de güven ilişkisi sıkıntılı olduğundan onlar dava red olsun biz parayı ödeyelim dedi ama red olup parayı alamama ihtimalimiz de var. Bu konuda öneriniz olursa cevabınızı bekliyorum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hizmet Satın Almak - Hizmet Satmak Av. Hulusi Metin Meslektaşların Soruları 6 03-08-2012 13:31
Analığın Tesbiti stabilo Meslektaşların Soruları 15 04-11-2011 14:14
15 işkence davasından 2'si mahkumiyetle sonuçlandı PINAR YILMAZ Hukuk Haberleri 0 04-09-2006 20:50
Stajyerler Bakımından Hizmet Tesbiti Av.Teoman Meslektaşların Soruları 2 07-03-2005 15:28
Kira Artış Oranı Tesbiti Mehmet ERDEMLİ Hukuk Soruları Arşivi 1 04-03-2002 21:40


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07051396 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.